Lozan Barış Antlaşması 96. yıl dönümü! Lozan Antlaşması maddeleri ve önemi
İsviçre'nin Lozan şehrinde, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması ile askeri zaferler siyasi zaferle sonuçlandı ve kapitülasyonlar kesin olarak kaldırıldı. Lozan Barış Antlaşması maddeleri, tarihi, önemi haberimizde…
Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Britanya İmparatorluğu, Fransız Cumhuriyeti, İtalya Krallığı, Japon İmparatorluğu, Yunanistan Krallığı, Romanya Krallığı ve Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı temsilcileri tarafından imzalandı. Lozan Antlaşması'nda alınan kararlar neydi?
SEVR ANLAŞMASI GEÇERSİZ SAYILDI
1920 yılında I. Dünya Savaşı'nın galipleri mağluplar ile hesaplarını tamamladı. Almanya'ya 28 Haziran 1919'da Versay'da, Bulgaristan'a 27 Kasım 1919'da Neuilly'de, Avusturya'ya 10 Eylül 1919'da Saint-Germain'de, Macaristan'a da 4 Haziran 1920'de Trianon'da anlaşmalar imzalatıldı fakat Osmanlı İmparatorluğu ile herhangi bir antlaşma imzalanmamıştı. Hemen ardından 10 Ağustos 1920'de Osmanlı ile Sevr gerçekleşti. Ankara'da TBMM'nin Sevr Antlaşması'na tepkisi sert oldu. Ankara İstiklâl Mahkemesi, anlaşmaya imza atan üç kişiyi ve Sadrazam Damat Ferit Paşa'yı idama mahkûm etti ve vatan haini ilan etti. Yunanistan dışında Sevr'i hiçbir ülkenin meclislerinde onaylamaması ile Sevr bir anlaşma taslağı olarak kaldı. Öte yandan Anadolu'daki mücadelenin de başarıya ulaşması sonucu Sevr Antlaşması hiçbir zaman uygulanamadı.
Yaşananların ardından Birleşik Krallık, 2 uçak gemisinin de içinde bulunduğu donanmayı İstanbul'a gönderdi. Aynı süreçte ABD'de 13 savaş gemisini Türkiye sularına gönderdi. Amiral Bristol komutasındaki USS Scorpion gemisinin, istihbarat görevi nedeniyle 1908-1923 yılları arası İstanbul'da bulunduğu biliniyordu.
SALTANAT KALDIRILDI
TBMM Hükümeti'nin Yunanlılara karşı kazandığı zafer neticesinde Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı. Sonrasında İtilaf Devletleri 28 Ekim 1922'de TBMM Hükümeti'ni Lozan'da toplanacak olan barış konferansına davet etti. Barış şartlarını görüşmek için konferansa ilk etapta Başvekil Rauf Orbay katılmak istese de Mustafa Kemal Atatürk İsmet Paşa'nın katılmasını uygun gördü. İsmet Paşa Dışişleri Bakanlığına getirildi ve çalışmalar hızlandırıldı. İtilaf Devletleri Lozan'a, TBMM Hükümeti üzerinde baskı kurmak için İstanbul Hükümeti'ni de davet etti. Bu duruma tepki gösteren TBMM Hükümeti, 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırdı.
TBMM Hükûmeti Lozan Konferansı'na katılarak; Misak-ı Milli'yi gerçekleştirmeyi, Türkiye'de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları çözüme kavuşturmayı amaçladı. Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar kırmızı çizgiydi ve bu konularda anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştı. 20 Kasım 1922'de Lozan görüşmeleri başladı. Osmanlı borçları, Türk-Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapıldı. Ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul'un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamadı.
İKİNCİ LOZAN GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI
Görüş ayrılıkları nedeniyle 4 Şubat 1923'te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini tekrar gündeme getirdi. Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusu'na savaş hazırlıklarının başlamasını emretti. Sovyetler Birliği savaş çıkarsa Türkiye'nin yanında savaşa gireceğini duyurdu. Yeni bir savaşı ve kendi çevresinin tepkisini göze alamayan İtilaf Devletleri barış görüşmelerini tekrar başlatmak için Türkiye'yi tekrar Lozan'a çağırdı.
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI 6 AĞUSTOS 1924'TE YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Bu defa daha ılımlı ve karşılıklı tavizlerle görüşmeler 23 Nisan 1923'te tekrar başlamış, 23 Nisan'da başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923'e kadar devam etti ve sonunda Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Taraf ülkelerin temsilcileri arasında imzalanan anlaşma, taraf ülkelerin meclislerinde görüşüldü ve Türkiye 23 Ağustos 1923'te, Yunanistan 25 Ağustos 1923'te, İtalya 12 Mart 1924'te, Japonya 15 Mayıs 1924'te imzaladı. Birleşik Krallık'ın anlaşmayı onaylaması ise 16 Temmuz 1924 tarihinde gerçekleşti. Anlaşma, 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girdi.
LOZAN ANTLAŞMASINDAKİ KONULAR VE ALINAN KARARLAR
Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması'nda çizilen sınırlar kabul edildi.
Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda Birleşik Krallık ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı. Bu anlaşmazlık Musul Sorunu'na dönüştü.
Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması'nda belirlenen haliyle kabul edildi. Meriç Nehri'nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan'ın Batı Anadolu'da yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verildi.
Adalar: Midilli, Limni, Sakız, Semadirek, Sisam ve Ahikerya adaları üzerinde Yunan hakimiyeti hususunda Osmanlı Devleti'nin imzalamış olduğu 1913 tarihli Londra Antlaşması ve 1913 tarihli Atina Antlaşması'nın adalar hakkındaki hükümleri ve 13 Şubat 1914 tarihinde Yunanistan'a bildirilen karar, adaların askeri amaçlarla kullanılmaması şartıyla kabul edildi. Anadolu kıyısına üç milden az mesafede bulunan adaların ve Bozcaada, Gökçeada ile Tavşan Adaları üzerindeki Türk hakimiyeti geçerli sayıldı.
Osmanlı Devleti tarafından Uşi Antlaşması ile 1912 yılında İtalya'ya geçici olarak bırakılan On İki Ada üzerindeki bütün haklardan İtalya lehine feragat edildi.
Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na göre belirlendi.
Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.
Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması'nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlendi ve tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edilerek hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. (Antlaşmanın 40. Maddesi bu konuyla alakalıdır.) Batı Trakya'daki Türklerle, İstanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türkler'in mübadele edilmelerine karar verildi.
Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçti. Türkiye, tamirat bedeli olarak Yunanistan'dan 4 milyon altın talep etti fakat bu istek kabul edilmedi. Bunun üzerine Yunanistan savaş suçu işlediğini kabul etti ve Türkiye tazminat hakkından feragat etti. Sadece savaş tazminatı olarak Yunanistan, Karaağaç bölgesini verdi.
Osmanlı'nın borçları: Borçlar, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye'ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi.
Boğazlar: Görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konu oldu. Sonuç olarak, askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecek. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti'nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirildi.
Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye'nin koyacağı kanunlar neticesinde devam etmesi kararlaştırıldı.
Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin Osmanlı Devleti zamanındaki bütün ayrıcalıklarının kaldırılarak sadece dinî işleri yerine getirmek şartıyla İstanbul'da kalmasına izin verildi.
Kıbrıs: Osmanlı Devleti Ruslara karşı İngilizleri yanına çekebilmek için 1878 yılında Kıbrıs'taki hakları saklı olmak şartıyla geçici olarak Kıbrıs'ı Birleşik Krallık idaresine vermişti. Birleşik Krallık I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine 5 Kasım 1914'te Kıbrıs'ı topraklarına kattığını resmen açıkladı. Osmanlı Devleti bu kararı tanımadı. Türkiye Lozan Antlaşması'nın 20. maddesiyle Kıbrıs'taki Birleşik Krallık egemenliğini kabul etti.
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ ÖNEMİ
Yeni Türk Devleti ve Misâk-ı Millî, düşmanlar tarafından resmen kabul edildi.
Askerî zaferler siyâsi zaferle sonuçlandı.
Türkiye savaş tazminatı ödemedi.
Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırıldı.
Ülke sınırları Irak sınırı hariç belli oldu.
Türkiye açısından I.Dünya Savaşı sona erdi.
Azınlıkların Türk vatandaşı sayılması ile dış güçlerin içişlerine karışması önlendi.
Millî Mücadele hareketi, bağımsızlık için uğraşan diğer milletlere de bir örnek teşkil etti.
Antlaşma, I.TBMM tarafından imzalandı, II.TBMM tarafından onaylandı.