Gravür nedir? Gravür sanatı ve gravür sanatçıları hakkında merak edilenler!
Gravür sanatçısı Aliye Berger'in Doodle yapılması ile dikkat çeken bir sanat alanı olanı gravür hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Peki gravür nedir, gravür sanatı nedir, nasıl yapılır? Gravür sanatçıları kimler?
Daha önce İstanbul'da da sık sık sergilere konu olan gravür sanatı hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Gravür sanatı ve sanatçılarına dair detaylar haberimizde.
GRAVÜR SANATI NEDİR?
Gravür sanatı, temelleri eskiye dayanan bir sanat dalıdır. Metal, taş, tahta üzerine oyma tekniğini kullanarak yapılan ve kâğıda aktarılan sanat, yaygın bir şekilde yapılmaktadır. İnce detaylar kullanarak ve titizlik isteyen gravür, matbaacılık alanında da kullanılmaktadır. Muşamba gibi çeşitli materyaller üzerine de uygulanmaktadır.
XV. yüzyılda Hollandada geliştirilen Gravür, zamanla diğer ülkelere yayılmıştır. Baskı sanatı olarak da nitelendirilmiş ve kitap basımı ve eserlerin resimlerinde uygulanan teknik haline gelmiştir. Eski zamanlarda dini simgeleyen sembollere yer verirken, sonraları doğayı ve insanı simgeleyen figürlere yer verilmiştir. Dua etmek isteyenlere özel baskılar oluşturulmuş ve bunlar dağıtılmıştır. Ağaç üstüne kazınarak yapılan gravür, bilinen ilk eserler arasında yerini almıştır. Dünya çapında ün kazanan ressam Albrecht Dürer, bu sanat dalına muhteşem eserler vermiş ve büyük beğeni toplamıştır. Jean Duvet ise gravür sanatının temsilcisi olarak ilan edilmiş ve onun önderliğinde yeni sanatçılar yetişerek, bu sanat dalı yaygınlaştırılmıştır. Ülkemizde de rağbet görerek, birçok ressamın kullandığı teknikler arasında yer almıştır.
GRAVÜR SANATI ÖZELLİKLERİ
Gravür sanatının diğer sanatlardan en farklı ve belirgin özelliği çoğaltabiliniyor olmasıdır. Yani aynı resmi ya da figürü istenilen sayıda çoğaltmak mümkündür. Çizgiler ile muhteşem eserler çıkarmaya öncü olan ve resmin oluşmasına zemin oluşturan gravürün, birçok çeşidi bulunmaktadır. Sadelik yalınlık, gerçekçi ifadeler ile materyallere aktarma özelliği, bu sanat dalını üstün kılmaktadır. Düzen, ölçü, titizlik, incelik, matematiksel gibi kavramlar, gravür sanatının yapı taşları arasında yer almaktadır. Bunlar olmadan sanat layığı ile yerine getirilemez. Metal, tahta, muşamba gibi materyallerin üzerine lak sürülür ve bu lakın üstüne ressamın düşüncesini anlatan resim kazınarak aktarılır, sonra asit suyuna atılarak kalıp haline getirilir, kuruması beklenir. Maden üzerine yapılış şekli tamamen farklıdır. Bakır üzeri kalem ile oyularak sembol ve şekiller meydana getirilir. Bir başka tür de kezzap gravür çeşididir. Levha, çelikten meydana gelen ve bu sanat için özel üretilen kalem ile oyularak şekil verilir ve sonrasında asit suyuna bastırılıp kurutulur. Asit suyuna bastırılmasındaki amaç, kazınan yerlerin asit yardımı ile oyulması ya da aşınarak ortaya çıkmasındandır. Bu şekilde çizilen semboller netlik kazanmaktadır.
GRAVÜR SANATÇILARI KİMLER?
Türkiye'de II. Abdülhamit devrinde azınlıklar ve daha önceleri Avrupa ülkelerinin elçileri tarfindan başlatılan gravür sanatı, saray çevresinde gelişmiştir. XVII. yüzyıl ve daha sonraları, özellikle İstanbul'u tasvir eden batılı elçi ve gezgin sanatçılar, çok sayıda renkli ve siyah-beyaz gravür çalışması yapmışlardır. Bu çalışmalar, Avrupa ve ABD kütüphanelerinde nadir eserler olarak korunmaktadır. İstanbul, İzmir ve diğer büyük merkezleri gravürlerle tasvir eden belli başlı sanatçılar şunlardır: Jean-Baptiste van Mour, Antoine Ignace Melling, ' Eugene Flandin, Thomas Allom, William Bartlett, Gaspare Fossati, Louis-François Cassas, Joseph Schranz, Germain- Görüşler-Okuyucu Mektupları / Opinion Papers - Letters 171 Fabius Brest, Amadeo Pireziosi ve Carl Gustaf Lowenhielm. Bu sanatçılar İstanbul ve çevresinin tarihini, mimarisini, yaşayışım, coğrafyasını ve saray hayatım pek çok detaylarıyla tasvir etmişlerdir.