Horlama ve Uyku Apnesi Kalp Hastalığının Habercisi Olabilir"
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Özdemir, ileri yaşlarda horlama ve uyku apnesinin (uykuda nefesin durması) kalp hastalığına yol açabileceğini belirterek, "Eşinize horlayıp horlamadığınızı sorun, gerekirse tedavi olun." dedi.
ÖMER ERİM BAŞTIMAR - Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Özdemir, ileri yaşlarda horlama ve uyku apnesinin (uykuda nefesin durması) kalp hastalığına yol açabileceğini belirterek, "Eşinize horlayıp horlamadığınızı sorun, gerekirse tedavi olun." dedi.
Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanların genellikle kalp sağlığı bozulduktan sonra doktora gitme gereği duyduklarını söyledi.
Kalp sağlığı bozulmadan doktora başvurup risklere karşı önlem alınmasının önemini vurgulayan Prof. Dr. Özdemir, kalbi yoran riskli durumlar hakkında bilgi verdi.
Stresten mümkün olduğunca uzaklaşılmasını tavsiye eden Bülent Özdemir, şöyle devam etti:
"Uzun süreli stres, tansiyon yüksekliğine, kalp hızı ve kalp hastalığı riskinde artışa neden olur. Bu nedenle stresle mücadele etmeli, kontrol etme tekniklerini öğrenmeli ve uygulamalıdır. Derin nefes alma egzersizleri konunun uzmanlarından öğrenilmeli ve yapılmalıdır. Gün içinde hoşumuza giden rahatlatıcı aktivitelere mutlaka vakit ayrılmalıdır. Sıkıntı duyduğunuz, stres aldığınız işlerden mutlaka uzaklaşılmalıdır. Her işi siz yapmak zorunda değilsiniz, bırakın bazı işleri başkaları yapsın çünkü uzun zamanda bu stres, kalpte mutlaka sorunlar açacaktır."
"Küçük tabaklarda az yemek" önerisi
Özdemir, kalp sağlığı için bireyin sağlıklı bir yaşam sürmesi, ideal vücut ağırlığında olması ve düzenli spor yapması gerektiğini anlattı.
Saydığı bu durumlara ulaşmanın yolunun iyi ve dengeli beslenmeden geçtiğine değinen Prof. Dr. Özdemir, "En temel yaklaşım, aşırı ve gereksiz kalori almayı engellemektir. Bunun için yapılacak en öncelikli ve basit şey, porsiyonları küçültmektir. Bunun için yemeğimizi küçük tabaklardan yemeliyiz." diye konuştu.
Yağsız veya düşük yağlı süt ürünlerinin tercih edilmesini öneren Bülent Özdemir, doymuş ve trans yağlar, tatlılar, kırmızı et ve tuz alımının da sınırlandırılması tavsiyesinde bulundu.
"Aile hikayesi önemlidir"
Özdemir, 20'li yaşlarda mutlaka bir kalp doktoruna muayene olunması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"İnsanlar, kalp hastası olmadan doktora gitmeli ve risklerine göre önlem almalıdır. Hasta olmadan erken yaşlarda doktor kontrolüne başlanmalıdır. Bu sayede risk faktörlerimiz belirlenebilir ve buna uygun gereken adımlar atılır. Örneğin kan kolesterolümüz yüksekse müdahale edilir. Bilinmeyen bir hastalığımız varsa tedavi edilir, hipertansiyon ve diyabet gibi hastalıklar erkenden tespit edilebilir. Bu sayede kalp hastalığı riskimizi azaltabiliriz. Aile hikayesi önemlidir. Erken yaşta kalp hastası olan bir kardeş veya anne baba varlığı, bizim de risk taşıdığımızı gösterir. İleri yaşlarda horlama ile uyku apnesi önemlidir ve kalp hastalığına sebep olabilir. Eşinize horlayıp horlamadığınızı sorun, gerekirse tedavi olun. Orta yaşları geçmişseniz, kalp krizi belirtilerinin ne olduğunu mutlaka öğrenin. Tabii ki her yaşta bu bilgilerin öğrenilmesi gerekir, ancak ileri yaşlarda bu bir zorunluluktur."
Kalp sağlığını korumada spor ve egzersizin de önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özdemir, haftada en az 2,5 saat orta derecede aerobik ve fiziksel aktivite yapılması gerektiğini de sözlerine ekledi.