Haberler
Sahte dolarların piyasaya sürüldüğü iddiasına ilişkin soruşturma başlatıldı

Piyasaları sarsan sahte dolar iddiası için harekete geçildi

Halep'te taarruz başlatan Esed karşıtı Heyet Tahrir Şam 32 bölgeyi ele geçirdi

Rejim karşıtı grup 32 bölgeyi ele geçirdi, 10 bin sivil evlerini terk etti

Muhtarın yerine kayyum atandı

Muhtarın yerine kayyum atandı

Kreş tartışmaları sorulunca İmamoğlu fena patladı: Cami yaptım imam vermediler

"Cami yaptım imam vermediler, karakol yaptım ortada polis yok"

Yeni nesil ilişki krizi!

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sosyal medyanın gerçekliğimizi ele geçirdiğini, ilişkilerimizden sosyal hayatımıza kadar her alanı domine ettiğinin ne kadar farkındayız?

Artık hayatımızın merkezinde yer alan sosyal medya, bir çeşit paralel evren gibi oldu. Yediğimiz yemekten yaptığımız alışverişe, doktor tarafından verilen serumdan yaptırdığımız işlemlere kadar her anımızı sosyal medyaya paylaşıyoruz. Bu çılgınlık hali daha ne kadar sürer bilinmez ama şu anda hayatımızı dönüştürdüğü şey, çok da masum değil. Özellikle de ilişkilerimizi ciddi boyutta etkiliyor ve hatta yeni krizlere yol açıyor. Bunların başında ise sosyal medya kıskançlığı geliyor. Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.

İlişkilerin yeni kabusu; sosyal medya kıskançlığı

Sosyal medya yeni insanlarla tanışmak ve sosyalleşmek için çok uygun ve verimli bir mecra olarak görülse de mevcut ilişkilerimize zarar verdiği aşikar. Özellikle de kadın - erkek ilişkilerine önemli hasarlar veriyor. Çünkü sosyal medya hayatımızın önemli bir parçası olmadan önce çiftler genellikle telefon ile iletişim kurarken, haberleşme araçlarının farklılaşması hayatımıza dijital kıskançlığı getirdi. Eskiden çiftler birbirlerini kıskansalar bile bu duygu saklanmaya çalışılırdı.

Ancak günümüzde bu kıskançlık çiftlerin birbirlerini kısıtlamasına, birbirleriyle tartışmasına hatta bu yüzden ilişkinin bitmesine bile neden olabiliyor. Akıllı telefonlar sayesinde insanlar nerede olurlarsa olsunlar kendilerinden bahsedebiliyorlar. Gittikleri mekan, yedikleri yemek, giyilen kıyafet, paylaşılan fotoğraflar bile çiftler arasında kıskançlık haline dönüşebiliyor. İnsanların tüm bunları paylaşmasının altında yatan sebep ise beğenilme ve onaylanma arzusudur. Yapılan araştırmalar ciddi ilişkisi olan kişilerin bile sosyal medya saracılığıyla (eş arama, flört, arkadaş arama siteleri) yeni insanlarla tanışıp flört yaşadığını gösteriyor. Sosyal ağlarda harcanan zamanın artması ve bu mecraların yanlış kullanılması ciddi beraberliği olan ya da evli çiftlerin arasında iletişimin azalmasına, güvensizliğe, tartışmalara ve hatta boşanmalara bile neden olabiliyor.Nöropsikiyatrik açıdan kıskançlık; aşırı sahiplenme ve aşırı aidiyet duygusudur. Aşktan da yoğundur, yıkıcıdır. Sağlıklı kıskançlık ise olması gereken, sıcak bir duygudur.

Dijital medya kıskançlığı kadınlarda daha fazla görülüyor

Çiftler her ne kadar kadın erkek ilişkisinde en önemli şeyin güven duygusu olduğunu söyleseler de kontrol ruhu bu düşüncenin önüne geçiyor. Erkekler genellikle eşlerinin ya da sevgililerinin şifrelerini bilmek istiyorlar. Kadınların birçoğu ise partnerlerinin karşı cinsle olan arkadaşlıklarına çok sıcak bakmadıklarını belirtiyorlar.Dijital medya hayatımıza girdikten sonra birçok çiftin gözünde karşı cins sizi elde etmeye çalışan potansiyel suçlu konumunda yer alıyor.

Sosyal medya detoksu şart

Sosyal medya kullanırken sanal iletişimin, gerçek iletişimin önüne geçmemesi gerekiyor.Günlük hayatımızı kuşatma altına alan sosyal medya yüz yüze iletişime gölge düşürüyor.Birbirlerine zaman ayırmak yerine sosyal medyanın eğlenceli dünyasına kapılan çiftler birbirlerinden uzaklaşıyor ve aradaki iletişim yok oluyor. Kıskançlık ve güvensizlik gibi sorunları çözmenin en iyi yolu çiftlerin birbirleriyle iletişime geçmesi ve kaliteli zaman geçirmesidir. Tabii ki iletişimin sadece konuşmak değil dinlemek de olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak gerekir.Dr. Mehmet Yavuz'a göre böyle bir bakış açısı ve tutum ilişkileri yıkan değil inşa eden bir eylemdir.

Kaynak: Bültenler / Sağlık
title