Her 10 Kişiden 1'i Böbrek Hastası
Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, Dünyada 10 kişiden birinin böbrek hastası olduğunu, Türkiye'de de her 6-7 erişkinden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı bulunduğunu söyledi.
13 Mart Dünya Böbrek Günü ve Dünya Tuza Dikkat Haftası nedeniyle gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan, Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, Dünyada 10 kişiden birinin böbrek hastası olduğunu, Türkiye'de de her 6-7 erişkinden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı bulunduğunu söyledi.
Dünyada her 10 kişiden birinin böbrek hastası olduğunu kaydeden Süleymanlar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk Nefroloji Derneği'nin yaptığı bir tarama çalışmasına göre, Türkiye'de her 6-7 erişkinden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı bulunuyor. Kronik böbrek yetmezliği sinsi ve hızlı ilerleyen, teşhiste geç kalınabilen bir hastalıktır. Kronik böbrek yetmezliği son evreye gelene kadar dolaşım, boşaltım ve sindirim gibi vücuttaki birçok hayati sistemi olumsuz etkiler. Bu nedenle insanlar farklı şikayetlerle hekime başvurur. Halbuki genellikle bu hastalıkların arkasında kronik böbrek yetmezliği yatar. Kronik böbrek yetmezliğinin belirtilerini söyle sıralamak mümkün. Kansızlık, halsizlik, sık idrara çıkma, ağız kuruluğu, nefes darlığı, ayaklar ve ellerde şişme, bulantı ve kusma" dedi.
OBEZİTE VE DİYABETE DİKKAT
Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, diyabet hastaları başta olmak üzere yüksek tansiyon, kalp damar, obezite hastaları ile ileri yaştaki kişiler ve ailesinde böbrek hastalığı olanların risk altında olduğunu vurguladı. Kronik böbrek hastalığından korunmanın altın kurallarını da anlatan Süleymanlar sözlerine şöyle devam etti: "Kronik böbrek hastalığından korunmanın sekiz altın kuralı bulunuyor. Düzenli egzersiz yapın. Sağlıklı beslenin, vücut ağırlığınızı koruyun. Tuzu azaltın. Yeterli sıvı alın. Sigara kesinlikle içmeyin. Ağrı kesici ilaçlardan kaçının. Kan basıncınızı ve kan şekerinizi düzenli ölçtürün. Risk grubunda iseniz böbreklerinizi düzenli kontrol ettirin."
Türk Nefroloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Turgay Arınsoy da hastalığın evreler ilerledikçe belirti verdiğini, bu yüzden de teşhis için geç kalındığına vurgu yaptı. Türk Nefroloji Derneği'nin yaptığı araştırmada 100 kişiden yalnızca 2'sinin hastalığın farkında olduğunu aktaran Arınsoy, Amerika'da da bu oranın yüzde 7,5-8'lerde olduğunu belirtti. Böbrek hastalığında kesin tanı için birkaç basit testin yeterli olduğunu dile getiren Arınsoy, "Kanda kreatinin ölçümü yapılmalı. Bir de basit bir idrar tetkiki yapılmalı. İdrarda protein kaçağı ya da kan var mı yok mu bunun ortaya konması gerekiyor." açıklamasında bulundu.
BİTKİSEL ÜRÜNLERE DİKKAT
Bitkisel ürünlerle hastalığın tedavisinin yapıldığı konusunda basında, internet sitelerinde ve sosyal medyada yazıların yer aldığını da belirten Arınsoy, bitkisel ürünlerin zararı yokmuş gibi algılandığını belirterek şunları söyledi: "Bitkisel ürünlerle hastalığı iyileştirelim şeklinde yapılan uygulamalarda, hastalığın ilerlediğini, hatta zayıflamak için bitkisel ilaç kullanan kişilerde akut böbrek yetmezliği yani hızlı gelişen böbrek yetmezliği olduğu bildiriliyor. Özellikle uzak doğudan ithal edilen zayıflama çayları, sağlığı artırdığı iddia edilen bitkisel çaylara çok dikkat edilmesi ve bence kullanılmaması gerekiyor. Bitkisel ürünlerin içinde tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Bilmediğimiz bir şeyin de her zaman zararlı olabileceğini ön görmemiz lazım" dedi.
TUZUN BÖBREK VE KALBE ZARARI ÇOK
Türkiye'de tuzun kaynağının belirlenmesinin çok önemli olduğunu, bununla ilgili farkındalık geliştirilmesi gerektiğini belirten Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Kenan Ateş ise şunları söyledi: "Tuzun böbreğe ve kalbe zararı var, felce yol açıyor. Ama en çok bilinen tansiyon yüksekliğiyle ilişkisi. Tansiyon yüksekliği olanlar da günde ortalama 16,6 gram tuz tüketmeye devam ediyor. Bu toplumun ciddi anlamda eğitime ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Sağlıklı yaşam için günde 5 gram tuz alınması yeterli. Oysa toplumumuzda günlük tuz tüketimi bunun üç katı kadar. Aşırı tuz tüketimi hipertansiyon, kalp hastalıkları, inme ve kronik böbrek hastalığı için çok önemli bir risk faktörü. Ayrıca mide, akciğer ve mesane gibi bazı kanserlerle ve osteoporozla da ilişkisi gösterilmiş. Günlük tuz tüketiminin 5-6 grama düşürülmesi kalp hastalıkları, inme ve kronik böbrek hastalığına bağlı ölümleri % 20 oranında azaltabilir. Siz de sağlığınız için daha az tuz tüketin" diye konuştu. Erken evre hastalarının saptanması ve etkin tedaviyle ilerlemesinin engellenmesi için risk gruplarına düzenli tarama yapılması gerektiğini kaydeden Ateş, topluma yönelik önleme yaklaşımlarının önem taşıdığını bildirdi.
BÖBREKLERİNİZ DE YAŞLANIR, TIPKI SİZİN GİBİ!
Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Bülent Altun da, Dünya Böbrek Günü'nün bu yılki temasının "Böbrekleriniz de yaşlanır, tıpkı sizin gibi" olduğunu söyledi. Yaşlıların böbrek hastalığı için risk grubu olduğunu dile getiren Altun, "İnsanlar yaşlanırken böbrek de yaşlanıyor. Böbrek fonksiyonlarında yavaşlama oluyor, su oranı azalıyor. Bu da böbreği kırılgan hale getiriyor" diye konuştu. Altun, diyaliz hastalarının yüzde 38'inin yaşlı hastalardan oluştuğunu, böbrek hastalığının 65 yaş üstündekilerde giderek arttığını söyleyerek 55-75 yaş grubundakilerin yüzde 20-30'unda, 75 yaş grubundakilerin yaklaşık yarısında kronik böbrek hastalığı mevcut olduğunu bildirdi.