Haberler

Yeterince tanınmayan ülkeler! Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia)

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Adını duyduğunuz ama haritada yerini gösteremeyeceğiniz bazı ülkeler var ki özellikleri ile şaşırtıyor. Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia) gibi çok tanınmayan, sadece ismini ve temel özelliklerinizi bildiğiniz ülkelerin farklı özellikleri var. İşte Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia) özellikleri.

Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia) gibi adını duyduğunuz ama hakkında fazla bilgi sahibi olmadığınız ülkeleri yakındna tanıdığınızda şaşıracaksınız. Çünkü Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia), karakteristik özellikleri, kültürü, coğrafyası ve tarihi ile farklı özellikler barındırıyor. İşte Sudan, Sri Lanka, , Peru, , Gürcistan (Gerogia) hakkında merak edilenler ve cevapları…

SUDAN

ya da resmî adıyla Sudan Cumhuriyeti Afrika'nın en geniş 3. ülkesi. Başkenti Hartum'dur. Bir Doğu Afrika ülkesi olan Sudan kuzeyden Mısır, kuzeydoğudan Kızıldeniz, doğudan Etiyopya ve Eritre, güneyden Güney Sudan, batıdan Orta Cumhuriyeti ve Çad, kuzeybatıdan da Libya'yla çevrilidir. Nil, Sudan'ı Batı ve Doğu Sudan olmak üzere ikiye ayırır. Hartum'un Rafediye bölgesi yakınlarında Beyaz Nehir ile Mavi nehir birleşir. Sudan'ın ortasından, dış ilişkilerinde kültürel, toplumsal ve ekonomik olarak büyük rol oynayan Nil Vadisi geçer.

Yeterince tanınmayan ülkeler! Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia)Sudan

İnsanların Sudan'da yaşamaya başlaması milattan önce 5000 yılına kadar uzanır. 1,886,068 km2'lik yüzölçümü ile dünyanın en büyük 16. ülkesidir. Ülkenin, 2011 yılında Sudan ve Güney Sudan olarak ikiye ayrılmasından sonra yüzölçümü bakımından Afrika'nın en büyük ülkesi olma özelliğini Cezayir'e kaptırmıştır. Nüfus bakımından 30.9 milyonluk nüfusuyla dünyada 40. sıradadır. Ayrıca başkenti ile en büyük şehrinin birbirine en yakın olduğu ülkedir. (Hartum (başkent) - Omdurman (en büyük şehir) arası uzaklık: 150 metre). Bunun nedeni iki şehri ayıran engelin Nil Nehri olmasıdır.

SUDAN DİLLER

Resmî dil ve eğitim dili İngilizce ve Arapçadır. Halkın çoğunluğu Arapça bilmekle birlikte, çoğunluğun ana dili Arapça değildir, Nübyece, Beja, Fur, Nuban, Ingessana gibi diller konuşulur.

SUDAN RESMİ DİN

Resmi din İslam'dır. Halkın % 90'i Müslüman,geriye kalan kısım ise animizm ve Kıpti ve Ortodoks Hıristiyan mezhebine mensuptur. Müslümanların çoğunluğu Sünni ve Sünnilerin bir kısmı Şafii ve öbür kısmı da Maliki'dir.

SUDAN TARİHİ

Tarihi kaynaklarda Sudan denirken kastedilen alan bugünkü Sudan'ın topraklarından çok geniş bir alandır. Araplar Afrika'ya girdikten sonra siyahilerin yaşadığı ve Kızıldeniz kıyılarından başlayarak Batı Afrika'ya kadar uzanan geniş bir alana Biladu's-Sudan (Siyahlar Ülkesi) adini vermişlerdi. Daha sonra "Bilad" kelimesi atılarak bu bölgeye sadece Sudan denmiştir. Bugünkü Sudan ise, Doğu Sudan denirken kastedilen bölgedir.

Mısır'ın 639'da Amr ibnu'l-As tarafından fethedilmesinden sonra bu ülkeye yerleşen Müslümanlar kısa süre sonra ticaret için Sudan pazarlarına gitmeye başladılar. Sudanlılar da İslam'ı ilk olarak bu tüccarlar sayesinde tanıdılar. Sudanlılardan bazıları İslam'ı tanıdıktan sonra kısa süre içinde bu dine ısındılar ve daha önce Sudan'a girmiş olan Hıristiyanlığın etkisi zayıflamaya başladı. Mısır'a yerleşen Müslümanlar 7. yüzyılın ortalarından itibaren Sudan'ı ele geçirmek için birtakım askeri hareketler gerçekleştirdiler. Bu fetih hareketleri uzun süre devam etti. 1172'de Selahaddin Eyyubi'nin kardeşi Turan Şah, 1260'ta da Baybars bugünkü Sudan topraklarına birer sefer düzenlediler. Bu seferlerden sonra buralarda İslam daha da güçlenmeye başladı. 1517'de Osmanlı Devleti'nin Mısır'ı fethetmesi Sudan'da etkisini gösterdi. Ancak aynı dönemde Sudan'da varlığını sürdüren Func Devleti de güneye doğru kayarak varlığını sürdürdü. Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa 1821'de Func Devleti'nin üzerine ordu göndererek Sudan topraklarını ele geçirdi. Ancak Mehmed Ali Paşa, Sudan'da halkı hiç memnun etmeyen bir siyaset güttü. Mehmed Ali Paşa, Sudan'ı fetheden İsmail Paşa'yı görevden alarak yerine kendi oğlunu geçirdi. O da birtakım siyasi hesaplarla Fransız ve İngilizlerle iş birliği yaptı ve bazı eyaletlerin valiliklerine onların adamlarını getirdi. Bu durum Sudan'ın Müslüman halkını rahatsız etti. Muhammed Ahmed el-Mehdi adlı bir zat bazı kişileri etrafına toplayarak 1881'de bir hareket başlattı. Muhammed Ahmed el-Mehdi, etrafında topladığı kuvvete "ensar", hareketine de "ensar hareketi" adını veriyordu. Mehdi'nin hareketi kısa zamanda geniş bir alana yayıldı. Onun hareketini bastırmak için gönderilen ordular yenilgiye uğratıldılar. Ensar hareketi gösterdiği başarılarla hakimiyetine aldığı topraklar üzerinde ayrı bir yönetim kurdu. Mehdi, 22 Ocak 1885'te öldü ve yerine geçen oğlu Abdullah bin Muhammed, Omdurman'da Herbert Kitchner adlı İngiliz generalin komutasındaki Mısır kuvvetlerine yenildi. Daha sonra İngiliz güçler, Mısır'daki yönetimin yanlış uygulamalarını düzeltmeyi amaçladıklarını ileri sürerek 1899'da Sudan'a girdiler. İngilizler ilk iş olarak Muhammed Ahmet Mehdi'nin başlattığı hareketi tümüyle dağıttılar. 1920'lerin başlarındaki isyan hareketleri başta İngiliz yönetimini sarsar gibi olduysa da ilerleyen birkaç yılda bastırıldılar ve Sudan 1 Ocak 1956'da bağımsızlığını elde edinceye kadar İngiliz işgalinde kaldı.

SUDAN COĞRAFYASI

kıtasının kuzeydoğusunda yer alan Sudan, 1.886.068 km² yüzölçümüne sahiptir. Ülke; güneyde Güney Sudan, güneybatıda Orta Afrika Cumhuriyeti, batıda Çad, kuzeybatıda Libya, kuzeyde Mısır, güneydoğuda Etiyopya, doğuda Eritre ile komşudur. Ayrıca doğusundaki Kızıldeniz ile 853 km sahil şeridi bulunmaktadır. Düz bir coğrafyaya sahip ülkenin güneyi, güneydoğusu ve batısı dağlarla çevrili iken kuzeyi ise çöllerle kaplı bulunmaktadır. Ülkenin yaklaşık % 24'ü çöllerden oluşmaktadır.

Beyaz Nil, Mavi Nil ve Atbarah gibi akarsular Sudan içerisinde birleşerek Nil nehrini oluşturmaktadır. Başkent Hartum'da Beyaz Nil ve Mavi Nil'in birleşiminde kurulmuştur.

SRİ LANKA

Sri Lanka, resmî adıyla Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti Güney Asya'da, Hindistan'ın 31 kilometre güneyinde ve Hint Okyanusu'nda bulunan bir ada ülkesidir. 1972 yılından önce Seylan olarak bilinirdi. Hint Okyanusu'nun İncisi olarak da adlandırılan ülkede yaklaşık 21 milyon kişi yaşamaktadır.

Hükümet güçleri ve Tamil Eelam Özgürlük Kaplanları (diğer adıyla Tamil Kaplanları) arasında gerçekleşen iç savaş 1983 yılından beri sürmektedeydi. Tamil Kaplanları, adanın kuzeyinde ve doğusunda Tamil Eelam adında bağımsız bir devlet kurmak için mücadelesi 2009 yılında hükümet güçlerinin zaferiyle sonuçlanmıştır.

Yeterince tanınmayan ülkeler! Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia)Sri Lanka

SRİ LANKA COĞRAFYASI

Toplam 1,340 kilometrelik sahil şeridine sahiptir. Aralık ve Mart ayları arasında tropikal ve kuzeydoğu muson yağmurlarının etkisi altında kalan iklimi, Haziran ve Ekim ayları arasında da güneybatı muson yağmurlarının etkisi altında kalmaktadır. 2,524 metre yüksekliğinde olan Pidurutalagala dağı ülkenin en yüksek zirvesidir. Doğal kaynakları arasında kireç taşı, grafit, mineral kumlar, cevherler, fosfatlar, kil ve hidro enerji yer alır. Ülkede gerçekleşen doğal afetlerden başta gelenleri kasırga ve hortumlardır.

Ormansızlaştırma, erozyon, kaçak avcılık ve kentleşmenin etkisiyle tehlike altında olan yabani hayvanlar, madencilik ve artan çevre kirliliğiyle sahillerin bozulması, sanayi atıkları ve pis su akıntılarıyla kirlenen tatlısu kaynakları, artıkların yok edilmesi ve Kolombo'da hava kirliliği ülkenin çevre sorunlarını oluşturan unsurlar arasında yer alır.

Lanka, çay tarımında önde gelen bir ülkedir.

SRİ LANKA TARİHİ

Müslümanlara ait ilk coğrafya eserlerinde Serendîb adıyla anılan ve XIII. yüzyıldan itibaren Seylan olarak tanınan adada halkın çoğunluğunu oluşturan Kuzey Hindistan kökenli Hint-Ârî Sinhalîler milâttan önce V. yüzyılda, Güney Hindistan kökenli Dravidî Tamiller ise milâttan önce III. yüzyılda buraya gelip yerleşmişler, mağaralarda oturan ve ağaç yapraklarıyla örtünen yerli Veddalar da uzun süre varlıklarını devam ettirmişlerdir. Ada üzerinde Hint etkisi hâkim ise de zamanla dil, din ve kültür açısından farklı bir kimlik ortaya çıkmıştır.

İlk iskân izlerinin prehistorik dönemlere kadar gittiği Sri Lanka'nın esas tarihi, kuzeydeki Anuradhapura'da Sinhalî Kralı Tissa'nın (m.ö. 250-210) güçlü bir devlet kurup Budizm'i yaymasıyla başlar. Bu krallık X. yüzyılın sonlarında Güney Hindistan'da hüküm süren Chola Hindu Tamil Krallığı tarafından yıkıldıysa da Sinhalî prenslerinden Vijayabahu 1070'te adayı tekrar ele geçirerek Sinhalî Devleti'ni ihya etti ve Polonnaruva'yı merkez yaptı. En güçlü ve müreffeh günlerini I. Parakramabahu döneminde (1153-1186) yaşayan Sinhalîler, XIII. yüzyılda Güney Hindistan'dan gelen yeni Tamil göçleri neticesinde giderek eski güçlerini kaybetti ve adanın kuzeyindeki Jaffna yarımadasında kurulan Hindu Tamil Krallığı ile bütün Ortaçağ boyunca mücadele etti. Bu arada iç kesimlerde ortaya çıkan Budist Sinhalî Kandy Krallığı da ayrı bir siyasî birim olarak hayatını sürdürdü.

Sri Lanka, Batı Asya ile Çin ve Uzakdoğu arasındaki deniz yolları üzerinde yer alması ve Hint alt kıtasına yakınlığı sebebiyle daima uluslararası ticaretin bir parçası oldu. I. yüzyılda Plinius, Roma İmparatoru Claudius'a buradan bir elçi geldiğini kaydederken V. yüzyılın başlarında bir süre Anuradhapura'da kalan Çinli seyyah Fahsien de seyahat notlarında bu şehrin yüksek sosyoekonomik refahını anlatır. Kuzeybatı sahilindeki Mahatitta Limanı ilk İslâmî devirlerden itibaren ve Fars asıllı tâcirlerin sık sık uğradığı bir ticaret merkeziydi. Uluslararası ticaret ve onun yanı sıra adanın dış ticareti de zamanla müslümanların denetimine girdi.

1505 yılında adaya gelen Portekizliler, Sinhalî ve Tamil mukavemetlerini kırarak yüzyılın sonuna doğru sahil bölgelerinin kontrolünü ve ihracatın tekelini ele geçirdiler. Ancak 1656'da yönetimi devralan Hollandalılar 1660 yılında Kandy Krallığı'nın da yardımıyla onları adadan atarak yerlerini aldılar. Böylece sömürgeciliğin el değiştirmesiyle hayatın daha da zorlaştığı adada Kandy Krallığı ekonomik açıdan geriye giderken paraya dayalı faaliyetler azalıp yerine tarım hâkim olmaya başladı. 1795'te adada ticarî bir üs elde eden İngilizler 1802'de Hollanda topraklarını devraldılar. 1815'te de Kandy Krallığı'nın merkezini ele geçirip Sri Lanka'yı bir İngiliz kolonisi yaptılar; iki yıl sonra da büyük Kandy ayaklanmasını bastırarak yönetimlerini güçlendirdiler. Portekiz ve Hollanda dönemlerinde en önemli ihraç ürünü tarçın iken İngiliz yönetiminde kahve, çay, kauçuk ve hindistan cevizi üretimi ilk sırayı aldı. Kahve ve çay plantasyonlarında çalıştırılmak üzere Güney Hindistan'dan adaya çoğu Tamil kökenli kalabalık göçmen işçi grupları getirildi. Avrupalı devletlerle birlikte Hıristiyanlık da adaya geldi ve özellikle Portekiz yönetimi sırasındaki yoğun çabalar neticesinde Katolik kilisesi öne geçti.

Sömürge yönetiminin ekonomik ve siyasî olumsuzluklarına karşı ilk millî hareket XX. yüzyılın başlarında esas itibariyle Budizm'in etkisi altında Sinhalîler arasında gelişti. Giderek artan baskılar üzerine 1931'de seçim yapıldı ve yeni bir anayasa hazırlanarak İngiliz sömürge imparatorluğu içerisinde ilk defa Sri Lanka'ya özerklik tanındı. 1944'te ülkeye savunma ve dış işleri İngilizler'in denetiminde kalmak şartıyla daha geniş bir özerklik ve 4 Şubat 1948 tarihinde Seylan (Ceylon) adıyla İngiliz Milletler Topluluğu çerçevesinde bağımsızlık verildi.

MAURİTİUS

ya da resmî adıyla Mauritius Cumhuriyeti, Afrika kıtasına bağlı bir ada ülke konumunda olup, Madagaskar'ın doğusunda Hint Okyanusu'nun güneybatı kısmında yer almaktadır. Ülkenin başkenti Port Louis'dir.

Adanın varlığı ortaçağ döneminde Araplar tarafından bilindiği tahmin ediliyor olsa da, adaya 16.yy başlarında ilk gelen Avrupalılar olan Portekizli denizciler üzerinde yaşam olmayan adaya ayak basmış, adaya isim olarak adaya geldikleri geminin adı olan Cerne adını vermişlerdir. Bu olaydan daha sonra adaya gelen başka bir Portekizli denizci adayı gördüğü diğer adalar (Réunion ve Rodrigues) ile birlikte Mascarenes olarak adlandırmıştır. 1598 yılında Wybrand van Warwyck önderliğinde Grand Port'ta adaya çıkan Hollandalı denizciler adaya Felemenk Cumhuriyeti adına el koyarak adanın adını Oranj Beyliği prensi Maurice van Oranje şerefine Mauritius olarak isimlendirmişlerdir. 1715 yılında Fransa'nın eline geçen adanın adı Isle de France olarak değiştirilmiş, Napolyon Savaşları neticesinde ada üzerindeki hakimiyetini kaybeden Fransa adanın yönetimini Birleşik Krallık'a devretmek durumunda kalmış, bu devir sonrasında da adanın adı tekrar Mauritius olarak değiştirilmiştir.

Yeterince tanınmayan ülkeler! Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia)Mauritius

MAURİTİS COĞRAFYASI

Ada olması nedeniyle kara komşusu bulunmayan ülkeye deniz sınırı bulunan Madagaskar takribi 870 km kadar doğusunda, Fransa'ya bağlı bulunan Réunion adası 200 km batıda, Seyşeller adası 1.750 km kuzeyde yer alırken, Asya kıtasında bulunan Hindistan ise adanın 4.000 km kuzeydoğusunda yer almaktadır. Mauritius coğrafî olarak Réunion ve Rodrigues ile birlikte Mascarene Adaları'nın bir parçasını oluşturmaktadır. Mauritius adası ülkenin en büyük adası konumunda olup, ülkenin başkenti de bu ada üzerindedir. Rodrigues adası ülkenin ikinci

MAURİTİS NÜFUSU

genelinde son olarak 2011 yılında gerçekleştirilen resmi sayım sonuçlarına göre 1,237,091 nüfus tespit edilmiştir. Bu güncel olarak son resmi sayım konumunda olup, 2018 tahmini sayım sonuçlarına göre adada 1,364,283 kişi yaşamaktadır. Ülke nüfusunun büyük çoğunluğu merkez ada olan ve ülkeye de ismini veren Mauritius adasında yaşamaktadır.

Mauritius genel olarak orta yaş bir nüfusa sahip olup, 2014 tahmini verilerine göre nüfusun sadece %34,42'si 0-24 yaş aralığındadır. Ülkenin %10,17'si 65 yaş ve üzerindedir.[6]

büyük adası olup, Mauritius adasının 600 km doğusunda yer almaktadır. Rodrigues adası ile birlikte yakınında bulunan adacıklar toplamda 109 km² bir alan kaplamaktadır. Bu iki adanın haricinde 3,2 km² alan kaplayan Cardagos-Carajos adaları ile 24 km² bir alana sahip olan Agalega adaları bu ülkeye bağlı diğer adalar konumundadır. Cardagos-Carajos adaları Mauritius adasının 500 km kuzeydoğusunda yer almakta olup, Agalega adaları merkez adanın 1.100 km kuzeyinde yer almaktadır.

Oval şekilde bir görünüşe sahip olan merkez ada, volkanik bir yapıya sahiptir. Güney kıyıları hariç bütün kıyıları sığ kayalıklar ve mercanlarla çevrilidir. Adanın kuzey bölgelerinde ovalar, orta kesimlerde ise yüksekliği 670 m'yi bulan yaylalar gözlemlenebilmektedir. Merkez adanın en yüksek noktasını 828 m ile adanın güneybatısında bulunan ve Black River Sıradağları'nın parçası olan Piton de la Petite Rivière Noire dağı oluşturmaktadır. Ülkenin ikinci büyük adası konumunda olan Rodrigues adası da volkanik bir yapıya sahip olup, ada etrafı neredeyse tamamen lagün ile çevrilidir.

PERU

Peru, ya da resmî adıyla Peru CumhuriyetiGüney Amerika'nın batısında bir ülkedir. Kuzeyde Ekvador ve Kolombiya, doğuda Brezilya, güneydoğuda Bolivya, güneyde Şili ve batıda Büyük Okyanus'la sınırlıdır.

Peru, kuzeyde Ekvador ve Kolombiya, doğuda Brezilya, güneydoğuda Bolivya, güneyde Şili ve batıda Büyük Okyanus ile sınırlı bir coğrafyada yer alır.

Peru tamamen değişik iklim bölgelerine sahiptir.

Yeterince tanınmayan ülkeler! Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia)Peru

Costa (Kıyı) – Ülkenin yaklaşık % 11'i

Sierra (Andlar, Yüksek kesimler) – yaklaşık %15

Selva (Yağmur Ormanı) ve Montaña (Sis Ormanı) – yaklaşık % 64

Costa Humboldt Akıntısı'nın etkisi altında olup, tarımın sadece Andlar'dan gelen nehirler boyunca ve nehir vahalarında mümkün olduğu, geniş ölçüde bir kıyı çölüdür.

Peru'nun güneyinde, Şili sınırında dünyanın en kurak çölü olan Atacama Çölü başlar. Costa'nın güney kısımlarında başkent Lima'ya kadar olan kesimde, yani kıyı şeridinin yaklaşık yarısında, yıl boyunca olan yağmur düşüşü sıradışı ölçüde enderdir.

NEPAL

Nepal ya da resmî adıyla Nepal Federal Demokratik Cumhuriyeti, Güney Asya'da Çin ile Hindistan arasında yer alan bağımsız bir ülkedir. Ülkenin sınırları içinde dünyanın en yüksek noktası olan Everest tepesi (8848 metre) yer alır. Başkenti Katmandu'dur.

Yeterince tanınmayan ülkeler! Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia)Nepal

Nepal, coğrafi konum olarak Güney Asya'da yer alır. Kuzeyde Çin ve güneyde de Hindistan'ın arasında kalan 147.181 kilometre kare alana sahip bir kara ülkesidir. Kuzeyinde Himalayalar ve güneyinde de ormanlık Terrai bölgesi ile çevrelenmiştir. Yaklaşık olarak 29 milyon nüfusa sahip olan Nepal'de, halkın büyük bölümü tarımla uğraşmaktadır. Nepal halkını Hindistan'dan gelen Racputana asıllı Gurkallarla Güney Hindistan'dan gelen Bhutialar ve Nevarlar oluşturur. Ülke halkının %80'i Hindu'dur. Nepal kendisini dünyanın tek Hindu devleti olarak tanıtmaktadır. Nepal'de çok sayıda etnik grup bulunmakta ve çok sayıda dil konuşulmaktadır. Devletin resmi dili Nepali'dir. Yönetim biçimi cumhuriyettir. Başkenti Katmandu olup en gelişmiş ve büyük şehridir. Kişi başına düşen ulusal geliri 240 dolar olan , dünyanın en yoksul ülkeleri arasında gösterilmektedir. 1990'lı yıllardan başlayarak ekonomisinde bir takım olumlu gelişmeler yaşanmaya başlamış olmasına rağmen henüz yoksulluğun giderilmesine yönelik yeterli bir gelişme sağlanamamıştır.

NEPAL TARİHİ

Yapılan araştırmalara göre, Nepal'in bilinen ilk tarihi, M.S. 4. yüzyılda, küçük Hint prensliklerinin kurulmasıyla başlamıştır. Nepal topraklarında yer alan bu küçük prenslikler 18. yüzyılın ortalarına kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.

1769 yılında ilk kez bu prensliklerden biri olan Gurkalar, Nepal topraklarını denetim altına almışlardır. İlk Gurka kralı Pritvi Narayan, Katmandu bölgesini ele geçirdikten sonra Nepal'de Gurkaların altın dönemi yaşanmıştır. Narayan'dan sonra yerine geçen çocukları, Nepal topraklarını, batıda Sutley Nehri'ne, güneyde Ganj Ovası'na ve kuzeyde Tibet'e kadar genişletmişlerdir.

1814 - 1816 yılları arasında İngilizlerle yapılan savaşlar, Gurkaların mağlubiyetiyle sonuçlanmış ve bundan sonra 1846'ya kadar ülke, soylu ailelerin mücadele alanı durumuna gelmiştir. Bu tarihte Rana ailesi, diğerlerine karşı üstünlük kurmuştur. Nepal, 1951 yılına kadar bu ailenin denetiminde kalmıştır. Aynı yıl Şah ailesinin üyesi olan Kral Tribhubana, ülke yönetimini ele geçirmiş ve ülke, kabineli hükümet düzenine geçmiştir. Sonra da meşrutiyet yönetimi duyurulmuştur. Ölümünden sonra yerine geçen oğlu Mahendra, ülkede büyük değişiklikler yapmış ve onun yönetimindeki 1962 yılında yeni anayasa yürürlüğe girmiştir.

Haziran 2001'de Prens Dipendra, kraliyet ailesinden, içlerinde Kral Birendra ve Kraliçe Aishwarya'nın da olduğu 11 kişiyi, daha sonra da kendini öldürtmüştür. Kralın ölümüyle Birendra'nın kardeşi Gyanendra'nın sultanlığı ele geçirdiği sırada Maocu ayaklanma kızışmıştır. Bundan dolayı kral, Ekim 2002'de geçici olarak hükümeti düşürmüş ve ülkeyi denetim altına almıştır.

Nepal bayrağı dünyada dikdörtgen olmayan birkaç sayılı bayraktan birisidir. Kırmızı bir renge sahip olan bayrağın kenarları mavidir. Kırmızı, savaştaki zaferlerini; mavi ise barışı simgeler. Nepal bayrağında hem Güneş, hem de Ay vardır. Güneş sarayı, ay ise 1951 yılına kadar ülkeyi yöneten Rana ailesini temsil eder.

GÜRCİSTAN

Gürcistanveya resmî adıyla Gürcistan Cumhuriyeti Karadeniz'in doğu kıyısında, Güney Kafkasya'da yer alan ülke. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Gürcistan'ın kuzeyinde Rusya, doğusunda Azerbaycan, güneyinde Ermenistan ve güneybatısında Türkiye yer alır. Ülkenin batı sınırını Karadeniz belirler.

Gürcistan, seküler, üniter ve başkanlı cumhuriyet olan bir temsili demokrasidir. Hâlen Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Dünya Ticaret Örgütü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve GUAM Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma Örgütü üyesidir. NATO üyeliği ve ileride Avrupa Birliği'ne üye olmak için uğraş vermektedir.

Gürcüler kendileriniSakartvelo dillerini Kartuli olarak adlandırır. Sakartvelo, "Kartvelilerin Ülkesi" demektir. Kartvelebi, denen grup ise sadece Gürcüleri değil; Lazları, Megrelleri ve Svanları da kapsamaktadır. Efsaneye göre Kartvellerin atası, Kitabı Mukaddes'teki Yafet'in torunlarından Kartlos'tur. Strabon, Herodot, Plutarkhos, Homeros gibi Eski Yunan, Titus Livius, Cornelius Tacitus gibi Romalı yazarlar ülkenin doğusundakileri İberler (Bazı Eski Yunan kaynaklarında İberoi), batısındakilerini de Kolhlar olarak adlandırmışlardır.

Farsça'dan Türkçeye geçen Gürcü ve Gürcülerini Batı dillerindeki adının kökenine ilişkin iki farklı yaklaşım vardır. Bunlardan ilki, Eski Yunan ve Latin kökenli, tarımla ilişkili anlamındaki georgicus sözcüğünden geldiğine ilişkin teoridir. Gürcü adının Aziz Giorgi'den türemiş olduğunu belirten kaynaklar da vardır. Bir başka olasılık ise, Eski Pers döneminde Gürcülerin Gurcan, Gurc olarak adlandırıldığı ve Gürcü, Georgian gibi adların buradan türemiş olmasıdır.

Yeterince tanınmayan ülkeler! Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia)Gürcistan

GÜRCİSTAN TARİHİ

Bugünkü Gürcistan Taş Devrinden bu yana yerleşim yeri olmuştur. Dmanisi'de ortaya çıkarılan ve Homo georgicus olarak adlandırılan İnsansıgiller kalıntısı 1,8 milyon yıl öncesine tarihlenir. Klasik dönemde ülkenin doğusunda kurulan İberia Krallığı ve batısında kurulan Kolheti Krallığı, Gürcülerin kültürel gelişiminin ve devlet kurma geleneğinin başlangıcını oluşturdu. Yazılı kaynaklara göre Proto-Gürcülerin İÖ 12. yüzyıllarda tarih sahnesine çıkmışlardır. Arkeolojik buluntular ilk Gürcü siyasal yapılanmasının İÖ 7. yüzyıla kadar gerilere gittiğini gösterir. İÖ 4. yüzyılda ilk birleşik Gürcistan krallığı kuruldu.

Kolhis ve İberya'da 337 yılında Hristiyanlık resmî din olarak ilan edildi. Ülke, 13. yüzyılda Kraliçe Tamar döneminde küçük bir imparatorluk haline geldi ve Şota Rustaveli'nin ünlü destanını da yazdığı bu dönemde Altın Çağı'nı yaşadı. Yüzyıllar boyunca İran, Moğollar, Rusya ve Osmanlı Devleti'nin çekişmesine sahne olan Gürcistan, 1801'den itibaren Rusya tarafından ilhak edildi. 1918-1921 arasında Demokratik Gürcistan Cumhuriyeti adı altında bağımsız bir devlet kuruldu. 1921'de ülkeye Kızıl Ordu girdi ve Gürcistan Sovyet cumhuriyetlerinden biri oldu. 1991 yılında yeniden bağımsızlığını kazandı.

Doğal Kaynaklar

Borcomi kaplıcası

Gürcistan'ın petrol ve doğalgaz rezervleri oldukça sınırlıdır. Ülkede çıkarılan başlıca mineraller manganez ve perlittir. Bunun yanı sıra ülkenin dünyaca meşhur şifalı su kaynakları ile kaplıcaları bulunmaktadır.

Metal alaşımları üretiminde kullanılan ve önemli ihracat potansiyeline sahip manganez minerallerinin üretimi, hâlâ Sovyet döneminden kalma eski yöntemlerle sürdürülmektedir. Yeryüzündeki en zengin manganez rezervleri Gürcistan'ın Chiatura bölgesinde bulunmaktadır.

Tarım ve hayvancılık

Tarım Gürcistan ekonomisindeki en önemli sektörlerden birisidir. Nüfusun yaklaşık %40'ı tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Tarım ve hayvancılık yüzde 20,3 ile GSYİH içindeki en önemli kalemdir (üzüm, narenciye, çay, fındık, sebze, patates, çiftlik hayvanları).

Gürcistan topraklarının %13'ü düz arazi, %33,4'ü meyilli arazi, kalan kısmı da dağlık alandan oluşmaktadır.Toprağın yaklaşık %44'ü tarım amaçlı kullanılmaktadır.Tarım alanlarının %21'i sulu arazidir.

GÜRCİSTAN NÜFUSU

Gürcistan nüfusu, etnik çeşitlilik göstermesiyle dikkati çeker. 4.483.200 (1 Ocak 2013)[8] kişiden oluşan ülke nüfusun yaklaşık %83,8'ini Gürcüler, Acaralar, Lazlar, Megreller, Svanlar oluşturur. Diğer büyük etnik guruplar Azerbaycan Türkleri (%6,5), Ermeniler (%5,7), Ruslar (%1,5), Abhazlar ve Osetlerdir.[9] Ülkede, Asuriler, Çeçenler, Çinliler, Gürcistan Yahudileri, Yunanlar, Kabardeyler, Kürtler, Tatarlar, Türkler, Zazalar ve Ukraynalılar gibi daha küçük gruplar yaşar. Gürcistan Yahudi cemaati, yeryüzündeki en eski Yahudi cemaatlerinden biridir.

Gürcistan nüfusu, dilsel dağılım açısından da çok çeşitlilik gösterir. Güney Kafkas dilleri ailesinden Gürcüce, Megrelce, Svanca ve Lazca konuşan nüfus çoğunluğu oluşturur. Megrel, Svan ve Laz dilleri konuşan nüfusunun yanı sıra, Gürcü olmayan nüfus da kendi dillerinin yanı sıra Gürcüce konuşur. Gürcistan'ın resmî dili Gürcüce'dir; Abhazya Özerk Cumhuriyeti'nde Abhazca da resmî dil kabul edilmiştir. Güney Kafkas dillerini konuşan nüfusun oranı %83,8'dir (buna Gürcüce, Megrelce, Lazca ve Svanca dâhildir). Kalan nüfusun %6,5'i Azerice, %5,7'si Ermenice ve %4,5'i başka dilleri konuşur.

GÜRCİSTAN KÜLTÜRÜ

kültürü ülkenin uzun tarihi ile beraber gelişmiş, Gürcü dili ve alfabesi üzerine dayanan güçlü bir edebiyat geleneği ve eşsiz bir ulusal kültür barındırmaktadır. Bu özelliği güçlü bir ulusal kimlik sağlayarak tarih boyunca tekrarlanan yabancı işgali ve asimilasyon çabalarına rağmen Gürcü kimliğinin korunmasına yardımcı olmuştur.

GÜRCİSTAN'DA EĞİTİM

1999-2000 eğitim yılı verilerine göre ülkede 3305 okul faaliyette bulunmaktadır. Bunların 104'ü özel paralı okuldur, diğerleri ise devlet okuludur. Okullarda öğrenim gören toplam öğrenci sayısı 725, 2 bindir. Ülke genelinde 24 devlet yüksek okulu ile 8 şubesi ve 163 özel paralı yüksek okul bulunmaktadır. Devlete ait 18 yüksek okul ile 5 şubesinde paralı bölümler de bulunmaktadır. Yüksek okullarda öğrenim gören öğrenci sayısı 131 bin olup bunun %45,3'u (59,6 bin öğrenci) parasız, %24,7'si (32,5 bin) devlete ait yüksek okulların paralı bölümlerde, %30'u (39 bin) ise özel sektöre ait yüksek okullarda öğrenim görmektedir.

Yeterince tanınmayan ülkeler! Sudan, Sri Lanka, Mauritis, Peru, Nepal, Gürcistan (Gerogia)
Osman Demir
Haberler.com - Gündem
ABD ve İngiltere'nin ardından Fransa'dan da onay çıktı: Ukrayna füzelerimizi kullanabilir

Batı, topyekun Putin'e savaş açıyor! Bir ülke daha Ukrayna'ya izin verdi

20 bin öğretmenin ataması yapıldı

Eğitim camiasına yeni öğretmenler katıldı

Belediyelere bağlı kreşler kapanabilir

Belediyelere bir kötü haber daha! Kreşlerin kapanması an meselesi

Arka Sokaklar'daki 'tarikat' sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

Arka Sokaklar'daki "tarikat" sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

title