Topuk Dikenine "Şok Dalga" ile tedavi
Ayakta tabana yapışan kasların çeşitli nedenlerle zorlanması sonucu oluşan yırtıkların zaman içinde kemiksi dokuya dönüşmesiyle ortaya çıkan "Topuk Dikeni" Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nde, "Şok dalga" ile tedavi ediliyor.
Ayak tabanında oluşan ve kişide yürüme zorluğunun yanında "dayanılmaz" diye tanımlanan ağrılara neden olan "Topuk Dikeni" sorununa Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesindeki Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nde, "Şok Dalga" ile kalıcı çözüm sunuluyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından "Kamu Özel İşbirliği" (PPP) modeli ile işletilen hastanede, Rönesans İşetme Hizmetleri tarafından sunulan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hizmetlerinden "topuk dikeni" nedeniyle başvuran hastalar da yararlanıyor.
"Vücut dışında üretildikten sonra bir uygulama başlığı ile vücudun istenilen bölgesine uygulanan basınç dalgalarının kullanıldığı bir fizik tedavi yöntemi" olan veESWT (Extracorporeal Shoch Wavw Therapy ) diye adlandırılan"Şok Dalga" ile topuk dikeni rahatsızlığından birkaç seansta kurtulmak mümkün oluyor.
Çeşitli kas iskelet sistemi hastalıklarında da etkili olan bu yöntem, toplumda her 10 kişiden birinde görüldüğü belirtilen topuk dikeninde yaygın olarak kullanılıyor
Uzun süre ayakta kalan, yanlış ayakkabı seçimi yapan, uzun süre sert zeminde yürüyen, fazla kilolu olan ve sporcularda ise özellikle koşucularda antrenman programında yapılan değişiklikler sonucu görülebilen "Topuk Dikeni" nedeniyle başvuran hastalara cerrahi uygulamaya gerek kalmadan çözüm sunuluyor.
Uzun yıllar böbrek taşlarını kırmak amacı ile kullanılan bu teknik, topuk dikeninde tedaviye erken dönemde başlanması halinde büyük oranda iyileşme sağlıyor. Birer hafta ara ile 3 ya da 5 seansta tamamlanan tedavi, anestezi alınmadan, ilaçsız olarak gerçekleşiyor.
Cerrahi müdahale istemeyen hastalarca hekimlerin yönlendirmesiyle tercih edilen tedavi yöntemi olan "Şok Dalga" tedavisi, dokuların oksijen seviyesini arttırarak dokuların yenilenmesini sağlıyor.
Şok dalga tedavisi sadece hekimin yönlendirmesiyle yapılabiliyor. Kanser hastalarına, hemofili gibi kan hastalığı olanlara, hamilelere, kanama eğilimini arttıran ilaç kullananlara ise önerilmiyor.