Regaip Kandili'nde kılınacak namazlar ve yapılacak ibadetler! Regaip Gecesi ibadetleri, namazları, duaları ve zikirleri nelerdir?

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Recep ayının ilk Cuma gecesinin gelmesiyle birlikte vatandaşlar Regaip Kandilinde kılınacak namazlar nelerdir tariflerini ve kılınışlarını merak ediyor. Peki, Regaip Gecesi hangi namaz kılınır? Akşamla yatsı arası kılınacak namaz hangisi? Receb ayı nafile namazları nelerdir? Recep ayında kılınacak namazlar ve yapılacak ibadetler nelerdir?

Regaip Kandiliniz mübarek olsun. Bu gecede namaz kılmak, Kur'anı Kerim okumak, ibadet yapmak, zikir çekmek çok sevaptır. Peki, Regaip Gecesi hangi namazlar kılınır? Regaip gecesi yapılacak ibadetler nelerdir? Tamamı haberimizde...

REGAİP KANDİLİ NE ZAMAN?

Regaip kandili Recep ayının ilk cuma gecesidir. Yani bu yıl Regaip kandili 18 Şubat Perşembe akşamına denk gelmektedir. Regaip kandil gecesi 18 Şubat Perşembeyi 19 Şubat Cumaya bağlayan gecedir.

Regaip kandili gecesi : 1 8 Şubat Perşembeyi 19 Şubat Cuma'ya bağlayan gece.

Regaip kandili günü : 19 Şubat Cuma günü sabah namazından akşam namazına kadar olan süre.

Regaip Kandili'nde kılınacak namazlar ve yapılacak ibadetler! Regaip Gecesi ibadetleri, namazları, duaları ve zikirleri nelerdir?

REGAİP GECESİ NAMAZI KILINIŞI VE TARİFİ (18 ŞUBAT 2021 PERŞEMBE)

Abdülkâdir Geylâni (Kuddise Sirruhû) 'nın, senedini zikrederek Humeyd et-Tavil (Radıyallahu Anh) dan, onun da Enes ibni Malik (Radıyallahu Anhum) 'dan rivayet ettiği bir hadisi şerifte Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

"Her kim Receb'in ilk perşembesini oruçlu geçirir, sonra cuma gecesi olan o gece akşamla yatsı arasında 12 rekat kılar, her rekatta bir Fatiha Suresi, üç Kadr (Kadir) Suresi, peşine 12 kere de İhlas Suresi okuyup, her iki rekatta bir selam verirse, namazını bitirince :

[Allahümme Salli Alê Muhammedinnebiyyülümmiyyi vealê âlihivesellim]

'Ey Allah! Nebiyy-i Ümmi olan Muhammed'e ve âline salat eyle.' diye 70 kere bana salât okur, sonra secdeye kapanarak o secdesinde:

[Sübbuhun Guddüsün Rabbülmelêiketi verruh]

'Allah-u Te'âla bütün noksan sıfatlardan son derece münezzehtir, mukaddestir. Meleklerin ve Ruhun (Cebrail'in) Rabbi'dir.' diye 70 kere tesbihte bulunur ve başını kaldırdıktan sonra (iki secde arasında otururken) 70 kere:

[Rabbiğfirverham vetecêvez ammê teğlemü feinneke entelazîzül eğzam]

'Ey Rabbim! Bağışla ve acı. (Benim günahlarımla ilgili) bildiklerine ceza vermekden geç. Şüphesiz ki en ulu ve yüce olan Sensin ancak Sen.' der.

Sonra 2. secdeye vararak 1. secdede söylemiş olduğunun benzerini tekrar eder de, bitiminde Allah-u Te'ala'dan murâdını isterse, dileği muhakkak yerine getirilir." buyurmuştur.

Bu namazın fazileti hakkında Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

"Nefsim (canım) tasarrufunda (yönetimi altında) olan Zat'a yemin ederim ki, erkek veya kadın herhangi bir kul bu namazı kılarsa denizlerin köpükleri, kum taneleri, dağların ağırlığı, yağmurların damlaları ve ağaçların yaprakları kadar (fazla) olsa da mutlaka Allah'u Teala onun bütün günahlarını mağfiret eder.

Ayrıca bu kişi, hane halkından (yakın akrabasından, günahkar) yedi yüz kişi hakkında kıyamet günü şefaatçi kılınır. Kabrindeki ilk gecesi olunca bu namazın sevabı (nurlu bir surete bürünerek) güleç bir yüzle kendisine gelip, keskin ve belağatlı bir dille ona ;

'Ey benim dostum Sevinebilirsin, muhakkak ki her zorluktan kurtuldun.' dediğinde o;

'Sen de kimsin? Vallahi senden güzel yüzlü, senden tatlı dilli ve senden hoş kokulu bir şahıs görmedim.' der.

O da ona: 'Ey sevdiğim kişi ben senin,şu senenin şu ayının şu gecesinde kılmış olduğun namazın sevabıyım.Bu gece isteğini yerine getireyim,tek başına kaldığın şu anda sana yoldaş olayım ve yalnızlık hissini senden gidereyim diye kabrine geldim.

Sûr'a üfürüldüğü zaman da, kıyamet arasatında başının üstünde gölge olacağım, artın sen müjdelenebilirsin. Zira ebediyyen Mevlan tarafından sana ulaşacak hiçbir haytı kaybetmeyeceksin.' diye cevap verir."

(Kaynak : Abdülkadir el-Geylani, el-Ğunye li tâlibi tarîki'l-Hakkı 'Azze ve Celle | Hafız Muhammed ibnü Nâsır, Emâli İbni'l-Husayn | Razîn ibnü Mu'alive, Tecridü's-sıhah | el-Ğazali, İhyâü'ulumi'd-din | Ebu Abdillah el-Hubeyşi, Kitabul-Berake | es-Seyyid Ali Zade, Şerhu Şir'ali'l-İslam | Abdülhak ed-Dehlevi, Mâ Sebvete bi's Sünne fi eyyâmis-sene | Seyyid Mürteza ez-Zebidi | Muhammed Hakki en-Nazilli, Hazinetü'l-esrar | Mısır Vadi'n-Nil Matbaası)

Regaip Kandili'nde kılınacak namazlar ve yapılacak ibadetler! Regaip Gecesi ibadetleri, namazları, duaları ve zikirleri nelerdir?

RECEP AYININ HER ON GÜNÜNÜN ZİKİRLERİ

"Her kim Receb-i Şerifin ilk onunun her günü yüz kere:

[Sübhanelhayyilgayyûm]

'Hayy ve Kayyûm (gerçekte tek diri ve her şeyin yegâne yöneticisi) olan Allah-u Te'ala'yı tesbih ederim!'

İkinci onun her günü yüz kere:

[Sübhanellahilehadissamed]

'Ahad ve Samed (tek ve ulu) olan Allah-u Te'ala'yı tesbih ederim!'

Üçüncü onun her gününde de yüz kere:

[Sübhanellahrrauf]

'Raûf (yaratıklarını çokça esirgeyici) olan Allah-u Te'ala'yı tesbih ederim!' derse, ona verilecek sevabı hiçbir vasfedici tarif edemez."

(Kaynak : Safûri, Nüzhetü'l-mecâlis - Enisü'l-celis hamişi)

2021 RECEP AYI BİRİNCİ, İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ 10 GÜNLERİ NE ZAMAN?

Recep ayında ilk 10 günü, orta 10 günü ve son 10 günü her gün 100'er defa farklı zikirler çekiliyor. 2021 yılına göre bunları gün gün paylaşalım.

Recep Ayı 2021 ilk 10 günü ne zaman : 13 Şubat Cumartesi - 22 Şubat Pazartesi

Recep Ayı 2021 ikinci 10 günü ne zaman : 23 Şubat Salı - 4 Mart Perşembe

Recep Ayı 2021 üçüncü 10 günü ne zaman : 5 Mart Cuma - 13 Mart Cumartesi

ÜÇ AYLARDA YAPILACAK İBADETLER | REGAİP KANDİLİ YAPILACAK İBADETLER

Bu günlerde nefisler hesaba çekilmeli, ana sermayemiz olan ömrümüzün nerede ve nasıl tüketildiği gözden geçirilmeli, amel defterimize neler yazıldığı, Mahşer günü kurulacak büyük divanın tek Hâkimi Yüce Allah'ın (cc) hakkımızda nasıl bir hüküm vereceği düşünülmelidir. Bu aylar dua ve tövbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır.

– Kur'an-ı Kerim okunmalı, okuyanlar dinlenmeli, uygun mekânlarda Kur'an ziyafetleri verilmeli, Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.

– Peygamber Efendimize (s.a.s.) salât ve selâmlar getirilmeli, O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.

– Tefekkürde bulunulmalı, "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir" gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.

4 Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli, manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı

– Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı, gönüller alınmalı, kederli yüzler güldürülmeli.

– Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli, idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamette bulunulmalı.

– Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı, vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.

– Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.

-Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli, iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.

– Hayattaki manevî büyüklerimizin, hocalarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, mesaj yahut e-mail çekerek tebrik edilmeli, duaları istenmeli.

-Başta bütün insanlık olmak üzere kendimize ve sevdiklerimize mümkün mertebe ismen dualar etmeli.

Regaip Kandili'nde kılınacak namazlar ve yapılacak ibadetler! Regaip Gecesi ibadetleri, namazları, duaları ve zikirleri nelerdir?

3 AYLARIN ANLAMI VE ÖNEMİ NEDİR?

Üç aylar Regaib Kandili ile başlıyor. Hz. Peygamberimizin Aleyhisselam'ın yani Rasûl-i Ekrem Efendimiz; "Receb Allah"ın ayı, Şaban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır." buyurarak üç ayların bizler için ne kadar kıymetli bir hazine olduğunu buyuruyor. Üç aylar Recep Ayı ile başlayan, Şaban ile devam eden ve Ramazan Ayı ile sona eriyor.

Hazreti Muhammed'in recep ayı geldiğinde "Ya Rabb, recep ve şaban ayını bizim için bereketli kıl, mübarek eyle ve bizi ramazan ayına ulaştır." diye dua etmiştir.

Üç ayların faziletine dair Hz. Peygamber'den nakledilen rivayetlerin yanı sıra dinî kültürde mübarek sayılıp kutlanan Regaib, Mi'rac, Berat ve Kadir gecelerinin bu aylarda yer alması üç aylara ayrı bir önem verilmesine, ibadet, dua, zikir ve hayırlı işlerle daha fazla meşgul olunarak dinî duyarlılığın daha yoğun olarak yaşanmasına zemin hazırlamıştır. Ancak hadis âlimleri receb ve şâban aylarının fazileti hakkında kaynaklarda mevcut rivayetlerin çoğunun uydurma, önemli bir kısmının zayıf olduğunu ifade etmektedir. Resûl-i Ekrem'in receb ayı girdiğinde, "Allahım, receb ve şâbanı bize mübarek kıl ve bizi ramazana ulaştır!" şeklinde dua ettiği yolundaki rivayet (Taberânî, el-Mu?cemü'l-evsa?, IV, 189; Ebû Nuaym, VI, 269; ayrıca bk. Müsned, I, 259) zayıf kabul edilmektedir. Resûlullah'a isnat edilen, "Receb Allah'ın ayıdır, şâban benim ayımdır, ramazan ise ümmetimin ayıdır" rivayetinin ise aslı bulunamamıştır (Süyûtî, s. 114).

Üç aylarda yerine getirilmesi gelenek halini almış nâfile ibadetlerden biri oruçtur. Receb ve şâban aylarının tamamının oruçlu geçirilerek ramazanla birleştirilmesi "üç aylar orucu" şeklinde adlandırılır. Ramazan ayında kasten bozulan oruçtan dolayı yerine getirilmesi gereken iki aylık kefâret orucunun receb ve şâban aylarında tutularak böylece üç ayların oruçlu geçirildiği de görülmektedir. Üç aylar orucunun âdet haline gelmesinde, bu ayların faziletine dair Hz. Peygamber'den nakledilen rivayetlere dayanıp ramazan ayını dinî duyarlılık ve ibadet yoğunluğu içinde karşılama niyetinin etkili olduğunu söylemek mümkündür. Resûl-i Ekrem'in şâban ayında diğer aylara oranla daha fazla oruç tuttuğu, bazan da tamamını oruçlu geçirdiği hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buhârî, "?avm", 52; Müslim, "?ıyâm", 175, 176). Ancak Resûlullah'ın receb ve şâban aylarını birleştirerek aralıksız oruç tuttuğuna, böylece üç ayları oruçlu geçirdiğine dair sahih kaynaklarda herhangi bir rivayet mevcut değildir. Belirli günler dışında her zaman nâfile oruç tutulması mümkündür; ancak fazileti hakkında hadis bulunan ya da belirli zamanlarda tutulması tavsiye edilen nâfile oruçlar arasında üç aylar orucu mevcut değildir.

Receb ayının fazileti ve bu ayda oruç tutulmasıyla ilgili rivayetlerin zayıf olması dolayısıyla bu orucun hükmü hakkında âlimler değişik görüşler ileri sürmüştür. Bazı âlimler receb ayında oruç tutmayı müstehap kabul ederken bazıları, receb ayına özel bir kutsiyet atfedilmesi ve halkın bunu zorunlu bir ibadet şeklinde algılaması endişesiyle bu ayda oruç tutmayı sakıncalı görmüştür. Bir kısım âlimler de özellikle receb ayının tamamını oruçlu geçirmeyi hoş karşılamamıştır. Şâban ayının büyük kısmını ya da tamamını oruçlu geçiren Hz. Peygamber ramazan dışındaki en faziletli orucun şâbanda tutulan oruç olduğunu ifade etmiştir (Tirmizî, "Zekât", 28). Bundan dolayı şâban ayında oruç tutulması çoğunluk tarafından mendup sayılmakla birlikte Resûl-i Ekrem'in ramazan ayından başka hiçbir ayın bütününü oruçlu geçirmediğine dair hadislere (Buhârî, "?avm", 52; Müslim, "?ıyâm", 175, 178) ve şâbanın on beşinden sonra orucun terkedilmesine yönelik rivayetlere dayanan bazı âlimler, orucu farz olan ramazan ayına şevkle girmeyi zorlaştıracağı düşüncesiyle bu ayın ikinci yarısında oruç tutmayı mekruh görmüştür.

Dinî gelenekte üç aylara önem verilmesinin sebeplerinden biri de bu aylarda bulunan kandil geceleridir. Receb ayının ilk cuma gecesi Regaib, aynı ayın yirmi yedinci gecesi Mi'rac, şâban ayının on beşinci gecesi Berat ve ramazan ayının yirmi yedinci gecesi Kadir gecesidir. Regaib ile Berat'ın kutsallığı kesin olmadığı gibi bu gecelerde ifa edilecek ibadetler hakkında kaynaklarda sahih hadislere rastlanmamaktadır. Kandil gecelerinin en önemlisi Kadir gecesidir. Aynı adı taşıyan sûrede Kur'an'ın inmeye başladığı bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilmektedir (el-Kadr 97/1-3). Kadir gecesinin ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastladığı görüşü âlimlerin çoğunluğu tarafından benimsenmiştir. Üç aylarda nâfile namaz kılınması, itikâfa girilmesi, bu aylarda yedi sene oruç tutulduktan sonra kurban kesilmesi gibi özel ibadet şekilleri kaynaklarda yer almamaktadır. Üç aylarda vefat eden kimsenin sorgusunun yapılmayacağı yolundaki inanışın da aslı yoktur.

REGAİB GECESİ NEDİR?

Sözlükte "kendisine rağbet edilen şey, bol ve değerli bağış" anlamındaki ragibenin çoğulu olan regaib kelimesi hadis ve fıkıh literatüründe "bol sevap ve mükâfat, faziletli amel", özellikle Mâlikî fıkıh kaynaklarında sünnetin mukabili olarak "müstehap, nâfile ibadet" mânalarında kullanıldığı gibi (İbn Ebû Şeybe, II, 49; İbn Abdülber en-Nemerî, I, 127; Hattâb, II, 79) hicrî takvime göre yedinci ay olan recebin ilk perşembesini cumaya bağlayan geceye ad olmuştur (ayrıca bk. KANDİL).

Regaib gecesi, Kur'an'da saygı gösterilmesi istenen ve hadislerde -gün belirtilmeden- oruç tutulması tavsiye edilen haram aylardan (el-Bakara 2/217; el-Mâide 5/2, 97; Ebû Dâvûd, "?avm", 55; İbn Mâce, "?ıyâm", 43) receb ayında bulunmakla birlikte özellikle tasavvufî eserlerde yer alan, Hz. Peygamber'in Regaib gecesinde ana rahmine düştüğü, receb ayının ilk perşembe günü oruç tutup gecesinde Regaib namazı adıyla bir namaz kılmanın sevap olduğu ve bu gecenin birçok faziletinin bulunduğu yönündeki rivayetlerin asılsız olduğu hadis âlimlerince belirtilmiştir. İbnü'l-Cevzî, Regaib orucu ve namazıyla ilgili hadisin Zâhid Ebü'l-Hasan Nûreddin Ali b. Abdullah b. Hüseyin b. Cehdam (ö. 414/1024) tarafından uydurulduğunu ve hadisin başka hiçbir kaynakta geçmediğini belirtir (el-Mevzû?ât, II, 47). Ayrıca isrâ ve mi'rac olayının Regaib gecesi meydana geldiğine dair rivayetin de aslı bulunmamaktadır (İbn Kesîr, III, 109; Bedreddin el-Aynî, IV, 39). Regaib gecesiyle ilgili özel ibadet ve kutlamalar IV. (X.) yüzyılda ortaya çıkmış olup bu gecenin ilk defa kandil olarak kutlanmasına Kudüs'te 448 (1056), Bağdat'ta 480 (1087) yılında başlanmış, Gazzâlî de bütün Kudüs halkının bu geceyi ihya ettiğini söylemiştir (İ?yâ?, I, 203). Ebû Tâlib el-Mekkî gibi bazı mutasavvıflar Regaib gecesinden söz etmeyip receb ayının ilk gecesini ihya etmenin müstehap olduğunu belirtseler de (?utü'l-?ulûb, I, 121) bu geceyle ilgili rivayetlerin çok zayıf ya da uydurma olduğu hadis âlimlerince tesbit edilmiştir.

İslâm âlimlerinin büyük bir kısmı Hz. Peygamber, sahâbe ve tâbiîn dönemlerinde Regaib kandilinin bilinmediğini, kandil geceleri kutlanmasının diğer dinlerin tesiriyle ortaya çıktığını, dolayısıyla bu gecede özel bir ibadet yapmanın dinde yeni ibadet ihdası anlamına geleceğini, Resûl-i Ekrem tarafından genel olarak bid'atların yasaklanmasının yanı sıra (Buhârî, "?ul?", 5) cuma günü ve gecesi özel bir ibadet yapılmasının da yasaklandığını (Müslim, "?ıyâm", 147, 148), bu sebeple Regaib günü ve gecesinde muayyen ibadetler yapmanın dinen sakıncalı olduğunu belirtmiştir. Bir kısım âlimler ise genel anlamda fazileti âyet ve hadislerde belirtilen receb ayının bir gecesi olması dolayısıyla Regaib'in de faziletli gecelerden sayılacağını, namazın en üstün ibadet olup akşamla yatsı arasında nâfile namaz kılmanın fazileti hakkında -zayıf da olsa- hadisler, sahâbî ve tâbiî sözleri (Tirmizî, "?alât", 204; İbn Mâce, "İ?ametü'?-?alât", 185; Taberî, XV, 69; XXI, 100) bulunduğunu, müslüman toplumlarda özel zaman dilimleri olduğuna inanılan, dinî duyguların yoğun biçimde yaşandığı bu geceleri vesile ederek kazâ ve nâfile namaz kılmanın, Kur'an okumanın, çeşitli hayırlar yaparak Allah'a yaklaşmaya çalışmanın dinen bir sakıncası olmayacağını ifade etmişlerdir. Bu konuda birinci görüşü savunan Mâlikî fakihi İzzeddin İbn Abdüsselâm ile ikinci görüşü savunan hadis âlimi İbnü's-Salâh arasında bir münazara gerçekleşmiş (münazaranın tam metni için bk. Sofuoğlu, VII [1992], s. 17-45), âlimlerin birçoğu İbn Abdüsselâm'a hak vermiş, bunun üzerine Eyyûbî Hükümdarı el-Melikü'l-Kâmil, Regaib namazının camilerde kılınmasını ve bu gecenin kutlanmasını yasaklamıştır. Daha sonraki dönemlerde de benzer tartışma ve olaylar meydana gelmiştir. Osmanlı devrinde Molla Fenârî, Regaib gecesi hakkında olumlu görüş belirtmiş, çeşitli dönemlerde bu konuda lehte ve aleyhte risâleler yazılmıştır (Keşfü'?-?unûn, bk. bibl.; Îzâ?u'l-meknûn, II, 196). Farklı görüş ve uygulamalar günümüzde de varlığını sürdürmektedir.

Kaynak: Haberler.com / Gündem
title