Hrant Dink davası nedir? Hrant Dink cinayeti davası
Hrant Dink davasında karar açıklanıyor. Hrant Dink cinayeti davasında, gazeteci Ercan Gün 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin, Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu 76 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Ercan Gün'e silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 10 yıl hapis cezası verildi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu, 13'ü firari 76 sanığın yargılandığı davada karar açıklanıyor.
Hrant Dink cinayeti davasında, gazeteci Ercan Gün ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan'ın da bulunduğu 13 firari sanığın dosyasının ayrılmasına karar verildi.
HRANT DİNK DAVASI NEDİR?
Hrant Dink Suikastı, Agos gazetesiningenel yayın yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de silahlı saldırgan Ogün Samast tarafından öldürülmesi olayı. Önceden pek çok tehdit almış olan Dink, Agos'un Halaskargazi Caddesindeki binasının önünde başının arkasına ateş edilerek öldürüldü. Olay, Türkiye'de derin devlet ve milliyetçilik olgularını gündeme taşıdı.
HRANT DİNK CİNAYETİ
Hrant Dink'in ölümüyle sonuçlanan olaylar 6 Şubat 2004'te Agos'ta yayımlanan "Sabiha Hatun'un Sırrı" başlıklı röportajla başladı. Metinde Sabiha Gökçen'in binlerce Ermeni yetimden biri olabileceği iddia ediliyordu. Hrant Dink ve Diran Lokmagözyan'a konuşan Hripsime (Sebilciyan) Gazalyan, Gökçen'i Hatun Teyze olarak tanıdığını belirtip kendisine aktarılan aile öyküsünü anlatıyordu.
Agos'ta dikkat çekmeyen haber, 21 Şubat'ta Hürriyet'te Ersin Kalkan'ın imzasıyla "Sabiha Gökçen mi Hatun Sebilciyan mı?" başlığı altında Agos kaynak gösterilerek yayımlandı.
Hrant Dink'in konuyla ilgili kişisel yorumunu da içeren haber geniş yankı uyandırdı. Genelkurmay Başkanlığı'ndan aynı gün yapılan açıklamada, haberin"millî birlik, beraberlik ve değerler açısından tehlikeli" bulunduğu belirtilerek tüm basın organları, yayım ilkelerini tekrar gözden geçirmeye davet edildi. 24 Şubat'ta İstanbul Valiliği'ne çağrılan Dink, iddialara göre burada bir vali yardımcısının yanında bulunan iki kişiden biri tarafından tehdit edildi.
Valilikteki bu olaydan bir gün sonra, 25 Şubat'ta Mehmet Soykan tarafından verilen şikayet dilekçesi üzerine Şişli Cumhuriyet Savcılığı tarafından Hrant Dink'in başka bir yazısı için "Türklüğü aşağılamak" suçlamasıyla TCK'nin 301. maddesinden dava açıldı. 26 Şubat'ta Agos önünde toplanan Ülkü Ocaklarına mensup bir grup, tehditler de içeren pankartlar açarak gösteri yaptı ancak bu olay bir iki istisna dışında gazetelerde yer almadı. 301. maddeden açılan dava boyunca Dink'e yönelik tehditler artarak sürdü.
Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de saat 15:00 sıralarında Şişli'deki Halaskargazi Caddesi üzerinde bulunan Agos çıkışında uğradığı silahlı saldırı sonucunda olay yerinde hayatını kaybetti.
Başına ve boynuna isabet eden üç kurşun sonucunda hayatını kaybeden Dink'in cesedinin yakınında 4 adet boş kovan bulundu. Otopsi raporuna göre kurşunlardan ikisi Dink'in kafasına arkadan saplanmıştı. Görgü tanıkları, cinayeti işleyen kişinin 18-19 yaşlarında, kot pantolonlu ve beyaz bereli olduğunu bildirdiler.
Polis, saldırganın yakalanması amacıyla, bölgedeki metro, otobüs ve vapur iskelelerinde güvenlik önlemleri aldı. Katil zanlısı olarakOgün Samast, televizyonda yayınlanan güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerin üzerine babası tarafından ihbar edilerek güvenlik güçlerinin takibi sonucunda Trabzon'a gitmek üzere geldiği Samsun otogarında sivil giyimli jandarma ve polis ekiplerince yakalandı. Samast cinayeti işlediğini itiraf etti. Samast'ın üzerinde, suç aleti olduğu bildirilen bir tabanca ele geçirildi.
Sonrası
Tutuklanma sırasında çekilen ve ilk olarak TGRT kanalında yayımlanan Ogün Samast'ın arkasında Türk bayrağı ve Atatürk'ün "Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez." sözü görünen fotoğrafları tepki topladı. Bunun üzerine tutuklanmayı soruşturmak üzere 29 Ocak'ta Samsun'a bir mülkiye müfettişi gönderildi.
Soruşturma sonucunda polis veya jandarmanın Ogün Samast'la birlikte Türk bayrağı ve Atatürk'ün sözü bulunan fon önünde hatıra fotoğrafı çektiğini gösteren film kayıtları ortaya çıktı. Bu kayıtlarda güvenlik kuvvetlerinin Ogün Samast'a bir tür kahraman muamelesi yaptığı görünüyordu. Müfettiş raporunda, fonda Türk bayrağı görülen hatıra fotoğrafı ve filmlerinin zanlının konuşturulması için bir taktik olarak çekildiği ve herhangi bir suç oluşturmadığı belirtildi, bunun üzerine takipsizlik kararı alındı.
Hrant Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, müfettiş raporunu "Bu zanlı devletin kırmızı çizgilerini ihlal eden bir durumdan gözaltına alınsaydı, polis ve jandarma onunla kol kola girip fotoğraf çektirmek için yarışsaydı, raporlar böyle mi olurdu?" diyerek eleştirdi.
Samast'ın ardından 24 Ekim 2004'te Trabzon'da McDonald's'a bomba koyarak altı kişinin yaralanmasına sebep olan Yasin Hayal, azmettirici olduğu gerekçesiyle tutuklandı.
Yasin Hayal, tutuklandıktan bir süre sonra cinayetin polis muhbiri Erhan Tuncel tarafından planlandığını açıkladı. Hayal ve Tuncel, Büyük Birlik Partisi Trabzon il örgütünde karşılaşmışlardı. İddialara göre polis muhbiri olan Tuncel, Hayal'in Dink'i öldürmeyi planladığını polise 17 kez bildirmişti. Trabzon Emniyet Müdürü, "jandarmaya da çalıştığı için" suikastten önce Tuncel'i muhbirlikten attıklarını açıkladı. Ancak Emniyet teşkilatı bu bilgiyi yalanladı. Tuncel'in ifadelerinde polisi daha önce uyarmaya çalıştığı söylemesi, kendisini kurtarmaya yönelik bir çaba olarak yorumlandı. Hayal ve Tuncel, basında Ogün Samast'ın "ağabeyleri" olarak anıldılar.
Suikastın tetikçisinin yakalanmasına rağmen tam olarak aydınlatılamaması, Emniyet ve Jandarma İstihbarat Teşkilatı ile bağlantıları bulunan kişilerin olaya isimlerinin karışması, tetikçinin güvenlik güçleriyle birlikte hatıra fotoğrafı çektirmesi, azmettirici Yasin Hayal'in daha önceki suçlarında polis tarafından korunduğu gibi konu ve iddialar, derin devlet tartışmalarını tekrar gündeme getirdi.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek 31 Ocak 2007'de:"Operasyon ekibi: Hrant Dink cinayetinin kilit ismi olduğu iddiasıyla Trabzon'da gözaltına alınarak İstanbul'a getirilen Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencisi Erhan Tuncel'in Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek'in elemanı olduğu ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü de bu gerçeği doğruladı. Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in Trabzon'da Emniyet Müdürü iken kurduğu ekip, "haber elemanları" perdesi altında, bir operasyon ekibi, başka deyişle tetikçi timidir." şeklinde basın açıklaması yaptı.
Suikastın 40. gününde Kumkapı'daki Meryem Ana kilisesinde Dink anısına Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan'ın yönettiği bir Pazar ayini düzenlendi. Ayine Dink'in ailesi, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, yazar Elif Şafak, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, gazeteciler ve çok sayıda Ermeni katıldı. Mutafyan, konuşmasında suikastın aydınlatılamamasını eleştirdi. Bu ayin sırasında kiliseye giren silahlı iki kişi havaya ateş açarak paniğe neden oldular.