Devlet nedir? Devlet ne demek? Devletin özellikleri nedir? Devlet tanımı
Devlet nedir? Devlet ne demek? Devletin özellikleri nedir? Devlet tanımı ve anlamları nelerdir, devlet nedir TDK, devlet amacı nedir, devlet örnek anlatımı nasıldır, devlet kelimesinin kullanıldığı cümleler nelerdir? Gibi merak ettiğiniz soruların cevaplarına buradan ulaşabilirsiniz
Bir devlet, bir ülke ve içinde yaşayan insanlar anlamına gelir. Bu, onların ortak kuralları oluşturan ve yaşadıklarından emin olan insanları içerir. Devlet örnekleri Türkiye Cumhuriyeti, Almanya, Avusturya, İsviçre, Fransa, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri gibi toplamda dünyada yaklaşık 200 devlet vardır. Peki, Devlet nedir? Devlet ne demek? Devletin özellikleri nedir? Devlet tanımı
DEVLET NEDİR?
Millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu ve toprak bütünlüğüne bağlı olarak oluşan tüzel varlık, bu varlığın yönetimi, mevki, mutluluk, büyüklük ve talih olarak tanımlanır.
Devlet Tanımı:
Tarih boyunca birçok devlet tanımı yapılmıştır. Devletin ortaya çıkışı, işlevi ve geleceği hakkında felsefi çözümlemeler yapılmıştır. Devlet kurumunun oluşmasına yol açan etkenlerin başında tarım devrimi gelir. Özellikle Asya'daki tarım topluluklarının topluluk üzerinde bir devlet olgusunu ilk olarak oluşturduğu söylenebilir. Devlet felsefesi alanında fikir beyan eden filozoflardan Platon'da devlet "birlikte yaşama zorunluluğundan doğan", Aristoteles'te "doğal bir oluşum", Ancillon'da dil, gibi iletişim ve toplumsallıktan doğan, Hobbes'da herkesin herkese karşı savaşını sona erdirmek için ortaya çıkan, Rousseau, Hobbes ve Locke'da toplum sözleşmesinin sonucu, Fichte'de saf insan amacının yüce aracı, Schelling'de mutlak olan, Hegel'de tözel irade olarak ahlaksal tin, Cicero'da hukukun sonucu olarak betimlenir. Günümüzde de birçok siyasetbilimci ve filozofun farklı tanımları vardır.
Hukuki açıdan devlet, genellikle unsurlarından hareketle tanımlanır. Buna göre devlet; "Ülke adı verilen belirli bir toprak üzerinde yaşayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuku içinde bir siyasi iktidar altında örgütlenmesidir." Bu tanımdaki unsurlar şunlardır:
İnsan unsuru: Halk ya da millet unsuru olarak da adlandırılabilir. Belirli bir alanda birlikte yaşayan ve çeşitli bağlarla ortak yaşama iradesi gösteren insan topluluğudur. Bir devleti oluşturacak insanların sayısı hakkında bir alt sınır olmamakla birlikte devletin niteliğine göre makul bir alt sınır kabul edilebilir. Modern yaklaşıma göre millet unsurunun kurulabilmesi için manevi nitelikte bağlar yeterli olup bu manada birlikte yaşama iradesinin doğması yeterlidir.
Egemenlik unsuru: Siyasal iktidar unsuru olarak da adlandırılan bu unsur, devletin esas kurucu unsurudur. Belirli bir yeryüzü parçası üzerinde yaşayan insan topluluğunun üstün irade çerçevesinde örgütlenmesidir. Egemenlik kavramı otoriteden farklı olarak ülke içinde biricik meşru güç kaynağı olmayı ifade ederken ülke dışında (uluslararası alanda) bağımsız olmak anlamına gelmektedir.
Ülke unsuru: Ülke, coğrafi anlamda bir bütünlük teşkil eden ve sınırları belirlenebilir bir kara parçasını ifade eder. Ancak devletin sınırları konusunda bir tartışma bulunması mümkündür. Ancak devlet sınırları öngörülebilir bir toprağa sahip olmalıdır. Devletin ülkesi kara ülkesi, deniz ülkesi ve hava ülkesi olarak üçe ayrılır.
Kavramsal tarihi
İnsanlar Mezopotamya ve Nil kıyıları gibi sulak alanlar çevresinde toplanmaya başlamıştır. Bu bölgelerde tarımın ortaya çıkması ve suyun paylaştırılması için verilen mücadele, devlet kavramının ortaya çıkmasının en önemli sebeplerindendir. İlkel toplumlarda devletin oluşumunun başlangıç noktası toplumdaki farklılaşmalardır. Bu farklılaşmalar; göçebeler ve yerleşik yaşama biçimine sahip olanlar, çiftçiler ve çobanlar, halk ve büyük adamlar arasında gerçekleşmiştir ve zamanla eşitliğin bozulmasına sebep olarak devlet kavramını yaratan sebeplere dönüşmüştür. Tarımla birlikte mülkiyet kavramı var olmuş ve tarımsal ürünün eşit paylaşılmamasından dolayı toplumsal katmanlar meydana gelmiştir. Bu durum devletin oluşumuna yardımcı olmuştur. Tarımdan elde edilen hasılanın kaydedilme ihtiyacı yazının icadı ile paylaşım ve mülkiyeti koruma ihtiyacı da hukuk ve dinin oluşumuna zemin hazırlamıştır. Antik çağda mülk sahiplerinin yaşadıkları kentin ve mülkiyetlerinin korunması ihtiyacı sonucu şehir devletleri ortaya çıkmıştır. Bu şehir devletlerine Antik Yunan'da Pôlis denmiştir. Bilinen ilk devlet olan Sümerlerin devletleşmesi güç ve mücadeleyle gerçekleşmiştir. Göçebe bir hayat tarzı olan Sümerlerin, Mezopotamya'da yerleşik hayat tarzı olan topluluklar üstünde egemenlik kurması ile birlikte ilk devlet ortaya çıkmıştır. Devletin kökeni aileye dayandırılmaktadır ve ailenin zaman içerisinde büyüyüp genişlemesiyle ve kan bağına sahip ailelerin de birleşmeleri ile birlikte devlet ortaya çıkmıştır
Devlet ile hükûmet arasındaki farklar
- Devlet, hükûmetten daha geniştir. Hükûmet ise devletin bir parçasıdır.
- Devlet, devamlı ve süreklidir. Hükûmet ise geçicidir, kısa ömürlüdür.
- Hükûmet, devlet otoritesinin işletilmesini sağlayan bir araçtır. Hükûmet sadece devletin beyni olma görevindedir.
- Devlet, kişisel olmayan bir otoritedir. Memurlar bürokratik usullere göre işe alınır ve görevliler, hükûmetin ideolojik isteklerine duyarsız olacak şekilde seçilir.
- Devlet, ortak iyiyi ve genel iradeyi temsil etmeye çalışır. Fakat hükûmet ise belli ideolojileri temsil eder.
Devlet şekilleri
Üniter (Tekli) Devletler
Siyasi otoritenin tek merkezde toplandığı, merkezî otoritenin tek bir anayasa ile sağlandığı devletlerdir. Yasama organının yaptığı kanunlar bütün ülkede uygulanır. (Örn.: Danimarka, Fransa, İngiltere, İsrail, İtalya, İrlanda, Norveç, Yunanistan, Türkiye)
Karma (Bileşik) Devletler
Birden fazla devletin kendi aralarında gerçekleştirdikleri bir anlaşma ile birleşmeleri sonucu oluşan devletlerdir. İki şekilde olabilir:
Konfederasyon: Merkezi bir devlet olmamakla birlikte birden fazla bağımsız devletin bazı konularda iş birliği yapmak için oluşturduğu bir yapıdır. Her devlet kendi içinde bağımsızlığını korur. Ve istediği zaman konfederasyondan istediği zaman ayrılabilir.
Federasyon : Federe denilen birden çok devletin kendi istekleriyle bir araya gelerek ortak bir anayasa etrafında federal devlet (merkezi devlet) oluşturmasıdır. Her federe devlet federal anayasa dışına çıkmayarak kendi içinde yasama, yürütme, yargı olarak diğer federelerden ayrı bir hukuksal kimliğe sahiptir. Ancak dış ilişkilerde egemenliği temsil eden federal devlet bu örgütlenme dışında kalan diğer devletlere karşı siyasi ya da askeri diğer dış ilişkilerde tek bir güç olarak temsil yetkisine sahiptir. Bu devlet yapısına örnek olarak ABD; Rusya yazılabilir.
Egemenliğin kaynağına göre devletler
Monarşik Devlet
Yasama, yürütme, yargı yetkilerinin köklü bir hanedandan olan ve yönetimin miras usulü ile devredildiği bir kişi elinde toplandığı yönetim şekildir. Bu siyasal iktidarı elinde bulunduran güç farklı din ve kültürlerin getirdiği etki ile kral, han, sultan, padişah, imparator gibi unvanlar kullanabilir. Köklü bir yapıya sahip olan ve çok eski yıllara dayanan bu yönetim şekli farklı zaman dilimlerinde çağın değişmesi ile ayakta kalmak için gerektiğinde farklı biçimlere bürünmüştür Monarşi çeşitleri ise;
1. Mutlak monarşi: Hükümdarın hakları sınırsız olarak mevcut olan ve tarihte bilinen en yaygın monarşi türüdür. Siyasi gücü elinde barındıran kişinin sözü kesindir. Yani yasama, yürütme ve yargı tek bir kişide toplanmaktadır.
2. Meşrutiyet: Mutlak monarşiye karşılık olarak meşrutiyette hükümdarın yetkileri bir anayasa ile sınırlandırılmıştır. Halk bir meclis seçer hükümdar en üst olarak bu birliği temsil eder ve bir onay makamıdır. Yani bu yönetim biçiminde hükümdarın yanında bir de halk tarafından seçilmiş bir meclis bulunmaktadır. Buna örnek olarak İngiltere, Danimarka, Hollanda, İspanya, Malezya, Nepal, Yeni Zelanda ve Tayland sıralanabilir.
Aristokratik Devlet
İlk olarak antik yunanda ortaya çıkan kelime anlamı olarak en iyi ve kudret anlamına gelen eski Yunancada aristos ve krotos'un birleşimi ile olan Aristokrasi bir çeşit sınıflandırma ve devlet yönetim biçimidir. Bu sınıflandırma zengin olan halk tabakasını soylu kesim adı altında diğer halk tabakasından ayırarak siyasal iktidarı elinde tutar. Kısaca tanımlarsak tabakalara bölünmüş bir yapıda üst tabakanın alt tabakayı yönetmesidir.
Teokratik Devlet
Hukuksal yapının dinsel nitelik taşımasıyla devletin dine tabi olduğu devlet biçimidir. Siyasi hakimiyet dini teşkilatın başında bulunan kişilere aittir. Bu yönetime örnek olabilecek devletler ise İlkel Yerli Kavimler, Hititler, Vatikan, Suudi Arabistan, İran olarak sıralanabilir.
Laik Devlet
Teokratik devlet anlayışının tam zıttı olarak karşımıza çıkar. Laik devlet anlayışında kurulmuş olan ya da var olan devletin iktidar kısmı yani hakim olan siyasi gücün kendisi ve bu siyasi gücü yöneten kişinin tamamen dinden ayrılmasıdır. Laik devlet anlayışı üzerine birçok açıklama yapılmış farklı tanımlar ortaya atılmıştır. Örneğin Ali Fuat Başgil " tarafsız ilkesi" , Hilmi Ziya Ülken "saygı" ve " vicdan hürriyeti" üzerinde durarak farklı bakış açısı altında açıklamıştır. Ancak hepsinin varış noktası aynıdır. Kısacası tanımlamak gerekirse Laik Devlet din ve devlet işlerinin birbirinden tamamen ayrılmasıdır. Fransa, Türkiye, Portekiz, Meksika vb. birçok ülkede bu devlet anlayışı görülmektedir.
Demokratik Devlet
Temel bir tanımla; egemenliğin, halkın elinde bulunduğu devlet biçimidir. Demokratik Devlette esas anlayış din, dil, ırk ayrı gözetmeden herhangi bir ayrıcalığa tabi tutulmadan herkes devlet ve kanunlar önünde eşittir. Yasama, yürütme ve yargı güçler ayrılığı ilkesine dayanılarak farklı kollar tarafından yönetilerek devlete bağlı olma biçimidir. Başta olması gereken iktidar seçimle belirlenir. Ve halk tarafından oy çokluğuna sahip olan başa gelir. Herkesin seçme ve seçilme hakkı kanunlarla koruma altına alınmıştır.
Bir birimin devlet olarak nitelendirilebilmesi için diğer devletler tarafından tanınmasına gerek yoktur. Zira tanıma sadece uluslararası alanda ilişki kurmak için gerekli bir işlemdir.