Dolar neden yükseldi? 26 Şubat Dolar kuru neden yükseliyor?
Türk Lirası'nın 2021'de iyi bir performans göstererek başlamasına rağmen son günlerde değer kaybı yaşaması, birkaç nedene bağlanıyor. Peki, Dolar neden yükseldi? 26 Şubat Dolar kuru neden yükseliyor? Borsa İstanbul'da son durum nedir? Doların yükselmesinin nedeni ABD'de yaşananlar mı? 26 Şubat güncel dolar kuru fiyatı
Dolar/TL kuru bugün de artmaya devam etti. Haftaya 7,01 seviyesinden başlayan kur, 3 günde yaklaşık yüzde 4 yükseldi. Kurda bugün ise 7,24 seviyesi yeniden test edildi. Dolar/TL, Şubat ayına 7,30 seviyesinden başlamıştı. Peki, Dolar neden yükseldi? 26 Şubat Dolar kuru neden yükseliyor?
DOLAR NEDEN YÜKSELİYOR?
Bloomberg HT'nin haberine göre Türk Lirası, Meksika Pesosu ile birlikte ilk işlemlerde en çok değer kaybeden para birimi oldu.
Türk Lirası'nın yıla iyi bir performans göstererek başlamasına rağmen son günlerde değer kaybı yaşaması, birkaç nedene bağlanıyor.
Londra merkezli BlueBay varlık yönetimi şirketi gelişen piyasalar stratejisti Tim Ash'e göre bu nedenlerden birincisi yabancıların TL'ye ilgi göstermesine rağmen yerleşiklerin TL satın almakta atıl davranması.
BBC Türkçe'ye konuşan Ash, yabancı yatırımcının ters dolarizasyonun başladığını görmemesi üzerine TL varlıkları elinden çıkardığını aktardı.
Ash'e göre bir diğer neden ise eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın tekrar göreve dönebileceğine ilişkin haberlerin yayımlanması.
'Satış dalgası, Erdoğan'ın Albayrak'ı savunmasıyla başladı'
Reuters haber ajansının atıfta bulunduğu piyasa oyuncularına göre TL'deki satış dalgası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Albayrak'ı savunmasıyla başladı.
Erdoğan Pazartesi günü yaptığı konuşmada, "CHP ve şürekası, eski bakanımız Berat Albayrak'ı ve onun nezdinde tüm ailemle birlikte şahsımı hedef alan bir kampanya yürütüyor. Berat beyin en büyük talihsizliği, damat sıfatının başarılarının önüne geçirilmiş olmasıdır" dedi.
Öte yandan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervleriyle ilgili tartışmaya dair de açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, "Bir süredir maruz kaldığımız ekonomik tuzaklarla mücadele ederken salgın bahanesiyle yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere elimizdeki tüm araçları kullanarak fırsat vermedik. (Kemal) Kılıçdaroğlu'nun sürekli sorup durduğu dövizlerin önemli bir bölümü, işte bu mücadelede kullanılmıştır" diye konuştu
CHP son günlerde, "Merkez Bankası'nın 128 milyar doları kayıp ama sorumlusu 'damat' firarda" ifadesiyle Merkez Bankası'nın azalan rezervleriyle ilgili eleştiride bulunduğu bir kampanya yürütüyordu.
2020'de Dolar/TL kurundaki hızlı yükselişte, kimi uzmanlar ve analistler TCMB'nin rezervlerinde görülen erimenin yol açtığı endişenin rol oynadığını düşünüyordu.
Piyasalarda Merkez Bankası'nın kurun 7 seviyesinin üzerine çıkmasını engellemek için rezervlerini erittiği yönünde haberler vardı.
Reuters haber ajansı, geçen yıl belli bir dönemde gerçekleşen toplam satış miktarının 100 milyar dolara ulaştığını bildirmişti.
Albayrak kabineye geri dönecek mi?
Reuters haber ajansına konuşan bir AKP'li kaynak, Albayrak'ın hükümete geri dönüp dönmeyeceğine yönelik kararın önümüzdeki haftalarda alınabileceğini, Albayrak'ın Enerji Bakanlığına getirilebileceğini belirtti.
DW Türkçe'nin ulaştığı AKP'ye yakın bir kaynak ise Berat Albayrak'ın dönüşüne artık kesin gözle baktığını, yeni görevin ekonomi ile ilgili olacağını ve Albayrak'ın bu kez Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak ekonominin başına geçebileceğini belirtti.
Ancak AKP kulislerinde Albayrak'ın tekrar ekonomi yönetiminin başına geçmesine yakın zamanda şans tanımayan çok sayıda kişi de var.
Özellikle Kasım ayında ekonomi yönetiminin değişmesinden bu yana Türk Lirası'nın değer kazanması ve yabancı yatırımcıların TL varlıklara ilgisinin artması, bu görüşün ağırlık kazanmasında rol oynuyor.
Ekonomist Tim Ash, Albayrak döneminde ekonominin iyi yönetilmediğini ve Albayrak görevinden ayrıldığından beri gözle görülür bir iyileşmenin kaydedildiğini aktardı.
Bu yüzden Ash, Erdoğan'ın "bu sözleri sadece kendini savunmak için sarf ettiğini" düşünüyor.
Merkez Bankası'nın piyasayı ikiye bölen kararı
Bu hafta TL'de yaşanan değer kaybının bir diğer nedeni ise Merkez Bankası'nın zorunlu karşılıklarda yaptığı değişiklik olarak görülüyor.
TCMB, Resmi Gazete'de dün yayımlanan kararında TL zorunlu karşılık oranlarının her vadede 200 baz puan artırıldığını açıkladı.
Bloomberg HT'nin haberine göre bu karar piyasaları ikiye böldü.
Goldman Sachs ve The Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ (MUFG Bank) gibi kurumlar, bu adımın Merkez Bankası'nın normal bir faiz artışı ile sıkılaşmaya gidemediği için attığı şeklinde yorumlanabileceğini belirtti.
Başka piyasa aktörleri ise bu kararın TCMB'nin yaptığı faiz artışının etkisini güçlendirmek amacıyla alındığını düşünüyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan bu konudaki görüşlerinin, "Merkez Bankası'nın politika faizini tek araç olarak benimsediği politika duruşunun devam ettiği ve gerekli koşullarda sıkılaşmanın yine faiz artırarak sağlanacağı yönünde olduğunu" aktardı.
Dolar diğer para birimlerine karşı değer kaybetti
Diğer yandan dolar, küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın açıklamaları ve aşı haberlerinin ardından birçok para birimi karşısında geriledi.
Bloomberg HT'nin haberine göre Powell, fiyatlarda yaşanan artışların enflasyonun ısrarlı bir şekilde yüksek kalmasına neden olmayacağını öngördü.
Powell'ın açıklamalarının yanı sıra piyasalarda aşı cephesinden gelen olumlu haberler de risk iştahını destekledi.
TL'de değer kaybı devam eder mi?
Ekonomist Tim Ash, ekonomi yönetiminin değişmemesi ve Merkez Bankası'nın piyasa dostu politikalarına devam etmesi takdirinde TL'nin toparlayacağı görüşünde.
Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan da ekonomi yönetiminin değişiminden sonraki süreç içerisinde birçok önemli adımın atıldığını vurguluyor.
Erkan, şu anda uygulanan politikaların, hedef uyumlu bir şekilde devam ettirilmesi gerektiğini aktarıyor:
"Türkiye için önemli olan; mevcut ekonomik planın geniş zamanlı bir perspektifle sürdürülmesi, yatırım ortamının doğal bir şekilde iyileştirilmesi, finansal istikrarın ve fiyat istikrarının korunması, döviz tamponlarının rezervlerin tesisi yoluyla güçlendirilmesi ve bütün bu gelişmeler ışığında da dış finansman pozisyonunun güçlendirilmesi olacaktır."