Haberler
İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkes antlaşması yürürlüğe girdi

Ateşkes onaylandı! Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Doç.dr Dülger: Doğuda Çölyak Oranı, Türkiye Ortalamasının İki Katı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bölümü Başkanı Doç.Dr. Cumhur Dülger'in yaptığı 2 yıllık çalışmanın sonucuna göre, bölgedeki çölyak hastalığının oranı, Türkiye ortalamasının iki katı.

VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bölümü Başkanı Doç.Dr. Cumhur Dülger'in yaptığı 2 yıllık çalışmanın sonucuna göre, bölgedeki çölyak hastalığının oranı, Türkiye ortalamasının iki katı. Doç. Dr. Dülger, yaptığı araştırmalarda hayvandan insana bulaşan 'kist hidatik' hastalığının çölyak hastalığının altyapısı olduğunu, bunu da dünyada ilk kez kendilerinin ortaya koyduğunu belirtti.

Doğu Anadolu Bölgesi'nde sıkça görülen çölyak hastalığıyla ilgili çalışma yürüten Doç Dr. Cumhur Dülger, çalışmanın sonunda önemli sonuçlara ulaştı. Doç.Dr. Dülger koyunlardan insana geçen 'kist hidatik' hastalığının çölyak hastalığının altyapısı ve çevresel etken olduğunu tespit ederken, bu çalışmanın dünyada bir ilk olduğunu belirtti.

Gluten hastalığının buğday yoluna karşı ince bağırsak mukozasının alerjik bir reaksiyonu olduğunu söyleyen Doç. Dr. Cumhur Dülger, şöyle konuştu:

"Bu alerjik reaksiyon sonucu ince bağırsak mukozası harap olmakta, demir eksikliği anemisi, kemik erimesi, kısırlık, erken bunama gibi pek çok eşlik eden hastalıkları ortaya çıkarmaktadır. Gluten hastalığının dünyadaki sıklığı genel olarak binde 5 ve yüzde 1 olarak değişmektedir. Ortadoğu ve coğrafyamızda örneğin yüzde 8 olarak bahsedilmektedir. Fakat bu konuda toplumumuzda yeteri miktarda çalışma yapılmamıştır. Aynı zamanda çölyak hastalığının genetik kökleri de bilinmektedir. Çevresel faktörlerin mi daha baskın olduğu, genetik faktörlerin mi daha fazla baskın olduğu konusunda dünyada halen pek çok merkezde özellikle Hollanda'da çalışma grupları mevcuttur. Doğu Anadolu ve Mezopotamya bölgemizdeki Çölyak hastalığı sıklığını araştırmak,hem de çölyak hastalığının çevresel etkenlerinin ortaya çıkarılmasını sağlamak için geniş ölçekli 2 yıl süren bir çalışma yürüttük. Bu çalışmamızın sonucunda Doğu Anadolu ve Mezopotamya bölgesindeki çölyak sıklığının Türkiye ortalamasının 2 kat üstünde olduğunu, yani yüzde 2 düzeyinde olduğunu bulduk. Aynı zamanda çevresel etken olarak da Kist Hidatik hastalığının yani koyunlardan insanlara geçen karaciğer Kist Hidatik hastalığında çölyak hastalığı sıklığının normal topluma göre 5 kat daha fazla olduğunu bulduk. Bu yönüyle bu dünyadaki ilk bulgudur. Hem çölyak, hem de Kist Hidatik hastalığı özellikle sosyo ekonomik düzeyi düşük toplum katmanlarında görülmektedir. Kist Hidatik hastalığı temelde çiftçilerimizin hastalığı olduğu için yine çiftçilerimizde bu 5 kat fazla olan çölyak hastalığı sıklığı çiftçilerimizin sosyo ekonomik durumuyla ilgili bize ışık tutmaktadır."

'MEMLEKETİMİZ İÇİN BİLİMSEL ANLAMDA BİR İTİBAR KAYNAĞI'

Doç. Dr. Dülger, 700 hasta üzerinde bir çalışma yaptığını anlatırken, şöyle dedi:

"Kist hidatik hastalığının çölyak hastalığının altyapısı ve çevresel etken olduğunu dünyada ilk defa bulmuş bulunuyoruz. 2 yıl boyunca devletimizin hiç bir imkanını kullanmadan kendi arkadaşlarımızla yaptığımız bir çalışmadır. Bu yönüyle çölyak hastalığının anlaşılması konusunda dünya tıp tarihinde bir ışık açacaktır. Memleketimiz için de bilimsel anlamda bir itibar kaynağı olacaktır. Ekmek kullanılacaksa bile çok mayalı özellikle kepek ekmeğinin kullanılması esastır. Bir toplum ne kadar ekmek tüketirse o kadar fazla genleri genetik değişime uğrar. Çölyak hastalığına yakalanması da o kadar fazladır. Önlenemeyen bir kitlemiz de mevcut. Bunun için de toplum taramaları çok önemli. Özellikle çölyak testleriyle 15-25 genç hasta grubunun taranması çok önemlidir. Kemir eksikliği anemisi, kemik erimesi, kısırlık, erken bunama gibi hastalık şikayetiyle gelen özellikle bayan hastalarda ilk işlem çölyak testi olmalıdır."

- Van

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık
title