Elektronik Sigara, Sigara Alışkanlığını Pekiştiriyor
Elektronik sigara, sigara alışkanlığını pekiştiriyor -Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi "Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr.
Elektronik sigara, sigara alışkanlığını pekiştiriyor
-Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi
"Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü :
"Elektronik sigara konusu dünyada sanki sigaraya karşı zararsız bir alternatifmiş gibi pompalanmaya çalışılıyor, sigarayı bıraktırdığı falan ifade edilmektedir, bunun bilimsel olarak hiç bir gerçekliği yoktur"
"Yapılan pek çok çalışma sonucunda elektronik sigaranın, sigarayı bırakma konusunda negatif etkisinin olduğu ve sigara alışkanlığını daha da pekiştirdiği görülüyor "
"Ülkemizde yapılan çalışmalarda nüfusun yüzde 5 yada 12'si astım tanısı almıştır. Ortalama 4-5 evden birinde astımlı hasta yaşamaktadır ama astımın yüzde yüz tedavisi de vardır"
"Suriyelilerden gelen somut bir tüberküloz tehdidi yok"
Kongre Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Metin:
" Ülkemizde 150 akciğer nakli sayısı var, ama her hastane listesinde 35-40 kişi akciğer nakli bekliyor"
ANTALYA - Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, sigaranın insan sağlığını tehdit eden en önemli risk faktörlerinden biri olduğunu belirterek, " Elektronik sigaranın dünyada sanki sigaraya karşı zararsız bir alternatifmiş gibi pompalanmaya çalışılıyor. Sigarayı bıraktırdığı falan ifade edilmektedir. Bunların bilimsel olarak hiç bir gerçekliği yoktur" dedi.
Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi Antalya'nın Serik İlçesine bağlı Kadriye Turizm Merkezi'ndeki bir otelde başladı.
Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Kongre Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Çetinkaya, kongreden aldıkları bilgileri hastaları üzerinde daha iyi kullanabilmelerini amaçladıklarını söyledi.
45 panel konferans ve yapacaklarını aktaran Çetinkaya, " 7 adet günlük pratikte kullanabileceğimiz kurslar yapıldı. Simülasyon cihazı ve maketler üzerinde verilen eğitimlerin daha etkin olmasını sağladık. 260'ın üzerinde akademisyenimiz kongreye katkı verdi. 4 yabancı konuşmacımız var. 130'un üzerinde sözlü sunum, 260'ın üzerinde poster bildirisi kongrede sunulacak. Asistan adaları kapsamında eğitimler planlandı. 1000'in üzerinde katılımcımız var" dedi.
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım DerneğiBaşkanı Prof.Dr. Akın Kaya, genç bir dernek olduklarını 5 yılı geride bıraktıklarını söyledi.
Hızlı büyüyen bir dernek olduklarını ifade eden Kaya, " Göğüs hastalıkları ve cerrahisi alanında eğitimler yapan kurslar düzenleyen ihtiyaç duyulan dergi ve kitapları çıkaran bir derneğiz. Üye sayımız bin 500'e yaklaştı. Bu sene ikinci kongremizi yaptık. Türkiye'nin her yerinde 5 yıldır toplantı düzenliyoruz. Pratik eğitim ve yerinde eğitimler yapıyoruz. Amacımız günlük hayata yaşanan sorunlara katkı veriyoruz. Hastanelerin ihtiyaç duydukları eğitimleri karşılıyoruz. Bütçesinin tamamını eğitime kullanan bir derneğiz" ifadelerine yer verdi.
Akciğer Kanserleri Derneği Başkanı Dr. Murat Kıyık, 570 üyelerinin olduğunu belirterek, 13 kongre yaptıklarını kaydetti.
Kıyık, amaçlarını disiplinler arasında işbirliğini sağlamak, akciğer kanserinin önlenmesi tanı ve tedavisinde daha iyi çalışmalar yürütebilmek ulusal ve uluslararası çalışmalara öncülük etmek olduğunu açıkladı.
ASYOD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, kongrenin sonuçlarından hastaların yararlandığının altını çizerek, hekimler burada öğrendiklerini polikliniklerinde uygulayacaklarını söyledi.
Göğüs hastalıkları uzmanlarının uğraştıkları hastalıkların en önemli hastalıklar olduğunun altını çizen Prof.Dr. Özlü, " Hastalığın önemli olup olmaması dünyada ne kadar çok kişide görülmesi, sakat bırakması ve tedavi maliyeti yüksekse o hastalıklar önemli hastalıklardır. Bu bakımdan göğüs hastalıkları dünyada ve ülkemizde en önemli hastalıklardır. Dünyada insanları en çok öldüren, sakat bırakan, tedavi maliyeti yüksek olan hastalıklar solunum sistemine ilişkin hastalıklardır. Dünya Sağlık Örgütü'nün son verilerine göre dünyada en çok insanları öldüren 10 hastalıktan 4'ü göğüs hastalıklarıyla ilişkilidir. Bu hastalıklar, akciğer kanserleri, KOAH, solunum yolu enfeksiyonları ve tüberküloz. Dünyada da ülkemizde de göğüs hastalıkları uzmanlarına ihtiyaç vardır" dedi.
"Astım tedavi edilebiliyor"
Toplumu ilgilendiren en önemli hastalıklardan astım hakkından bilgiler paylaşan Özlü şöyle konuştu: " Ülkemizde yapılan çalışmalarda nüfusun yüzde 5 yada 12'si astım tanısı almıştır. Ortalama 4-5 evden birinde astımlı hasta yaşamaktadır. Astım artık tümüyle tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tedavi edilen kişi normal bir yaşam sürdürebilmektedir. Uygulama da pratikte astım hastalarının yeterli tedavi alamadığını sorunlarıyla başa çıkmaya çalıştıklarını görüyoruz. Yol yürüyemiyorlar, yoruluyorlar, uyuyamıyorlar. Elimizde tedavi imkanı bulunan hastalıktan dolayı insanların yaşam kalitesinin düşmesi bizi üzüyor. Astım ve solunum alerjisi olan hastalar göğüs hastalıkları uzmanına başvurup iyi işbirliği yaparlarsa kısa süre içinde hastalığın etkisinden kurtulabilirler."
"Öksürüğü önemseyin"
Mevsim dönüşümlerinde karşılaşılan öksürük konusuna da değinen Özlü, " Büyün dünyada hekim başvurularının en önemli sebebi öksürüktür. Biz göğüs hekimleri öksürüğü ciddiye alıyoruz maalesef halk arasında çokta önemsenmiyor. Bu yanlış. Uzun süren 8 haftaya ulaşan öksürükler araştırılmalıdır. Bitkisel çay veya şurupla tedaviye kalkışılmamalıdır. Uzayan öksürüklerin altında hastalıklar olabilir. Öksürük bir hastalık değil, bir belirtidir. Biz öksürüğü tedavi etmiyoruz, öksürüğe neden olan hastalığı bulup tedavi ediyoruz. Öksüren kişin öksürük şurubu yada hapı alması doğru değildir. Asıl olan hastalığın teşhis edip hastalığı ortadan kaldırmaktır" ifadelerine yer verdi.
"Parayla satın alınan ölüm"
Tütün kontrolü konusunda göğüs cerrahisi hekimlerinin büyük bir sorumluluk üstlendiğini kaydeden Özlü, " Sigara dünyada en çok insanların sağlığını tehdit eden en yaygın risk faktörüdür. 6 milyon insan her yıl sigara içtiği için hayatını kaybediyor. Sigaraya bağlı ölümler parayla satın alınan ölümlerdir. Sigaraya eğer yeterince yatırım yaparsanız, 100-150 binlik miktarı 20-30 yıl içinde yatırım yaparsanız sonunda ölümü yada hastalığı satın almış olursunuz. Bu hastalık pahalı hastalıklardır. Sigara içerseniz sizde kanser olabilirsiniz" diye konuştu.
"Sigara bırakmada mucize yöntemler fostur"
Türkiye'de 16 milyona yakın kişinin sigara içtiğini ifade eden Özlü, "Sigara içen kişilere sesleniyoruz, kanser, KOAH yada felçli olarak karşımıza gelmeden önce, bugün sağlıklıyken sigara bıraktırma merkezlerimize gelin biz sizi kurtaralım. Sigarayı bırakmak mümkündür. Sigara isteyen herkesin bırakabileceği bir davranıştır. Sigarayı bırakmadan etkili yöntemler var. Mucize çözümler var, deniyorsa bir konuda bilinsin ki o fostur, fastır" dedi.
"Elektronik sigara, sigarayı bıraktırmaz"
Son dönemde kullanımı artan elektronik sigaraya da değinen Özlü, " Elektronik sigara konusu dünyada sanki sigaraya karşı zararsız bir alternatifmiş gibi pompalanmaya çalışılıyor. Sigarayı bıraktırdığı falan ifade edilmektedir. Bunların bilimsel olarak hiç bir gerçekliği yoktur. Sigara üretenlerle, elektronik sigarayı satanlar aynı firmadır. Yapılan pek çok çalışma sonucunda elektronik sigaranın, sigarayı bırakma konusunda negatif etkisinin olduğu ve sigara alışkanlığını daha da pekiştiriyor. Elektronik sigaranın kendisi de nikotin bağımlılığı oluşturur. Elektronik sigara nikotin bağımlılığını pekiştirir. Türkiye'de elektronik sigara ruhsatlı olarak satılmıyor ama yurt dışından getiriliyor.Aldanmamak gerekir, elektronik sigara bir kurtuluş değildir. Sigaranın zararsız bir alternatifi değildir ve insan sağlığını tehdit eder" ifadelerine yer verdi.
"Tüberkülozun tedavisi var"
Dünyada en çok insanları öldüren hastalıklardan birinin tüberküloz olduğunun altını çizen Özlü, " 2 milyona yakın kişinin tüberkülozdan öldüğünü görüyoruz. Günümüzdeki tedavisi olan hastalıktır. Ama buna rağmen insanların tüberkülozdan öldüğünü görmek üzücü. Ülkemizde tüberküloz konusunda son yıllarda önemli mesafe katedildi. Türkiye Dünya Sağlık Örgütü'nün hedeflerini tutturan bile ülkedir" diye konuştu.
"Suriyeliler tüberkülozu arttırmıyor"
Özlü, Türkiye'ye gelen göçmenlerin tüberkülozu arttırdığı gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirterek, " Suriye'de tüberküloz çok yaygın değil. Türkiye'de az görüldüğü gibi tüberküloz Suriye'de az görüldüğü ülkelerdendir. Mülteciler üzerinde yapılan bir çalışma var. Bu kişiler arasındaki tüberküloz oranının yüksek olmadığı ortaya koymuştur. Bizden çok farklı değil rakamlar. Suriyelilerin üzerinden bir tüberküloz tehdidin şu an olmadığını görüyoruz. Göçler ve savaşlar her zaman risk ve tehdittir. Ama yaşam alanı ve beslenme bu noktada önem taşıyor. Suriyelilerden gelen somut bir tüberküloz tehditi yok" diye konuştu.
"Akciğer nakli sayısı artmalı"
Kongre Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Metin ise akciğer kanserinin günümüzdeki en büyük tedavisini cerrahi olduğunu vurguladı.
Akciğer naklinin Türkiye'de yavaş yavaş geliştiğini ifade eden Metin, " 2003 yılında ilk başarılı akciğer nakli yapıldı. Ülkemizde 150' ye yakın akciğer nakli vakası var. Ama son iki yıldır sayılar azaldı. Her hastanede 30- 40 kişi akciğer nakli bekliyor. Dünyadaki en zor nakildir. Organ bağışına katkıda bulunulmasını istiyoruz Ülkemizde de akciğer naklinin yaygınlaşması için destek bekliyoruz" dedi.
Toplantıda, Kongre Basın İlişkileri Sorumlusu Dr. Murat Acat, Akciğer Kanserleri Derneği Bakan Yardımcısı Dr. Hale Başak Çağlar da akciğer kanserleri ve tedavileri hakkında bilgiler verdi.