Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

1 Kasım Harf Devrimi nedir? Harf Devrimi ne zaman kabul edildi?

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1 Kasım Harf Devrimi nedir? Harf Devrimi ne zaman kabul edildi? Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu ilk yıllarda Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk tarafından ilan edilen Harf Devrimi nedir? Harf

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu ilk yıllarda Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk tarafından ilan edilen Harf Devrimi nedir? Harf Devrimi hangi tarihte kabul edilmiştir? İşte Harf Devrimi ile ilgili detaylar haberimizde...

1 KASIM HARF DEVRİMİ NEDİR?

Harf Devrimi, Türkiye'de 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı "Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun"un kabul edilmesi ve yeni alfabenin yerleştirilmesi sürecine genel olarak verilen isimdir. Kanun, 3 Kasım 1928 günü Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yasanın kabulüyle o güne kadar kullanılan Arap harfleri esaslı Osmanlı alfabesinin resmiyeti son buldu ve Latin harflerini esas alan Türk alfabesi yürürlüğe kondu.

Türk alfabesinin içeriği, Latin harflerini yazı sistemlerinde kullanan diğer ülkelerin alfabeleriyle birebir aynı olmayıp Türk dilinin seslerini karşılamaları amacıyla türetilmiş harfleri bulundurmaktadır (Ç, Ş, Ğ, I, İ, Ö, Ü). Bunun yanı sıra Türk alfabesindeki harflerin okunuşları Batı dillerindeki harflerin okunuşlarından farklıdır.

LATİN HARFLERİNİ BENİMSEME GEREKÇELERİ

Batı kültürüne duyulan hayranlık veya Avrupa'nın üstünlüğüne olan inanç, Latin alfabesinin kazandığı prestijin temeliydi. 1850-60'lardan itibaren Türk aydın sınıfının tümü Fransızca biliyor ve bazen kendi aralarındaki yazışmalarda Fransızca kullanacak kadar bu dili benimsiyordu. Telgrafın yaygınlaşmasıyla birlikte, Türkçenin Latin alfabesiyle ve Fransız imlasına göre yazılan bir biçimi de günlük yaşamın bir parçası haline geldi. Beyoğlu, Selanik, İzmir gibi kozmopolit çevrelerde dükkân tabelaları ve ticari reklamlarda çoğu zaman bu yazı kullanılıyordu.

İkinci Meşrutiyet döneminde, Türk ulusal kimliğini İslamiyet'ten bağımsız olarak tanımlama çabaları, özellikle İttihat ve Terakki'ye yakın aydınlar arasında ağırlık kazandı. Arap yazısı İslam kültürünün ayrılmaz bir parçası sayıldığı için bu yazının terk edilmesi aynı zamanda Türk ulusal kimliğinin laikleşmesi ve kendi öz benliğini ortaya çıkarması anlamına gelecekti.

19. yüzyılın son çeyreğinde İstanbul ve Anadolu'da Rum ve Ermeni harfleriyle basılan gazete ve kitaplar önemli bir sayı tutmaya başlamıştı. Bu yayınların kazandığı popülerlik, Türkçenin Arap yazısından başka yazıyla da yazılabileceği düşüncesinin benimsenmesine yardımcı oldu. 1908-1911'de Latin temelli Arnavut alfabesinin kabulü ve 1922'de Azerbaycan'ın Latin alfabesini kabulü Türkiye'de büyük yankı uyandırdı.

Sovyetler Birliği'ndeki Türk devletleri Latin alfabesini kullanıyordu. Türkiye, Türk dünyası ile yakınlaşmak, ortak bir alfabeyi kullanmak için Latin alfabesine geçti. Fakat daha sonra SSCB, Stalin döneminde Türkiye ile Sovyetler Birliği'ne bağlı Türk cumhuriyetleri arasındaki bağı koparmak için Türk devletlerini Kiril alfabesine geçirtmiştir. 1991'de SSCB'nin dağılması üzerine Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan olmak üzere 5 bağımsız Türk devleti kuruldu. Bunlar arasından Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenistan tekrar Latin alfabesine geçerken Kazakistan ve Kırgızistan ile Rusya'ya bağlı Başkurtistan, Çuvaşistan, Tataristan, Tuva gibi Türk cumhuriyetleri Kiril alfabesini kullanmaya devam etti. Özetle, Türkiye'de yapılan harf devrimi, diğer Türk cumhuriyetlerine yakınlaşmayı, Türk dillerine uyumlu bir yazı sistemi oluşturulup ortak bir alfabe kullanılmasını amaçlamıştır.[5]

Arap alfabesinin Türkçeyi tam olarak ifade edememesi. Arap alfabesinde bulunan Vav (?) harfi V, O, Ö, U, Ü; Ye (?) harfi Y, I, İ; Kef (??) harfi ise K, G, N, nadiren de Y sesini verebilmektedir. Bu durum karışıklık çıkarmaktaydı.

ATATÜRK VE HARF REFORMU

Mustafa Kemal de bu konuyla 1905-1907 tarihleri arasında Suriye'deyken ilgilenmeye başladı. 1922 yılında Atatürk Halide Edib Adıvar'la yine bu konu hakkında konuşmuş ve böylesi bir değişikliğin sert önlemler gerektireceğini söylemişti.

Eylül 1922'de Hüseyin Cahit'in İstanbul basın yayın üyelerinin katıldığı bir toplantıda Atatürk'e sorduğu "Neden Latin harflerini kabul etmiyoruz?" sorusuna, Atatürk "Henüz zamanı değil." yanıtını vermişti. 1923'teki İzmir İktisat Kongresi'nde de aynı yolda bir öneri sunulmuş, ancak öneri kongre başkanı Kâzım Karabekir tarafından "İslam'ın bütünlüğüne zarar vereceği" gerekçesiyle reddedilmişti. Ancak tartışma basında geniş yer bulmuştu.

28 Mayıs 1928'de TBMM, 1 Haziran'dan itibaren resmî daire ve kuruluşlarda uluslararası rakamların kullanılmasına yönelik bir yasa çıkarttı. Yasaya önemli bir tepki gelmedi. Yaklaşık olarak bu yasayla aynı zamanda da harf reformu için bir komisyon kuruldu.

Komisyonun tartıştığı konulardan biri eski yazıdaki kaf ve kef harflerinin yeni Türkçe alfabede q ve k harfleriyle karşılanması önerisiydi. Ancak bu öneri Atatürk tarafından reddedildi ve q harfi alfabeden çıkartıldı. Yeni alfabenin hayata geçirilmesi için 5 ila 15 senelik geçiş süreçleri öngören komisyonda bulunan Falih Rıfkı Atay'ın aktardığına göre Atatürk, "Bu ya üç ayda olur ya da hiç olmaz." diyerek zaman kaybedilmemesini istedi. Alfabe tamamlandıktan sonra 9 Ağustos 1928'de Atatürk, harfleri Cumhuriyet Halk Partisinin Gülhane'deki galasına katılanlara tanıttı. 11 Ağustos'ta Cumhurbaşkanlığı hizmetlileri ve milletvekillerine, 15 Ağustos'ta da üniversite öğretim üyeleri ve edebiyatçılara yeni alfabe tanıtıldı. Ağustos ve Eylül aylarında da Atatürk farklı illerde yeni alfabeyi halka tanıttı. Bu sürecin sonunda komisyonun önerileriyle, kimi ekleri ana sözcüğe birleştirme amaçlı kullanılan kısa çizginin atılması ve düzeltme işaretinin eklenmesi gibi değişiklikler yapıldı.

8-25 Ekim tarihleri arasında resmî görevlilerin hepsi yeni harfleri kullanımla ilgili bir sınavdan geçirildi.

Kaynak: Haberler.com / Gündem
title