"Kovid-19, kronik yaralı hasta sayısında artışa sebep oldu"
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Uncu, "Kovid-19 pandemisi farklı sebeplerle kronik yaralı hasta sayısında artışa sebep oldu.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Uncu, "Kovid-19 pandemisi farklı sebeplerle kronik yaralı hasta sayısında artışa sebep oldu. Ayrıca, Kovid-19 virüsünün damarın iç çeperini bozarak pıhtılara yol açtığı kesindir. Bu pıhtılar sebebiyle kan akımı zarar görmekte bacaklarda, kollarda ve parmaklarda yaralar açılmaktadır" dedi.
Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü'nde, Güven Hastanesi ve Ankara Aile Hekimleri Derneği (ANKAHED) iş birliğinde, Yara Bakım ve Doku Onarımı Derneği'nin katkılarıyla 'Yara Yönetimi Söyleşileri-1' semineri düzenlendi.
Seminere, Yara Bakımı ve Doku Onarımı Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Uncu, Güven Hastanesi Evde Bakım Bölümü Uzman Dr. Osman Uğur Özcan ve uzman hekimler ile çok sayıda davetli katıldı. Dr. Özcan, seminerin konu başlıkları arasında, kronik hastalıklar sonucu sıklıkla görülen yaraların önlenmesi, oluşan yaraların tedavisindeki son gelişmeler ile modern tıbbi malzeme, ilaç ve cihazların yer aldığını söyledi.
'BACAK VE AYAK YARASI OLAN 3,5 MİLYON YAŞLI HASTA BULUNMAKTADIR'
Prof. Dr. Hakan Uncu, seminerde yaptığı açıklamada, dört haftadan daha uzun süren yaralara 'kronik yara' denildiğini söyledi. Bazı ameliyatlar sonrası yaraların aylarca kapanmayabileceğine dikkat çeken Uncu, "Genel olarak yaraların iyileşmesini etkileyen çok sayıda faktörün arasında, diyabet, obezite, kötü beslenme, bağışıklık sisteminin bozukluğu ve tabii ki sigara tiryakiliği en ön sıralarda gelmektedir. Bizlerin en sık karşılaştığı yaralar bacak ve ayak yaralarıdır. Şu anda ülkemizdeki yaşlı nüfusta bacak veya ayak yarası olan 3,5 milyon hasta bulunmaktadır. Bacaklarda ortaya çıkan yaraların ilk sırada yer alan sebebi, toplar veya atardamar hastalıklarıdır. İkinci sırayı diyabetik yaralar alırken, üçüncü sırada travmatik yaralar bulunur. Travmatik yaralar içinde yanık yaraları ve basınç ülserlerine de yer verilmektedir" dedi.
'HER 20 SANİYEDE BİR BACAK KESİLMEKTEDİR'
Dünyada ve Türkiye'de bacak kesilmelerinin yüzde 50'den fazlasının sebebinin tedavi edilemeyen diyabetik yaralar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Uncu, "Diyabetik hastalarda damar tıkanıklığı ve gangren riski normale oranla beş kat fazladır. Dünyanın herhangi bir yerinde her 20 saniyede bir bacak kesilmektedir. Konu, bacağı kesmekle de kapanmamaktadır. Bacağı kesilen hastalardan yarısı üç yıl içinde hayatını kaybetmektedir. Yaşayanlar ise iş kaybı, artan sosyal sorunlar ve yüksek masraflarla yüz yüze gelmektedir. Artık diyabet çok genç yaşlarda ortaya çıkıyor. 2030'da nüfusumuzun yüzde 20'sinin diyabetik olacağı tahmin edilmektedir. Ayakkabı içinde unutulan minik bir taş veya sahilde ayağa batan küçük bir dikenin açtığı yara önemsenmez ve doğru tedavi edilmez ise, bazen tüm bacağın ve hatta hastanın hayatının kaybı ile sonlanabilir" ifadelerini kullandı.
KOVİD-19 VE YARA
Prof. Dr. Uncu, Covid-19 pandemisi nedeniyle hastaların hastaneye başvurularında gecikmeler yaşandığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Covid pandemisi farklı sebeplerle kronik yaralı hasta sayısında artışa sebep oldu. Zaman zaman hastanelerimizde çok sayıda yatağın Kovid-19 hastalarına ayrılması sebebiyle uzun süre yatması gereken yara hastalarının tedavilerinin zorunlu olarak ertelenmesi bir yana, hastalar da 'Covid olurum' korkusu ile hastaneye başvurularını ertelemiş, evde hatalı pansumanlar yapmış ya da yaptırmışlardır. Öte yandan Covid-19 virüsünün damarın iç çeperini bozarak pıhtılara yol açtığı kesindir. Bu pıhtılar sebebiyle kan akımı zarar görmekte bacaklarda, kollarda ve parmaklarda yaralar açılmaktadır. Ciddi seyreden hastalarda ise, uzun süre aynı pozisyonda zorunlu yatışları sonrası çarşafların sürtmesi ile ciddi yatak yaraları ortaya çıkmaktadır. Üzerine bir pomad sürerek iyileşen yara yoktur. Tedavinin prensipleri vardır ve bunları iyi uygulayan eğitimli hekim ve hemşirelere ihtiyaç vardır. Yaradaki hayatiyetini kaybetmiş dokular uzaklaştırılmalı ve bölgenin yeterli kanlanması sağlanmalı, yara uygun antiseptiklerle temizlenmeli, infeksiyon var ise tespit edilerek doğru antibiyotik uygulanmalıdır. Kuru yara nemlendirilmeli, akıntılı yara kurutulmalıdır. Yani ideal nem seviyesinde korunmalı, yaranın evresi ve özelliğine göre doğru pansuman malzemeleri seçilmelidir. Endüstri çok sayıda farklı yeni ürünleri sürekli geliştirmektedir."