Koronavirüs: Türkiye'nin aldığı tedbirler yeterli mi?
Türkiye' korona virüse karşı kamuda ve sosyal yaşamda hayata geçecek bir dizi yeni önlemler aldı.
Türkiye' korona virüse karşı kamuda ve sosyal yaşamda hayata geçecek bir dizi yeni önlemler aldı. Dünyadaki diğer örneklere göre vaka sayısı çok az olan Türkiye'de şimdiden alınan önlemler erken mi yoksa tam zamanında mı adım atılıyor? BBC Türkçe'ye konuşan Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Özlem Azap tüm tedbirlerin doğru olduğunu söylemekle birlikte, 'vaka sayısının gerçekten bu kadar az mı olduğu' sorusunun önemli olduğunu ifade ediyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turan Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından alınan tedbirleri kamuoyuna açıkladı.
Korona virüs pozitif olan kişi sayısının 5'e yükseldiği açıklandı ve virüsün Türkiye'de daha fazla yayılmasını engellemeyi amaçlayan kamusal tedbirler alındı.
Sağlık Bakanı Koca, hastanelere ziyaretçi kısıtlaması getirildiğini ve mesai saatleri içerisinde hastanelerde ziyaretçi kabul edilmeyeceğini duyurdu.
Aile ve Çalışma Bakanlığı ile görüşülerek, risk grubunda yer alan yaşlıların rapor süresi dolduğunda hastaneye başvurmadan ilacını doğrudan alabilmesi sağlandı.
Herhangi bir hastalık bulgusu yaşayan yurttaşların hastanelere başvurmadan önce alacağı tedbirlerle ilgili olarak başvurmaları üzere Alo 184 hattında korona virüs enfeksiyonuna özel bir danışma hattı kuruldu.
Yurttaşların ilk önce bu hattı arayıp yapması gerekenin ne olduğunu öğrenmesi ve o an için evde kalıp kendisini izole etmesi tavsiye edildi.
Mart ve Nisan aylarında ulusal ve uluslararası bilimsel açık ya da kapalı toplantı ve konferans gibi etkinlikler geçici süreyle ertelendi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hamileler, yasal süt izni kullananlar, engelliler ile yönetici olmayan 60 yaş ve üzerindeki kişilerin 16 Mart tarihinden itibaren 12 gün idari izinli sayılacağını açıkladı.
İlk, orta ve liseler 16 Mart'tan itibaren 1 hafta tatil edildi, 23 Mart itibariyle de uzaktan eğitim başlayacak. Üniversiteler ise 16 Mart'tan itibaren 3 hafta tatil olacak. Spor müsabakaları 3 hafta seyircisiz olacak.
Yeni tedbirler arasında, yurtdışına giriş çıkışların kısıtlandığı bir dizi önlem de yer alıyor.
Kamu görevlilerinin zorunlu olmadıkça yurt dışı ziyaretlerinin iptal edildiğini içeren bir genelge yayımlandı.
Almanya, Fransa, İspanya, Norveç, Danimarka, Belçika, Avusturya, İsveç ve Hollanda'yla uçuşlar 14 Mart sabah saat 08'den itibaren 17 Nisan tarihine kadar durdurulacağını açıkladı. Bu ülkelerden sadece Türkiye vatandaşlarını almak üzere uçakların boş gelmesine müsaade edildiğini duyurdu.
Sağlık Bakanı Koca, yurt dışında olanların dönmek için ısrarcı olmalarını yanlış bulduğunu ifade etmekle birlikte, yurt dışından dönenlerin 14 gün kendilerini izole etmesi gerektiği kuralının geçerli olduğunu vurguladı.
'Hastanelerde alınan tedbirler doğru'
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Özlem Azap hastanelerde alınan tedbirlerin salgını engellemek açısından doğru tedbirler olduğunu söylüyor:
"Biz enfeksiyoncular olarak her zaman hasta ziyaretini kısıtlamaktan yanayız. Hastaneye giren kişiler enfeksiyon taşıyabilir, hastanelerdeki olası enfeksiyonlar ziyaretçilere geçebilir.
"Salgın durumlarında kendisini hastaneye gidecek kadar kötü hissetmeyen kişilerin telefonla bilgi alarak evde yönlendirilmesi çok doğru. Kronik hiçbir hastalığı olmayan ancak ateşi ve öksürüğü olan genç bir insanın evde istirahat ederek geçirmesi son derece uygun. Kişilerin rapor almak için bile evden çıkmaya gerek kalmaması çok iyi bir uygulama."
Azap, 60 yaşında üzerindeki kamu çalışanlarının idari izinli sayılması uygulamasının ise sağlık çalışanlarını kapsamaması gerektiğini düşünüyor:
"Çok belli ki hasta sayısı artacak. Bu dönemde sağlık hizmetine ihtiyaç çok daha artmış durumda. Şu anda kesintisiz ve artmış bir sağlık hizmetine ihtiyaç var. Örneğin kronik hastalığa sahip fakat genel durumunu etkilemeyen sağlık çalışanı bu dönemde işe gidemediğinde sağlık sistemi gerçekten aksayacaktır."
'Öğrenciler yurtlarda kalmamalı'
Üniversitelerde üç haftalık tatilin başlamasıyla birlikte çok sayıda üniversite öğrencisi memleketlerine gitmek için otogarlara akın etti.
Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turan otogarlarda ve tren istasyonlarındaki yoğunluğu azaltmak için fazladan seferlere izin verildiğini duyurdu.
Öte yandan İtalya örneğinde şehirlerarası seyahat eden kişilerin vaka sayısını artırdığı yorumları düşünüldüğünde, Türkiye'de şehirlerarası seyahati 'teşvik edici' olarak yorumlanabilecek bu uygulama da tartışmaya açıldı.
Ancak Azap, şehirlerarası ulaşımı tamamen yasaklamaktansa ulaşımdaki yoğunluğu azaltma tedbirini doğru buluyor:
"Okulların tatil olmasıyla birlikte üniversite öğrencilerinin elbette yurtlarda, kalabalık ortamlarda kalmaya devam etmemesi gerekiyor. Ancak ulaşımda yoğunluğu azaltacak merkezi planlamalar yapmak gerekiyor. Örneğin mevcut tedbirlere ek olarak; otogarlardaki yoğunluğu engellemek için, 'TC kimlik numarasının sonu çift olanlar şuraya, tek olanlar şuraya' denerek yoğunluk azaltılabilirdi. Bu gibi planlamalar hala yapılabilir."
Azap ayrıca, eğitime ara verilmesinde ebeveynlere büyük görev düştüğünü ve bu sürede çocuklarını AVM gibi kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak tutmaları gerektiğini söylüyor:
"Bu kadar tatil olmuşken ve hiç beklemediğimiz bir döneme girmişken aileler de sırf çocukları istiyor diye AVM'lere götürüp sinemalara oyun alanlara götüremezler. Merkezi olarak alınan bu kadar ciddi bir karara en dikkatli şekilde uyulması gerekiyor, bireylerin tercihine bırakılabilecek bir şey değil."
Bu tedbirler için erken miydi?
2 bin 512 vakanın yaşandığı Almanya'da Başbakan Angela Merkel, Almanya'nın yüzde 60'ına korona virüs bulaşma ihtimali olduğunu söyledi.
Buna karşın Almanya'da eğitime henüz ara verilmedi.
Sağlık Bakanı Koca, hemen her basın açıklamasında özellikle İtalya başta olmak üzere tüm Avrupa'da tedbirlerin çok geç alınmaya başlandığını ve bu nedenle virüsün yayıldığını ifade ediyor.
Türkiye'de ise henüz beş vaka tespit edilmişken alınan bunca önlem, akıllara 'erken mi' sorusunu getiriyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Azap, 'Türkiye'de okulların kapatılması erken alınan ya da yanlış bir karar değil' diyor:
"Önlemler için erken miydi? Aslında bakarsanız Türkiye'de bir olgu tespit edilmesi için çok geç kalmamış mıydık? Zaten şaşırmıyor muyduk? Ben Türkiye'deki vaka sayısının gerçekten 5 mi olduğu sorusunu sormak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konum açısından bu sayının böyle olmayabileceğini tahmin etmek zor değil. Ayrıca vakaların artmasını dünyanın sonu olarak ya da başarısızlık olarak görmüyoruz. DSÖ pandemi ilan ettikten sonra elbette ki bu tür durumlarla karşılaşacağız.
"İtalya'da 20 Şubat'ta 3 olgu, 25 Şubat'ta 300 olgu, 4 Mart'ta 3 bin olgu, bugün 13 bin olgu görüldü. Türkiye'de de böyle bir öngörü olduğu için okullar tatil edilmiş olabilir. ve muhtemelen çok büyük ve şimdiden öngörülemeyen ekonomik etkileri olacak. Ama toplum sağlığı söz konusu olduğunda alınması gereken önlemler gerçekten kalabalık yerlerde bulunmamayı ve zorunlu olmadıkça bir araya gelmemeyi gerektiriyor."
Sağlık Bakanı Koca, Türkiye'nin önündeki 4-5 haftanın son derece önemli olduğunu ve tedbirler ne kadar sıkı tutulursa tehdidin o kadar zayıflayacağını ifade ediyor.
Azap ise mevcut durumda, rahatsızlanan kişilerin hangi sağlık kuruluşlarına başvuracağı gibi konulardaki planlamaya dair bazı eksikler olduğunu söylüyor:
"Hasta olan bir kişi ne yapacak, nereye başvuracak? Bu tam olarak; ilçe, il ve hastane özelinde merkezi olarak planlanmış ya da kamuoyuna bildirilmiş değil.
"Acil servislerin yükü çok fazla, kaldı ki acil servislere olası korona virüsü bulaştırma riski var. Açıklanan 25 hastane aslında ocak ayı ortasından beri Sağlık Bakanlığı'nın oluşturduğu rehberde yer alan ve 'ilk başvurulacak mecra' diyerek duyurulmayan hastaneler. A hastanesine değil de bu hastanelere gidin gibi bir bilgi yok."