Parlak Çocuklarımızı Milli Yaparak Elimizde Tutabiliriz
Opr. Dr. Kemal Tekden önderliğinde 2012'de kurulan Türkiye Üstün Zekâlı ve Dâhi Çocuklar Eğitim Vakfı (TÜZDEV), Türkiye'deki üstün zekâlı ve yetenekli çocukların tespit edilmesi, bu çocukların eğitimlerini sağlıklı bir şekilde sürdürmesini sağlamak amacıyla pek çok çalışma yürütüyor.
Türkiye'de bazı üstün zekâlı ve yetenekli çocukların henüz kimliklerini kazanamadan, ülkelerine bağlanamadan, milli değerlere sahip olamadan başka ülkelere götürüldüğünü vurgulayan TÜZDEV Genel Başkanı Opr. Dr. Kemal Tekden, "Bu parlak çocuklar önce yerli, milli olmalılar. Kendi kültürlerini benimsemeliler. Ardından evrensel bakış açısı kazanmalılar. Üstün zekâlı ve yetenekli çocukları ülkelerine bağlı bireyler olarak yetiştirebilirsek, nereye giderlerse gitsinler bizim çocuklarımız olarak kalırlar" dedi
Dünya tarihi boyunca bazı insanların üstün vasıflara sahip, diğerlerine göre daha zeki ve yetenekli oldukları bilinen bir gerçek. Kalkınmış ülkelere bakıldığında, hemen hepsinin tüm çocuklarına değer vermekle birlikte, üstün vasıflı çocukların zekâ ve yetenek seviyelerine uygun, farklı eğitim modellerine özel çaba harcadıkları görülüyor.
TOPLUMUN ÖNÜNÜ AÇACAK EN BÜYÜK GÜÇ
Üstün zekâlı ve yetenekli çocukların Türk toplumunun önünü açabilecek en büyük güç olduğunu savunan TÜZDEV, bu çocukların başka ülkelere gitmesini engellemek için de çabalarını sürdürüyor. TÜZDEV Genel Başkanı Kemal Tekden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde Kazakistan'da düzenlenen Bilim ve Teknoloji Zirvesi'nde yaptığı "En başarılı çocuklarımızı, en parlak beyinlerimizi Batılı kurumlara ve ülkelere kaptırıyoruz. Günümüzün en önemli güç kaynağı olan enformasyon ve bilgi teknolojileri konusunda üreten değil tüketen konumundayız" açıklamasının çok yerinde olduğunu söyledi.
AİLELER İKNA EDİLİYOR
Kemal Tekden, üstün zekâlı ve yetenekli çocukları ülkesine ve milli değerlerine bağlı yetiştiremeyen milletlerin, genellikle bu çocukları tamamen kaybettiklerini söyledi. Üstün yetenekli çocukların bazen milli olmayan okullar bazen de yurtdışındaki güçler tarafından kaçırıldığını belirten Tekden, "Bu kaçırma, çoğu zaman da bu çocukların ailelerini ikna etme yöntemiyle oluyor. Henüz kimliklerini kazanamadan, ülkelerine bağlanamadan, milli değerlere sahip olamadan başka ülkelere götürülüyorlar" dedi.
ÜLKESİNE BAĞLI BİREYLER OLARAK YETİŞTİRİLMELİ
Bu noktada ailelere, toplumlara ve devlet yetkililerine büyük görev düştüğünü vurgulayan Kemal Tekden şöyle devam etti: "Bu parlak çocuklar önce yerli, milli olmalılar. Kendi kültürlerini benimsemeliler. Tüm bunların ardından evrensel bakış açısı kazanmalılar. Üstün zekâlı ve yetenekli çocukları ülkelerine bağlı bireyler olarak yetiştirebilirsek, nereye giderlerse gitsinler bizim çocuklarımız olarak kalırlar. Yer üstü hazinelerinin değerini bilmeyen milletler, yeraltı zenginliklerine sahip çıkamazlar"