Çete ile anılan Güney Hastanesi'nin sahibi: Ortaokul mezunuyum, sigorta primim için hastaneyi satın aldım
Yenidoğan çetesinin içinde "teyze" kod adıyla bilinen Güney Hastanesi sahibi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu, "Ortaokul mezunuyum. Almanya'da yıllarca çalıştım. Sigorta primlerim devam etsin diye 1984 yılında Esenler Güney Hastanesi'ni satın aldım ve o tarihten beri bu hastanenin sahibiyim" dedi.
Kamuoyunda " Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen, özel hastanelerde yaşanan bebek ölümlerine sebebiyet verdikleri ve haksız kazanç elde ettikleri gerekçesiyle suçlanan sanıkların yargılanmasına devam ediliyor. Yargı sürecinde savunma yapan isimlerden biri de Özel Güney Hastanesi'nin sahibi tutuksuz sanık Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu oldu.
"SİGORTA PRİMLERİM DEVAM ETSİN DİYE..."
"Teyze" kod adıyla bilinen Yurtoğlu, "Ortaokul mezunuyum. Almanya'da yıllarca çalıştım. Sigorta primlerim devam etsin diye 1984 yılında Esenler Güney Hastanesi'ni satın aldım ve o tarihten beri bu hastanenin sahibiyim. Torunlarım bu hastanede doğdu, ben de burada ameliyat oldum" dedi.
FIRAT SARI İLE YOLLARI NASIL KESİŞTİ?
Çete lideri Fırat Sarı ile yollarının kesişme sürecini de anlatan Yurtoğlu, "Güney Hastanesi'nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Doğum oranlarımız arttı. Doktor ihtiyacımız oldu. Doktor arayışımız oldu. Danışmanlık ücretlerine baktık. Anlaşamadık. Bir arkadaşımın önerisiyle Fırat Bey'i aradım. Kendisi hastaneye geldi. Konuştuk, birçok hastaneye danışmanlık hizmeti verdiklerini söyledi. Kabul ettik ve süreç başladı. Bir süre hemşire geldi, doktor geldi, geceleri sıkıntı olunca kendileri geldi. Sıkıntılar olunca bana ulaşıldı, 'Danışmanlık şirketinde sıkıntılar var, uyardık bir de siz konuşun' dedi. Ben de Fırat Bey'i görüşmek için çağırdım" ifadelerine yer verdi.
"BAŞHEKİMİ TEHDİT ETTİ"
Bu görüşmede Fırat Sarı ile yollarını ayırdıklarını ifade eden Yurtoğlu, "Fırat Bey ile konuşmaya başladık ama başhekimi tehdit etmeye, hakaret etmeye başladı. Başhekimimiz bağırdı, 'Bir türlü ilacı izah edemiyorsun' diye. O da 'Böyle bir şeyi kabul etmiyorum' dedi. Ben de 'Tamam artık sizinle çalışmıyoruz' dedim. Fırat Bey daha önce, 'Merak etmeyin tanıdıklarım çok. Büyükçekmece'de savcı tanıdığım var' demişti. Olağanüstü denetimde de savcı Büyükçekmece'den gelince şikayeti onun yaptığını düşündüm. Akşam kendisini aradım, 'Şikayeti sen yaptın değil mi?, savcı tanıdığın var, denetimi sen yaptırdın değil mi' diye sordum" şeklinde konuştu.
"KÖTÜ BİR ŞEY YAPTIĞIMI DÜŞÜNMÜYORUM"
Yurtoğlu, savunmasının devamında "Ödemeler için Fırat Sarı hastaneye fatura kesiyordu. Ödemeyi Medisense Şirketi'ne yapıyorduk. Faturalarda çok para olmuyordu, 30-40 bin TL gibi rakamlardı. Fırat Sarı ile anlaşmayı bitirmemizin asıl nedeni ilaçlardı. SGK'nın ödemediği ilaçlardı. Medisense Şirketi'nden gelen tüm çalışanların tazminatlarını ödeyerek işten çıkardım. Ben kötü bir şey yaptığımı düşünmüyorum" dedi.
"BEN VİCDANLI BİRİYİM"
Fırat Sarı'ya söylediği "Yoğun bakımı depoya çevirmişler" cümlesi sorulan sanık, "Onu sinirden söyledim. Refah bir yoğun bakımdı. Ben hiçbir cihazı almamazlık etmem. Ben vicdanlı biriyim" ifadelerini kullandı.