Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Hindistan'ın unutulmaz lideri Mahatma Gandi'nin 150. doğum günü kutlanıyor

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Hakkında en çok kitap yazılan sekizinci lider olan ve Mahatma Gandi'nin bugün 150. doğum günü kutlanıyor. Gandi, ülkesi Hindistan'da Ulus'un Babası ilan edilmişti. Peki, Mahatma Gandi kimdir? Ne zaman, nasıl öldü? Detaylar haberimizde...

Mahatma Gandi, Hindistan bağımsızlı hareketinin lideri, bugün 150. doğum gününe girdi. Yüce Ruh anlamına gelen Mahatma adı verilen Gandi'nin doğum günü olan 2 Ekim Gandhi Jayanti adıyla ulusal tatil olarak kutlanır. Şiddete karşı direniş fikri ile bir felsefe oluşturan ve bunu tüm dünyaya yaymaya çalışan Mahatma Gandi tüm dünyanın saygısını kazanmış bir lider. Hakkında en çok kitap yazılan sekizinci kişi olarak tarihe geçmiştir.

MAHATMA GANDİ KİMDİR?

Mohandas Karamçand Gandi 2 Ekim 1869 günü Porbandar, Britanya Hindistanı'nda doğdu. Babası başvezir olan Gandi, canlılara zarar vermeme, etyemezlik, kişisel arınma için oruç tutma ve farklı inanç ve kast üyeleri arasında karşılıklı tolerans gibi öğretileri öğrendi.

13 yaşındayken, ailesinin isteğiyle yine 13 yaşındaki Kasturba Makhanji ile evlendi. İlki bebekken ölen beş çocukları oldu. Ortalama bir öğrenci olan Gandi, Bhavnagar'da bulunan Samaldas Kolejine giriş sınavını kıl payı kazandı.

18 yaşında 4 Eylül 1888'de Gandi avukat olmak için hukuk okumak üzere University College London'a girdi.

Daha önce din konularına özel bir ilgi göstermemiş olan Gandi Hinduizm, Hristiyanlık, Budizm, İslam ve diğer dinlerin kutsal metinleriyle bunlar hakkında yazılan eserleri okudu.

İngiltere ve Galler barosuna girdikten sonra Hindistan'a döndü ama Bombay'da avukatlık yaparken çok başarılı olamadı. Daha sonra lise öğretmeni olarak işe başvurup başarılı olamayınca Rajkot'a geri döndü ve arzuhalcilik yapmaya başladı ancak bir Britanya subayı ile düştüğü anlaşmazlık sonucu bu işi de kapatmak zorunda kaldı.

Gandi, Güney Afrika'da Hintlere uygulanan ayrımcılığa maruz kaldı. Sosyal haksızlıklar karşısında uyanmasına neden olan bu olaylar hayatında bir dönüm noktası olmuş ve daha sonraki sosyal eylemciliğine temel oluşturdu. Güney Afrika'da Hintlerin maruz kaldığı ırkçılık, önyargı ve haksızlıklara doğrudan tanık olmuş ve halkının Britanya İmparatorluğu içindeki yeri ile kendisinin topluluk içindeki yerini sorgulamaya başladı.

1894'te Natal Hint Kongresi'ni kurdu ve bu örgütü kullanarak Güney Afrika'da bulunan Hint topluluğunu ortak bir siyasi gücün arkasında toplayabildi.

Ocak 1897'de Hindistan'a yaptığı kısa bir gezinin ardından Güney Afrika'ya dönen Gandi'ye saldıran bir grup beyaz onu linç etmek istedi.

1906 yılında Transvaal hükûmeti sömürgenin Hint nüfusunu zorla kayıt altına almayı gerektiren bir yasayı kabul etti.

11 Eylül 1906'da Johannesburg'da yapılan toplu gösteri sırasında hâlâ gelişmekte olan satyagraha (gerçeğe bağlılık) ya da pasif protesto yöntemini ilk defa olarak uygulamaya başladı ve Hint yandaşlarına şiddet ile karşı çıkmak yerine yeni yasaya karşı çıkıp bunun sonuçlarına katlanmaları yönünde çağrıda bulundu. Bu öneri kabul edildi ve yedi yıl süren mücadelede grev yapmak, kayıt olmayı reddetmek, kayıt kartlarını yakmak gibi çeşitli şiddet içermeyen başkaldırılar nedeniyle aralarında Gandi'nin de bulunduğu binlerce Hint hapsedildi, kırbaçlandı ve hatta vuruldu.

Hint protestoculara Güney Afrika hükûmetinin uyguladığı ağır yöntemlerin kamuoyunda oluşturduğu itiraz sonucunda Güney Afrikalı general Jan Christiaan Smuts, Gandi ile bir uzlaşmaya gitmek zorunda kalmıştır. Bu mücadele sırasında Gandi'nin fikirleri şekillendi ve Satyagraha kavramı olgunlaştı.

21 Temmuz 1906'da, Gandi kendi kurduğu Indian Opinion gazetesinde -"Natal Hükûmeti tarafından Yerlilere karşı yapılan operasyonlarda kullanılmak üzere deneme maksatlı kurulan birlik yirmi üç Hint'ten oluşmaktadır" diye yazdı.

Gandi, 1915'te Güney Afrika'dan Hindistan'a geri döndü.

Hindistan Ulusal Kongresi'nin toplantılarında konuşmalar yaptı ama asıl olarak Hint halkı, siyaset ve diğer sorunlar üzerinde düşünmeye o zamanlar Kongre Partisi'nin önemli liderlerinden olan Gopal Krişna Gokhale tarafından teşvik edildi.

Gandi ilk önemli başarılarını 1918 yılında Çamparan karışıklığı ve Kheda Satyagraha sırasında elde etti. Buradaki köylülerin çok kötü yaşam koşulları nedeniyle onları bilinçlendirdi. Okullar ve hastane kurulmasına öncülük etti. Bunun yüzünden polis tarafından huzursuzluk yapıyor diye tutuklandı. Bu olay nedeniyle yüzbinlerce kişi tarafından protesto yapıldı. Bu ise Gandi'nin serbest bırakılmasına vesile oldu.

MAHATMA ADININ VERİLMESİ

Gandhi toprak sahiplerine karşı protestolar ve grevler düzenledi. Britanya hükûmetinin yönlendirmesiyle toprak sahipleri bölgenin yoksul köylülerine daha fazla yardım edeceklerine, ürettiklerini tüketebileceklerine ve kıtlık bitene kadar vergileri kaldıracaklarına dair bir antlaşma imzaladı. Bu karışıklık sırasında insanlar Gandi'ye Bapu (Baba) ve Mahatma (Yüce Ruh) demeye başladı. Kheda'da, Sardar Patel Britanyalılarla yapılan pazarlıklarda köylüleri temsil etti. Pazarlıklar sonrasında vergiler askıya alındı ve tüm tutuklular salıverildi. Bunun sonucunda Gandi'nin ünü tüm ülkeye yayıldı.

Aralık 1921'de Gandi Hindistan Ulusal Kongresi'nde yürütme yetkisine sahip oldu. Liderliği altında Kongre amacı Swaraj olan yeni bir anayasa altında örgütlendi. Gandi şiddet karşıtı hareketlerinin içine yabancı ürünlerin özellikle de Britanya ürünlerinin boykotunu da kattı. Buna karşılık khadi adlı hint kumaşının dokumasına öncülük etti.

Britanya ürünlerinin yanı sıra Gandi, halkı Britanya eğitim kurumlarını ve mahkemelerini de boykot etmeye, hükûmet işinden istifaya ve Britanya unvanlarını kullanmamaya çağırdı.

Şubat 1922'de, Uttar Pradeş'in Chauri Chaura şehrinde şiddetli çatışma sonucu birdenbire sona erdi. Hareketin şiddete doğru yönelmesinden ve bunun bütün yapılanları yıkmasından korkan Gandi ulusal itaatsizlik kampanyasını sona erdirdi.

Gandi 10 Mart 1922'de tutuklandı, isyana teşvikten yargılanarak altı yıl hapis cezasına çarptırıldı. 18 Mart 1922'de başlayan cezası iki yıl sonra Şubat 1924'te apandisit ameliyatı nedeniyle salındıktan sonra bitti.

Gandi 1920'lerde gözlerden uzakta kaldı. Swaraj Partisi ile Hindistan Ulusal Kongresi arasındaki ayrılıkları çözmeye çalıştı ve paryalık, alkolizm, cehalet ile yoksulluğun yokedilmesi için girişimlerini yaygınlaştırdı. Tekrar öne çıkması 1928 yılında olmuştur.

31 Aralık 1929'da Lahor'da Hindistan bayrağı açıldı. 26 Ocak 1930, Lahore'da toplanan Hindistan Ulusal Kongresi tarafından Hindistan'ın Bağımsızlık Günü olarak kutlandı.

400 KM'LİK TUZ YÜRÜYÜŞÜ

Gandi Mart 1930'da tuz vergisine karşı yeni bir satyagraha başlattı. Kendi tuzunu yapmak için Ahmedabad'dan Dandi'ye 12 Mart'tan 6 Nisan'a kadar 400 kilometre yürüdüğü Tuz Yürüyüşü bu pasif direnişin en önemli bölümüdür.

Lord Edward Irwin tarafından temsil edilen hükûmet, Gandi ile görüşmeye karar verdi. Mart 1931'de Gandi–Irwin Paktı imzalandı.

8 Mayıs 1933'te Gandi, Harijan hareketine destek olmak için 21 günlük kişisel arınma orucuna başladı. 1934 yazında başarısız üç suikast girişimine uğradı.

Gandi ve Kongre Çalışma Komitesinin tamamı Britanyalılar tarafından 9 Ağustos 1942'de Bombay'da tutuklandı. Gandi iki yıl boyunca Pune'de Ağa Han Sarayında tutuldu. Buradayken sekreteri Mahadev Desai 50 yaşındayken kalp krizinden öldü, ardından 6 gün sonra, 18 aydır tutuklu bulunan eşi Kasturba 22 Şubat 1944'te öldü.Altı hafta sonra Gandi ağır bir sıtma krizi geçirdi. Sağlığının kötüleşmesi ve ameliyat gereksinimi nedeniyle savaş sona ermeden 6 Mayıs 1944'te salıverildi.

Halkın sevgisini ve güvenini kazanan GANDHİ'ye insanlar baba anlamına gelen "Bapu" ve yüce ruh anlamına gelen "mahatma"demeye başlamışlar ve böylece GANDHİ'nin ünü tüm ülkeye hatta zamanla dünyaya yayılmıştır. Tüm hayatı boyunca ezilen,dışlanan sınıfın çıkarlarına hizmet etmeye, sosyal adaleti sağlayıp , insanlar arası ayrımı veırkçılığı reddetmiştir. Hayatını özgürlük mücadelesine adayan GANDHİ, 30 Ocak 1948'de Yeni Delhi'de Hindu bir radikal olan suikastçı Nathuram Godse tarafından vurularak öldürülmüştür. Ölümünden sonra Hint inançları gereği yakılıp külleri kaplara konulmuş ve anma törenleri için Hindistan'ın çeşitli bölgelerine gönderilmiştir. 15 Haziran 1947 yılında Birlşemiş milletler genel kurulunda alınan kararla Gandhının doğum günü olan 2 ekim gününü "Dünya Şiddet'e Hayır Günü" olarak ilan etmiştir.

Kaynak: Haberler.com / Gündem
title