Yoksa 'Önemli olan iç güzellik' inanışı sözden mi ibaret!
Yıllardır çözülemeyen bir ikilemdir; 'Dış güzellik mi, iç güzellik mi?' Medikal estetik ürünleri üreten Allergan'ın 8 bin kadınla yaptığı 'Küresel Estetik Trendleri' araştırmasına göre 'Önemli olan iç güzellik' inanışı sözden ibaret!
Hem Türk hem de dünya kadınları dış güzelliğe iç güzellikten daha fazla önem veriyor. Türk kadınları dış güzelliğe önem veren ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor.
Araştırmaya göre, kadınların yüzde 78'i güzellik deyince "dış güzellik" anlıyor. Güzelliğin "iç güzellik" olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 31'de kalıyor. Türkiye'de ise kadınların yüzde 52'si dış güzelliğin, iç güzelliğinden daha önemli olduğuna, yüzde 27'si bunun tam tersine inanıyor. Geri kalan yüzde 21 ise iç ve dış güzellik arasında mükemmel bir dengenin olduğunu düşünüyor.
Araştırmaya göre Türk kadınlarının yüzde 76'sının en büyük endişesi yorgun bir görünüme sahip olmak… Dolgun dudaklar, Türk kadınlarının sahip olmak istedikleri özelliklerin başında geliyor. "İdeal güzelliğe ulaşmak için yüzünüzün neyini değiştirmek istersiniz?" sorusuna, Türk kadınlarının yüzde 42'si "burun", yüzde 31 yanaklar ve gözler, yüzde 24'ü çene hattı, yüzde 23'ü dudaklar, yüzde 14'ü çene yanıtını veriyor.
ESTETİĞE SICAK BAKIYORUZ
Tüm ülkelerde güzel görünme ihtiyacını başta düğün olmak, önemli bir aile toplantısı, önemli bir buluşma, yeni iş-kariyer, yeni bir ilişki, doğum günü ve evlilik yıldönümü gibi özel günler tetikliyor. Türkiye'deki kadınların yüzde 77'si dermal dolguların, 5 önceye göre daha fazla kabul edilebilir olduğunu, yüzde 72'si yüz dolgularının doğal görünebileceğini düşünüyor. Türk kadınlarının yüzde 96'sı dolgu yaptırdığını ya da yaptırabileceğini ifade ediyor. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 57'si ise dolguların doğal durabileceğini belirtiyor. Aslında yüzün hatta bakışların değişmesi kemikle ilgili. Kemiklerdeki volüm kaybı; cildin sarkmasına, gözlerin aşağı doğru kaymasına, yüzün çökmesine, göz kapağının sarkmasına neden oluyor.
MUTLAKA BU SORULARI SORUN
Eskiden yüz gençleştirme metotları sadece çizgi ve kaz ayaklarını düzeltmek için kullanılırken bugün şekillendirmeye de yardımcı oluyor. Hyurolonik asit dolguları, cerrahi müdahaleye gerek kalmadan dudakları güçlendirebiliyor; yanaklar, elmacık kemikleri ve çeneye kaybettiği hacmi geri kazandırabiliyor.
Doğal bir görünüm için uygulama öncesinde ise mutlaka hastanın şu soruları sorması gerekiyor: Doğal sonuçları nasıl sağlayacak? Günlük hayatıma ne kadar çabuk geri dönebilirim? Etkileri ne kadar uzun sürer? Diğer hastalar bununla ilgili neler söylüyor? Uygulama klinik çalışmalarla etkinliği ve güvenirliği kanıtlanmış bir marka mıdır?