Şeker Hastalığında Ameliyat En Etkili Çözüm"
Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Alper Çelik, ilaç ya da insülin tedavisinden cevap alamayan hastalarda ameliyatın birinci seçenek olarak ortaya çıktığını belirterek, "Yaşamları şeker hastalığı yüzünden alt üst olmuş ağır diyabet hastalarında ameliyat uygulamasının ilaç tedavisine göre çok daha iyi sonuçlar verdiğini gördük" dedi.
Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Alper Çelik, ilaç ya da insülin tedavisinden cevap alamayan hastalarda ameliyatın birinci seçenek olarak ortaya çıktığını belirterek, "Yaşamları şeker hastalığı yüzünden alt üst olmuş ağır diyabet hastalarında ameliyat uygulamasının ilaç tedavisine göre çok daha iyi sonuçlar verdiğini gördük" dedi.
Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Amerika'daki Cleveland Kliniğince, diyabette kullanılan medikal tedavilerle ameliyatın karşılaştırıldığı "STAMPEDE" başlıklı araştırmanın Türkiye ayağını yürüttüklerini söyledi.
Çalışmada, ameliyat olanların şekerini kontrol altında tutmak için sonrasında ilaç ya da insüline ihtiyaç duymadığının tespit edildiğini anlatan Çelik, yürüttükleri çalışmanın sonucunun yurt dışında yapılanlarla örtüştüğünü kaydetti.
Çelik, araştırmadan çıkan sonuçların bilimsel bir kanıt olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Tıp camiasının en önemli dergilerinden kabul edilen New England Journal of Medicine'de yayımlanan araştırmaya göre de kilo problemi olan erişkin diyabetlilerin büyük bir kısmı cerrahiden sonra insüline ve diğer pek çok ilaca ihtiyaç duymuyor. Ayrıca ABD'deki Cleveland Klinik'te yapılan araştırmada da yine erişkinlerde görülen diyabette en etkin tedavinin ameliyat olduğu ortaya çıktı. Ancak uzmanlar bu yöntemin ilaç ve insülin tedavisinden cevap alamayanlar için ideal olduğunu ifade ediyor."
Önemli kriterin, hastanın vücudundaki insülin rezerviyle aktivitesi olduğuna işaret eden Çelik, yapılan ameliyatların doğası gereği kalori ihtiyacını otomatik ayarladığını, bunun sonucunda olağan vücut kitle indeksine ulaşıldığını ya da zayıf olanların normal kilolarına ulaşabildiğini söyledi.
Çelik, "Burada önemli olan nokta, obez olmayan hastaların insülin rezerv ve aktivitelerini tüketmiş olabileceğinin dikkate alınmasıdır. Bu yüzden obez olmayan hastalarla ilgili karar verirken çok daha seçici olunmalıdır" ifadelerini kullandı.
Ameliyat ile yaşam kalitesi ilişkisine işaret eden Çelik, "Yaşamları şeker hastalığı yüzünden alt üst olmuş ağır diyabet hastalarında ameliyat uygulamasının ilaç tedavisine göre çok daha iyi sonuçlar verdiğini gördük. Ameliyat olan hastaların yaşam kaliteleri arttı" dedi.
Çelik, diyabetlilerin yüzde 90'ından fazlasında da efektif kilo kontrolü sağlandığını, bu sayede ilaç ve insüline gerek kalmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elimizde gerçekten büyük bir veri tabanı var. Ameliyat edeceğimiz hastaların her parametresini en ince detayına kadar takip ediyoruz. Yaptığımız ameliyat sayısıyla dünyanın en büyük ikinci serisini elimizde bulunduruyoruz. Bu seri sadece Türkiye için değil, yurt dışındaki cerrahlar için de çok değerli. Ülkemizde hasta takibi konusunu nedense çoğu zaman atlıyoruz. Ameliyatlar yapılıyor ama elinizde hastaların önceki ve sonraki durumlarıyla ilgili yeterli veri yoksa yaptığınız ameliyatların da hiçbir değeri yok. Bu gibi bir durum her şeyden önce hastaların sağlığı açısından çok ciddi sıkıntılar yaratır. Elimizdeki veriler, bu alandaki tüm cerrahlar için altın değerinde. Bizim kliniğimize ait, uluslararası sisteme entegre bir veri tabanımız var. Bu veri tabanı hastaları çok geniş bir açıda görmenizi ve diğer merkezlerle beraber veri analizi yapmanızı sağlıyor. Kurduğumuz vakıf kanalıyla bu veri tabanını ulusal bazda yaygınlaştırmak istiyoruz. Uluslararası Obezite Cerrahisi Derneği de bizden bunu talep etti. Böylece Türkiye de elindeki verilerle bilime yön verme konusunda büyük bir adım atmış olacak."
Medikal tedavinin başarılı olmadığı hastalara cerrahi yöntem tavsiyesi
Şeker tedavisi başarılı olmayınca cerrahi yöntemlere hemen başvurulabileceğini kaydeden Çelik, hastalık nedeniyle ince bağırsağın son kısmındaki hormonların çalışmaz hale geldiğini ifade etti.
Çelik, "Eğer ince bağırsağın son kısmını başa alırsak oradaki hormonlar aktive oluyor. İnsülin direnci aşağıya çekiliyor, kan şekeri düşüyor. Ancak bu ameliyatı yaparken de ince bağırsağın baş kısmını devreden çıkarmamalısınız. Bu sayede hasta ömür boyu vitamin bağımlısı olmaktan da kurtulur. Bu şekilde sistem bozulmuyor ve yine gıdalar ince bağırsaktan geçmeye devam ediyor" şeklinde konuştu.