Selahaddin Eyyubi kimdir?
Pek çok kişi bu önemli tarihi şahsiyetin kim olduğunu ve hayat öyküsünü araştırıyor. Peki, Selahaddin Eyyubi kimdir? İşte, Selahaddin Eyyubi hakkında merak edilen soruların yanıtları!
Selahaddin Eyyubi, Mısır, Suriye, Yemen ve Filistin sultanı ve Eyyubi hanedanının ilk hükümdarıdır. İşte Selahattin Eyyubi hakkında merak edilen diğer soruların yanıtları ve detayları…
SELAHADDİN EYYUBİ KİMDİR?
Doğum tarihi : 1138, Tıkrit, Irak
Ölüm tarihi ve yeri: 4 Mart 1193, Şam, Suriye
Defnedildiği yer : Emevî Camii, Şam, Suriye
Selahaddin Eyyubi, Eyyubi hanedanının kurucusu ve ilk hükûmdarı.1187'de Kutsal Toprakları Haçlılardan geri almak için büyük bir ordu kurdu ve komutasındaki ordusuyla beraber 4 Temmuz 1187'de Hıttin Muharebesi'nde Kudüs Kralı Lüzinyanlı Guy'un ordusunun büyük bir bölümünü yok etti. 2 Ekim 1187'de ise Kudüs'ü Haçlı kuvvetlerinden alarak bölgedeki 88 yıl süren Hristiyan egemenliğine son verdi. Avrupalı Hristiyanlar, bu yenilgiden sonra Kudüs'ü tekrar hakimiyetlerine geçirebilmek amacıyla Üçüncü Haçlı Seferi'ni düzenledi.
Selahaddin Eyyubi, bu sefer sırasında gerçekleşen Arsuf Muharebesi'nde İngiliz Kralı I. Richard'a yenildiyse de, onunla yaptığı Yafa Antlaşması sayesinde Kudüs'ü muhafaza etti. Ayrıca, 1169'da Mısır'da bulunan Fatimi halifesinin veziri oldu, 1171'de Şii Fatimi halifeliğini feshedip, Mısır'ı, Bağdat'ta bulunan Sünni Abbasi halifeliğine bağladı. Ayrıca Selahaddin Eyyubi'nin, "iki kutsal caminin hizmetkârı" unvanına sahip ilk kişi olduğuna inanılmaktadır.
Selahaddin Eyyubi'nin ailesi Hezbani Kürtlerinin Revvadi kolundandır. Revvadiler aslen Arap olan Yemenli Ezd kabilesine mensupturlar. Abbasi Halifesi tarafından 758 senesinde Basra'dan alınarak Azerbaycan'a yerleştirilmişlerdir. Kabileye adını veren Revvad bin Müsenna el-Ezdî, Azerbaycan valisi tarafından güvenliği sağlama amaçlı Tebriz civarında vazifelendirilmiştir. Daha sonra onun soyundan gelen torunları 8. ve 9. yüzyıllarda Abbasiler'in Tebriz valisi olarak vazife yapmışlardır. Revvadiler, 10. yy'ın başından itibaren Azerbaycan'da baskın hale gelen Kürt varlığıyla özellikle Hezbani aşiretiyle karışarak Kürtleşmiş ve bu tarihten itibaren Kürt olarak tanınmışlardır. Ahmed için Ahmedil ve Muhammed için Memlân gibi isimleri kullanmaya başlamışlardır.
Ailesi
Doğduğu gece, babası Necmeddin Eyyub ailesini de alarak Halep'e göçtü. Burada Kuzey Suriye'nin güçlü Türk valisi İmadeddin Zengi'nin hizmetine girdi.
Dedesi Şadi, Bağdat şehrinin valisi olan Bihruz'un yakın arkadaşı idi. Bihruz nüfuzunu kullanarak Şadi'nin oğlu Necmeddin Eyyub'un Tikrit'in kumandanlığına atanmasını sağlamıştır.Böylece Büyük Selçuklu sultanı Muhammed Tapar Şadi'yi ailesiyle birlikte Tikrit civarına yerleştirdi.
İmadeddin Zengi'nin ordusu 1131'de Karaca el-Saki tarafından mağlup edildi ve Zengi, Tikrit'e sığındı.Selahaddin'in babası Necmeddin Eyyub ve amcası Esedüddin Şirkuh, Zengi'ye yardım etmiş ve Tikrit'te hapsedilen Aziduddin el-Mustevfi'nin kaçmasını sağlamışlardır. Bunun üzerine Bihruz ile araları açılmış, buna mukabil Musul ve Halep Atabeyi Zengilere yaklaşmışlardır. Şirkuh'un bir Selçuklu yüksek memuru öldürme olayından sonra iki kardeş Zengi'ye başvurmuş ve 1138'de görevinden alınan Necmeddin Eyyub ve ailesi İmadeddin Zengi'nin hizmetine girmiştir. Selahaddin'in annesi Selçukluların Harim emiri Şihabeddin Mahmud ibn Tokuş el-Harim'un kızkardeşidir. Şam bölgesini yöneten Tutuş'un aksine, Tekeş ile ilgili bir olay, İbn-ul Esir tarafından aktarılıyor. Kız kardeşi Sitti Şam (Zümrüt Hatun) önce Hüsameddin Muhammed bin Ömer bin Laçin'in babasıyla daha sonra Selahaddin'in amcası Şirkuh'un oğlu Nasreddin Muhammed ile evlendirildi.
Kardeşlerinin isimleri Tacülmülk Böri, Seyfülislam Tuğtekin,Melik Adil Ebu Bekir ve Şahinşah'dır. Torunlarından 13. yüzyılda yaşayan Okçu Yusuf, Selçuklu İmparatorluğu'nun okçu kuvvetlerinin komutanı idi. Selçuklu Sultanı Alaaddîn Keykubat'ın en güvendiği komutanlardan biriydi.
Büyük bir İslâm komutanı olan Okçu Yusuf'un en dikkat çekici özelliklerinden biri, İslâm tarihinin büyük komutanı Selahaddin Eyyubi'nin torunu olmasıdır. Aynı zamanda İpek Yolu'nun koruyuculuğunu yapmaktaydı.