Malazgirt Meydan Muharebesi 948 yaşında! Malazgirt Zaferi mesajları – Sultan Alparslan sözleri!
Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi'nin 948 yıl dönümündeyiz. 26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan ile Bizans İmparatoru IV. Romen Diyojen arasında gerçekleşti. Türklerin zaferi ile sonuçlanan Malazgirt Meydan Muharebesi tarihi, sözleri, mesajları ile Sultan Alparslan sözleri haberimizde.
Malazgirt Savaşı, 26 Ağustos 1071 tarihinde Alparslan tarafından yönetilen Selçuklu ordusu ile Bizans ordusu arasında gerçekleşmiş, Bizans İmparatorluğu'nun yenilgisi ve İmparator 4. Romen Diyojen'in esir düşmesiyle sona ermiştir. Bu zafer ile Türklere Anadolu'nun kapıları açıldı. 948. Yıl önce gerçekleşen Malazgirt Zaferi, bugün ülkemizde çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Bu tarih aynı zamanda (26 Ağustos 1922) Atatürk'ün önderliğinde başlayan Büyük Taarruz başlangıcıdır. Malazgirt Meydan Muharebesi sebepleri, sonuçları nelerdir? Malazgirt Zaferi sözleri mesajları ile Sultan Alparslan sözleri haberimizde.
MALAZGİRT MEYDAN MUHAREBESİ
Malazgirt Meydan Muharebesi, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan ile Bizans İmparatoru IV. Romen Diyojen arasında gerçekleşen muharebedir. Alp Arslan'ın zaferi ile sonuçlanan Malazgirt Muharebesi, "Türklere Anadolu'nun kapılarında kesin zafer sağlayan son muharebe" olarak bilinir.
Büyük Selçuklular Tuğrul Bey döneminden (1038-1063) başlayarak Anadolu'ya birçok akınlar düzenlemiş, 1048'de Pasinler Ovası'nda Bizans ordusunu ağır bir yenilgiye uğratmışlardı. Doğu Anadolu'daki bazı önemli kalelerin Selçukluların eline geçmesiyle sonuçlanan bu akınlar, 1063'te Alparslan tahta geçtikten sonra da sürdü.
1063 yılında Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, Türk müttefiklerinin Ermenistan ve Anadolu'ya doğru göç etmesine izin verdi. Bu olay sonrasında Bizanslılar ile Türkler arasında gerilim artmaya başladı.
1068 yılında Romen Diyojen, Türklere karşı bir sefer düzenledi; fakat Koçhisar şehrini geri almasına rağmen Türk atlılarına yetişemedi.
1070 yılında Türkler (Alparslan komutanlığında), günümüzde Muş'un bir ilçesi olan Malazgirt'te Manzikert (Bizans dilinde Malazgirt) ve Erciş kalelerini ele geçirdi.
Bu sırada da Türk akınlarından ve en son gelen Türk ordusundan çok rahatsız olan Bizanslılar, tahta ünlü komutan Romen Diyojen'i çıkardılar. 13 Mart 1071 tarihinde Romen Diyojen'de büyük bir ordu kurup Konstantinopolis (bugünkü İstanbul)'ten ayrıldı. Ordunun sayısı 200 bin olarak tahmin edilirken bazı kaynaklarda bir milyon olarak ifade edilmiştir.
Haziran 1071'de Erzurum'a vardı. Orada, Diyojen'in generallerinden bazıları Selçuklu bölgesine ilerlemeyi sürdürmeyi ve Alparslan'ı hazırlıksız yakalamayı teklif etti. Nikeforos Bryennios'da dahil diğer generallerin bazıları da bulundukları yerde bekleyip pozisyonlarını güçlendirmeyi önerdi. Sonuç olarak ilerlemeye davam etme kararı verildi.
Diyojen komutasındaki Bizans ordusu Malazgirt'e ilerledi. Bu sırada da Halep'te bulunan Sultan'a elçiler göndererek kaleleri geri istedi. Sultan Alparslan ise Mısır seferinden vazgeçip 50 bin kişilik ordusu ile Malazgirt'e yöneldi.
Önceden tüm hazırlıklarını alan Sultan Alparslan, gönderdiği öncü birlik ile bir Bizans komutanını ele geçirdi. Bu sayede 200.000 kişilik orduya 50.000 kişilik bir kuvvetle nasıl karşı koyulacağının planları yapıldı. Buna rağmen, Diyojen'e elçi gönderip barış yapmak istedi. Ama düşman birlikleri bu korktuklarını yorumladı ve barış görüşmelerini reddetti.
25 Ağustos 1071 günü askerlerinin moralini arttırmak için devamlı tekbir getirmelerini, düşmanların morallerini bozmak için de sürekli boru ve davul çalmalarını, oklar atmalarını emretti. Bunun yanında askerlere moral vermek için atının kuyruğunu bağladı. Bu ise savaşta en önde yer alacağı anlamına geliyordu. Askerlerinin Cuma namazına İmamlık eden Sultan Alparslan, atına binip ordusunun önüne çıkıp moral yükseltici ve ordunun maneviyatını coşturan kısa ve etkili bir konuşma yaptı.
ALPARSLAN'IN TARİHE GEÇEN KONUŞMASI
"Askerlerim! Yiğitlerim! Bugün burada ne emreden bir sultan, ne de emir alan bir asker vardır. Bugün ben sizlerden biriyim ve sizlerle birlikte savaşacağım. Bugün burada Allah'tan başka bir sultan yoktur. Biz ne kadar az olursak olalım, düşman ne kadar çok olursa olsun, bütün Müslümanların, zaferimiz için dua ettikleri şu anda, kendimi düşman üzerine atacağım. Ya zafer kazanırız, ya şehit olarak cennete gideriz. İsteyen benimle gelsin, isteyen geri dönsün. Ben memleket için, İslam için ölüme koşuyorum. Beni takip edenler ve kendilerini Yüce Allah'a adayanlardan şehit olanlar Cennet'e, sağ kalanlar ise ganimete kavuşacaklardır. Ayrılanları ahirette ateş, dünyada da alçaklık beklemektedir. Daha sonra atından inerek secdeye kapandı ve şöyle dua etti:
"Ya Rabb! Seni kendime vekil yapıyorum. Azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda savaşıyorum. Ey Allah'ım! Niyetim halistir, bana yardım et. Sözlerimde hilaf varsa beni kahret."
MALAZGİRT MEYDAN MUHAREBESİ VE HİLAL TAKTİĞİ
Malazgirt Savaşı öncesinde Sultan Alparslan ile komutanları, Hilal taktiği konusunda anlaşmışlardı. İlk önden gönderilen altı birlikler, ok saldırısına geçti. Bu saldırılar ile Bizanslılar önemli miktarda asker kaybına uğradı. Fakat saflarını bozmadılar. Bu sırada altı birliklere geri çekilme emri verildi. Diyojen, bunu Türklerin saldırı gücünü yitirdiğine yorumladı. En baştan beri savaşı kazanacağına çok inanan Bizanslılar, oklu birliklerin peşine düştü. Fakat ağır zırhları ile atlıları yakalayamadıkları gibi yorgun da düştüler. Artık Bizanslılar mevzilerinden uzaklaşmış ve çevresi sarılmış durumdadırlar. Diyojen geri çekil emri verdi fakat artık çok geçti. Esas Türk ordusunun da gelmesi ile iyice panik oldular. Çembere alınan ve bir yere kaçamayan Diyojen çareyi teslim olmakta buldu.
DİYOJEN İLE ALPARSLAN ARASINDA GEÇEN KONUŞMA
Alparslan, İmparatorun huzuruna getirilmesini emretti, getirilince de elindeki kamçıyla imparatora üç defa vurdu ve : "Sana barış için elçi gönderdiğim halde reddetmedin mi?" dedi.
Bunun üzerine İmparator "Azarlamayı bırak da, ne yapacaksan yap!" diye cevap verdi.
Alparslan İmparatora: "Sen beni esir almış olsaydın ne yapardın?" diye sordu.
İmparator: "Kötülük yapardım." Diye karşılık verdi.
Alparslan bu defa: "Peki benim sana ne yapacağımı zannediyorsun?" diye sorunca
İmparator: "Beni ya öldürürsün, ya da İslam ülkelerinde teşhir edersin, yahut da uzak bir ihtimal olmakla beraber, affeder, fideye ve vergi alır, beni kendine vekil tayin edersin." Cevabını verdi.
Bunun üzerine Alparslan: "Ben de zaten bundan başka bir şey düşünmedim." diye cevap verdi.
MALAZGİRT ZAFERİ SONUÇLARI
Tüm dünya tarihi için büyük bir dönüm noktası olan bu savaş; zafer kazanan Komutan Alparslan'ın yenik İmparator IV. Romen Diyojen'le antlaşma yapmasıyla son buldu. İmparatoru bağışlayan ve ona iyi davranan Sultan antlaşamaya göre İmparatoru serbest bırakır. Antlaşamaya göre imparator kendi fidyesi için 1.500.000 dinar, vergi olarak ise her yıl 360.000 dinar ödeyecek, ayrıca Antakya, Urfa, Ahlat ve Malazgirt'i de Selçukluya bırakacaktı. Tokat'a kadar kendisine verilen Türk birliği eşliğinde Konstantinopolis'e doğru yola çıkan İmparator Diogenes, Tokat'ta toplayabildiği 200.000 kadar dinarı kendisiyle birlikte gelen Tük birliğine verip Sultan'a gönderdi. Tahta kendi yerine VII. Mikhail Dukas'ın çıktığını öğrendi.Romen Diyojen ise geri dönmekte iken Anadolu'ya dağılmış ordunun kalanlarından derme çatma bir ordu düzenlemiş ve kendisini tahttan indirenlerin ordularına karşı iki çatışma yapmıştır. Her iki muharebede yenilerek Kilikya'da bir küçük kaleye çekilmişti. Oradan teslim alınmış, keşiş yapılarak gözlerine mil çekilmiş ve Anadolu'ya katır üzerinde getirilmiştir. Kınaliada (Proti) Manastırına kapatılan Romen Diyojen, birkaç gün içinde yaralarından dolayı hayatını kaybetti.
MALAZGİRT ZAFERİ SÖZLERİ MESAJLARI
Her parçası ayrı güzelliklere sahip olan Anadolu coğrafyası, Malazgirt Zaferi ile vatanlaşmaya başlamış, bu coğrafyayı vatan kılma özlemi milletimizin tarihl yürüyüşünü ve yükselişini hızlandırmıştır. Bu duygularla Malazgirt Zaferi'nin Yıldönümü Kutlarım
Milli birliğimizi, vatanımızın bütünlüğünü ve devletimizin bekasını korumak öncelikli vazifemizdir. Anadolu'yu ebedi yurt edinmiş milletimizin hürriyetini, devletimizin bağımsızlığını ortadan kaldırmak isteyen her türlü şer odağına karşı hepimiz son derece dikkatli ve basiretli olmalıyız. Bu vesileyle, Malazgirt Zaferi'nin 948. yıl dönümünü kutluyor, başta büyük komutan Sultan Alparslan olmak üzere, milletimizin istiklali için canını feda eden bütün şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum
Milletimize, Anadolu'nun kapılarını açan, bu topraklarda birlik, beraberlik ve barışa dayanan anlayışın hakim olmasını sağlayan Malazgirt Zaferi'nin 948'ncı yıl dönümünü kutlarım
Milletimiz her zaman birlik ve beraberlik içinde tüm zorlukların üstesinden gelecek, barış ve huzurumuza kastedenlere karşı gereken cevabı verecektir. Bu düşüncelerle Malazgirt Zaferi'nin yıldönümünde, büyük komutan Sultan Alparslan'ı ve aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor
Malazgirt Zaferimizin 948. yılı kutlu olsun. Köklerimize sarıldıkça bizi kimse yıkamayacak. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Malazgirt Zaferinin 948'inci yıldönümünde büyük Hakanımız Sultan Alparslan'ı rahmet ve minnetle yad ediyorum. Kanlarıyla destan, cesaretleriyle tarih yazarak bize vatan bırakan tüm şehitlerimize yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun
Anadolu'nun, aziz milletimizin anavatanı haline gelmesine vesile olan Malazgirt Zaferi'nin yıl dönümünü kutluyorum
26 Ağustos 1071'de Malazgirt'te kazanılan büyük zafer, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna uzanan yolun ilk adımı olmuş, aziz milletimiz bu topraklarda nice şanlı zaferlere ulaşarak, tarihin akışına yön vermiştir bu vesileyle Malazgirt Zaferinin 948. Yıldönümü kutlarım.
Malazgirt, sadece bir zafer değildir. Anadolu'nun ebedi yurdumuz olacağının tapusu ve Peygamberin takdiri ile taçlanacağı bir mühürdür. Malazgirt Zaferi'nin 948. yılı kutlu olsun.
Üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen Malazgirt Zaferi'nin ruhu milletimizin hala sinesinde diridir. O ruh, bugün istikbalimizin ve bağımsızlığımızın teminatıdır. Bu inanç ve düşüncelerle Malazgirt Zaferi'nin 948'ncı yıl dönümünü tebrik ediyor, Büyük Komutan Sultan Alparslan'ı ve şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum.
Sultan Alparslan, asırlar boyunca sürecek olan barış, hoşgörü ve sevgiyi esas alan ortak yaşam kültürünün temellerini atmıştır. Bugün bizleri güçlü kılan, önümüzde çıkan her zorlukla mücadele azmimizi artıran, farklılıklarımıza rağmen bir bütün olmamızı sağlayan kararlılık, 1071'de sergilenen kararlılık ve o güne hakim olan şuurun bugüne yansımasıdır bu vesileyle Malazgirt Zaferinin 948. Yıldönümü kutlarım.
Bu zafer, zaferler zaferidir. Bu zafer Türk'e 2. anayurdu Anadolu'nun kapılarını ardına kadar açmış, geleceğini tayin etmiştir. Türkiye'nin kurulmasını sağlayarak, tüm dünya tarihini kökten değiştirmiştir. Malazgirt Zaferi kutlu olsun.
Sultan Alparslan'ın önderliğinde ve liderliğindeki Türk Ordusu'nun, sayıca kendinden kat kat üstün olan Bizans ordusu karşısında elde ettiği kahramanlık destanı olan Malazgirt Zaferinin 948'ncı yılını kutlarım
Geçmişimizdeki birlik, beraberlik ve dayanışma ruhunun hep daim olması dileği ile Malazgirt Zaferi'nin 948. yıldönümü vesileyle bu vatanin bizlere yurt edinilmesinde canını ortaya koyan tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, tüm şehitlerimizi minnetle anıyorum
Bizlere Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi'nin 948.yıl dönümü kutlu olsun.
Altaylardan çıkıp geldim, Malazgirt'te ne canlar verdim, Koskoca bir orduyu yendim, Türkoğlu Türküm ben… Malazgirt Zaferi kutlu olsun.
Sultan Alparslan komutasındaki Türk ordusunun kendisinden sayıca ve silah gücü bakımından üstün olan Bizans ordusunu destansı bir şekilde mağlup ettiği şanlı zaferin 948. yıldönümünü kutlamaktan onur ve gurur duymaktayız.
SULTAN ALPARSLAN SÖZLERİ
Allahım! İslamın sancaklarını yükselt ve hayatlarını Sana kulluk için esirgemeyen mücahidlerini yalnız bırakma! Ya Rabbi! Alp Arslan'ı, düşmanlarına karşı muzaffer kıl ve onun askerlerini meleklerin ile kuvvetlendir! Zira O, Senin rızanı kazanmak için varlığını, canını ve her şeyini fedadan sakınmıyor. O Senin yolunda ve dininin üstünlüğü için nasıl cihat yapıyorsa Sen de onu öylece koru ve düşmanlarını kahret!
Ya muzaffer olur gayeme ulaşırım, ya da şehit olarak Cennet'e giderim. Burada emreden sultan ve emredilen asker yoktur. Zira bugün ben de ancak sizlerden biriyim, sizlerle birlikte savaşan bir gaziyim. Ölürsem kefenim, üzerimdeki elbisemdir
Ey Askerler!… Eğer şehid olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. Ben nefsimi Allah'a adadım. Benim için şehadet de, muzaffer olmak da bir saadettir. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir
Allahım! İslâmın sancaklarını yükselt ve hayatlarını Sana kulluk için esirgemeyen mücahidlerini yalnız bırakma! Ya Rabbi! Alp Arslan'ı, düşmanlarına karşı muzaffer kıl ve onun askerlerini meleklerin ile kuvvetlendir! Zira O, Senin rızanı kazanmak için varlığını, canını ve her şeyini fedadan sakınmıyor. O Senin yolunda ve dininin üstünlüğü için nasıl cihat yapıyorsa Sen de onu öylece koru ve düşmanlarını kahret!
Biz ne kadar az olursak olalım, onlar (Bizanslılar) ne kadar çok olurlarsa olsunlar, bütün Müslümanların minberlerde bizim için dua ettikleri şu saatte kendimi düşman üzerine atmak istiyorum.