Dünya AIDS Günü ne zaman? Dünya AIDS Günü sözleri ve mesajları!
(İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü), doğrudan bağışıklık sistemine zarar veren bir virüs olup bu virüsü taşıyan insanlar "HIV pozitif" olarak adlandırılır. Merak edilenler arasında ise Dünya AIDS Günü ne zaman? sorusu yer alıyor. Peki, Dünya AIDS Günü ne zaman? İşte Dünya AIDS Günü sözleri ve mesajları!
Vatandaşlar Dünya AISD gününün ne demek olduğunu ne anlama geldiğini merak ediyor. Arama motorlarında Dünya AIDS Günü ne zaman? sorusunu araştırıyor. Dünya AIDS Günü sözleri ve mesajları!
DÜNYA AIDS GÜNÜ NE ZAMAN?
Dünya AIDS Günü 1 Aralık tarihindedir. Her yıl 1 Aralık Dünya AIDS Günü olarak kabul edilmiştir. Buna göre yarın 1 Aralık Salı 2020 günü Dünya AIDS günüdür. Dünya AIDS Günü her yıl 1 Aralık tarihi olarak kabul edilmiştir. Bu gün Hıv' in yayılması ve AIDS hastalığının artışına karşın bilincin yükseltilmesi amacına adanmıştır. Böyle bir günün varoluşunun diğer bir amacı ise bu hastalıktan yaşamını yitirenleri anmak ve onları onurlandırmaktır. Hükümetler ve sağlık yetkilileri bu günde çeşitli forumlar ve konuşmalar düzenlerler. 1995 yılından bu yana ABD Dünya AIDS Gününü resmi olarak tanımıştır. Diğer ülke hükümetleri de benzer tutumlar alarak, aynı konuda açıklamalar yapmıştır.
AIDS hastalığı nedeniyle 1981 yılından 2007' ye kadar olan periyotluk dönemde 25 milyon insan hayatını kaybetmiştir. 2007 yılı istatistiklerine göre 33 milyon HIV Pozitif kişi dünyada yaşamaktadır. Bu rakamlar doğrultusunda AIDS, dünyanın en yaygın yıkıcı hastalıklarından biridir. Bu hastalığa sahip olan ve taşıyanların arasında çocuklar da vardır.
"HIV hayatın içinde, bilmek, korunmak, tedavi olmak ve bulaştırmamak elimizde"
AIDS NEDİR?
AIDS, ilk kez 1980'lerin başında Orta ve Güney Afrika'da gündeme gelen ve giderek ürkütücü boyutlara ulaşan, etkeni HIV (İngilizce: Human Immunodeficiency Virus / Türkçe: İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü) olan bir enfeksiyon hastalığıdır. HIV, bağışıklık sistemindeki akyuvarların (özellikle CD4+ lenfositler) yapısını bozarak ve sayısını azaltarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini ortadan kaldırır.
Bir retrovirüs olan HIV'nin, farklı coğrafyalarda değişik moleküler yapı ve klinik bulgularla ortaya çıkan 2 türü vardır;
HIV-1: Afrika'nın orta, güney ve doğu kesimleri ile Avrupa ve Asya etkindir.
HIV-2: Batı Afrika'da (Liberya ve Sierra Leone) etkindir. Virülansı HIV-1'den düşüktür.
HIV-1'in en önemli etkisi, makrofajlarda ve lenfositlerde (TH-lenfositlerinde) görülür. HIV ile bağışıklık sistemi arasında oldukça karmaşık antijen-reseptör bağlantıları vardır. Bunlar arasındaki en somut ilişki gp120 ile CD4+ ilişkisidir. Virüs kökenli bir madde (antijen) olan gp120, T-lenfositlerinin ve makrofajların CD4+ reseptörlerine yapışır, hücrelerin enzim sistemini bozar. Virüsten etkilenen makrofajlar ve TH-lenfositleri HIV antijenlerini algılayamaz ve tepkisiz kalırlar. Böylece bağışıklık sisteminin tüm düzeni bozulur. HIV, girdiği hücrelerde üremeye başlar. Yeni virüslerin gen yapıları da farklılaşmıştır. Ölen hücrelerden kana dökülen yeni virüsler sağlıklı hücrelere girer. T-lenfosit üretimi azalır. Sıvısal bağışıklık sistemi çalışır ve virüs antijenlerine karşı antikor üretilir. Ancak hücre içinde yaşayan virüs, hücrelerde saklanarak sıvısal bağışıklık sisteminin antikorlarından korunduğu için bu antikorlar hastalığın iyileşmesini sağlayamaz. Bağışıklık sistemi etkilenmelerini somut olarak sıralamak gerekirse: lenfosit sayısında azalma (lenfopeni), T-lenfositlerinde işlev bozuklukları, B-lenfosit sayısında artış, makrofaj tembelliği en önemli 4 bulgudur.
HIV-2'nin neden olduğu AIDS'in gidişi görece yavaştır; ancak bulgular ve sonuç değişmemektedir.
HIV erkeninin bağışıklık sistemini çökerterek bireyi çeşitli hastalıklara karşı korumasız hale getirmesine ve ölümüne neden olabilen tabloya AIDS nitelemesi yapılmıştır. AIDS sözcüğü, İngilizce "Acquired Immune Deficiency Syndrome" kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır; Türkçe çevirisi "Edinsel Bağışıklık Eksikliği Sendromu"dur. AIDS, HIV enfeksiyonunun son aşamasıdır ve bu süreçte çıkarcı enfeksiyonlara ve kanserlere sıklıkla rastlanır. Kanında HIV taşıyan kişiye "HIV pozitif" veya "HIV ile yaşayan kişi" denir. Kavram bütünlüğü sağlamak açısından yaygın olarak HIV/AIDS birleşik terimi kullanılır. HIV kana bulaştıktan sonra uzun yıllar belirti vermeyebilir ve kişi kendini iyi hissedebilir. Bazı olguarda, HIV pozitif bir kimsenin 8-10 yıl klasik AIDS tablosuna geçmediği görülmüştür. Bulaşma kuşkusunu izleyen 3. aydan sonra yapılan ELISA testlerinin sonucu bireyin enfekte olup olmadığının kesin kanıtıdır.