Katarakt Körlük Nedenleri Arasında İlk Sırada

Halk arasında "göze perde inmesi" olarak tanımlanan kataraktın dünyada körlük nedenleri arasında ilk sırada yer aldığı belirtildi.

12 Ekim Dünya Görme Günü dolayısıyla bir otelde "Sizin Gözünüzden: Presbiyopi ve Astigmatizmada En Güncel Tedavi Yaklaşımı" başlıklı bilgilendirme toplantısı düzenlendi.

Toplumda körlük ve görme azlığına dikkati çekmek ve farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenen toplantıda, öne çıkan görme kusurları, yeni doğan ve çocukluk döneminde taramanın önemi, sık görülen sorunlar arasında yen alan katarakt ve güncel tedavi yaklaşımları ele alındı.

Toplantıda konuşan Operatör Dr. Bekir Sıtkı Aslan, görme kusurlarının tespit edilmesinde yeni doğan taramasının çok önemli olduğunu, 4 yaşından önce her çocuğun mutlaka göz hekimi kontrolünden geçirilmesi gerektiğini belirterek bu dönemde belirlenen sorunların tedavi başarısını ve yaşam kalitesini artırdığını söyledi.

Yeni doğanlarda yapılan işitme taraması gibi göz taramasının da zorunluluk haline getirilmesini istediklerini ifade eden Aslan, bunun için ilgili bakanlıklarla görüştüklerini dile getirdi.

Göz sağlığının korunmasında yeterli D vitamininin önemine dikkati çeken Aslan, çocukların mutlaka gün ışığından faydalanması gerektiği vurguladı.

Öte yandan Aslan, göz bebeğinin arkasında bulunan ve görmeyi sağlayan doğal göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşmasıyla oluşan katarakt hakkında da bilgi verdi. Kataraktın dünyada körlük nedenleri arasında ilk sırada olduğuna işaret eden Aslan, şöyle devam etti:

"Halk arasında 'göze perde inmesi' olarak tanımlanan katarakt, dünyada körlük nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor. Her yıl 25 milyon kişide oluşan katarakt, dünyadaki körlüklerin yaklaşık yüzde 50'sinin nedeni olarak kabul ediliyor. Katarakt teşhisi konulan hastaların yüzde 40'ında astigmatik kırma kusuruna rastlanıyor. Katarakt tedavisi yapılırken, diğer görme kusurları da tedavi edilebiliyor. Özellikle astigmatı da tedavi etme imkanına sahip olmamız, hastalara daha iyi bir görüş kalitesi sunulmasına olanak veriyor."

Kataraktın ileri yaş, diyabet, sigara kullanımı, göz travması ve ultraviyole ışığa uzun süreli maruz kalmak gibi risk faktörleriyle gelişebilen bir hastalık olduğunu anlatan Aslan, kataraktın tek tedavisinin fonksiyonunu ve şeffaflığını yitirmiş doğal lensin cerrahi olarak temizlenmesi ve yerine yapay bir göz içi lens yerleştirilmesiyle mümkün olduğunu söyledi.

Aslan, cerrahinin başarılı olabilmesi için doktorun reçete ettiği damlaların düzenli ve belirtilen sürede kullanılması gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Yonca Akova da 55 yaş üzeri herkesin karşılaşabileceği, yaşa bağlı yakını görememe sorunu olarak adlandırılan "presbiyopi" ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi verdi.

Yaşla birlikte göz içerisindeki doğal lensin farklı mesafelere odaklanabilme yeteneğini kaybetmesiyle gerçekleşen presbiyopinin, 40 yaş civarında yavaş yavaş başladığını ve 45-50 yaşlarda kişinin görmesini belirgin derecede etkilediğini söyleyen Akova, sorunun bu yaş grubundan başlayarak daha ileri yaşlardaki herkesi etkileyebildiğini belirtti.

Akova, presbiyopi cerrahisi sonrasında iyileşme sürecinin kısa olmakla birlikte yapılan cerrahinin başarılı olması için göz hekiminin reçete ettiği damlaların düzenli ve belirtilen süre kullanmak dışında özel bir şey yapılması gerekmediğini de kaydetti.