Haberler
Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 2 milyar TL'lik Genel Sağlık Sigortası borcu silinecek

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 400 bin kişinin borcu siliniyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizilerdeki şiddet sahnelerine tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran sahne!

7 kişiyi katleden berberin dükkan camındaki yazı dikkat çekti

7 kişiyi katleden berberin dükkan camındaki yazı dikkat çekti

Ayhan Bora Kaplan: Bürokratlara ve devlet büyüklerine iftira atmamı istediler

Ayhan Bora Kaplan'dan ortalığı karıştıracak suçlama: O isimlere iftira atmamı istediler

Meme büyütme estetiğinde hangi yöntemler kullanılıyor?

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Günümüzde meme büyütmenin ideal yolunun protez kullanmak olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Naci Karacaoğlan "Ancak yağ enjeksiyonlarıyla da meme büyütme yapılabilir.

Günümüzde meme büyütmenin ideal yolunun protez kullanmak olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Naci Karacaoğlan "Ancak yağ enjeksiyonlarıyla da meme büyütme yapılabilir. Operasyon öncesi muayenede protezin kas altına mı yoksa üstüne mi konulacağına karar verilmeli. Silikon protezler hangi alana yerleştirilirse yerleştirilsin emzirmeye engel bir durum teşkil etmez" dedi.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Naci Karacaoğlan, meme büyütme estetiğinin tarihi ve günümüzde kullanılan yöntemlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Karacaoğlan, ideal meme şekli ile boyutunun kişilere ve kültürlere göre değiştiğini belirterek "Örneğin, ABD ve Avusturalya'da iri göğüsler tercih edilirken, toplumumuzda genellikle doğal ve normal sınırlarda beğeniliyor. İdeal memenin rakamsal ölçüleri vardır. Örneğin göğüs ucunun çapı 3.8 ila 4.2 cm'dir. Diğer taraftan meme ucu ile meme alt kıvrımı arasındaki mesafe 7 ila 9 cm'dir. İman tahtasının üzerindeki boyun çukuru ile meme ucu arasındaki mesafe ise 18 ila 21 cm'dir. Yine aynı şekilde her iki meme ucu arasındaki uzaklık 18 ila 21 cm arasındadır. Her iki meme ucu ve bu çukurluk arasında eşkenar bir üçgen çizilebilir" dedi.

İdeal göğüs formunun aynı zamanda boy ve kilo ile ilişkisi olduğuna da değinen Prof. Dr. Karacaoğlan "Meme hacminin yüzde 55'i alt kısımda, yüzde 45'i ise üst kısımda bulunur. Bunu Paris'teki Louvre Müzesi'ndeki Venüs heykelinde de görebiliriz. İdeal meme rakamsal ilişkilerin yanı sıra kişinin boyu, kilosu ve göğüs kafesinin yapısıyla şekline de uyumlu ve dengeli olmalı" diye konuştu.

İLK KEZ 1895 YILINDA YAPILDI

Prof. Dr. Karacaoğlan, meme hacminin küçülmesinin altında birçok nedenin olabileceğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Meme küçüklüğü gelişimsel veya sonradan olabilir. Kilo kaybı, hamilelik ve emzirme sonrası hacmini kaybeden meme küçülebilir. Memenin küçüklüğü özgüven kaybına, kişinin kendisini kötü hissetmesine, yetersizlik ve negatif vücut algısına yol açabilir. İlk meme büyütme işlemi 1895 yılında vücudun başka bir yerindeki yağ kitlesinin kanser nedeniyle alınan memeye nakledilmesiyle yapıldı. 1954 yılına geldiğimizde ise meme komşuluğundaki lokal dokularla büyütme yapıldı. 1950-1960 yıllarında poliüretan, teflon ve polivinil alkol formaldehit kullanarak, katı alloplastik protezlerle meme büyütme gerçekleştirildi. Ancak doku reaksiyonları, sertlik, şekil bozuklukları nedeniyle kullanım dışı kaldılar. Daha sonra parafin sıvı silikon gibi yarı katı materyaller memeye enjekte edilerek büyütülmeye çalışıldı. Sıvı silikon ilk kez 1961 yılında kullanıldı. Ancak sık tekrarlayan enfeksiyonlar, kronik iltihap, akıntı, granülom oluşumu ve cilt nekrozlarına yol açtı."

PROTEZLER 5 JENERASYON GEÇİRDİ

Modern anlamda ilk meme protezlerinin iki kompanentli olarak 1962 yılında geliştirildiğine değinen Prof. Dr. Karacaoğlan, şu bilgileri verdi: Bu protezlerde dış kılıf geçirgen olmayan silikon elastomerle yapılıp içerisi de silikon jelle dolduruldu. Bunlar düz yüzeyli ve damla şeklindeydi. Birinci jenerasyon olarak adlandırılan bu protezlerin arka kısmında dakron fiksasyon yamaları bulunurdu. Bu da implantın memede uygun pozisyonda kalması için yapılmıştı. Ancak bu ilk protezlerin fazla sertleşmesi, şekil bozukluğu yapması ve silikon jelin kılıf dışına sızması nedeniyle ikinci jenerasyon geliştirildi. 70'li yıllarda geçmişteki komplikasyonları önlemek için dakronsuz, daha ince kılıflı ve tek gövde şeklinde yuvarlak olarak ikinci jenerasyon protezler üretildi. İçine de daha az viskoz silikon kondu. Dokunma hissi daha natüreldi. Fakat bunlarda da mikroskobik silikon sızıntıları görüldü. 1980 yılında üçüncü jenerasyon protezler geliştirildi. Bunlardaki amaç silikonun sızmasını engelleyecek bir kılıf yapmaktı. Bu amaçla birden çok tabakalı silikon elastomer bir kılıf yapıldı. Silikon daha viskoz hale getirildi. 1992 yılında dördüncü ve beşinci jenerasyon protezler geliştirildi. Üzerleri pürtüklü olan bu protezlerde özellikle silikon jelin viskozitesi artırıldı. Silikonun çapraz bağları değiştirilerek silikon kılıfın formunu koruyacak şekilde 'form stabil' protezler yapıldı. Kılıf içindeki silikon daha sıkı hale getirildi. 2012'den beri de beşinci jenerasyon implantlar kullanılıyor.

35 YAŞ ÜSTÜ MUTLAKA MAMOGRAFİ ÇEKTİRMELİ

Prof. Dr. Karacaoğlan, meme estetiğinde asıl önemli olanın hastanın isteği olduğuna işaret ederek, operasyon öncesine ilişkin şu ifadeleri kullandı: Hastanın öncesinde doğal mı yoksa abartılı mı istediği, şekli ve hacmi konusunda ne talep ettiği öğrenilmeli. 35 yaş üstü ve risk grubu olanlara öncesinde mamografi çekilmeli. Kişi ameliyat öncesi muayene edilmeli boyu, kilosu ve mevcut ölçüsü değerlendirilmeli. Göğüs kafesi ve omurgada şekil bozukluğu var mı bakılmalı. Meme asimetrisi, şekli, ucun lokalizasyonu, alt kıvrımı ve bunun meme ucuyla olan ilişkisi not edilmeli. Meme cildinin kalitesi, sıkılığı ve meme dokusuyla ilişkisi değerlendirilmeli. Memenin iç ve dış kenarları arasındaki mesafe ölçülerek taban genişliği belirlenmeli. Bu seçeceğimiz protezin taban genişliği ve buna paralel olarak kullanacağımız protezin hacmini belirlemememize yardımcı olur. Ameliyat öncesi planlamada üç boyutlu değerlendirme de yapılabilir. Biz bunu kliniğimizde yapıyoruz ve doğruluk oranı yüzde 90'larda. Bu değerlendirmeler sonucunda kullanacağımız protezin düz, pürtüklü, damla, oval, silikon ya da serum dolu protez mi olacağına karar veriyoruz. Bu değerlendirmelerin sonucunda ne kadar hacimde bir protez kullanacağımızı da belirlemiş oluyoruz.

BİR BAŞKA SEÇENEK YAĞ ENJEKSİYONU

Günümüzde protez yerine yağ enjeksiyonlarının da kullanıldığını belirten Prof. Dr. Karacaoğlan, şu değerlendirmede bulundu: "Günümüzde meme büyütmenin ideal yolu protez kullanmaktır. Ancak yağ enjeksiyonlarıyla da meme büyütme yapılabilir. Fakat meme küçüklüğünden şikayet edenlerin büyük bir çoğunluğu zaten zayıf ve yeterince yağ fazlası olmayan kişilerdir. Diğer taraftan yağ enjeksiyonuyla memenin büyütülmesi için birden fazla ameliyata gerek duyuluyor. Ancak yağ enjeksiyonlarını, protezle meme büyütme işlemine yardımcı ve destekleyici amaçlı kullanmayı tercih ediyoruz. Buradaki amaç protezle elde edilen güzel ancak kısmen yapay görünümü yok ederek daha doğal bir şekli sağlamaktır.

Bu işlemin süresi ortalama 45 dakikadır. Bariz bir izin kalması söz konusu değildir. Yalnızca protezin yerleştirilmesi için açılan giriş noktasında ufak bir iz olur, bu da anatomik hatlarda görünmeyecek şekilde gizlenir. İdeal ölçülerde bir doğal meme her zaman protezli bir görüntüden daha estetik ve güzeldir. Ancak ideal ölçülerde bir meme yoksa bu amaçla en iyi çözüm uygun meme protezi kullanmaktır. Protez koltuk altı, meme alt kıvrımı, meme ucu ve göbekten yerleştirilebilir. Ameliyat öncesi muayenede protezin kas altına mı yoksa üstüne mi konulacağına karar verilir. Örneğin protezi yeterince kapatacak miktarda meme dokusu yoksa kas altına koyarız. Silikon protezler hangi alana yerleştirilirse yerleştirilsin emzirmeye engel bir durum teşkil etmez."


- İstanbul
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık
title