Eflatun kimdir? Eflatun hayatı ve düşünceleri nelerdir? Platon kimdir?
Dünyada üniversite düzeyindeki ilk kurumlardan biri olan (ve bu kurumlara günümüzdeki adını veren) Akademi'nin kurucusu olan ve düşünce tarihinde bir dönüm noktası teşkil eden Platon, felsefe ve bilim tarihindeki pek çok tartışmanın temellerini atmış, Hristiyanlık ve İslam gibi pek çok dini de derinden etkilemiştir. Platon, İslâmî literatürde Felatun, Felatun veya daha yaygın olarak Eflatun şeklini almıştır. Peki, Eflatun kimdir? Eflatun hayatı ve düşünceleri nelerdir? Platon kimdir?
Eflâtun'un gençlik yılları Peloponez savaşlarının yapıldığı döneme rastlar. Bundan dolayı filozof siyasî ve içtimaî kavgaları yakından görmüş, hocası Sokrat'ın demokrasi adına idam edilmesinin ıstırabını yaşamış ve bu sebeple sosyal düzen ve insanın saadeti meseleleri onun felsefesinin merkezini teşkil etmiştir. Hayatı merak edilen Eflatun kimdir? Eflatun hayatı ve düşünceleri nelerdir? Platon kimdir? İşte detaylar haberimizde...
EFLATUN KİMDİR?
Atina'da doğdu. Kendisine dedesi Aristo'nun adı verildiyse de daha sonra omuzunun veya alnının genişliğinden dolayı Platon denmiş ve tarih boyunca hep bu adla anılmıştır. Grekçe'den yapılan tercümeler döneminde, Arapça'da "p" sessizinin bulunmaması ve yan yana iki sessiz harfin telaffuzundaki güçlük sebebiyle adı İslâmî literatürde Felâtun, Felâtûn veya daha yaygın olarak Eflâtûn şeklini almıştır.
Eflâtun'un gençlik yılları Peloponez savaşlarının yapıldığı döneme rastlar. Bundan dolayı filozof siyasî ve içtimaî kavgaları yakından görmüş, hocası Sokrat'ın demokrasi adına idam edilmesinin ıstırabını yaşamış ve bu sebeple sosyal düzen ve insanın saadeti meseleleri onun felsefesinin merkezini teşkil etmiştir. Sokrat'ın ölümünden sonra başladığı seyahatlerinde Megara, Kirenea, Sicilya, Mısır, İtalya gibi şehir ve ülkeleri gezen filozof buralardaki ilim ve fikir adamlarıyla tanışmış, dersler almış, fikir alışverişinde bulunmuştur.
Eflâtun'un en önemli hocası Sokrat'tır; ayrıca Herakleitos mektebinin temsilcisi Kratilos, Pisagor mektebinin temsilcilerinden Timaios ve Arkitas, Elealı Parmenides, şair Homeros ve Hesiodos gibi şahsiyetler onun fikir ve ilham kaynaklarından bazılarıdır. Eserlerinde oldukça geniş bir ilim ve fikir kadrosunun ismini zikreden Eflâtun onlardan iktibaslarda bulunmuş, ayrıca bunların çoğuna yer yer oldukça keskin tenkitler yöneltmiştir.
Sicilya'ya yaptığı seyahatlerin birinden döndükten sonra yaklaşık 387 yıllarında, Atina yakınlarında bir kasabada Akademos bahçesinde, düşünce tarihine "Akademi" olarak geçecek olan okulu kurmuş ve ömrünün büyük kısmını burada ders vererek, kitap yazarak geçirmiştir. Eflâtun'un en ünlü talebesi Aristo'dur. Speusippos ve Ksenokrates gibi pek çok fikir adamı da onun talebeleri arasında yer almıştır.
Eflâtun'un fizikî yapısıyla ilgili olarak Batı kaynaklarında "omuzu genişti" ifadesinden başka bilgi yoktur; ancak filozofun ruh yapısı oldukça renkli görünmektedir. Eserlerine bakarak onu gözü ideal dünyada olan, ebedî saadete ermenin aşk ve heyecanıyla yaşayan, bu dünyanın geçici değerlerine fazla önem vermeyen, tam anlamıyla "mistik" bir insan olarak görmek mümkündür. Bu yönüyle Eflâtun Sokrat'ın bir devamı sayılır. Fakat diğer yönüyle zihni sosyal meselelerle dolu bir cemiyet adamı; din, cemiyet, siyaset ve idare alanında plan ve projeler yapan büyük bir ıslahatçı olarak görünmektedir. Gerek seçkinler meclisinin zorbalığı, gerekse Sokrat'ı haksız yere idam eden soysuzlaşmış demokrasinin zulüm ve yolsuzlukları Eflâtun'u derinden sarsmış ve bu sebeple siyasî rejimler üzerine felsefî bir araştırmaya girişmiştir.
Filozof, olgunluk dönemine rastlayan seyahatleri içinde Sirakusa'ya yaptığı seferlerinden birinde (yaklaşık milâttan önce 369-366 yıllarında) tasarladığı "ideal devlet" planını, buradaki küçük krallıkta dostu Dion ve genç kral Dionisios aracılığıyla ve bizzat kendisi de idareye katılmak suretiyle "örnek devlet" olarak gerçekleştirmek istemişse de bunu başaramamış ve büyük güçlüklerle ülkesine ulaşmıştır. Bundan sonra yaptığı üçüncü Sicilya seyahatinden de ümitsizliklerle dönmüştür.
Batı kaynaklarına göre Eflâtun milâttan önce 347 yılında seksen yaşlarında iken, arkasında ciddi bir ilim ve fikir kadrosu ile birlikte pek çok kitap bırakarak ölmüş ve Akademi'nin bahçesine defnedilmiştir.
ESERLERİ
Platon'un eserleri kronolojik olarak üç gruba ayrılabilir:
İlk: Sokrates'in Savunması, Charmides, Kriton, Euthyphro, Gorgias, Hippias (minor), Hippias (major), Ion, Laches, Lysis, Protagoras
Orta: Kratylos, Euthydemus, Meno, Parmenides, Phaidon, Phaidros, Devlet, Symposion (Şölen), Theaetetos
Son: Critias, Sofist, Devlet Adamı, Timaeus, Philebus, Yasalar
Fakat aslında bu ayrımı yapabilmemizi sağlayan olgular yalnızca dil bilimcilerin Platon'un dil kullanımındaki ortak özelliklere bakarak yaptığı çıkarımlar ve eserlerin içeriklerindeki değişimlere ve gelişimlere dair yorumlamalardır. Bazıları ilk ve orta dönem arasında bir geçiş dönemi de görmektedir. Kimileri ise böyle bir ayrımı yapmaya çalışmayı reddetmekte, Platon'un eserlerinin bir bütün olarak görülmesi gerektiğini savunmaktadır. Çok yakın bir zaman kadar eserlerin kronolojisi umursanmamış, hatta kurgusal olmadıkları, yaşanmış olayları aktardıkları varsayıldıkları da olmuştur. Platon'un eserlerinin tamamını (ve Platon'a atfedilen ancak sonradan onun olmadığı kanıtlanmış pek çok başka diyaloğu) yorumla birlikte 16. yüzyılda basan Henricus Stephanus'un bastığı metin günümüzde Platon'un metinlerindeki satırların referans numaralarını belirlemek için kullanılmaktadır.
İlk dönem olarak adlandırılan eserler Sokrates'in konuyla ilgili otorite kabul edilen ya da kendini otorite olarak gören birisine "... nedir?" biçiminde çoğunlukla ahlak kavramlarının anlamlarını sorması, verilen çeşitli cevapları mantıkla test ederek çürütmesi, ve en sonunda konuştuğu kişinin cevabı bilmediğini göstermesi sürecini anlatmaktadır. Çok uzun olmayan bu diyaloglar genellikle kısa soru cevap cümlelerinden oluştukları ve pek çok şaka ve gönderme içerdikleri için tiyatroya oldukça yakın, canlı metinlerdir. Sadece sorular sorduğunu, pozitif bir iddiada bulunmadığını iddia eden Sokrates kendisinin de bir şey bilmediğini iddia etmekte, bir şey bildiğini iddia eden karşı tarafın iddialarını ise boşa çıkarmaktadır. Bu diyalogların Sokrates'in Atina'da gerçekten yaptığı tartışmalara ve kendi felsefi tutumuna yakın olduğu düşünülmektedir. Bir insana sorular sorarak onun kendiyle çeliştiğini ona söyletme yöntemine "Sokratik metot" denmektedir. Bu diyalogların çoğu sonuçta varılan bir cevabın bulunamadığı ucu açık bir noktada bittiği için Antik Yunancada 'ne diyeceğini bilememe durumu' anlamına gelen aporia ile bittiği söylenir.
Orta dönem olarak ayrılan eserlerin Platon'un "idealar" (ya da formlar) teorisini geliştirdikten ve özellikle Pisagor, Heraklit ve Parmenides'in düşüncelerini inceledikten sonra yazdığı düşünmektedir. Bu dönemde de Sokrates ana karakter olsa da, çok daha uzun olan metinler bir görüşün savunulduğu ya da ispatlanmaya çalışıldığı, farklı düşüncelerin tartışılarak hangisinin doğru olduğunun anlaşılmaya çalışıldığı metinlerdir. Theaetetus bilgi nedir sorusuyla başlayıp, çeşitli iddiaları inceledikten sonra aporia ile bitse de bu sürede Sokrates pozitif iddialar olarak yorumlanabilecek pek çok argüman vermektedir. Parmenides diyaloğu ise Parmenides'in Sokratesi çürütmesi sonrası amacı hâlâ daha farklı farklı yorumlanan uzun bir bölümle devam etmektedir. İlk döneme zıt olarak Phaidon, Devlet ve Parmenides'de asıl düşünceleri çürütülen ya da sorgulanan veya düşüncelerini ispatlanması beklenen kişi Sokrates karakteridir, fakat bu dönemdeki eserlerin hiçbirinin gerçek Sokrates'i yansıtmadığı, Platon'un kendi özgün fikirlerini ortaya koyduğu düşünülmektedir. Platon'un en ünlü eserlerinden Devlet, Phaidon, Şölen ve Meno bu dönemdedir.
Son dönem eserlerinde ise Platon iyice diyalog formatından uzaklaşmış, her ne kadar karakterler ve bir sahne olsa da ve monoloğa yaklaşan kesintisiz uzun konuşmalardan oluşan oldukça karmaşık argümanlar ve iddialar içeren diyaloglar yazmıştır. Timaeus, Sofist, Devler Adamı ve Yasalar gibi eserlerinin nasıl yorumlanması ve orta dönem eserleriyle lişkisi bugün hâlâ tartışma konusudur. Özellikle Timaeus'ta geliştirdiği ontolojik, metafiziksel ve kozmolojik argümanlar felsefe ve bilim tarihinde oldukça etkili olmuştur, zaten Rönesans'a kadar Avrupa'da Platon'un tek bilinen eseri Timeaus'tur. Her ne kadar Platon bu son dönem eserlerinde orta dönem eserlerinde ele aldığı konuların çoğunu yeniden ele alarak çok daha gelişmiş teoriler ortaya atsa da günümüzde bu metinler Platon'un orta dönem eserleri kadar popüler değildir.
Konuların işlenişi değişse de Platon'un bütün eserlerinde karakterler, olayların geçtiği yer ve zaman, tartışmaların nasıl bir atmosfer içerisinde ilerlediği karakterlerin verdiği tepkiler argümanların birer parçasıdır, dolayısıyla Platon'un diyalogları salt felsefi ispatlar sunan metinler olarak değil, edebi sanat eserleri olarak okunmalı ve Platon'un felsefesi bu perspektif göz önünde bulundurularak yorumlanmalıdır.