Hemofili hastaları, ilk kez uygulanan tedavi ile sağlıklarına kavuştu
İZMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören 4 hemofili hastası, Türkiye'de ilk kez uygulanan gen tedavisi ile sağlığına kavuştu.
İZMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören 4 hemofili hastası, Türkiye'de ilk kez uygulanan gen tedavisi ile sağlığına kavuştu.
Uluslararası bir ilaç firmasının hemofili hastalarına yönelik geliştirdiği kandaki pıhtılaşmayı yeniden sağlayan gen tedavisi Türkiye'de ilk kez Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde (EÜ) uygulandı. EÜ Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi'nde EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Hastane Başhekimi Tuncay Göksel, Rektör Yardımcısı Kutsal Turhan, tedaviyi uygulayan doktor ve hemşireler ve gen tedavisi ile sağlığına kavuşan 4 hemofili hastası bir araya geldi. Hemofilinin hayat boyu süren bir gen hastalığı olduğunu söyleyen tedaviyi uygulayan hekimlerden Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kaan Kavaklı, "Türkiye'de 6 bin civarında hastamız var. Şu ana kadar bebekliğinden beri hemofili tanısı ile takip edilen hastalarımız, haftada 2-3 kez damardan faktör denilen ilacı kullanmak zorundaydı. Gen tedavisinden sonra ise faktör düzeyleri oldukça yükseldi. Tedavisi olmadığı için bu hastalarda geçici tedavi uygulamak zorunda kalıyorduk fakat şimdi ilk kez hemofili hastalarına gen tedavisi uygulama imkanı bulduk. İlk kez bunu Ege Üniversitesi'nde gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Uygulama şu anda 18 yaşından büyüklere uygulanıyor, yaklaşık 8 ay sonra çocuklara da uygulamaya başlayacağız" dedi.
'SONUÇ BAŞARILI'Son bir ayda tedavinin uygulandığı 4 hemofili hastasında da sonucun başarılı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kaan Kavaklı, "Tedaviyi uyguladığımız 4 hemofili hastasında da sonuç başarılı oldu. Hastalarımıza Amerika'da hazırlanan içeriği uyguladık gelecek yıllarda bunu Türkiye'de hazırlamayı ümit ediyoruz. Şu anda -80 derecede gelen bu biyolojik ürün, yalnızca Amerika'da hazırlanabiliyor. Bunun uzun yıllar devam etmesini ümit ediyoruz. Burada uygulanan ürün hastalara zarar vermeyen ve laboratuvarda üretilen bir virüs. Bu virüs hastaya damar yolundan serumla yaklaşık 1,5 saatte aktarılıyor. Her hastanın kilosuna göre hazırlanıyor, -80 dereceden çıkartılıyor. İşlem sırasında alerjik reaksiyon gelişme riskine karşın 24 saat gözlem altında tutuyoruz daha sonra hastalarımız günlük yaşamlarına devam ediyor. İzmir dışında diğer üniversitelere de bu uygulamayı kazandırmayı amaçlıyoruz. Türkiye'nin diğer bölgelerinde de yapılmasını istiyoruz ilk tecrübelerimizi de diğer hastanelere aktaracağız" diye konuştu.'TARİHİ BİR OLAYA NOT DÜŞTÜLER'Gen tedavisinin Türkiye'de bir ilk olduğunun altını çizen Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, "Hemofili hastası, 20 yıldır takip edilen dört gencimizin hastalık seyri olumlu düzeye gelmiş durumda. Burada hematoloji, çocuk ve genetik bilim dalındaki hocalarımız hep birlikte tarihi bir olaya not düştüler. Hocalarımıza Ege Üniversitesi adına teşekkür ediyorum. Bu uygulama AR-GE adına önemli bir başarı. Aynı zamanda bu hastalarımızın sürekli ilaç kullanması gerektiği için yıllık tedavi masrafları 400-500 bin TL'yi buluyor. Dolayısıyla bu tedavi, ülke açısından da ekonomik anlamda ciddi bir katma değer. Ege Üniversitesi olarak araştırma üniversitesi olma hedefinde ilerliyoruz" diye konuştu.SAĞLIKLARINA KAVUŞTULARGen tedavisi uygulanan hastalardan Şevki Halavurt (31), "Çocukluğumdan beri sürekli olarak faktör kullandım. Ancak gen tedavisi ile birlikte faktör değerlerim yükseldi ve normal düzeye döndü. Sağlık durumum çok iyi. Faktör düzeyim yüzde 2'den yüzde 70'e yükseldi" dedi. Tedavinin uygulandığı hastalardan Rıkfı Can Fillik (28) ise, "Çocukluktan beri hemofili hastasıyım. Gen tedavisi sayesinde faktör düzeyim yüzde 4'lerden yüzde 24'e yükseldi. Şu anda hiçbir kanamam yok ve çok iyiyim. Eklemlerde kanama olduğu zaman normal bir insan olamıyordum. Kasılmalar ve şişmeler yaşıyordum ama şu anda çok iyiyim ve giderek daha da düzeleceğine inanıyorum" diye konuştu.