İsmail Dümbüllü kimdir? Dümbüllü'nün kavuğu nedir? İsmail Dümbüllü biyografisi!
Türk Tiyatrosu geleneği olan "Dümbüllü'nün Fesi ve Kavuğu" nesilden nesilden nesile devredilerek gelenek yaşatılır. Konu hakkında detaylar merak edilirken Dümbüllü'nün kavuğu nedir? Dümbüllü'nün fesi nedir? soruları soruldu. Peki, İsmail Dümbüllü kimdir? Dümbüllü'nün kavuğu nedir? İsmail Dümbüllü kaç yaşında, nereli, mesleği nedir? Dümbüllü'nün fesi nedir? İsmail Dümbüllü hayatı ve biyografisi nedir?
Türk Tiyatrosu geleneği olan "Dümbüllü'nün Fesi ve Kavuğu" nesilden nesilden nesile devredilerek gelenek yaşatılır. Konu hakkında detaylar merak edilirken Dümbüllü'nün kavuğu nedir? Dümbüllü'nün fesi nedir? soruları soruldu. Peki, İsmail Dümbüllü kimdir? Dümbüllü'nün kavuğu nedir? İsmail Dümbüllü kaç yaşında, nereli, mesleği nedir? Dümbüllü'nün fesi nedir? İsmail Dümbüllü hayatı ve biyografisi nedir? İşte detaylar haberimizde...
İSMAİL DÜMBÜLLÜ KİMDİR?
Geleneksel Türk Tiyatrosunun son temsilcisi, orta oyunu ve tuluat ustası İsmail Hakkı Dümbüllü, 1897'de Üsküdar'da doğmuştur. Babası II. Abdülhamid'in silahtarlarından Zeynel Abidin Efendi'dir. 30 yaşına kadar Kel Hasan'ın yanında çalışmış, ardından Şehzadebaşı Tiyatrosu'na geçmiştir. Kel Hasan'dan öğrendiklerini kendi kişiliğiyle birleştirerek oluşturduğu Dümbüllü tarzını hem sahnede, hem de perdede sergilemeyi sürdüren oyuncu, Nasreddin Hoca'yla özdeşleştirilmiştir.
Kel Hasan'dan İsmail Dümbüllü'ye devredilen ve orta oyununu temsil eden kavuk, Türk tiyatrosunda güldürü geleneğinin sembolü bu kavuğu bir dönem geleneksel tiyatro ile ilgilenen sinema sanatçısı Münir ÖZKUL'a devretmiştir. İsmail Dümbüllü 5 Kasım 1973'te trafik kazası sonucu İstanbul'da yaşamını yitirmiştir.
İSMAİL DÜMBÜLLÜ YAŞAMI
1897 yılında İstanbul'un Üsküdar semtinde doğdu. Babası padişah II. Abdülhamid'in silahşorlarından Zeynel Abidin Efendi, annesi Fatma Azize Hanım idi, Ailesi ona "İsmail Hakkı" adını verdi. Üsküdar İttihat-ı Terakki Mektebi'nde ilköğrenimini tamamladıktan sonra askeri ortaokula devam etti. Tiyatro merakı yüzünden askeri ortaokuldan atıldı.
Tiyatroya Karagöz Hüseyin'in sahnesinde amatör olarak başladı. 1917'den itibaren Kel Hasan Efendi'nin tiyatrolarında profesyonel olarak sahneye çıktı. 1926 yılına kadar Kel Hasan'ın yanında çalışarak tuluat geleneğini öğrendi. Kavuklu Hamdi, Komik Naşid Efendi, Küçük İsmail Efendi, Abdürezzak gibi dönemin ünlü orta oyuncuları ile çalışma fırsatı buldu. Kantocu Peruz Hanım'ın söylediği "Dümbüllü" kantosuna bir gazel ekleyerek söylemesi nedeniyle "Dümbüllü İsmail" olarak tanındı. Kel Hasan'ın bir konuşmasında, kardeşi Recep Sefa'ya "oğlum sen dramatik adamsın, hiçbir zaman komik olmazsın, işte komiklik bu adam mahsustur, benden sonra bu adam bu sanatın ehli gözüküyor" dediği aktarılmaktadır.
İsmail Dümbüllü, 1928'de Tevfik İnce ile Direklerarası'nda Hilal Tiyatrosunu kurdu. Kendisi orta oyunundaki Kavuklu'nun yeni şekli olan Uşak rolüne çıkarken, Tevifik İnce Pişekar karakterinin yeni şekli olan Jön (evin beyi) rolüne çıkıyordu. 1933'ten sonra birlikte Anadolu turnelerine çıktılar. Gezginci tiyatroyu geleneksel oyunla birleştirerek halka sundular. Gözlemeci, Kavuklu'ya Hile, Çifte Hamamlar, Ters Biyav ve Kanlı Nigâr oynadığı oyunlar arasında en çok bilinenlerdi.
Dümbüllü, sanatını tiyatro dışında radyoda da icra etti. Tuluat ve orta oyunu dağarcığından oyunları radyoda canlandırarak radyo yayınlarını geleneksel Türk tiyatrosunu halka anlatma aracı olarak kullandı. TRT İstanbul Radyosu'nda on beş günde bir yayımlanan ve sunuculuğunu Orhan Boran'ın yaptığı müzik eğlence programında Dümbüllü'nün Tevfik İnce ile birlikte rol aldıkları bölüm dinleyicilerden büyük ilgi gördü.
Dönemin ünlü komedyenlerinin âşık atışması gibi sahnede birbiriyle atıştıkları "Türkiye Komikler Müsabakası" adlı yarışmalarda sıklıkla Naşit Bey ile karşılaştı. Naşid Efendi'nin 1943 yılında ölümünden sonra orta oyunu geleneğini sürdüren en önemli isim Dümbüllü oldu.
1946 yılından itibaren elliye yakın sinema filminde rol aldı. Harman Sonu (1946), Keloğlan (1948), Dümbüllü Macera Peşinde (1948), İncili Çavuş (1951), Nasreddin Hoca (1965) gibi filmlerde rol aldı. Oynadığı filmlerde en çok Nasreddin Hoca tiplemesi ile özdeşleşti.
Türk tiyatrosunda geleneğin simgesi olan kavuğu ve fesi "Kanlı Nigar" oyununu Altan Karındaş'la birlikte Arena Tiyatrosu'nda sahneleyen Münir Özkul'a 17 Nisan 1968 tarihinde seyirci huzurunda sürpriz olarak teslim etti.
1968'den sonra zaman zaman sahneye çıkmaya, radyo oyunlarında yer almaya devam etti. 1970'te, Nurhan Damcıoğlu ve Halit Akçatepe ile birlikte Çalıkuşu Opereti'nde rol aldı.
Geçirdiği bir trafik kazasından sonra 5 Kasım 1973'te 75 yaşına öldü. Cenazesi, 30 Ekim 1973 tarihinde açılan Boğaziçi Köprüsü üzerinden geçirilen ilk kişi olan Dümbüllü Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
TÜRK TİYATROSUNDA "DÜMBÜLLÜ'NÜN FESİ VE KAVUĞU" GELENEĞİ NEDİR?
Dümbüllü'nün Fesi yıllar boyunca Türk tiyatro oyuncuları arasında geleneksel bir törende devredilir; bu fes ve kavuk Türk tiyatro oyunculuğu mirasını temsil etmektedir. Orta oyunu ve Tulûat (doğaçlama) sanatçısı İsmail Hakkı Dümbüllü, ustası Kel Hasan'dan devraldığı fesi, 1968'de oyuncu Münir Özkul'a devretmiştir.
Kel Hasan Efendi Kavuğu "Türk Tiyatrosu"nun güldürü geleneğinin nişanesi sayılmaktadır. Kavuk daha çok orta oyununu temsil eder. Kel Hasan Efendi Kavuk'u öğrencisi İsmail Dümbüllü'ye devretmişti. İsmail Dümbüllü ise bir dönem geleneksel tiyatro ile ilgilenen sinema sanatçısı Münir Özkul'a devretmiştir. Dümbüllü, Özkul'u 1967-1968 yılları arasında Arena Tiyatrosu'nda. 'Kanlı Nigar' piyesindeki 'Kavuklu' rolünde izlemiş; 1968 yılında Özkul'un yeteneğinin nişanesi olarak bir törenle Kavuk'u devretmiştir., daha sonra Dümbüllü'nün kavuğu; Münir Özkul tarafından 1989'da Ortaoyuncular Tiyatro Topluluğu'nun kurucusu Ferhan Şensoy'a devredilmiştir.İsmail Dümbüllü'nün Münir Özkul'a devrettiği Hasan Efendi'nin kavuğunu Ferhan Şensoy, Rasim Öztekin'e devretti.
Fes ise Tuluat sanatını temsil eder. Fes aynı şekilde Kel Hasan Efendi'den İsmail Dümbüllü'ye daha sonra ondan Münir Özkul'a devretmiştir. Münir Özkul fesi daha sonra Müjdat Gezen'e devretmiştir.(Kavuk ile karıştırılmamalıdır, Münir Özkul kavuğu Ferhan Şensoy'a devretmiştir. )Son olarak Müjdat Gezen, geleneksel Türk tiyatrosunun son temsilcisi İsmail Dümbüllü'ye ait olan ve yıllardır kendisinde bulunan fesi ise, eski öğrencisi Şevket Çoruh'a devretmiştir.
DÜMBÜLLÜ'NÜN KAVUĞUNU KİMLER DEVRALDI
Dümbüllü'nün kavuğu Mayıs 2016 ayı itibarıyla, İsmail Hakkı Dümbüllü'den Münir Özkul'a, Münir Özkul'dan Ferhan Şensoy'a, ondan da Rasim Öztekin'e devredilmiştir.
OYNADIĞI FİLMLER
Nasreddin Hoca (1971)
İstanbul Kazan Ben Kepçe (1965)
Soytarı (1965)
Serseri Aşık (1965)
Nasreddin Hoca (1965)
Temem Bilakis (1963)
Ekmek Parası (1962)
Gol Kralı Cafer (1962)
Şeytan Mayası (1959)
Fındıkçı Gelin (1954)
Bayram Gecesi (1954)
Canlı Karagöz (Mihriban Sultan) (1954)
Nasreddin Hoca ve Timurlenk (1954)
Dümbüllü Tarzan (1954)
Kırk Gün Kırk Gece (1953)
Yıldızlar Revüsü (1952)
Vur Patlasın Çal Oynasın (1952)
Dümbüllü Sporcu (1952)
İncili Çavuş (1951)
Ne Sihirdir Ne Keramet (1951)
Harman Sonu Dönüşü (1950)
Sihirli Define (1950)
Keloğlan (1948)
Dümbüllü Macera Peşinde (1948)
Kılıbıklar (1947)
Kızılırmak - Karakoyun (1946)
Bu Kadar (1945)