Yaşlı Hastaya "Düşkünlüğe" Göre Tedavi
Geriatrik Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İlhan: "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye 2025'te dünyada en hızlı yaşlanan ikinci ülke olacak. Yaşlı nüfusun artmasıyla lösemi, lenfoma, myeloma, myelodisplastik sendrom görülme sıklığı artmaktadır" "Tedavi kararında artık yaş yerine bağımsız, kısmi düşkün, düşkün değerlendirmesi öneriliyor"
SELMA BIYIKLI ADABAŞ- Geriatrik Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, yaşlı nüfusun artmasıyla lösemi, lenfoma, myeloma, myelodisplastik sendrom görülme sıklığının arttığını belirterek, "Tedavi kararında artık yaş yerine bağımsız, kısmi düşkün, düşkün değerlendirmesi öneriliyor" dedi.
İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada yaşlı nüfusun artmasının yaşlılık hastalıklarının da daha sık görülmesini beraberinde getireceğini söyledi.
Avrupa Hematoloji Derneğinin 2014 yılında "Yaşlılarda hematolojik hastalıklar" temasının işlenmesini kararlaştırdığını bildiren Prof. Dr. İlhan, 2 yıl önce kurulan Geriatrik Hematoloji Derneğinin Türkiye'de bu alanda çalışma yürüttüğünü bildirdi.
İlhan, "Avrupa Hematoloji Derneğinin bu kararı, dernek olarak yürüttüğümüz çalışmaların önemini bir kez daha ortaya koymuştur" dedi.
Genç bir nüfusa sahip olmakla övünen Türkiye'nin aynı zamanda hızla yaşlanan bir ülke olduğuna dikkati çeken İlhan, şunları kaydetti:
"Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye 2025'te dünyada en hızlı yaşlanan ikinci ülke olacak. Bugün ortalama yaşam süresi erkeklerde 73, kadınlarda 79'dur. Toplam nüfusun yüzde 7,5'i yani 6 milyon 750 bin kişi 65 yaş üstündedir. Buna karşılık 2025'te 65 yaş üstü nüfus, toplam nüfusun yüzde 14'ü olacak. Bu da 15 milyon yaşlı demektir. Yaşlı nüfusun artması, yaşlılık hastalıklarının artmasını da beraberinde getirecek. Yaşlı nüfusun artmasıyla lösemi, lenfoma, myeloma, myelodisplastik sendrom görülme sıklığı artmaktadır. Halen 65 yaş üstündekilerde hematolojik kanser tanısı alan hasta sayısı 10 bin civarındayken 2025'te bu sayının 30 bini geçmesi bekleniyor."
-Kişiselleştirilmiş tedavi
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, sınırlı mali kaynaklarla bu tür hastalıkların tedavisinde güçlüklerle karşılaşılabileceğini ifade eden İlhan, kişiselleştirilmiş tedaviyle doğru hastanın, doğru zamanda ve doğru yerde tedavisinin mümkün olabildiğini dile getirdi.
Özellikle yaşlılarda hastalığa eşlik eden bozuklukların gençlere göre daha fazla ve sık olduğunu vurgulayan İlhan, "Bazı hastalıklar için belirtiler farklıdır. Bir yaşlıda kemik kırılması yaşlılıktan kaynaklanabileceği gibi myeloma belirtisi de olabilir. Bu nedenle yaşlılarda tedaviyi, eşlik eden faktörlere göre belirlemek gerekir" diye konuştu.
65 yaş üstündekilerde kan hastalıklarının sıklığı, biyolojisi ve tedavisinin farklılıklar gösterdiğine işaret eden Prof. Dr. İlhan, şunlara dikkati çekti:
"Maalesef halen 20 yaşındaki hastayla 70 yaşındaki hastaya aynı tedavi uygulanıyor. Oysa yaşlı hastanın performans durumu, mevcut diğer hastalıklar, normal yaşam beklentisi ve günlük yaşam aktivitesi, aletli yaşam aktivitesi hastayı değerlendirmede ana faktörlerdir. Tedavi kararında artık yaş yerine bağımsız, kısmi düşkün (yarı bağımlı), düşkün (bağımlı) değerlendirmesi öneriliyor."
-"Evde bakım önemli"
Yaşlılarda yatarak tedavinin beraberinde birçok zorluk getirdiğini, bu nedenle dünyada artık "evde bakım" kavramının geliştiğini belirten İlhan, palyatif bakım, yaşam sonu bakım ve evde bakımın desteklenmesiyle hem tedavi giderlerinin azalacağını, hem hastanın yaşam kalitesinin artacağını, hem de aile fertlerinde iş gücü kaybının önleneceğini söyledi.
İlhan, 27-29 Eylül tarihlerinde Ankara'da düzenlenecek 2. Ulusal Geriatrik Hematoloji Kongresinde konunun tüm yönleriyle ele alınacağını, bu alanda ilgili kesimler arasında ortak bir dil oluşması için çalışma yapılacağını, evde bakım konusunun irdeleneceğini, Türkiye'ye uygun modeller belirlenerek Sağlık Bakanlığına sunulacağını kaydetti. - Ankara