Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Erken Tanı Önündeki En Büyük Engel "Bilgi Eksikliği"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MEME kanserinin her 8 kadından birini etkilediğini belirten Prof. Dr. Özcan Gökçe, erken tanının önündeki bilgi eksikliğine dikkat çekti.

MEME kanserinin her 8 kadından birini etkilediğini belirten Prof. Dr. Özcan Gökçe, erken tanının önündeki bilgi eksikliğine dikkat çekti. Prof. Dr. Gökçe, "Mamografi, ultrason gibi görüntüleme imkanları bu denli gelişmesine rağmen, bilgi eksikliği hala erken tanının önündeki en büyük engel" dedi.

İstatistikler, her 8 kadından birinin meme kanseriyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Hastalık bu denli yaygın olmakla birlikte erken evrelerde yakalanan meme kanserinde yüzde 90'ın üzerinde tam kür sağlanabiliyor. Semptomlar ortaya çıktıktan sonra tanı konulan meme kanseri genellikle daha ileri evrelerde oluyor ve vücudun diğer bölgelerine yayılma ihtimali artıyor. Başarılı tedavinin anahtarı ise erken tanı ve taramadan geçiyor. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Özcan Gökçe, genel kabul görmemiş bilgiler nedeniyle ülkemizde meme kanseri tarama yöntemlerinden yeterince yararlanılamadığını söyledi.

TARAMA YÜZDE 40 ORANINDA HAYAT KURTARIYOR

Tarama mamografisi yapılan kadınlarda meme kanserine bağlı ölümlerin mamografik tarama yapılmayan kadınlara göre yüzde 40 oranında azaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Özcan Gökçe, "Tarama mamografisinin kullanılmaması, kadınlarda ölüm yada yaşam süresinin azalması gibi temel sonuçlara yol açmasının yanında meme kaybını önleyebilen cerrahi seçenekleri de azaltabiliyor" diye konuştu.

"CERRAH TARAFINDAN AYRINTILI DEĞERLENDİRİLMELİ"

Prof. Dr. Özcan Gökçe, başta tarama yöntemleri olmak üzere meme kanserindeki yanlış bilgileri doğrularıyla şöyle güncelledi:

"'Elle muayenede mememde yumru hissettim, mamografi sonuçlarım negatif. Endişelenmeme gerek yok.' Meme kanserinin erken tanısında, meme muayenesi mamografi ve ultrason gibi tüm tanı yöntemlerinin her birinin ayrı bir önemi bulunuyor. Bununla birlikte, meme kanserinin belli bir yüzdesi mamografi ile tespit edilemeyebiliyor. Bu nedenle memede fark edilecek küçük bir değişimin bile dikkate alınıp "meme cerrahı tarafından" ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve gerekli olması durumunda diğer meme görüntüleme yöntemleri ile de hastanın kontrol edilmesi önem taşıyor."

"DÜZENLİ MEME MUAYENESİ ŞART"

"'Meme kanseriyle ilgili belirti yoksa mamografi yaptırmaya gerek yoktur.' Birçok kanser türünde olduğu gibi meme kanseri de erken evrede genellikle hiç belirti vermiyor. Kanser kişi tarafından fark edilebilir sinyallerini vermeye başladığında ise ilerlemiş olabiliyor. Bu nedenle kadınların düzenli meme muayenesi olması ve periyodik mamografik inceleme yaptırması hayati önem taşıyor.

"MAMOGRAFİ KANSERİ NEDEN OLUR BİLGİSİ YANLIŞ"

"'Mamografi kansere neden olur.' Meme kanserinin erken tanısında yararlanılan mamografi 1960'lı yıllardan bu yana kullanıyor. Bu süre zarfında yüz binlerce kadının mamografi çektirdiğini ve bu veriler ışığında mamografinin kansere yol açtığına dair doğrudan bir kanıt yok. Aslında burada tartışılan mamografinin radyasyona bağlı olası kanser yapma riskidir. İstatistiki yöntemlerle hesaplanan bu olasılık riski bir kadının doğal olarak meme kanserine yakalanma olasılığından 100 kat daha düşüktür."

MAMOGRAFİ AĞRILI BİR YÖNTEM Mİ?

"'Mamografi ağrılı bir yöntemdir' diye biliniyor. Doğrusu, mamografi incelemesi sırasında daha az radyasyon vererek daha kaliteli görüntüleme elde etmek amacı ile meme iki plaka arasında bir miktar sıkıştırılarak çekim yapılıyor. Ağrı eşiği bireysel farklılık gösterdiği için doğrudan değerlendirilmesi mümkün olmuyor. Bu nedenle bazı kadınlar, çekim sırasında rahatsızlık ifade edebiliyor.Yeni jenerasyon dijital mamografiler ve tomosentezli cihazlarda sıkıştırma basıncının daha az olduğu belirtiliyor. Üstelik İlk kez mamografi çektiren kadınların çoğu, işlem sırasında ağrı hissetmediğini ve çevreden duyduklarının çok abartılı olduğunu ifade ediyor.Mamografik çekim sırasında ağrıyı etkileyen başlıca sebeplerinden birisinin de, çekimi yapan teknisyenin tecrübesi olduğu belirtiliyor."

"KANSERDE MEME BOYUTUNUN BİR ETKİSİ YOK"

"'Memesi küçük kadınların, meme kanserine yakalanma olasılığı daha azdır' bilgisi doğru değil. Kanser gelişiminde meme boyutunun herhangi bir etkisi bulunmuyor. Kanser gelişiminde meme içinde bulunan süt bezlerinin ve kanallarının miktarı boyuttan daha etkili bir faktör olarak gösteriliyor. Özetle memenin boyutundan çok içerdiği süt kanalı ve bezi miktarı önem taşıyor. Mamografi ile süt bezi miktarı fazla olan kadınlar da belirlenebiliyor. Ayrıca mamografi cihazının normal meme dokularını birbirinden ayırma ve miktarını belirleme yeteneği sayesinde, her kadının meme yapısının özelliğine göre hangi görüntüleme yönteminin etkili olabileceği öngörülebiliyor."

"HASTALARIN YÜZDE 80'İNDE AİLE ÖYKÜSÜ YOK"

"Ailede ve özellikle birinci derecede yakınlarında meme kanseri olanların genel popülasyona göre riski yükseliyor. Ancak risk kesinlikle kanser gelişeceği anlamına gelmiyor. Zira meme kanseri tanısı alan kadınların yaklaşık yüzde 80'inde aile öyküsü bulunmuyor."

"MENOPOZ SONRASI ARTIŞ YAŞANIYOR"

"Yaş, meme kanseri için önemli bir risk faktörünü oluşturuyor ve özellikle menopoz sonrasında artış görülüyor. Buna karşın daha seyrek olsa da gençlerde de meme kanserine rastlanabiliyor. İstatistiklere göre, meme kanseri olan kadınların yaklaşık yüzde 25'ini 50 yaşından küçük. Yüksek risk grubundaki kadınlar hariç, genç yaştaki kadınlarda (40 yaş altı) her yıl mamografiyle görüntüleme ile tarama yapılmasına gerek yoktur. Yılık muayene ve ultrasonografi  tetkiki genellikle yeterli olur. Meme cerrahı tarafından yapılan klinik muayene sonrasında gerekli görülür ise, diğer görüntüleme yöntemleri ile de değerlendirme yapılabilir."

"GÖRÜNTÜLEMEYLE ERKEN TEŞHİS SAĞLANIYOR"

"Birçok iyi huylu meme hastalığında olduğu gibi memede kitle kanserin de belirtisi olabiliyor. Ancak meme kanseri her zaman memede ele gelen kitle olarak belirti vermiyor. Meme başında çekilme, meme başından akıntı, deride kızarıklık, kalınlaşma gibi diğer belirtilere karşı da uyanık olmak gerekiyor. Bu belirtiler ortaya çıkmadan çok önce memede kanserli hücrelerin çoğalmaya başlayıp memede zaman içinde yaygınlaştığının ve meme dışına da yayıldığının unutulmaması önem taşıyor. Görüntüleme yöntemleri sayesinde bu belirtiler ortaya çıkmadan çok önce kanser tespit edilebiliyor."

- İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık
title