Modern Dünyanın Salgın Hastalığı: Depresyon
Üsküdar Üniversitesi küresel kriz haline gelen depresyonu düzenlediği panelde masaya yatırdı.
Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından bu yıl 20. kez düzenlenen 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü'nde ana tema "Depresyon" olarak belirlenirken, Üsküdar Üniversitesi 9 Ekim Salı günü düzenlediği "Küresel Kriz: Depresyon" isimli panelde konuyu ele aldı. Açılış konuşmasını Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın yaptığı panelde Üsküdar Üniversitesi'nden öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Doğan ve Prof. Dr. Nesrin Dilbaz konuşmacı olarak katıldılar. Panelde, medyaya yansıyan şiddet içerikli haberlerin depresyonu tetiklemedeki etkisi de tartışıldı. Moderatörlüğünü televizyon programcısı Zahide Yetiş'in yaptığı panelde Sabah Gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ, Kanal D sabah haberleri sunucusu İrfan Değirmenci ve Best FM program sunucusu Cem Arslan da medyanın olumsuz haberleri sunma biçimleri konusunda görüşlerini paylaştılar.
Dünya Sağlık Örgütü'nün tahminlerine göre depresyon dünyada gelecek 10 yıl içinde en çok görülen ikinci hastalık olacak. Bugün her beş kadından ve her on iki erkekten birinde depresyon görülüyor. Sadece yetişkinlerde değil, okul çağı çocuklarının yüzde 2'sinde, ergenlerin ise yüzde 5'inde depresyon görülebiliyor.
Depresyonun görülme sıklığının artması nedeniyle Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu, bu yıl 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü'nün ana teması olarak Depresyonu belirledi. Özellikle gelişmiş ülkelerde etki alanını her geçen gün artıran bu hastalık, modern dünyanın salgın hastalığı olarak nitelendiriliyor.
Davranış Sağlığı ve Bilimlerine odaklanan Üsküdar Üniversitesi de bu tehdide dikkat çekmek üzere 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında " Küresel Kriz: Depresyon" konulu bir panel düzenledi. Panelde, toplumun nabzını tutan medya mensupları ve davranış bilimciler bir araya gelerek, depresyonu tetikleyen faktörleri ve depresyonu aşmanın yollarını tartıştılar. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan "Davranış bilimleri çok geniş bir yelpaze. Biz davranış sağlığı alanında yeni bilimler üretirken toplumu etkileyen her türlü dış etkeni mercek altına alıyoruz ve saha araştırmaları yapıyoruz. Toplumu ve bireyleri etkileyen unsurlar arasında medyadan aldıkları haberler de yer alıyor. Özellikle cinayet, tecavüz, istismar, gasp gibi 3. Sayfa haberleri çoğu zaman karşımıza bir depresyon nedeni olarak çıkıyor. Kişiler bu haberlere duyarsız kalamıyor, "benim de başıma gelir mi" psikolojisine kapılıyorlar. Bu duygular önce takıntı, sonra da hayatlarını etkileyen etkenler haline dönüşüyor. Panelimizde bu duygu halini akademisyenler ve haberciler olarak ele almayı hedefledik" dedi.
Üsküdar Üniversitesi Altunizade Yerleşkesi'nde düzenlenen panelde konuşan öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Doğan, "Depresyon 2004 yılında en çok yeti yitimine neden olan hastalıklar sıralamasında üçüncüyken, 2020 yılında ikinci, 2030 yılında birinci sırada yer alacağı öngörülüyor" dedi. Depresyonda çökkün (depresif) duygudurum, ilgide azalma ve hayattan zevk alamama, dikkat ve konsantrasyonda azalma, enerji kaybı, sıkıntı ve huzursuzluk, isteksizlik, suçluluk ve günahkarlık duyguları, değersizlik düşünceleri, uyku ve iştah bozuklukları, zihinsel ve fiziksel davranışlarda yavaşlama ve tüm bunların sonucunda çeşitli işlev alanlarında bozulma görüldüğünü kaydeden Doğan, "Depresyon tüm dünyada ve tüm toplumlarda görülen yaygın bir bozukluk. Dünyada depresyon geçirenlerin sayısının 350 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Depresyonun yaşam boyu yaygınlığı %15 civarındadır. Hafif depresif belirtiler de dikkate alındığında oran %25-30'a kadar yükselmektedir. Buna göre her 100 kişiden yaklaşık 15'i yaşamlarının herhangi bir döneminde depresyon geçirecektir" diye konuştu. Depresyon hastalarının tedavi sürecinde kendilerine ve iyileşeceklerine inanması gerektiğini kaydeden Doğan, "iyileşme sürecinde kişisel sorumluluk alın, kendinizi eğitin, kendinizi ortaya koyun, kendinizi savunun ve hem destek almayı hem de destek vermeyi öğrenin" diye çağrıda bulundu.
Türkiye'de her 100 depresyonludan sadece 12'sine doğru tanı koyulabiliyor
Depresyon tedavisinde temel yaklaşımların antidepresanlar ve psikoterapiler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nesrin Dilbaz ise "Dünyadaki depresif hastaların ancak %25'i tedavi olanaklarından yararlanabiliyor. Depresyon tanısını koymak konusunda hekimlerin zaman zaman yetersiz kaldıkları görülmektedir. Türkiye'de yapılan bir araştırmada 100 depresyonludan sadece 12'sine doğru tanı koyabildiği saptanmıştır. Yeterli tanı ve tedavi olmayan depresyon hastalarında intihar ve kalp hastalıkları riski daha yüksek. İntiharların %60'ı bir duygudurum atağı sırasında oluşmaktadır. Koroner arter hastalarının (KAH) %17-27'sinde majör depresyon saptanmıştır. Depresyonu olmayanlara göre KAH ile depresyonu olan hastalarda gelecekte bir kardiyak olay geçirme riski 2-3 misli daha fazladır. Bu nedenle depresyonun doğru tanı ve tedavisi her açıdan çok önemlidir.
İlaç tedavisi tek başına yeterli olabilir ama yanına terapi eklenirse o zaman başarı şansı neredeyse ikiye katlanmaktadır. Terapi ile hem iyileşme hızlanmakta hem de tekrarlayıcı bir hastalık olan depresyonun tekrarlamasını engelleyecek başa çıkma yöntemleri hastaya öğretilmektedir. Hasta yineleyecek depresyonlar karşısında daha güçlü durmaktadır. Koruyucu etkenlerin güçlendirilmesi için çocuk ve gençlerin sosyal becerilerini geliştiren programlar, erişkinler için egzersiz programları ve anne-babaların eğitilmesi önemlidir" diye konuştu. Dilbaz, "Stresten kaçının. Çalışma saatleriniz ön görülebilir ve baş edilebilir olsun. Hem fiziksel hem zihinsel egzersiz yapın. Sağlıklı ve dengeli beslenin. Stresinizi azaltmak için rahatlama tekniklerini kullanın. Sağlıklı uyuma alışkanlığı edinin. Kendinize günlük ve aylık programlar yapın. Kendinize zaman tanıyın, sabırlı olun" tavsiyelerinde de bulundu.
Dünya Ruh Sağlığı günü
1992 yılında Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından başlatıldıktan sonra birçok ülke ruh sağlığına dikkat çekmek için Dünya Ruh Sağlığı gününü kutlamaya başlamıştır. Her yıl bir başlık seçilip , WFMH(Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu) tarafından, dağıtılmak üzere, eğitim malzemeleri üretilmektedir. Bu yılın teması "Küresel kriz: Depresyon" olarak işlenmektedir.