Performans Endişesi, Mükemmeliyetçi Kişiliklerde Daha Sık Görülüyor"
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ögel: "Sanatçıların sahne performansını, öğrencilerin sınavlarını, ev hanımlarının çevreleriyle olan ilişkilerini, cinsellik söz konusu olduğunda ise erkekleri etkileyen performans anksiyetesi, mükemmeliyetçi kişilik tiplerinde daha fazla görülmekte"
Acıbadem Maslak Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Kültegin Ögel, "Sanatçıların sahne performansını, öğrencilerin sınavlarını, ev hanımlarının çevreleriyle olan ilişkilerini, cinsellik söz konusu olduğunda ise erkekleri etkileyen performans anksiyetesi, mükemmeliyetçi kişilik tiplerinde daha fazla görülmekte" dedi.
Ögel, yaptığı yazılı açıklamada, herkeste görülebilen performans anksiyetesinin, özellikle önemli etkinliklerle sık karşılaşan kişilerde daha fazla ortaya çıktığını belirtti.
Performans anksiyetesinin, sınav, bir otorite ile konuşma ya da bir önemli bir etkinlik gibi performans gerektiren durumlarda ortaya çıkan sıkıntı hissi olduğunu aktaran Ögel, şunları kaydetti:
"Bu sırada kişinin zihni, 'yapabilecek miyim, başarabilecek miyim?' soruları ile dolu oluyor. 'Ya yapamazsam' korkusuyla sorun yaşıyor. Çok yetenekli insanların 'ya başaramazsam' korkusuyla en sevdikleri işleri yapmaktan uzak durmaları 'performans anksiyetesi' olarak adlandırılıyor. Sanatçıların sahne performansını, öğrencilerin sınavlarını, ev hanımlarının çevreleriyle olan ilişkilerini, cinsellik söz konusu olduğunda ise erkekleri etkileyen performans anksiyetesi, mükemmeliyetçi kişilik tiplerinde daha fazla görülmektedir."
"Hep daha iyiyi, en güzeli ararlar"
Performans anksiyetesinin sosyal fobi ile kardeş olduğunu ve genellikle birlikte görüldüğüne dikkati çeken Ögel, şu bilgileri verdi:
"Sosyal fobi ile birlikte seyrettiği zaman kişi toplumdan çekilmek zorunda kalıyor. Sosyal fobi olmadan tek başına performans anksiyetesi, sadece etkinlik sırasında ortaya çıkıyor. Kişi kendi başına aşamıyorsa ve bu durum kişinin mesleki veya sosyal yaşamını etkiliyorsa bu durumda profesyonel destek alması gerekiyor. Kendine yönelik eleştiri, performans anksiyetesi olanlarda sıktır. Hep daha iyiyi, en güzeli ararlar. Hayata da siyah-beyaz olarak bakarlar. O nedenle mükemmeliyetçi kişilerde sıktır diyebiliriz. Bu sorun eğer kişinin hayatını bozuyorsa ve süreklilik oluşturuyorsa, bir hastalık olarak kabul ediliyor. Eğer kişi yapacağı işle ilgili olarak heyecan duymasına rağmen zorluğu aşıp gerçekleştirdiğini söylüyorsa, yaptığı işin kalitesinden memnunsa bu durumda hastalık olarak kabul etmiyoruz."
Ögel, hastalığın görülme sıklığıyla ilgili net bir bilgi bulunmadığını ifade ederek, "Performans anksiyetesinin en iyi tedavisi, sık sık bunu yaşamaktır. Bu sorundan kaçmak işe yaramaz, aksine sorunu artırır. Bu nedenle sorunun üzerine gidilmelidir. Yani yaşamadan çözümlemek mümkün değildir. Kişinin yaşadığı sıkıntıyı azaltmak için bazı davranışsal yöntemler denenebilir. Örneğin kalabalık bir gruba sunum yaparken başkalarının gözüne bakmamak, sadece bir kişiyi seçip ona anlatmak gibi. Sıkıntının getirdiği çarpıntı gibi bedensel belirtilerin önlenmesi ise ruhsal belirtilerin ve heyecanın azalmasına yol açar. Performans anksiyetesi yaşayan kişiler fiziksel belirtiler varsa ilaç kullanılabilir. Bu durumu sürekli ve şiddetli yaşayanlarda ise ilaç tedavisi yararlı olabilir" değerlendirmesinde bulundu. - İstanbul