Haberler
Türkiye sınırındaki kaosa Putin desteği! Rusya Ordusu Halep'e operasyon başlattı

Esed'e Putin desteği! Rusya Ordusu, Halep'teki muhalifleri vuruyor

Halep düştü! Muhalifler camilerden ezan okumaya başladı, kamu binalarını ele geçirdi

Muhalifler camilerden ezan okumaya başladı, kamu binalarını ele geçirdi

Antalya açıklarında 4.8 büyüklüğünde deprem

Antalya'da 4.8 büyüklüğünde deprem! Açıklamalar peş peşe geldi

Bakan Uraloğlu açıkladı: Özel araçlara kış lastiği zorunluluğu geliyor

Özel araçlara kış lastiği zorunluluğu geliyor

Uluslararası Diyabet Liderler Zirvesi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Çocuk Diyabet Grubu Başkanı Prof. Dr. Hatun: "Türkiye'de her yıl yaklaşık 1700 çocuğun diyabete yakalandığını biliyoruz" Diyabetle Yaşam Derneği Başkanı Alemdar: "Biz engelli değiliz, e...

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Çocuk Diyabet Grubu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, Türkiye'de her yıl yaklaşık 1700 çocuğun diyabete yakalandığını söyledi.

Hatun, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) ev sahipliğinde Swissotel'de düzenlenen Uluslararası Diyabet Liderler Zirvesi'nde, AA muhabirine yaptığı açıklamada, diyabetin önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade etti.

Erişkinlerde görülen diyabetin daha çok Tip2 diye bilinen şişmanlıkla bağlantılı diyabet türü olduğunu ifade eden Hatun, bunun toplumlarda sıklığı artan tür olduğunu vurguladı.

Bu sorunu önlemek için yapılacak çalışmalarda çocukluk çağına odaklanılması gerektiğine dikkati çeken Hatun, Tip2 diyabetin en önemli sebebinin şişmanlık olduğunu dile getirdi.

Bunun yaşam tarzıyla bağlantılı olduğunu ve erişkinlerdeki obezitenin büyük çoğunlukla çocukluktaki obeziteyle ilişkili bulunduğunu kaydeden Hatun, diyabet programlarının, çocukluk çağına odaklanması gerektiğini anlattı.

Çocuklarda Tip1 diyabet görüldüğünü ve bunun en başından insilüne bağlı olduğuna işaret eden Hatun, şöyle konuştu:

"En önemli özelliği genetik faktörlerin az rol oynadığı ama daha çok bilemediğimiz nedenlerle gerçekleşen ve en başından itibaren insilün eksikliği ile karakterize bir diyabet bu. Hızlı da gelişiyor. 10 - 15 gün içinde bulgular ortaya çıkıyor, çok su içme, çok idrar yapma ve kilo kaybı gibi. Erken tanı konalmazsa çok tehlikeli olabiliyor.

Türkiye'de her yıl yaklaşık 1700 çocuğun diyabete yakalandığını biliyoruz. Dünyada ise 65 bin çocuk Tip1 diyabetli oluyor. Bu rakamlar erişkinlerdeki Tip2 diyabete göre düşük ama Tip1 diyabet, Tip2'den farklı olarak tedavi gerektiren bir tür. Günlük hayatın farklılaştırmasını gerektiriyor. Günde en az 4 kez kan şekerine bakmak lazım."

"Önleyici diyabet yaklaşımlara ihtiyaç var"

Hatun, Türkiye'de bu konuda çok yönlü programlar yürüttüklerini belirterek, öncelikle bu çocukların, çocuk endokrin diyaliz merkezi tarafından izlenmesi gerektiğini bildirdi.

Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu bu nedenle bütün hastaların ilgili uzmanlar tarafından izlenemediğini kaydeden Hatun, öncelikle bunun sağlanması gerektiğini aktardı.

Aile hekimliği ile Türkiye'deki sevk sisteminin, çocukları çocuk endokrin merkezlerine göndermesi gerektiğine değinen Hatun, 18 yaşın altındaki bütün diyabetlilerin çocuk diyabet uzmanları tarafından bakılması gerektiğini belirtti.

Türkiye'de bu konuda bir karmaşanın söz konusu olduğuna işaret eden Hatun, "Sanki diyabet genel bir hastalıkmış gibi erişkin doktarlarda buna bakıyorlar. Bu, aslında doğru bir yaklaşım değil. Diyabet tedavi felsefesindeki en önemli şey; bireye özgü tedavi yaklaşımıdır. Çocuklar için bu çok daha fazla geçerli. Türkiye çocuk diyabet uzmanları artıyor. Ama çocuk diyabet hemşire sayısı ile çocuk diyabet diyetisyen sayısı az. Biz aile, doktor ve hemşire üçlüsünü öğretmenle tamamlamaya dönük aktiviteler yapıyoruz. O nedenle 2010  yılından beri okullardaki öğretmenlere diyabeti anlatan, çocukların bakımını destekleyen bir program yürüttük" diye konuştu.

Tip1 diyabette tedavinin devamının çok önemli olduğunu ifade eden Hatun, sosyal güvenlik kuruluşlarının, Tip1 diyabet gibi hastalıklara ayrıcalık tanıması sağlaması gerektiğini anlattı.

Önleyici diyabet yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu dile getiren Hatun, diyabet eğitimi için düzenlenen diyabet kamplarının çok büyük bir imkan olduğunu sözlerine ekledi.

"Engelliysek, haklarından yararlanmak istiyoruz"

Diyabetle Yaşam Derneği Başkanı Emine Alemdar ise diyabetlilerin askerlikten muaf olduğunu belirterek, hastaların bu durumlarını askeri hastaneye yattıktan sonra öğrendiklerini bildirdi.

"Siz engellisiniz diyorlar ve askerlikten muafsınız diye gönderiliyorlar" diyen Alemdar, bunun engelli raporuyla yapıldığını ifade etti.

Alemdar, "Eğer biz engelliysek, yüzde 40'lık haktan da yararlanmak istiyoruz. O zaman engelli statüsünden işe girme ve emeklilik hakkımızı da istiyoruz. ya da bize engelli demeyecekler" şeklinde konuştu.

İş başvurularında gençlerin çok büyük sorunlar yaşadıklarını aktaran Alemdar, "Türkiye'de askere gitmeyen adam sakattır. Askere gitmeyen insana kız vermezler" dedi.

"Biz engelli değiliz, engelli olduğumuzu kabul etmiyoruz. Askerlikte çalışabilir bu çocuklar" diyen Alemdar, zirvenin çok faydalı olduğunu ancak burada daha fazla hastaların ve sivil toplum kuruluşu örgütlerinin olması gerektiğini kaydetti.

Sorunların çözülebilmesi için bu problemleri yaşayan insanlarla görüşülmesi gerektiğini belirten Alemdar, diyabetlilerin şeker ölçüm cihazını ve insilününü almadan dışarıya çıkamadığını kaydetti.

Piyasadaki şeker ölçümü yapan cihazların güvenirliliği açısından bir kargaşa yaşandığını belirten Alemdar, "SGK, ödeme kapsamına aldığı cihazların performans testini yaptırarak, 'bu devlet güvencesi altındadır' dedikten sonra bizlere vermeli" şeklinde konuştu. - İstanbul

Kaynak: AA / Sağlık
title