Akbabanın Üç Günü (Three Days Of The Condor) Orjinal
Kod adı 'Akbaba' olan Joseph Turner (Robert Redford) CIA'in yan kuruluşlarından birinin New York'taki gösterişsiz ofisinde çalışan alt düzey memurlardan biridir.'Amerikan Edebiyat ve Tarih Araştırmaları Derneği' adı altında kamufle edilmiş bu CIA...
Kod adı 'Akbaba' olan Joseph Turner (Robert Redford) CIA'in yan kuruluşlarından birinin New York'taki gösterişsiz ofisinde çalışan alt düzey memurlardan biridir. 'Amerikan Edebiyat ve Tarih Araştırmaları Derneği' adı altında kamufle edilmiş bu CIA ofisinde Açık kaynak istihbaratı (Open Source Intelligence, OSINT) [1] yapılmaktadır, yani dünyada yayınlanmış tüm roman, dergi ve gazeteler ayrım yapılmaksızın okunmakta, taranmakta ve bunların içinde gizli anlamlar, mesajlar ve olağan dışı fikirler aranmaktadır. Görevi gereği Turner yakın zamanda ucuz bir gerilim romanını analiz etmiş ve dikkatini çeken bazı tuhaflıklara vurgu yapan raporunu CIA'deki üstlerine iletmiştir. Adeta bir sosyal kulüp havasındaki bu küçük ofiste çalışan az sayıdaki memur, aktif görevdeki CIA ajanlarından çok farklıdırlar, rahat ve disiplinden oldukça uzak bir çalışma tempoları vardır. Raporuna cevap beklediği günlerden birinde Turner öğlen yemeklerini almak için dışarı çıktığında ofisi basan bir grup silahlı adam çalışanların altısını da soğukkanlılıkla katleder. Turner geri döndüğünde gördüğü manzara karşısında dehşete düşer, kendi hayatının da tehlike altında olduğunu anlayarak özel acil hattan üstlerini arar. Birinci amiri olan Higgins (Cliff Robertson) ile buluşmaya gitiğinde üzerine ateş açılır. Artık teşkilatta güvenebileceği kimse kalmadığının farkına varan Turner, olan biteni anlayabilmek için olaylarla ilgisi olmayan Kathy Hale adlı bir kadını (Faye Dunaway) evinde rehin tutarak, Higgins'le kedi fare oyunu oynamaya başlar ve sonunda CIA içinde başka bir CIA daha olduğunu keşfeder. Turner'ın raporu bu teşkilatın gizliden planladığı, olası bir petrol krizi durumunda Ortadoğu'yu işgal etme programına sekte vurmuştur ve bu raporla ilintili herkesin yok edilmesi gerekmektedir. Turner bu örgüt içindeki örgütün tepesindeki kişiye ulaşır ancak arkadaşlarını da katleden kiralık katil Joubert (Max von Sydow) buraya da gelir ama sürpriz bir şekilde Turner'ı değil de örgütün başkanını öldürür, çünkü anlaşma değişmiştir ve artık tekrar CIA için çalışmaktadır. Turner'a da hala bir hedef olduğunu söyler ve kendi güvenliği için ülkeyi terketmesi tavsiyesinde bulunur. Yurtsever bir insan olan Turner ülkeyi terkedemeyeceğini söyler ve son çare olarak olayları özgür basına anlatarak örgütün kirli çamaşırlarını kamuoyu önünde ortaya dökmeye karar verir ve The New York Times gazetesine gider.