Haberler
Sahte dolarların piyasaya sürüldüğü iddiasına ilişkin soruşturma başlatıldı

Piyasaları sarsan sahte dolar iddiası için harekete geçildi

Halep'te taarruz başlatan Esed karşıtı Heyet Tahrir Şam 32 bölgeyi ele geçirdi

Rejim karşıtı grup 32 bölgeyi ele geçirdi, 10 bin sivil evlerini terk etti

Muhtarın yerine kayyum atandı

Muhtarın yerine kayyum atandı

İstanbul'a ne zaman kar yağacak? Canlı yayında tarih verildi

İstanbul'a kar yağışı için tarih verildi

Ulusal Kök Hücre Politikaları Çalıştayı -

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat Tosun, "Kök hücre tedavisinde rutine girmiş tedavileri daha etkin kullanıyoruz.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat Tosun, "Kök hücre tedavisinde rutine girmiş tedavileri daha etkin kullanıyoruz. Bugün 59 merkezde kemik iliği nakli yapıyoruz. Artık uzun sıralar falan yok. Erciyes Üniversitesi de bunun öncülerinden biri" dedi.

Tosun, Türkiye Bilimler Akademisince (TÜBA), Erciyes Üniversitesinin (ERÜ) ev sahipliğinde, Sabancı Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ulusal Kök Hücre Politikaları Çalıştayı"nın açılışında yaptığı konuşmada, sağlık alanında Ar-Ge çalışmalarının dünyadaki gelişmiş ülkelerin hepsinin en öncelikli konusu olduğunu ancak Türkiye'deki çalışmaların teorikte kaldığını söyledi.

Kök hücre konusunun bakir bir alan olduğunu ifade eden Tosun, bu alandaki çalışmaların ümit vadettiğini ancak çok fazla araştırma ve çalışmaya ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Türkiye'deki kök hücre uygulamalarına değinen Tosun, "Kök hücre tedavisinde rutine girmiş tedavileri daha etkin kullanıyoruz. Bugün 59 merkezde kemik iliği nakli yapıyoruz. Artık uzun sıralar falan yok. Erciyes Üniversitesi de bunun öncülerinden birisi. Pratik uygulamalara baktığımızda, AB ülkeleri arasında ilk 4 ülkeden birisiyiz, çok yaygın olarak rutin tedavi yapıyoruz" diye konuştu.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Necati Demir ise son 10 yılda hızlanan Ar-Ge alanındaki değişimlerin aynı hızla devam ettiğini söyledi.

Türkiye'deki araştırmacıların altın bir dönemden geçtiğini vurgulayan Demir, şunları kaydetti:

"Üniversitelerimizden, özel sektörden ve araştırma merkezlerimizden tüm araştırmacılarımızın araştırmaları için karşılık bulabilecekleri ortam TÜBİTAK'ta oluşturulmuş durumda. Geçen hafta itibarıyla TÜBİTAK Araştırma ve İstek Programları Başkanlığına 7 bin 860 proje önerisi geldi. 2003 yılında bu rakam 850 idi. Bu, çok sevindirici ancak daha sevindirici olan, bu proje önerileri, ülkemizin neredeyse tamamına yakınından gelmekte. Önceki yıllarda olduğu gibi TÜBİTAK'ın kapısını sadece belli illerimiz, belli üniversitelerimiz çalmıyor. 4 ilimiz hariç Türkiye'nin tüm illerinden proje önerileri geliyor, yürütülüyor ve destekleniyor. Bu aslında, ülkemizde Ar-Ge alanında ne kadar önemli bir farkındalık oluştuğunun göstergesi ancak yeterli değil, daha büyük projelerin, ülkemize katma değer sağlayacak projelerin oluşmasını istiyoruz. Bu anlamda da daha çok araştırmacıyı alana çekebilmek için politika üretmeye devam ediyoruz."

Farklı başlıklarda proje teklif çağrısı yaptıklarını belirten Demir, "Bunlardan biri de kök hücre konusuydu. Bu çağrıya, 53 proje önerisi geldi, 35'i ikinci aşamaya geçti, değerlendirmeleri devam ediyor" dedi.

- Diğer konuşmacılar

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar da TÜBA olarak gerçekleştirecekleri faaliyetleri bizzat yapmak yerine üniversitelerle iş birliği içinde, daha çok danışmanlık yaparak hizmet vermeyi tercih ettiklerini söyledi.

Çalıştay sonuçlarının faydalı olması temennisinde bulunan Acar, "Çalıştayın hedefi, bütün paydaşların katılımıyla güçlü ve zayıf yönlerin belirlenmesi, fırsat, imkan ve engellerin doğru saptanması, hangi konulara öncelik verileceğine yönelik önerilerin belirlenmesidir" ifadesini kullandı.

TÜBA Kök Hücre Çalışma Grubu Eşyürütücüsü Prof. Dr. Bülent Zülfikar ise kök hücre konusunun dünyanın en büyük ilgi odaklarından olduğunu belirtti.

Üniversitelere artık klasik rollerinin yanında yeni roller biçildiğini ifade eden Zülfikar, "İnovasyon (yenilikçilik) da bu rollerin başında geliyor" dedi.

Türkiye'nin, 75 milyonu aşkın nüfusuyla bölgesinin ve dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Zülfikar, "100 binin üzerinde akademisyene sahip. 2023 yılına dair pek çok hedefleri var. 178 üniversitemiz var ancak üniversitelerimize baktığımızda, ilk 100'e baktığımızda biz yokuz. Bu seviyeye ulaşmak için bazı adımların atılması gerekiyor" diye konuştu.

ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur da Türkiye'nin gelişmek ve kalkınmak zorunda olduğunu, bunun için de öncelikle bilimsel çalışmalara önem verilmesi gerektiğini söyledi.

Üniversitelerin önemine dikkati çeken Keleştemur, "Refah düzeyi yüksek, teknoloji bakımından ilerlemiş ülkelere bakıldığında bunların en temel özelliği, gelişmiş üniversitelere sahip olmalarıdır. İlk 100 üniversitenin neredeyse yarısı, ABD'de yer almaktadır. Günümüzün en büyük silahı, bilgidir. Türkiye'nin en önemli sorununun eğitim ve üniversite olduğunu düşünüyoruz. Eğer Türkiye gelişmek ve kalkınmak istiyorsa ki öyle olmalıdır, gelişmiş üniversitelere sahip olmak zorundadır. Gelişmiş üniversite demek, evrensel ve orijinal bilgi üretmek, dolayısıyla ileri teknoloji üretmek demektir" şeklinde konuştu.

Kök hücreyle ilgili Türkiye'deki tüm paydaş temsilcilerin katılımıyla düzenlenen çalıştay, 9 ayrı salonda 9 başlık altında gerçekleştirilecek. Çalıştay, yarın sona erecek.

Kaynak: AA / Sağlık
title