Haberler

Barbaros ne demek? Barbaros anlamı nedir? Barbaros isminin anlamı nedir? Barbaros Hayreddin Paşa kimdir?

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bu akşam TRT1 ekranlarında yayınlanan Barbaros: Akdeniz'in Kılıcı adlı dizide Barbaros Hayrettin Paşa ve kardeşlerinin hayatı anlatılıyor. Dizide adı geçen Barbaros kelimesinin ise anlamı araştırılmaktadır. Erkek çocuklarına isim olarak da verilen Barbaros anlamı nedir? Barbaros ne demek? Barbaros isminin anlamı nedir? Barbaros Hayreddin Paşa kimdir? Barbaros ismi Kur'an'da geçiyor mu?

Barbaros ismi Türkçe kökenlidir ve büyük Türk denizcisi, Barbaros Hayrettin Paşa'ya Avrupalılar tarafından verilen bir isimdir. Peki, Erkek çocuklarına isim olarak da verilen Barbaros anlamı nedir? Barbaros ne demek? Barbaros isminin anlamı nedir? Barbaros Hayreddin Paşa kimdir? Barbaros ismi Kur'an'da geçiyor mu? İşte detaylar haberimizde… Türkiye'nin en kapsamlı haber sitesi, Haberler.com ile haberler devam ediyor.

BARBAROS NE DEMEK?

Barbaros Hayreddin Paşa veya gerçek adıyla Hızır Reis (1478; Midilli - 4 Temmuz 1546; İstanbul), Osmanlı İmparatorluğu'nun ünlü denizcilerinden, kaptan-ı derya olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk kaptan paşası ve kaptan-ı deryası. Akdeniz'de Osmanlı egemenliğini pekiştirdi, öyle ki bu deniz bazı tarihçilerce bir "Türk Gölü" olarak anıldı. Osmanlı'nın deniz politikasına ve Tersane-i Amire'ye nizam verdi.
Hayreddin Paşa'nın asıl adı Hızır Reis'ti. Ona, "dinin hayırlısı" anlamına gelen Hayreddin adını, Osmanlı Devleti'ne yaptığı hizmetinden dolayı Padişah Yavuz Sultan Selim verdi. Barbaros ismi aslında ağabeyi Oruç Reis'e aittir; ancak onun ölümünden sonra kendisi tarafından da kullanılmıştır. Bazı tarihçiler bu ismin Oruç'a kızıla çalan sakalı yüzünden verildiğini (İt. barba: sakal, rossa: kızıl) söylerken, Halil İnalcık bu ismin "Baba Oruç"un bozulmasından oluşmuş olabileceğini söylemektedir.

BARBAROS İSMİNİN ANLAMI NEDİR?

Barbaros Hayreddin Paşa'nın asıl adı Hızır Reis'tir. Ona ''dinin hayırlısı'' anlamına gelen Hayreddin adını, Osmanlı Devleti'ne yaptığı hizmetlerden dolayı Padişah Yavuz Sultan Selim verdi. Barbaros ismi ise, aslında ağabeyi Oruç Reis'e aittir; ancak onun ölümünden sonra Hayreddin Paşa tarafından da kullanılmıştır. Bu ismin verilmesinin sebebi de, Oruç Reis ve diğer kardeşlerinin kızıl renge çalan sakallarının olmasıdır: Barba, ''sakal''; rossa ise ''kızıl'' anlamına gelmektedir.

BARBAROS İSMİNİN ÖZELLİKLERİ

Kendine özgü düşünceleri ve doğruları vardır. İnsanlar arasında kendini yalnız hisseder ve genel olarak hayvanlar ile birlikte vakit geçirmekten hoşlanır. Yalnızlığını giderek birisi ile arkadaşlık ya da ilişki kurmanın hayali ile büyür.

BARBAROS İSMİ KUR'AN'DA GEÇİYOR?

Barbaros ismi Türkçe kökenli olan bir isimdir. Bu ismin Kuran'da geçip geçmediği anne ve babalar için merak edilen konulardan biridir. Kuran'da yer alan isimlerden biri değildir. Arapça kökenli bir kelime olmadığı için, Kuran'da geçme olasılığı bulunmuyor. Tabi ki bu durum, ismin kullanılamayacağı anlamına gelmiyor. İsteyen herkes bu ismi tercih edebilir. Anlamını beğenen bireyler çocukları için bu ismi kullanabilir. Barbaros isminin Kuran'da geçmemesi, ismin herhangi bir yerde kullanılmasına engel olmuyor. Bireyler bu ismi yeni doğacak çocukları için kullanabilir.

BARBAROS HAYREDDİN PAŞA KİMDİR?

Barbaros Hayreddin Paşa veya gerçek adıyla Hızır Reis (1478; Midilli - 4 Temmuz 1546; İstanbul), Osmanlı İmparatorluğu'nun ünlü denizcilerinden, kaptan-ı derya olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk kaptan paşası ve kaptan-ı deryası. Akdeniz'de Osmanlı egemenliğini pekiştirdi, öyle ki bu deniz bazı tarihçilerce bir "Türk Gölü" olarak anıldı. Osmanlı'nın deniz politikasına ve Tersane-i Amire'ye nizam verdi.
Hayreddin Paşa'nın asıl adı Hızır Reis'ti. Ona, "dinin hayırlısı" anlamına gelen Hayreddin adını, Osmanlı Devleti'ne yaptığı hizmetinden dolayı Padişah Yavuz Sultan Selim verdi. Barbaros ismi aslında ağabeyi Oruç Reis'e aittir; ancak onun ölümünden sonra kendisi tarafından da kullanılmıştır. Bazı tarihçiler bu ismin Oruç'a kızıla çalan sakalı yüzünden verildiğini (İt. barba: sakal, rossa: kızıl) söylerken, Halil İnalcık bu ismin "Baba Oruç"un bozulmasından oluşmuş olabileceğini söylemektedir.
Hayreddin Paşa, Selanik Vardar Ağalarından ve Midilli fatihlerinden Türk veya Arnavut bir sipahi olan babası Vardari Yakup Ağa ile ada halkından Rum Katerina'nın dört oğlundan biri olarak 1470'li yıllarda Midilli adasında doğdu. Kendisine verilen "Barbaros" lakabı, İtalyanca "kızıl sakal" anlamındaki "barba rossa"dan gelir.

Oruç Reis, genç yaşta kardeşi İlyas ile birlikte deniz ticareti yaparken, Ege Denizi'nde Rodos Şövalyelerine tutsak düştü. Serbest kaldıktan sonra, yaşadığı olayın etkisiyle tüccar yerine korsan olmaya karar verdi. Bir süre sonra kardeşi Hızır Reis de ticareti bırakıp ona katıldı. Akdeniz kıyılarına akınlar düzenleyip ganimetler elde ettiler. Cerbe adasını üs olarak kullanan Hızır Reis ve ağabeyi Oruç Reis'in ünü bütün Akdeniz'e yayıldı. İki kardeş Tunus Sultanı Muhammed ile anlaşarak Tunus'taki Halkü'l-Vaâd (La Gaulette) liman kalesini kullanmaya başladı. Hızır ve Oruç, ele geçirdiği ganimetin beşte birini Tunus sultanına veriyor, kalan malları Tunus pazarında satıyorlardı.

Hızır ve Oruç, 1516'da ele geçirdikleri yüklü bir gemiyi armağan olarak Piri Reis himayesinde Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'e gönderdi. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim de onlara, verdiği desteğin bir ifadesi olarak armağanlar yolladı. Oruç Reis ve Hızır Reisi'in, ağabeyleri İshak'ın da kendilerine katılmasından sonra korsanlıkla yetinmeyip Kuzey Afrika'da toprak edinmeye başladılar. 1516'da İspanyol karşıtı bir klik tarafından Cezayir'e yerleştiler ve şehrin idarecilerini kanlı bir darbe ile elimine ettiler. Ancak, İspanyollar ile olan savaşlarında Oruç Reis'in ölmesi, Hızır'ı de zor durumda bırakmıştı.

Gönüllü kuvvetleriyle merkezî bir devletin desteği olmadan tutunamayacağını anlayan Hızır tekrar İstanbul'a elçiler yollayarak başkentin tâbiyetine girdi. Ancak, Cezayir halkının aleyhine dönmesi, Hayreddin'i şehri terk edip Jijel'e çekilmeye zorlayacaktı. Burada üslenerek korsanlığa devam edecek ve güçlendikten sonra 1525'te Cezayir'i yeniden ele geçirmeyi başaracaktı. Ertesi yıl Jijel'e baskın düzenleyen Cenevizli Amiral Andrea Doria'yı yenilgiye uğrattı.

1529 yılında gerçekleşen iki olay Hızır ve arkadaşları için çok önemli sonuçlar doğuracaktı. Bunlardan biri Aydın Reis'in Habsburg amirali Portuondo'yu mağlup etmesi, bir diğeri ise Cezayir'in karşısındaki Habsburg hisarının (Penon de Argel) ele geçirilmesiydi ki bu hem şehri Habsburg toplarının hedefi olmaktan çıkarmış, hem de bir dalgakıran yapılarak kötü bir liman olan Cezayir'in geliştirilmesine olanak sağlamıştır.

Bu esnada Kanuni Sultan Süleyman'ın Alman seferi (1532) sırasında Andrea Doria'nın Mora kıyılarına saldırması Osmanlıları güç duruma düşürdü. Bunun üzerine Kanuni, Hızır Reis'i İstanbul'a çağırdı ve 1533'te "Hayreddin" adını verdiği Hızır Reis'i Osmanlı donanmasının başına (kaptan-ı derya) atadı.

I. Selim dönemi

Hızır ve Oruç 1516'da ele geçirdikleri yüklü bir gemiyi armağan olarak Piri Reis himayesinde Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'e gönderdiler. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim de onlara, verdiği desteğin bir ifadesi olarak armağanlar yolladı. Oruç Reis ve Hızır Reis'in, ağabeyleri İshak'ın da kendilerine katılmasından sonra korsanlıkla yetinmeyip Kuzey Afrika'da toprak edinmeye başladılar. 1516-1517'de İspanyollara karşı savaştılar ve Tenes ve Tlemsen kentlerini ele geçirerek Cezayir'i denetimlerine aldılar. Oruç Reis Cezayir hükümdarı ilan edildi. İspanyollar ertesi yıl Cezayir'i geri almak için Araplarla birleşerek saldırıya geçti. Bu savaşta Hızır Reis'in ağabeyleri olan İshak Reis ve Oruç Reis öldürüldü. Hızır Reis, Yavuz Sultan Selim adına para bastırıp hutbe okutarak ona bağlılığını bildirdi. Yavuz Sultan Selim de Hızır Reis'i Cezayir Beylerbeyliğine atayarak koruması altına aldı. Bunun üzerine önce Tunus ve Tlemsen Beyleri birleşerek Cezayir'e yürüdüler. Cezayir şehri dışındaki toprakları alıp, Cezayir içindeki halkı ayaklandırdılar. Ayaklanmayı bastıran Hızır Reis beyleri durdurdu. 1519'da Cezayir'e gelen İspanyol donanmasını mağlup etti. Ama Cezayir halkının durumu ve Tunus Beyi ile yapılan savaşın iyi netice vermemesi üzerine gemileri ve kendine bağlı reislerle Cezayir'i bırakıp Cezayir kentinin doğusunda bir Akdeniz sahil kenti olan Cicel'e çekildi.

Barbaros'un Kaptan-ı Derya "Hayreddin" olması

Hızır Reis 1520-1525 arasında Avrupa'nın Akdeniz kıyılarını vurarak büyük ganimetler elde etti. 1525'te Cezayir'i yeniden ele geçirdi. Ertesi yıl Jijel'e baskın düzenleyen Cenevizli Amiral Andrea Doria'yı yenilgiye uğrattı. Kanuni Sultan Süleyman'ın Alman seferi sırasında Andrea Doria'nın Mora kıyılarına saldırması Osmanlıları güç duruma düşürdü. Bunun üzerine Kanuni, Hızır Reis'i İstanbul'a çağırdı ve 1533'te "Hayreddin" adını verdiği Hızır Reis'i Osmanlı donanmasının başına (kaptan-ı derya) atadı. Haberler.com sizler için en doğru bilgileri araştırıyor. Doğru kaynak için doğru yerdesiniz.

Hayreddin Paşa 1534'te Akdeniz'e açıldı ve İtalya kıyılarına seferler düzenleyip Tunus'u ele geçirdi. Ancak Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanması karşısında ertesi yıl Tunus'u bırakmak zorunda kaldı ve İstanbul'a döndü. 1536'da daha güçlü bir donanmayla yeniden Akdeniz'e açılan Barbaros, İtalya kıyılarını vurdu ve Ege Denizi'ndeki Venedik adalarını Osmanlı topraklarına kattı.

Preveze Deniz Savaşı

Osmanlıların Akdeniz'deki denetiminin artması üzerine, Papalık, Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekiz gemilerinden oluşan bir "Haçlı donanması" kuruldu ve başına Andrea Doria getirildi. Osmanlı donanması ile Haçlı donanması 1538'de Arta Körfezi önlerinde karşılaştı. Haçlıların 600'den fazla gemisi vardı. Bunun 308'i harp teknesi olup, 120'si en büyük oturak gemileriydi. Haçlılar donanmaya on binlerce forsadan başka 60 bin asker bindirmişlerdi. Hayreddin Paşa komutasında ise 122 kadırga ve forsalar dışında 20 bin asker vardı. Toplamı 80 bin kişiyi bulan bir deniz savaşı daha önce hiç görülmemişti. Savaş sonucunda haçlı donanması 128 gemisini kaybetmiş, 29'u da Osmanlı denizcileri tarafından ele geçirilmişti. Hayreddin Paşa hiçbir gemisini kaybetmezken 400 kadar leventi savaşta ölmüştü. Hayreddin Paşa, tarihe Preveze Deniz Savaşı olarak geçen savaşın mutlak galibiyetini Osmanlı Devleti'ne kazandıran Kaptan-ı Derya olarak adını tarihe yazdıracaktı. Bu zafer Osmanlı Devleti'nin Akdeniz'deki egemenliğini pekiştirdi.

Kutsal Roma-Cermen İmparatoru Şarlken, Preveze'nin öcünü almak için 1541'de Cezayir'e saldırdıysa da başarılı olamadı. Bu arada Fransa Kralı I. François, Şarlken'e karşı Osmanlılardan yardım isteyince Kanuni, Barbaros'u Fransa'nın Akdeniz kıyılarına gönderdi. Barbaros, Toulon'da Fransız donanmasıyla birleşerek 1543'te Nice'i aldı (Nice Kuşatması). Ertesi yıl İstanbul'a dönen Barbaros Hayreddin Paşa, 4 Temmuz 1546'da burada öldü, Beşiktaş'taki türbesine defnedildi.

Kaynak: Haberler.com / Gündem
Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı sanık kürsüsünde! İşte ilk sözleri

Bebek katili çetenin lideri hesap veriyor! İşte ilk sözleri

Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı'dan duruşmaya damga vuran ifadeler: Milletvekilleri bile beni arardı

Çete lideri Fırat Sarı'dan duruşmaya damga vuran ifadeler

İstanbul'da beklenen kar yağışı başladı

Anlık İstanbul

'Kayyum atanacak belediye sayısı 16'yı bulacak' iddiası

"16 belediyeye daha kayyum" iddiası! Bir şehre özellikle dikkat çekildi

title