Tebbet suresi anlamı, Tebbet suresi tefsiri ve Tebbet suresi fazileti nedir? Tebbet suresi dinle
Tebbet suresi Kuran'daki 111. nuzül sırasına göre 6. suredir. Tebbet suresini idrak etmek isteyenler, Tebbet suresi anlamı, Tebbet suresi tefsiri, Tebbet suresi fazileti ve Tebbet suresi okunuşu gibi konuları araştırıyor. Tebbet suresi ezberlemek için Tebbet suresi dinle seçeneğini kullanabilir, Tebbet suresi ve anlamını öğrenebilirsiniz.
Tebebt öğrenmek isteyenler suresi dinle ile Tebbet suresini ezberleyebilir, Tebbet anlamı, Tebbet suresi tefsiri, Tebbet suresi fazileti gibi konulara Tebbet idrak edebilirler. Tebbet anlamı, Tebbet suresi tefsiri, Tebbet fazileti nedir ve merak ettiğiniz diğer konuları merek altına aldık.
TEBBET SURESİ NEDİR?
Mekke döneminde inmiştir. 5 âyettir. "Tebbet", kurusun, kahrolsun demektir.
TEBBET SURESİ NUZÜLÜ NASIL OLDU?
Mushaftaki sıralamada yüz on birinci, iniş sırasına göre altıncı sûredir. Mekke döneminde Fâtiha sûresinden sonra, Tekvîr sûresinden önce inmiştir. Rivayete göre Allah Teâlâ kendisine yakınlarını uyarıp İslâm'a çağırmasını emredince (bk. Şuarâ 26/214) Hz. Peygamber Safâ tepesine çıkmış, orada bulunan Kureyş kabilesi mensuplarını yanına çağırarak onlara İslâm'ı tebliğ etmiş; ancak Resûlullah'ın amcası Ebû Leheb bu olaya kızarak, "Kuruyup yok olasıca! Bizi bunun için mi çağırdın?" demesi üzerine bu sûre inmiştir (bk. Buhârî, "Tefsîr", 111; Taberî, XXX, 217-218).
TEBBET KONUSU NEDİR?
Sûrede Hz. Peygamber'in amcası olup ona karşı düşmanca davranışlar sergileyen Ebû Leheb ve karısı eleştirilmekte, onlar gibi servet ve gücüne güvenenlerin acı sonu bildirilmektedir.
TEBBET TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm.
1- Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb.
2- Mâ ağnâ 'anhu mâluhû ve mâ .
3- Seyaslâ zâte leheb.
4- Vemraetuhû hammâlete'l-hatab.
5- Fî cîdihâ hablun min mesed.
TEBBET MEALİ
1. Leheb'in elleri kurusun! Kurudu zaten.
2. Ona ne malı fayda verdi ne de başka şeyler.
3. O, alev alev yanan ateşe atılacak!
4.Dedikodu yapıp söz taşıyan karısı da.
5.Boynunda da ipten bükülmüş bir halat bulunacak.
TEBBET SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU
TEBBET TEFSİRİ
Ebû Leheb, Abdülmuttalib'in oğlu ve Hz. Peygamber'in baba bir amcasıdır. Asıl adı olup parlak yüzlü olduğundan veya öfkelendiğinde yanakları kızardığı için babası tarafından kendisine "alev gibi, çok parlak" anlamına gelmek üzere Ebû Leheb lakabı verilmiştir. Daha önce Hz. çok sevdiği, hatta iki oğlunu onun kızlarıyla evlendirdiği halde peygamber olduktan sonra onun azılı düşmanı oldu. Hz. Peygamber, insanların Allah katında eşit olduğunu, onların dinî ve ahlâkî erdemlerine göre değerlendirileceklerini söylüyordu. Ebû Leheb ise kibirli, gururlu ve zengin biri olup fakir ve zayıf insanların kendisine eşit tutulmasını kabullenemiyordu. Rivayete göre Resûlullah panayırda dolaşarak insanları İslâm'a davet ederken Ebû de arkasından gider ve çevresindekilere onun yalancı olduğunu söylerdi (Kurtubî, XX, 236). Hz. Peygamber'e karşı daima onun düşmanlarıyla birlikte hareket etmiş, hem kendisi hem de karısı ona eziyet etmişlerdir. Hicretin 2. yılında çiçek hastalığına yakalandığı için Bedir Savaşı'na katılamamış, fakat yerine adam göndermiş, ayrıca müşriklere malî destekte bulunmuştur. Kureyş'in Bedir'deki yenilgisini ve ağır kayıplarını haber aldıktan yedi gün sonra kahrından öldüğü söylenmektedir. Çiçek hastalığı kendilerine de bulaşır endişesiyle ailesinden hiç kimsenin ona yaklaşmadığı, öldüğünde ücretle tuttukları Sudanlılar'a defnettirdikleri rivayet edilir. Ebû kızı müslüman olarak Medine'ye hicret etmiş, oğulları Utbe ile Muttalib de Mekke'nin fethinden sonra İslâm'a girmişlerdir (fazla bilgi için bk. Mehmet Ali Kapar, " Leheb", DİA, X, 178-179).
"Ebû Leheb'in elleri !" meâlindeki 1. âyet mecazi bir ifade olup onun helâk olması yönünde bir bedduadır. Devamındaki "tebbe" fiili, bedduanın gerçekleşeceğini ifade eder; nitekim öyle de olmuştur. Müfessirler 2. âyette Ebû Leheb'in kazandığı bildirilen şeyden maksadın onun çocukları, malı, mevki ve itibarı olduğunu söylemişlerdir. Buna göre âyet, bunların hiçbirinin kendisini kötü sondan kurtaramadığını ifade eder. "Ona ne malı fayda verdi ne de kazandığı" diye çevirdiğimiz 2. âyete, "Malı ona ne fayda sağladı, o ne kazandı?" diye soru şeklinde de mâna verilmiştir (Şevkânî, V, 606-607).
Ebû Leheb, Hz. amcası olduğu için onu desteklemesi ve düşmanlarına karşı koruması gerekirken tam tersine karısıyla birlikte ona eziyet ve sıkıntı verdiklerinden dolayı 3. âyette ateşi son derece şiddetli olan cehenneme gireceği haber verilmiştir.
Leheb'in karısı, Harb'ın kızı ve Süfyân'ın kız kardeşi Cemîl Avrâ'dır. "Dedikodu yapıp söz taşıyan..." diye çevirdiğimiz 4. âyeti, Hz. Peygamber'e eziyet etmek maksadıyla diken, çalı çırpı toplayıp geceleyin peygamberin yoluna serdiği için "odun taşıyan" diye çevirenler de vardır. Biz meâlde, insanların arasını bozmak amacıyla laf götürüp getirdiği ve Hz. maddî sıkıntısı sebebiyle aşağıladığı için mecazi anlamda böyle (hammâlete'l-hatab) nitelendirildiği şeklindeki yorumu tercih ettik. Taberî, her iki yorumu rivayetler aktardıktan sonra kendisi birinci mânayı tercih etmiştir (bk. XXX, 338-339). Ayrıca hata ve günahlarını yüklenip taşıdığından dolayı mecazi anlamda "yanacağı cehennem için odun taşıyan" olarak nitelendirildiği kanaatinde olanlar da vardır (bk. Şevkânî, V, 607-608). Aynı kadın, Lât ve Uzzâ isimli putlara yemin ederek mücevherden yapılmış kıymetli gerdanlığını Hz. düşmanlık uğrunda harcayacağını büyük bir gururla dolayı da 5. âyet, "Dünyadaki gerdanlık yerine âhirette boynuna ateşten bir ip takılacaktır" yorumlanmıştır (bk. Kurtubî, XX, 242).
: Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa: 710-712