Kendilerini "İnme"Ye Adadılar
Türkiye'de resmi protokolle ilk kez 2013 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi bünyesinde kurulan "Beyin Kriz Merkezi"ndeki doktorlar, zamanla yarışarak beyin krizi (inme) geçiren hastalara müdahale ederken, bir yandan da yurt içi ve yurt dışındaki doktorlara bu konuda eğitim veriyor.
SİNAN BALCIKOCA - Türkiye'de resmi protokolle ilk kez 2013 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi bünyesinde kurulan "Beyin Kriz Merkezi"ndeki doktorlar, zamanla yarışarak beyin krizi (inme) geçiren hastalara müdahale ederken, bir yandan da yurt içi ve yurt dışındaki doktorlara bu konuda eğitim veriyor.
ESOGÜ Beyin Kriz Merkezi Koordinatörü ve Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Beyin Damar Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beyindeki damarların tıkanmasıyla oluşan inmenin dünyada en sık özürlülük ve ölümle sonuçlanan hastalıklardan biri olduğunu söyledi.
İnme sonrası hastaya tek başına yaşamını devam ettirmenin krizden sonraki ilk 4,5 saatte uygulanacak beyin damarlarını açıcı tedavi ile mümkün olduğunu anlatan Özdemir, inme ile mücadelenin aslında zamanla mücadele olduğunu vurguladı.
Özdemir, krizden sonra hastalığın tanınması ve en uygun merkeze sevkinin önem arz etmesi bakımından Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, İl Sağlık Müdürlüğü ve ESOGÜ Rektörlüğü arasında 2013 yılında protokol imzalandığını anımsattı. Özdemir, şunları söyledi:
"Kriz geçiren hastanın bilgisinin bize önceden ulaşması lazım. Biz de ona göre hastayı karşılıyoruz. Uygun hastalara koldan damar yoluyla ilaç vererek ya da çok ciddi pıhtısı olan hastalarda anjiyografi laboratuvarlarına alarak çeşitli cihazlarla o pıhtıyı alıyoruz. Bütün bunlar takım çalışmasını içeriyor. Hastanın tüm aşamalarını takip ediyoruz. 7 gün 24 saat bu sistemle çalışıyoruz."
Merkezde 3 anjiyo, 4 yoğun bakım ve 5 koldan müdahale doktoruyla hizmet verdiklerini belirten Özdemir, "Bu sayı Eskişehir ve bölgesi için yeterli ama Türkiye'de çok daha fazla kişiye ihtiyacımız var" dedi.
"Dünyanın ileri düzeydeki merkezleriyle aynı imkana sahibiz"
Özdemir, Eskişehir'deki protokolle Türkiye'ye örnek olduklarını anlatarak, şöyle konuştu:
"Aktif olarak 2010 yılında faaliyete geçtik ancak 2013 yılında anjiyografi cihazımızın gelmesiyle tam anlamıyla inme merkezi olduk. Bu zamana kadar toplam 550 hastaya müdahale ettik. Bu hastaların yüzde 50'si bağımsız olarak hayatlarını sürdürebiliyor. Bu hastalık için bu çok iyi bir rakam. Çünkü bizim müdahale ettiğimiz ciddi inme rahatsızlığı olan hastalar. Bunların yüzde 10-15'i iyi çıkabilecekken yüzde 50-55 rakamına ulaşmak çok iyi. Dünyanın ileri düzeydeki merkezleriyle aynı imkana sahibiz."
"ESOGÜ inme konusunda Türkiye'de önemli bir konumda"
Türkiye'de bu hastalıkla mücadelede yetişmiş insan gücüne ihtiyaç olduğunu dile getiren Özdemir, şunları ifade etti:
"Yurt içi ve yurt dışından gelen hekim arkadaşlarımıza belli periyotlar halinde bu tedavinin nasıl yapılacağı konusunda eğitim veriyoruz. Bu arkadaşlarımız gittikleri şehirlerinde bunu uyguluyor. Bu açıdan eğitim ön plana çıkıyor. İyi yetişmek gerekiyor ki bu işleri hızlı ve uygun şekilde yapabilesiniz. Biz eğitim konusunda da önemli görevler üstlendik. Belli periyotlar halinde ileri düzey inme merkezleri için 1 yıl, inme üniteleri için 3-6 ay eğitim veriyoruz. ESOGÜ inme konusunda Türkiye'de önemli bir konumda."
Prof. Dr. Özdemir, hastaların daha çabuk merkeze ulaşması için Sağlık Bakanlığına ambulans helikopter ile hasta nakli için talepte bulunduklarını sözlerine ekledi.