Haberler
İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

Karın vurduğu Malatya'da 787 vatandaş misafirhanelere yerleştirildi, 5 çobandan biri hayatını kaybetti

Bir şehir kabusu yaşıyor! 787 kişi kurtarıldı, 5 çobandan biri hayatını kaybetti

CHP'li Karabat'tan gündem yaratacak iddia: 200 TL'ye tüm kimlik bilgileriniz satılık

CHP'li isim video paylaşıp skandal bir iddiada bulundu

Görüntü Türkiye'den! Yolun ortasında donan at, kaskatı kesildi

At donduran soğuk

Tur Suresi okunuşu ve anlamı nedir? Tur Türkçe tefsiri nedir? Arapça yazılışı ve diyanet meali nasıldır?

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Tur Suresinin anlamı nedir? Tur Tefsiri nedir? Tur ne demektir? Tur suresinin Arapça okunuşu nedir? Tur hakkında bilgiler nelerdir?

Tur suresi, Kur'an-ı Kerim'in 52. ayetidir. Sure toplam 49. ayetten oluşur. Tur suresi dağ demektir. Tur suresinin anakonusu Hz. Mûsâ'ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası'nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir. Sûrede başlıca, ahiret hâlleri, kâfirlerin karşılaşacakları ceza, mü'minlerin mükâfatları konu edilmekte ve müşriklerin Hz. Peygamber hakkındaki batıl iddiaları reddedilmektedir.

TUR SURESİ HAKKINDA

Mekke döneminde inmiştir. 49 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen "etTûr" kelimesinden almıştır. Tûr, dağ demektir. Burada Hz. Mûsâ'ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası'nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir. Sûrede başlıca, ahiret hâlleri, kâfirlerin karşılaşacakları ceza, mü'minlerin mükâfatları konu edilmekte ve müşriklerin Hz. Peygamber hakkındaki batıl iddiaları reddedilmektedir.

TUR SURESİ NUZÜL

Mushaftaki sıralamada elli ikinci, iniş sırasına göre yetmiş altıncı sûredir. Secde sûresinden sonra, Mülk sûresinden önce Mekke'de inmiştir.

TUR SURESİ KONUSU

Yemin ifadeleriyle hesap gününün kaçınılmaz bir gerçek olduğuna vurgu yapılarak başlayan sûrede, inkârcıların âhiret hayatıyla yüz yüze gelince karşılaşacakları durum, ardından cennete lâyık görülecek takvâ ehlinin mükâfatları tasvir edilmekte; Resûl-i Ekrem'in gerçek peygamber olduğunu kanıtlayan delillere yer verilerek (Kur'an'ın benzerini kendilerinin de ortaya koyabilecekleri iddiasında bulunanlara bu hususta meydan okunmak ve onlara çarpıcı sorular yöneltilmek suretiyle) Resûlullah'a karşı ileri sürülen asılsız iddialar çürütülmektedir.

TUR SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

1.Vet tur

2.Ve kitabim mestur

3.Fi rakkım menşur

4.Vel beytil ma'mur

5.Ves sakfil merfu'

6.Vel bahril mescur

7.İnne azabe rabbike le vakı'

8.Ma lehu min dafi'

9.Yevme temurus semau mevra

10.Ve tesirul cibalu seyra

11.Fe veyluy yevmeizil lil mukezzibin

12.Ellezine hum fi havdıy yel'abun

13.Yevme yude'une ila nari cehenneme de'a

14.Hazihin narulleti kuntum biha tukezzibun

15.E fe sıhrun haza em entum la tubsırun

16.Islavha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleykum innema tüczevne ma kuntum ta'melun

17.İnnel muttekıyne fi cennativ ve neıym

18.Fakihine bima atahum rabbuhum ve vekahum rabbuhum azabel cehıym

19.Kulu veşrabu heniem bima kuntam ta'melun

20.Muttekiine ala sururim masfufeh ve zevvecnahum bi hurin ıyn

21.Vellezine amenu vettebeathum zurriyyetuhum bi imanim elhakna bihim zurriyyetehum ve ma eletnahum min amelihim min şey' kullumriim bima kesebe rahin

22.Ve emdednahum bi fakihetiv ve lahmim mimma yeştehun

23.Yetenazeune fiha ke'sel la lağvun fiha ve la te'sim

24.Ve yetufu aleyhim ğılmanil lehum keennehum lu'luum meknun

25.Ve akbele ba'duhum ala ba'dıy yetesaelun

26.Kalu inna kunna kablu fi ehlina muşkikıyn

27.Fe mennellahu aleyna ve vekana azabes semum

28.İnna kunna min kablu ned'uh innehu huvel berrur rahıym

29.Fe zekkir fema ente bi nı'meti rabbike bi kahiniv ve la mecnun

30.Em yekulune şaırun neterabbesu bihi raybel menun

31.Kul terabbesu fe inni meakum minel muterabbisıyn

32.Em te'muruhum ahlamuhum bihaza em hum kavmun tağun

33.Em yekulune tekavveleh bel la yu'minun

34.Felye'tu bi hadisim mislihi in kanu sadikıyn

35.Em huliku min ğayri şey'in em humul halikun

36.Em halekus semavati vel ard bel la yukınun

37.Em ındehum hazainu rabbike em humul musaytırun

38.Em lehum sullemuy yestemiune fih felyeti mustemiuhum bi sultanim mubin

39.Em lehul benatu ve lekumul benun

40.Em tes'eluhum ecran fe hum mim mağramim muskalun

41.Em ındehumul ğaybu fe hum yektubun

42.Em yuridune keyda fellezine keferu humul mekidun

43.Em lehum ilahun ğayrullah subhanellahi amma yuşrikun

44.Ve iy yerav kisfem mines semai sakıtay yekulu sehabum merkum

45.Fe zerhum hatta yulaku yevmehumullezi fihi yus'akun

46.Yevme la yuğni anhum keyduhum şey'ev ve la hum yunsarun

47.Ve inne fillezine zalemu azaben dune zalike ve lakinne ekserahum la ya'lemun

48.Vasbir li hukmi rabbike fe inneke bi a'yunina ve sebbıh bi hamdi rabbike hıyne tekum

49.Ve minel leyli fesebbıhhu ve idbaran nucum

TUR SURESİ TÜRKÇE MEALİ

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7. Tûr'a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, "Beyt-i Ma'mur"a1, yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.

8. Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur.

9. O gün gök şiddetle sallanıp çalkalanır.

10. Dağlar yürüdükçe yürür.

11, 12. İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay haline!

13, 14. Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, "İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir" denilir.

15. "Bu Kur'an mı bir büyü imiş, yoksa siz mi (gerçeği) göremiyormuşsunuz?"

16. "Girin oraya. İster dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor."

17, 18. Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar Rablerinin, kendilerine verdiği şeylerle zevk ve mutluluk duyarak cennetlerde ve nimetler içinde bulunurlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.

19, 20. Onlara, "Dünya'da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için" denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.

21. İman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz onların nesillerini kendilerine kattık. Bununla beraber onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazandığı karşılığında rehindir.

22. Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.

23. Orada, (içilince) boş söz söyletmeyen, günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar.

24. Hizmetlerine verilmiş, kabuğunda saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar.

25. Birbirlerine dönüp ("Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?" diye) sorarlar.

26. Derler ki: "Şüphesiz daha önce biz, ailemiz içinde yaşarken (Allah'a isyandan) korkardık."

27. "Allah da bize lütfetti ve bizi iliklere işleyen cehennem azabından korudu."

28. "Gerçekten biz bundan önce ona yalvarıyorduk. Şüphesiz O iyilik edendir, çok merhametlidir."

29. (Ey Muhammed!) O halde, sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde, sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.

30. Yoksa onlar, "O bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz" mu diyorlar?

31. Onlara de ki, "Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim."

32. Bunu kendilerine akılları mı emrediyor, yoksa onlar azgın bir topluluk mudur?

33. Yoksa, "O Kur'an'ı kendisi uydurup söyledi" mi diyorlar? Hayır, (sırf inatlarından dolayı) iman etmiyorlar.

34. Eğer doğru söyleyenler iseler, haydi onun gibi bir söz getirsinler!

35. Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar?

36. Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar kesin olarak inanmıyorlar.

37. Yoksa, Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Ya da her şeye hakim olan kendileri midir?

38. Yoksa onların, kendisi vasıtasıyla (ilahi vahyi) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? (Eğer varsa) dinleyenleri, açık bir delil getirsin!

39. Yoksa, kızlar O'na (Allah'a) da oğullar size mi?

40. Yoksa sen onlardan (tebliğ görevine karşılık) bir ücret istiyorsun da onlar, borçtan ağır bir yük altında mı kalmışlardır?

41. Yoksa, gayb ilmi onların yanında da ondan mı yazıyorlar?

42. Yoksa, bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl, inkar edenler tuzağa düşecek olanlardır.2

43. Yoksa onların Allah'tan başka bir ilahı mı var? Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.

44. Gökten düşmekte olan parçalar görseler, "Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır" derler.

45. Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hallerine bırak.3

46. O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir ve kendilerine yardım da edilmeyecektir.

47. Şüphesiz zulmedenlere bundan başka bir azap daha var.4 Fakat onların çoğu bilmezler.

48. Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin, kalktığında Rabbini hamd ile tespih et.

49. Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışı sırasında O'nu tespih et.

TUR SURESİ TÜRKÇE TEFSİRİ

Mekke döneminin ikinci yarısında nâzil olmuştur. Adını birinci âyette geçen tûr (dağ) kelimesinden alır. Ve't-tûr sûresi diye de anılır. Kırk dokuz âyet olup fâsılası "?? ?? ?? ?? ?" harfleridir. İnsanda sorumluluk duygusu uyandırmak ve bu duyguyu güçlendirmek için âhiret hayatının tasvirini yapan ve ilâhî vahyin ortaya koyduğu gerçeklere karşı puta tapanların ileri sürdüğü iddiaları reddeden sûrenin muhtevası iki bölüm halinde ele alınabilir. Birinci bölümde Tûr'a (Sînâ dağı), ince deri üzerine yazılmış kitaba, Beytülma'mûr'a, yükseltilmiş bir tavan görünümündeki semaya, kabarmış denize yemin edilir ve rabbin mukadder azabının mutlaka gelip çatacağı belirtilir. Ardından çıplak gözle bakıldığında yer-gök diye görünen ve içinde insanı barındıran tabiatın düzeninin bozulup kıyametin kopacağı günde ilâhî gerçekleri yalan sayanların çok zor durumda kalacağı ve itilip cehenneme atılacağı anlatılır. Daha sonra başta şirk ve inkâr olmak üzere kötülüklerden korunanların cennet nimetleri içinde kendileri gibi iman eden aile fertleriyle birlikte hayat sürecekleri ifade edilir. Cennettekilerin birbirleriyle görüşüp sohbet edecekleri ve dünyada daima Allah'ın huzurunda hesap verme endişesi taşıdıklarını söyleyecekleri bildirilir (âyet: 1-28).

İkinci bölümde Hz. Peygamber'in müşriklerle olan mücadelesi anlatılır; Resûlullah'a öğüt vermeye devam etmesi, muhataplarının kendisi için kâhin, mecnun, şair demelerinden etkilenmemesi bildirilir. Kendisine karşı direnenlerin selim yaratılışlarını bozmaya çalıştıkları, azgınlığı tercih ederek Kur'an'ı Muhammed'in uydurduğunu söyledikleri, onların hiçbir zaman böyle bir metin meydana getiremeyecekleri, kendilerinin, putlarının kâinatı yaratıp yönetme gücüne sahip olmadıkları, buna rağmen Allah'tan başka mâbudlar edindikleri ifade edilir. Bu hususlar soru edatıyla başlayan, secili ve etkileyici cümleler içinde yer alır (âyet: 35-43). Bölümün sonunda Resûl-i Ekrem'e hitap edilir ve müşrikleri felâkete mâruz kalıp kimseden yardım alamayacakları güne havale ederek kararmış kalpleriyle baş başa bırakması emredilir; bunların ebedî hayatta da azaba uğrayacakları belirtilir. Yine Resûlullah'a hitap edilerek rabbinin hükmüne rıza göstermesi, zira kendisinin ilâhî koruma altında bulunduğu bildirilir; gece ve gündüz Allah'ı tesbih ve hamd ile anması emredilir (âyet: 29-49).

Fert ve cemiyet hayatının düzeni bakımından çok önemli bir etken olan sorumluluk duygusu Kur'an'da özellikle Mekkî sûrelerde sık sık vurgulanır. Sorumlulukların yerine getirilmesi için kişiyi harekete geçirecek sebepler dünyada yetersiz kalabilir. Zira asıl sorgulama büyük hesap gününde gerçekleşecektir. Mekke döneminin ikinci yarısında, vicdanları büsbütün kararmamış insanların nazarında doğru ile yanlış artık birbirinden ayrılmış bulunuyordu. Buna rağmen Kureyş ileri gelenleri gerçeği kabul etmedikleri gibi inananların bir kısmını işkenceye mâruz bırakıyor, bir kısmını Habeşistan'a hicret etmeye mecbur ediyordu. Cenâb-ı Hakk'ın resulüne ve müslümanlara emri, Müddessir ve Müzzemmil başta olmak üzere birçok Mekkî sûrede sabretmeleri, Allah'ı yüceltmeleri, O'na övgü ve senâda bulunmalarıdır. Zira bu sayede Hakk'ın lutuf ve yardımına nâil olacaklardır.

Tûr sûresi, Resûlullah'a diğer peygamberlere gönderilen vahiylerden fazla olarak bir üstünlük nişanesi şeklinde verilen "mufassal" sûrelerdendir. Hz. Peygamber'in bu sûreyi bazı akşam namazlarında okuduğu rivayet edilmiştir. Cübeyr b. Mut'im, henüz müslüman olmadan önce geldiği Medine'de Resûl-i Ekrem'in ağzından üstün edebî üslûba sahip bu sûreyi duyunca çok etkilendiğini anlatmıştır (Buhârî, "Tefsîr", 52/1; Müslim, "Salât", 174; İbn Hacer, I, 227; İbrâhim Ali, s. 319-320). Bazı kaynaklarda yer alan (Zemahşerî, V, 632; Beyzâvî, IV, 201), "Tûr sûresini okuyan kimsenin Allah tarafından azaptan kurtarılıp cennet nimetleriyle faydalandırılması gerçekleşmiş bir haktır" meâlindeki hadisin mevzû olduğu kabul edilmiştir (Zemahşerî, neşredenin notu, I, 684; Tarablusî, II, 722). Abdülhüseyin Dostgayb Kıyâmet ve Kuran: Tefsir-i Sûre-i Şerîfe-i Tur adıyla bir eser yayımlamıştır (Şîraz 1981).

Kaynak: Haberler.com / Gündem
title