Mevlid-i Şerif sözleri (tüm metni)! Türkçe Mevlid nedir, nasıl okunur? Süleyman Çelebi'nin Türkçe Mevlid yazılışı nedir? Mevlüd tamamı okunuşu!
Mevlid kandiline sayılı günler kala vatandaşlar Türkçe Mevlid'in okunuşunu ve yazılışını merak ediyor. Peki, Mevlid-i Şerif tüm metni nedir? Türkçe Mevlid nedir, nasıl okunur? Mevlid Türkçe yazılışı nedir? Mevlidi kim yazmıştır? Mevlüd tamamı okunuşu! Mevlidi şerif tamamının okunuşu nasıldır? İşte detaylar...
Halk arasında geleneksel olarak okunan mevlid, Süleyman Çelebi'nin yazdığı mevliddir. Mevlid kandili gecelerinde genellikle çoğu camide akşam ile yatsı namazı arasında okunur. Bazen yatsıdan sonra da okunabiliyor. Sizler için tüm Mevlid'in metnini araştırdık. Süleyman Çelebi'nin tüm Türkçe Mevlid'ine haberimizden ulaşabilirsiniz...
MEVLİD NEDİR?
Sözlükte "doğum yeri ve zamanı" anlamına gelen mevlid kelimesi, İslâm kültüründe özellikle Hz. Peygamber'in doğumunu, bu vesileyle yapılan törenleri ve yazılan eserleri ifade etmek için kullanılır. Ayrıca Mısır başta olmak üzere Arap dünyasında özellikle tasavvuf çevrelerinde mevlid kelimesi velî kabul edilen sûfîlerin doğum yıl dönümlerini de kapsayacak şekilde geniş bir anlam kazanmıştır. Mevsim kelimesi de Arap ülkelerinde hem mevlidi hem diğer bayram kutlamalarını ifade eden geniş bir mâna taşır.
Resûl-i Ekrem, İslâm tarihçilerinin çoğuna göre Habeşistan'ın Yemen valisi Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak üzere Mekke'ye saldırdığı ve Fil Vak'ası denilen olayın meydana geldiği yıl doğmuştur. Bu hususta görüş ayrılığının bulunmadığı rivayet edilir. Araplar'da "nesî" geleneğini göz önüne alanlara göre bu tarih milâdî 569, diğerlerine göre ise 570 veya 571'dir. Yine genellikle kabul edildiğine göre Rebîülevvel ayının 12'sinde ve gündüz dünyaya gelmiştir. O yıl ilkbahar mevsimine rastlayan bu ayın iki, sekiz, on veya on yedinci gününde doğduğuna dair rivayetlerle sabaha karşı dünyaya geldiğine dair rivayetler de vardır (İbn Kesîr, I, 198-203; Şâmî, I, 401-405; DİA, XIII, 71). Doğumun pazartesi günü olduğu ise daha sahih rivayetlere dayanmaktadır (aş.bk.). Ayrıca doğum gününün milâdî takvime göre 20 Nisan'a denk geldiği söylendiği gibi bunun doğru olmadığını ileri sürenler de bulunmaktadır (İbn Kesîr, I, 201; Şâmî, I, 405).
Hz. Peygamber'in sağlığında onun doğum yıl dönümü kutlanmadığı gibi Hulefâ-yi Râşidîn dönemiyle Emevî ve Abbâsî devirlerinde de mevlidle ilgili bir uygulamaya rastlanmamaktadır. Mısır'da Şiî Fâtımî Devleti kurulunca, soyundan geldiklerini söyledikleri Hz. Peygamber'in doğum yıl dönümü Muiz-Lidînillâh döneminden (972-975) itibaren resmî törenlerle kutlanmaya başlanmıştır. Hz. Peygamber'in yanında Hz. Ali, Fâtıma, Hasan, Hüseyin ve o günkü halifenin mevlidlerinin de kutlandığı (bunlara "mevâlîd-i sitte" deniyordu), aynı zamanda receb, şâban ve ramazan aylarındaki kandiller ile ramazan ve kurban bayramları gibi vesilelerle düzenlenen diğer bazı resmî kutlamaların da ilk örneklerinin yaşandığı bu dönem İslâm tarihinde zengin bir şölen geleneği oluşturmuştur (bk. İbnü't-Tuveyr, s. 211-223).
MEVLİDİ KİM YAZMIŞTIR?
Mevlidi Şerif'in yazarı Süleyman Çelebi'dir.
Süleyman Çelebi,(1351 - 1422) Osmanlı İmparatorluğu döneminde Bursa'da Ulu Camiî imamı, mutasavvıf, tek eseri olan, Türkçe kaleme alınmış mevlidlerin ilki ve en meşhuru olan Vesîletü'n-necât'ın yazarıdır.
SÜLEYMAN ÇELEBİ'NİN MEVLİDİ HAKKINDA BİLGİLER
Süleyman Çelebi tarafından 1409'da yazılmıştır. Asıl adı "Vesîletü'n Necât" (Kurtuluş Vesilesi)'tır. 16 kısım ve 770 beyitten oluşur. Kasîde şeklinde yazılan eserin içinde gazel formunda yazılan bölümler de vardır. Aruz vezninin "failatun failatun failun" vezni kullanılmıştır; sadece "velâdet" bölümünün sonundaki on beyit "mef' ulü-fâilâtü-mefâilü-fâilün" kalıbı ile yazılmıştır.
Süleyman Çelebi, eserini yazarken, referans aldığı eserlerin, Âşık Paşa' nın "Garibnâme" si, Erzurumlu Darir in "Siyerü' n- Nebî" si, Eb'ul Hasan Bekrî' nin "Siyer"i ve Muhyiddîn Ibnü'l Arâbî'nin "Füsûs-u Hîkem"i olduğu tespit edilmiştir.
Halk arasında geleneksel olarak okunan mevlid, Süleyman Çelebi'nin yazdığı mevliddir.
MEVLİD-İ ŞERİF TÜRKÇE TAM METNİ YAZILIŞI
MEVLÛDÜ'N-NEBÎ SALLALLÂHU ALEYHİ VE SELLEM
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ey Hudâvendî tüvânâ Pâdişâh
Yerde gökde Senden özge yok ilâh
*****
Yoğ-iken eşyâyı îcâd eyledin
Kün dedin vîrânı âbâd eyledin
*****
Sakf-ı merfû'ı yaratdın bî-sütûn
Döşedin altına arzı fevka nûn
*****
Zîr ü bâlâ çün bezendi bî-kusûr
Birisine dön dedin birine dur
*****
Döndi gök emrinle yer tutdı karâr
Pes hüveydâ oldılar leyl ü nehâr
*****
Bâb-ı fazlından dilerler ihtidâ
Ac u muhtâcındurur şâh u gedâ
*****
Zerreye fazlın irerse nâgehân
Tâ'ir-i kudsî olur ol dem hemân
*****
Kimini puthâneden Sıddîk eder
Kimisin arşdan sürüp zındîk eder
*****
Enbiyâya kimini serdâr eder
Arşına da'vet edüp sırdâr eder
*****
Olmak istersen Habîb'e âşinâ
Ver salavât bul anınla rûşenâ
*****
Dâimâ dilden geçerdi bu hayâl
Kim koyam bu yolda ben de bir misâl
*****
Söylene gülzâr-ı evsâf-ı Habîb
Ola na'tinde bu bende andelîb
*****
Bu azîmetle kalem aldım ele
Geldi bir kaç beyti ol demde dile
*****
Çünki ilhâm oldı bana bu makâl
Düşdi destimden kalem dil oldı lâl
*****
Diledim aslı ile tutam işi
Ceybime çekdim başı dökdim yaşı
*****
Ravza-ı Sultân'a yüz tutdum tamâm
Çok okudum es-salâtü ve's-selâm
*****
Hâlimi i'lâm edüp dergâha ben
Yokluğum arz eyledim ol Şâh'a ben
*****
Düşdüm istiğrâka buldum lezzeti
Gitdi benden hiss-i kevnî hâleti
*****
İşbu hâl içre görürem nâgehân
Kendimi bir tâk önünde ol zamân
*****
Oturur ol Suffe içre Mustafâ
Nûr-ı vechi âleme vermiş safâ
*****
Şem'-i cem' olmuş yine ahbâbına
Cân fedâ olsun ana ashâbına
*****
Olmak istersen Habîb'e âşinâ
Ver salavât bul anınla rûşenâ
*****
Sâha-ı lutfına çün buldum mecâl
Şerm ile etdim Cenâb'a arz-ı hâl
*****
Muntazır oldum bu dem eltâfına
Pes işâret etdiler etrâfına
*****
Nerdübândan indi bir kimse hemân
Sundı bir tıflı elüme şâdumân
*****
Dedi Hazret sana verdi bunı al
Okı bu tıflın yüzinden kutlu fâl
*****
Tıfl-ı ma'nîdir sana oldı nasîb
Kokula bu goncadan bûy-ı Habîb
*****
Bağrıma basdım o tıflı şâd olup
Kendüme geldim o dem âbâd olup
*****
Çün elüme girdi miftâh-ı künûz
Gülşen-ı evsâfa yol buldum henüz
*****
Lîk maksûdum benim budur hemîn
Hayr ile yâd edeler ihvân-ı dîn
*****
Fâtihayla Şemsi'yi kim kıla yâd
Dü-cihânda eyleye Hak anı şâd
*****
Olmak istersen Habîb'e âşinâ
Ver salavât bul anınla rûşenâ
*****
Başla söze söyle bir şîrîn makâl
Tûti vü bülbül ola ol sözde lâl
*****
Cem olupdur bunda çün âşıkları
Muntazırdır ol şehin tâlibleri
*****
Söyle ol Fahr-i cihânın mevlüdin
İşide evsâfını erbâb-ı dîn
*****
Yak vücûdun micmerinden hoş buhûr
Ol kokudan bula dîn ehli sürûr
*****
Saç dehânın şîşesinden hoş gül-âb
Tâ deminden revnak alsın müşk-i nâb
*****
Şevk ile âşıkları hayrân ola
Sâgar-ı elfâz ile sekrân ola
*****
Bu cihâna düşdi pes sît u sadâ
Kim bu gece doğar ol Şemsü'l-hüdâ
*****
Mâye-i rahmetdir ol sultân-ı dîn
Sâye-i izzetdür ol hâkân-ı dîn
*****
Cennet içre erdi Rıdvân'a haber
Kim anı zeyn eyleye ol serteser
*****
Hem cehennem Mâlik'ine erdi bu
Heybetin ref' edüp örtile tamu
*****
Bu gece hem putlar olsun ser-nigûn
Hâlini bilsün o kavm-i müşrikûn
*****
Âmine Hâtun'dır ol hayrü'n-nisâ
Ol gece doğıcak ol Hayrü'l-verâ
*****
Der idi taş u ağaçlar merhabâ
Merhabâ ey Fahr-i âlem merhabâ
*****
Merhabâ ey âsî ümmet melcei
Merhabâ ey sûr-ı âlem merhabâ
*****
Merhabâ ey server-i dünyâ vü dîn
Merhabâ ey nûr-ı âlem merhabâ
*****
Âsitânından umarlar hep atâ
Müznib ü magfûr-ı âlem merhabâ
*****
Yümn-i îmân ile çok ehl-i şekâ
Olısar mesrûr-ı âlem merhabâ
*****
Sana tâbi' olmayan gerden-keşân
Olısar makhûr-ı âlem merhabâ
*****
Dedi hem bir kimse verdi hoş selâm
Görmedim ruhsârını söyler kelâm
*****
Muştuluk senden doğar ol tıfl-ı cân
Gelmesine muntazır kerrûbiyân
*****
Adını anın Muhammed koyalar
Ana cândan hizmet etsün dâyeler
*****
Gitdi ol kimse gerü feth oldı bâb
İki hâtûn geldi misl-i âfitâb
*****
Birisi Meryem birisi Âsiye
Etdiler rıfk ile bana tehniye
*****
Kim doğar senden o Fahrü'l-enbiyâ
Zulmet iken bulısar âlem ziyâ
*****
Olmak istersen Habîb'e âşinâ
Ver salavât bul anınla rûşenâ
*****
Mazhar-ı Hak'dur o tıfl-ı nâzenîn
Ana hâdim oldı Cibrîl-i emîn
*****
Çün yakîn oldı gele ol yâr-i dîn
Ohşadılar dahi anı gelmedin
*****
Çün harâret gâlib oldı cânıma
İkisi oturdı iki yanıma
*****
Verdiler bir kâse ile şerbeti
İçdim andan ben zülâl-i hikmeti
*****
Geldi bir murg-ı ilâhî ol zamân
Arkamı sığadı ol dem şâdumân
*****
Dogdı ol sâatde ol Hayrü'l-enâm
Dur ayağa kıl Habîb'e ihtirâm
*****
Âmine Hâtundır ol hayrü'n-nisâ
Çünki yere düşdi ol Hayrü'l-verâ
*****
Bakdım anın hey'etine ol zamân
Secdeye varmış o nûr-ı müsteân
*****
Kulağım ağzına vurdum dinledim
Heybetini gördüm ol dem ağladım
*****
Yalvarup Mevlâ'sına der yâ Ganî
Çün 'anâ iklîmine saldın beni
*****
Bana bağışla bu âsî ümmeti
Çekmeyem tâ rûz-ı ferdâ kürbeti
*****
Yâ İlâhî ol Habîb'in hürmeti
Dahi esmâ vü sıfâtın hürmeti
*****
Etme Şemsî miskini yâ Rabbenâ
Rûz-ı mahşerde Habîbinden cüdâ
*****
Dahi cümle mü'minîni yâ Kerîm
Lutfına müstagrak eyle yâ Rahîm
*****
Meclis ehli lutf edüp yâd edeler
Fâtihayla rûhumı şâd edeler
*****
Yâ İlahî rahmet eyle sen ana
Vâlideynim dahi ihvânım ana
*****
Şehr-i Sîvâs oldı bu nazmıma câ
Ehline şâfi' ola nûru'd-dücâ
Mevlid'i Şerif yazarı : Süleyman Çelebi