"Erkeklerde 2 kat fazla görülüyor"
KANSER hastalıklarının hepsinde olduğu gibi böbrek kanserlerinde de düzenli kontrol erken teşhis ve tedavi açısından önem taşıyor.
"40 YAŞINDAN SONRA RUTİN KONTROLLERE GİDİN"
Emsey Hospital Üroloji uzmanı Doç.Dr. Serdar Aykan, herkesin özellikle 40 yaşından sonra rutin üroloji kontrolüne gitmesi gerektiğini vurguladı. Sigara kullanımının böbrek kanseri oluşumunu kesin olarak artırdığını belirten Doç. Dr. Serdar Aykan, doğuştan olan bazı böbrek hastalıkları (at nalı böbrek, polikistik böbrek hastalığı gibi) ve bazı sistemik hastalıkları (von Hippel- Lindau sendromu gibi) olanlarda böbrek kanserinin daha sık görüldüğünü söyledi.
"SİNSİ BİR KANSER TÜRÜ"
Böbrek kanserinin doğuştan ve genetik faktörlerin dışında sigara, yan etkenler olarak da erkek olmak, obezite, ilaç kullanımı, uzun süre ağrı kesici kullanmak, diyaliz, belli başlı kimyasallara maruz kalmak da kanserin oluşmasında önemli nedenlerden.
Böbrekteki tümörler genellikle erken evrelerde belirti vermediğinin altını çizen Üroloji uzmanı Dr. Serdar Aykan, hastalığın genelde yüzde 10-15'inde belirti verebildiğini ve belirtilerin meydana geldiğinde ise kanserin genellikle ileri safhalara ulaştığını söyledi.
Birçok vaka herhangi bir nedenle yapılan "check up" programları gibi USG görüntüleme sırasında tesadüfen saptanmaktadır. Böbrek kanserleri en çok akciğere metastaz yapabilir. Tümör çapı büyüdükçe, metastaz yapma riski de arttığını söyleyen Doç. Dr. Aykan, bu durumda ortaya çıkan semptomları şöyle sıraladı:
İdrarda kan görülmesi (idrarda kanama)
İştahsızlıkAşırı yorgunlukKansızlıkEle gelen kitleÖksürük ve nefes darlığıBacaklarda ve eklemlerde şişmelerKarın alt ve yan bölgesinde şişkinlikGeçmeyen yan ağrı (böğür ağrısı)Sebebi bilinmeyen kilo kaybıHerhangi bir enfeksiyon ya da soğuk algınlığı olmadan haftalar boyu süren ateşAşırı yorgunlukBel ağrısı
"BÖBREĞİN TAMAMI ALINMASI GEREKMİYOR"
Bu kanser türlerinde önemli olan hastalığı böbrek dışına dağılmadan yakalamak ve kanserli dokuyu tümüyle çıkarmak asıl ve en etkin tedavi şeklidir. Doç. Dr. Aykan, farklı yöntemler uygulanarak hastanın böbreğinin tamamı alınmadan da kanserli bölgenin tedavi edileceğini söyleyerek uygulamalar hakkında bilgiler verdi: "Radikal nefrektomi ile tedavi böbreğin tamamını çıkartılmasıdır. Radikal nefrektomi; böbrek tümörünün böbrek, böbrek etrafı çevre dokusu ve gereklilik durumunda böbreküstü bezlerini de kapsayacak şekilde çıkartılmasıdır. Günümüzde böbrek tümörlerinin tedavisinde altın standart yöntem olarak kabul edilmektedir. Bu işlem ile hasta tek böbrekle kaldığı için böbrek yetmezliği riski artmış olur.
Parsiyel Nefrektomi – nefron koruyucu cerrahi ameliyatı da yalnız tümörlü kısmının alınarak kanserden temizlenir ve böbreğin geri kalan kısmının fonksiyonunun korunması hedeflenir. Böbrekteki tümörün çapı 4 cm veya daha küçük ise sadece tümörlü bölümün alınması yeterlidir. Cerrahın tecrübesine bağlı olarak daha büyük kitlelere de bu işlem rahatlıkla uygulanmaktadır. Sıfır iskemi tekniğinde ise yöntem, böbrek tümörünün böbrek damarları kapatılmadan çıkartılmasıdır. Uygun hastalarda güvenli bir şekilde uygulanmaktadır ve böbrek fonksiyonu tam anlamı ile korunmaktadır. Bu teknik ile böbreğin fonksiyonları korunarak onkolojik kurallara uygun ameliyat ile kanser kontrolü sağlanabilir"
Doç. Dr. Serdar Aykan, cerrahi riski fazla, yaşı büyük ve 4 cm'den küçük böbrek kitleleri olan hastalar için kriyoterapi (dondurmak), radyofrekans ablasyon (iğne ile yakarak yok etme tedavisi) tedavi yöntemlerinin uygulanabileceğini söyledi.
- İstanbul