Sonbaharın korkulan üçlüsü: grip, farenjit ve sinüzit
KBB, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut; boğaz iltihaplanması, ateş, halsizlik gibi belirtilerle çocukların yaşam kalitesini bozan bu hastalıklar hakkındaki görüşlerini paylaşıyor.
Üst solunum yollarının enfeksiyon hastalıkları olan grip, farenjit ve sinüzit hastalıkları birbirinden keskin çizgilerle ayrılmıyor ve birbirini tetikleyebiliyor. Havaların soğuduğu sonbahar ve özellikle de kış aylarında üşütme ile birlikte daha sık karşılaşılan bu hastalıklar, çocukları sokakta veya okulda ele geçirebiliyor.
Gribal enfeksiyon farenjitin (yutak iltihabı) eşlik etmesiyle şikayetleri artırıyor
Grip veya gribal enfeksiyon adı verilen klinik tablo, burun ve geniz iltihabı olan nezleyle başlar. Yaşadığımız ortamda bulunan, keşfedilmiş 200'ü aşkın virüs tarafından hastalık oluşur. Bulaşma çoğunlukla tensel temas ve damlacık yoluyla, özellikle de el temasıyla olur. Hasta kişilerden veya virüs bulaşmış eşya ve nesnelerden elle alınan mikroplar, ağız ve burundan vücuda girer.
Ağız veya burun yoluyla vücuda giren virüsler, öncelikle genze yerleşerek çoğalır. Bu dönemde, genizde yanma ve boğazda rahatsızlık (farenjit) olur. Ardından, burunda tıkanıklık ve sulu akıntı görülür. Akıntı giderek koyulaşır, günler içinde sarı yeşil hal alır ve bir hafta içinde düzelir. Nezle(nazofarenjit) denilen bu durum, vücut direnci iyi olan çocuklar tarafından çabuk atlatılır. Çocukta genellikle ateş yoktur. Burun tıkanıklığı, hapşırık, gözlerde sulanma dışında pek problem yoktur. Burunda oluşan sarı yeşil akıntı, virüslere bağlı normal bir durumdur. Bu dönemde istirahat edilmesi, burun akıntılarının temizlenmesi, vücut sürekli burun akıntısı ile su kaybettiği için sıvı alımının artırılması ve sağlıklı beslenmeyle herhangi bir ilaca gerek duymadan hastalık iyileşir.
Doğru ilaç ve alınacak hijyen önlemleriyle hastalık tedavi ediliyor
Vücut direnci düşerse, virüsler genizden aşağıya iner ve kana karışır. Böylece hastalık, burun bölgesinden tüm vücuda yayılır. Yukarıda sayılan şikayetlere halsizlik, düşük ateş, adalelerde yaygın ağrı gibi tüm vücudu etkileyen semptomlar eklenir. Bu tabloya artık grip veya gribal enfeksiyon adı verilir. Vücut halsiz düşer, çocuk yataktan kalkmak istemez. Bu nedenle bu hastalığa paçavra hastalığı da denir. Hastalık bu şekilde sistemik hale gelince, destekleyici ilaç tedavileri ve istirahat hastalığın kolay atlatılmasını sağlar. Hastalığı başkalarına bulaştırmamak için, burun temizliğinde kağıt mendil ve su kullanmak, el yıkamayı artırmak önemlidir. Kişilerle ve ev halkıyla el temasından sakınmak gerekir.
Hastalık, özellikle sonbahar ve kış aylarında fazla görülür; okul, toplu taşım araçları ve hastane gibi toplu yaşam alanlarında hızla yayılır. Damlacık bulaşmış eşyalarla veya kişilerle olan tensel temas hastalığın hızla yayılmasına yol açar. Ailelerde bir kişinin hastalanması, dikkatli olunmazsa tüm aileyi hasta edebilir. Yapılan klinik çalışmalar, sadece el yıkamanın bu şekilde bulaşan enfeksiyon hastalıklarını %60-70 oranında önlediğini göstermiştir. Bu nedenle, hastanelerde personellere sürekli el yıkama eğitimleri verilmektedir. Çocuklara el yıkamanın önemi anlatılarak, evde ve okulda el yıkamalarını teşvik ederek, çocuklar ve yetişkinler bu hastalıklardan kolayca korunabilir. Ayrıca bu tedbirlerin yanında, sağlıklı beslenme ve düzenli uykuyla vücudun dinlendirilmesi de faydalı olacaktır.
UZUN SÜREN GRİP VE NEZLE SİNÜZİTE NEDEN OLUYOR
Grip ve nezlenin uzun sürmesi ile enfeksiyon ajanları burun çevresinde, göz altında ve kaş üstünde bulunan sinüs boşluklarına yayılarak, sinüzit adı verilen hastalığa yol açar. Sinüzit belirtileri iltihaplanan sinüse bağlı olarak, yüzde kaş üstünde veya burun kökünde baş ağrısı, burun tıkanıklığı, genizden akıntı, ağız kokusu ve öksürük olarak kendini gösterir. Bunlardan en az ikisi varsa, sinüzit teşhisi konur. Hastalık bu dönemde tedavi edilmezse, kronik bir hal alabilir. Bu belirtilerden biri ortaya çıkınca, KBB hekimine başvurup ilaç tedavisine başlanmalıdır. Hastalıklardan korunma, tedaviden önce gelir. Enfeksiyon hastalıklarına yakalanmamak için kişisel hijyene, yeterli uyku ve beslenmeye dikkat edilmeli; hasta bireylerle yakın ve tensel temastan kaçınmalı, el ve burun temizliğine özen gösterilmelidir.