Sosyal medya içerikleri bireylerde stres ve kaygı oluşturuyor
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nden yapılan bir araştırmaya göre, sosyal medya içeriklerinin beğenme ya da beğenmeme butonuna göre bireylerde stres ve kaygı oluşturduğu belirlendi. Araştırmaya göre, insanlar artık sosyal medya üzerinden yaşamlarını konumlandırıyor ve sürekli telefon ve bilgisayarlardaki uyarı sesleri ciddi bir kaygıya neden oluyor.
SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci, sosyal medya içeriklerinin beğenme ya da beğenmeme butonuna göre bireylerde bir stres ve kaygı oluşturduğunu belirterek, "İnsanların artık bunun üzerinden kendi yaşamlarını konumlandırdıkları yönünde sonuçlar çıktı. Yerli yersiz paylaşımlar ve sürekli telefon ve bilgisayarlardaki uyarı sesleri bireylerde ciddi bir kaygı oluştururken, cevap verme zorunluluğu ise bu kişilerde bir stres oluşturmaktadır" dedi.
SCÜ Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci, dijital bağımlılık ile ilgili uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Dilci, 80 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre yoğun bir şekilde dijital nesnelerle temas halindeki kişilerin 'dijital stres' yaşadığını söyledi. Prof. Dr. Dilci, araştırma sonuçlarına göre başta sosyal medya olmak üzere katılımcıların yüzde 47'sinin özellikle artan sosyal medya içeriklerinin beğenme ya da beğenmeme butonuna göre bireylerde bir stres ve kaygı oluşturduğunu belirterek, "Dijital stres artık günlük hayatı olumsuz yönde etkiliyor. İnsanların artık bunun üzerinden kendi yaşamlarını konumlandırdıkları yönünde sonuçlar çıktı. Yerli yersiz paylaşımlar ve sürekli telefon ve bilgisayarlardaki uyarı sesleri bireylerde ciddi bir kaygı oluştururken, cevap verme zorunluluğu ise bu kişilerde bir stres oluşturmaktadır. Özellikle duyarlı ve hassasiyet yönelimli kişilikler bu durumdan daha çok etkilenmektedirler. Bireyler ayrıca dijital nesnelerin üretmiş olduğu strese karşı alternatif tepki geliştirme konusunda başarısızdır. Erkekler daha çok strese dönük tepki verirken, kadınların bunda daha az stres yaşadıkları yönünde bir sonuç ortaya çıkmıştır" ifadelerini kullandı.
'WİFİ SİSTEMLERİNİ BELİRLİ ARALIKLARLA KAPATALIM'
Dijital strese maruz kaldığını düşünen bireylerin nesnelere karşı mesafeli olmaları gerektiğini de belirten Dilci, "Dijital nesnelerle amaçlı bir şekilde vakit geçirmeliyiz. Dijital nesnelerin mümkün olduğunca sesini kısarak ve belirli zaman aralıklarında kontrol etmeliyiz. Gündelik yaşam içerisinde evde wifi sistemlerini belirli aralıklarla kapatmakta fayda var. Yatak odası veya oturduğumuz yerlerde dijital nesnelerin sürekli açık hali hazırda bulunması beraberinde bir stres kaynağı oluşturuyor. Bu bağımlılığı da tetiklemektedir. Sınırlı sorumlu ve amaçlı dijital nesne kullanımını benimsemeliyiz" dedi. (DHA)