Tarık Akan kimdir? Tarık Akan sözleri, filmleri neler? Tarık Akan nereli?
Yeşilçamın usta oyuncularından olan Tarık Akan, birçok filmde oynamıştır. Siyasi hayatıyla da gündeme gelen usta oyuncu yapımcılıkla ve yazarlıkla da uğraşmıştır. Tarık Akan kimdir? Tarık Akan sözleri, filmleri neler? Tarık Akan nereli?
Türk sinemasının önemli isimlerinden olan Tarık Akan hakkında merak edilenler haberimizde.
TARIK AKAN KİMDİR?
Tarık Tahsin Üregül ya da sahne adıyla Tarık Akan 13 Aralık 1949 yılında İstanbul'da doğmuştur. 16 Eylül 2016 yılında ise yine İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Türk oyuncu, yapımcı ve yazardır.
Asıl adı, Tarık Tahsin Üregül olan oyuncu 13 Aralık 1949 yılında İstanbul'da bir abla ve bir ağabeyden sonra üçüncü çocuk olarak doğmuştur. Akan, bir dönem subay olan babası Yaşar Üregül'ün görevi nedeniyle Erzurum, Dumlupınar'da yaşamıştır.
Babasının başka bir yere tayini üzere Kayseri'ye taşındılar ve Akan ilkokulunu da burada tamamladı. Babasının emekliliği üzerine İstanbul'a tekrar taşındılar ve Bakırköy'e yerleştiler. Bakırköy'e taşındıktan sonra ortaokul ve liseyi burada tamamlamıştır.
Lise'yi bitirdikten sonra, Yıldız Teknik Üniversitesi'ne girdi ve burada makine mühendisliği bölümünü okudu. Sinemaya geçmeden önce Bakırköy'deki plajlarda can kurtaranlık yapmaya başladı. Aynı zamanda sokaklarda işportacılık da yapmaya başladı. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde, Makina Mühendisliği okuduktan sonra Gazetecilik Yüksek Okulu'na girdi ve bu okuldan mezun oldu.
1969 yılından sonra, 1970 yılında Ses dergisinin düzenlediği Sinema Artist Yarışması adlı yarışmaya katılarak birinci oldu. Yarışmada birinci olduktan sonra 1971 yılında ilk kez Filiz Akın ve Ekrem Bora'nın başrol oynadığı sinema filmi Emine ile oyunculuk kariyeri başlamış oldu.
1979 yılında askerlik görevini yedek subay olarak Denizli'de yaptı. Sinemacılığın kötü gittiği 1978-1981 yılları arasında ticari taksi alarak kiralama sistemi ile ticaret hayatına devam etti. Tarık Akan, 1980 yılında 12 Eylül Darbesi'nde 12 yıl hapis cezası ile yargılanmış ancak 2.5 ay hücre hapsi cezası almıştır.
7 Ağustos 1986 tarihinde Yasemin Erkut ile evlenmiştir. Bu evlilikten 1986 yılında Barış Zeki Üregül dünyaya gelmiştir. Ardından 1988 yılında ikiz olan Yaşar Özgür ile Özlem dünyaya gelmişlerdir. 1991 yılında Bakırköy'de olan Taş Mektep adlı ilkokulun ortaklarından birisi olmuştur.
1995 yılında Aziz Nesin'in vefatından sonra görevini devralan oğlu Ali Nesin'den Nesin Vakfı başkanlığını devralmıştır. 2002 yılında Anne kafamda bit var isimli bir kitap çıkarmıştır. Kitabında 12 Eylül Darbesi'nden sonra yaşadıklarını kaleme almıştır.
Yazları fırsat bulduğunda Bodrum, Akyarlar'da Manço kulüp yanında taştan bir Rum evini restore edip dostlarını da ağırladığı yazlık evinde kalmayı tercih etmiştir.
Siyasi görüşü ve 1980 darbesi
Tarık Akan, siyasi görüşünü şu ifadeler ile açıklamaktadır. "Sanatçı dediğin andan itibaren; dünyaya bakışı, yaşamı, görüşleri, her şeyi politiktir. Bu politik düşünce hiçbir zaman gerici, muhafazakâr, tutucu bir politika değildir."1978 yılından itibaren Maden (film) filmi ile sosyal mesaj içerikli filmlerde ağırlıklı rol almaya başladı. Özellikle, Yılmaz Güney'in projeleri olan Sürü ve Yol filmleri ile politik filmlerde oynayabileceğini göstermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan darbelere ilişkin "27 Mayıs ve 28 Şubat darbe değildir. Birincisi önümüzü açtı, yeni düşüncelerle tanışmamızı sağladı. Çünkü laik Cumhuriyet'ten uzaklaşmamızın önünü kapattı. 1971 darbe teşebbüsü ve 1980 Darbesi faşist darbelerdir. Türkiye'yi bugünkü noktaya taşıyan hareketler. 1980 son vuruştur emperyalizm için. TSK bu ülkenin her şeye rağmen en önemli kurumu." ifadeler söylemiştir.
1979 yılında İzmir'de Nazım Hikmet'in doğum yıl dönümüne katılmak ve Barış Derneği'ne üye olmak suçlarından yine yargılanır. Spor salonunda yapılan o doğum yıl dönümüne binlerce insan katılmışken bir tek Tarık Akan'a dava açılmıştır. 1987 yılında davadan beraat etmiştir.
Tarık Akan, 1980 darbesinden sonra, Almanya'da yaptığı bir konuşma sonrası yurda dönüşünde tutuklandı ve 2,5 ay ceza evinde kaldıktan sonra 31 Mart 1982'de beraat etmiştir. 2013 yılında yapılan Gezi Parkı protestoları destek vermek için protestolara iştirak etmiştir.
Özel yaşamı
1986 yılında Yasemin Erkut ile evlenen oyuncunun aynı yıl Barış Zeki Üregül adlı oğlu dünyaya gelmiştir. İki yıl sonra, 1988 yılında Yaşar Özgür Üregül ve Özlem Üregül adındaki ikiz çocukları dünyaya gelmiştir. Oyuncu, evlendikten dört yıl sonra 1989 yılında boşanmıştır.
1990 yılında, Acun Günay ile birlikte yaşamaya başlamıştır ve birliktelikleri vefatına kadar devam etmiştir. Akan'ın, ilk çocuğu olan Barış Zeki Üregül 2009 yılında Tarık Akan'ın da oynadığı "Deli Deli Olma" adlı filmde babasının gençliğini oynayarak oyunculuk hayatına atılmıştır.
Ölümü
Akciğer kanseri olan Akan, tedavisini İstanbul'da sürdürmekteyken 16 Eylül 2016 tarihinde hayatını kaybetti. Cenazesi için 18 Eylül 2016 tarihinde Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda düzenlenen anma etkinliği sonrasında, Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Bakırköy Zuhuratbaba Mezarlığı'na defnedildi.
TARIK AKAN NERELİ?
İstanbul doğumlu Tarık Akan, aslen Gümüşhanelidir.
TARIK AKAN FİLMLERİ
Akan, toplam 111 filmde ve 4 televizyon dizisinde oynamıştır.
1971 Solan Bir Yaprak Gibi Murat Sayman
1971 "Beyoğlu Güzeli" Ferit
1972 Sev Kardeşim Ferit Çalışkan
1972 Üç Sevgili Ferit
1972 Suçlu Hakan
1972 Tatlı Dillim Ferit
1973 Canım Kardeşim Murat
1973 Yalancı Yarim Ferdi
1974 Oh Olsun Ferit Haznedar
1975 Mavi Boncuk Yakışıklı Necmi
1975 Ah Nerede Ferit
1975 Ateş Böceği Tarık
1975 Delisin Ferit
1975 Hababam Sınıfı Damat Ferit
1976 Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı Damat Ferit
1976 Bizim Aile Ferit
TARIK AKAN SÖZLERİ
- Korkumu,heyecanımı bir yana koysam bile bütün bu olup bitenleri kendime konduramıyordum. Burada böyle çaresizce oturmayı hazmedemiyordum. Kişiliğimle, onurumla oynanıyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum.
- Bir sürü araba, üst üste insanlar, kalabalık...
Herkes birbirinin yaşamından habersiz, bir yol tutturmuş gidiyordu, kimse kimsenin umurunda değildi ; kimse böyle bir çaba içinde de değildi.
''Hapse girmek istiyorum, çünkü bu kalabalığı hiç sevmiyorum,'' dedim içimden.
- ...İnsanlıkdışı koşullarda yaşayıp etkilenmemek dayanıklılık ya da dirençlilik sayılmaz ki. Hepimizin yaşamları kısıtlandı. Körü körüne bir bekleyiş içindeyiz. Katlanmak her geçen gün zorlaşıyor. İnsanca tepkiler vermekten vazgeçmeye dayanıklılık diyorsanız, gerçekten de dayanıklı değilim öyleyse. Artık nereye gönderileceksem gitmek istiyorum; hapishane ya da her neresiyse...