Harvard'lı Türk profesörden aşı açıklaması: Virüs kendi seyrinde devam ederse Türkiye'de 40 milyon insan süreçten geçer
Harvard'da Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma üst-ihtisasını yapan Doktor Furkan Burak koronavirüse ilişkin, "Aşıyı saymazsak bu işin kendi seyrinde tamamen bitmesi için Amerika'da 100-150 milyon insanın, Türkiye'de ise 40 milyon insanın bu süreçten geçmesi demek" ifadelerini kullandı.
Kocaeli Üniversitesi öğrencisiyken başarılı çalışmaları ile Harvard Üniversitesi'nin Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil'in dikkatini çeken ve ondan aldığı davet üzerine girdiği Harvard'da Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma üst-ihtisasını yapan Doktor Furkan Burak'ın koronavirüs yazısı gündeme oturdu.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman'ın köşesine taşıdığı habere göre; Harvard Tıp Fakültesi Brigham and Women's Hastanesi'nde çalışan İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Yandal Uzmanı olarak çalışan Furkan Burak, maddeler halinde süreci şöyle anlattı:
İLAÇ KASIM'A KADAR MÜMKÜN DEĞİL
İlaç yok, aşı hazır değil. Klinik çalışmaların yer aldığı Clinicaltrials.gov' da 103 tane koronavirus ilaç araştırması var. Hali hazırda hiçbiri yaygın kullanıma açık değil. Daha önceki RNA virüslerinde denenmiş, en azından güvenli olduğu bilinen deneysel ilaçlar (Re-purpose) en umut vadedenleri. İlaç ismi vermeyeceğim, malum olay hemen "bu virüsü ilaç şirketleri çıkardı"ya gidebiliyor. Zaman açısından 300 milyon+ aşının ulaşılabilir olması en iyi ihtimalle Kasım'a kadar mümkün değil. Repurpose ilaçların her an güzel sürprizler yapma ihtimali tabii ki var ama sistem kurgularken güvenilecek limanlar değil.
TÜRKİYE KRİTİK HAFTANIN İÇİNDE
Testler yeterli değil. En azından bugün için. Yeterli test yapılamaması; radikal, ekonomik riskleri yüksek ama gerekli müdahaleleri geciktiriyor. Bunun en büyük örneği İtalya (az ve geç test, yaşlı hastalar, çok ölüm). Tersi ise Güney Kore (çok ve erken test, genç hastalar, az ölüm). Yaygın test yapıp erken dönemde sayıların farkına varıp, vakalar yüksek risk grubunu vurmadan gerekli önlemleri almak, ölümleri ve yayılım hızını azaltıyor. Amerika maalesef yaygın test yapmakta çok geç kaldı. Washington (Seattle), New York, California, Massachusetts gibi birçok eyalet artık önü zor alınacak bir salgın döngüsünün içinde. Türkiye de çok kritik bir haftanın içinde.
SAĞLIK SİSTEMİ ÇÖKEBİLİR
Logaritmik - eksponansiyel vaka artışları sağlık sistemini çok zorlayacak. Dünya'nın en iyi hastanelerinin olduğu Boston'da bile maalesef sistem bu yükü taşımakta zorlanıyor. Eğer İtalya'daki gibi ani vaka sayı artışı olursa da kaldıramayacak. Burada yoğun bakım yatağı, mekanik vantilator sayısı (ameliyathanelerdeki dahil) ve en önemlisi yoğun bakım hastası ve vantilator yönetebilen özel donanımlı sağlık personeli sayısı çok kritik. Dünyanın hiçbir yerinde de bu sayı böylesine bir salgını kaldırabilecek güçte değil.
"TEK ÇARE SOSYAL İZOLASYON"
Tek bir çare var şu an. Yakın gelecekte enfekte olacağını bile bile nefessiz çalışan sağlık çalışanlarına zaman kazandırmak. Salgının tepe (peak) yapma zamanını uzatmak, hatta engellemek. Bunun da tek yolu var, sosyal izolasyon! Ama biraz değil, sonra değil, azcık değil, sadece birileri için değil, bugün, herkes için ve ödünsüz.
"HERKES EVİNE SIĞINSIN"
Ok yaydan çıktı, herkes topyekun evine sığınsın, 2-3 hafta hiç çıkmayacak kadar hazırlık yapsın, toplantılarını, ev gezmelerini, törenlerini, davetlerini, toplu ibadetlerini, dışarıda yemeklerini, alışverişini, ofis işlerini, kısacası evi ve ev ahalisi dışındaki-dışarıdaki bütün mesaisini acilen iptal etsin.
Pozitif biri 24 güne kadar (ortalama 20 gün) bulaştırıcı, bilinen en iyi hesaplama ile 1 pozitif kişi ortalama 2-2.5 kişiye bulaştırıyor. Semptomu olmayan biri ortalama 5 gün boyunca habersiz olarak bulaştırıyor.
"TÜRKİYE'DE 40 MİLYON İNSANIN BU SÜREÇTEN GEÇMESİ DEMEK"
Ne zaman bitecek? Yavaşlasa bile binlerce insanın daha yaşaması anlamına gelir. Matematiksel olarak toplumun %50'sinin bağışıklık kazanması gerekiyor. Bağışıklık kazanmanın üç yolu var: hasta olmak, hastaya maruz kalıp hasta olmadan bağışıklık kazanmak ve aşı olmak.
Aşıyı saymazsak bu işin kendi seyrinde tamamen bitmesi için Amerika'da 100-150 milyon insanın, Türkiye'de ise 40 milyon insanın bu süreçten geçmesi demek. Tabi günün sonunda geriye baktığınızda ve mevcut öldürücülük rakamlarını düşünürseniz, bu yüz binlerce kişinin ölmesi demek. Ölümlerin %90'a yakını 65-70 yaş üstü ve ek kronik rahatsızlığı olanlardan gerçekleşecektir. Yani şuan evine girmeyen, AVM'den çıkmayan, en sevdiği kafesinden vazgeçmeyen sağlıklı, görece olarak genç insanların tercihlerinin faturasını toplumun hasta ve yaşlıları hayatlarıyla ödeyecek.
Bu radikal önlemlerin ekonomiye zararı ve insanların moraline vurduğu balta çok büyük olabilir. Ama geriye dönüp keşke demenin vicdani yükü bütün bunları aşabilir. Halbuki 2-3 hafta sonra 'amma da abartmışız demek' şuan İtalya halkının yaşadığı hislerden çok daha çekilebilir diye düşünmeden edemiyorum.
"İZOLE OLMAZSAK YÜKÜN ALTINDA EZİLECEĞİZ"
Önümüzdeki günlerde testler yaygınlaşacak, sayılar katlanarak artacak, panik daha da büyüyecek, eğer bugün izole olmazsak sağlık sistemi de bu yükün altında ezilecek. İyimser tablo çizmek, sadece yaklaşan fırtınayı kale almamak ve kafamızı kuma gömmek olur. Herkes üzerine düşeni yapıp evde kalmayı becerebilmeli."