Çocuğum 'Nasılsa Uzar' Diyerek Zaman Kaybetmeyin
ÇOCUK Endokrinolojisi Uzmanı Doç. Dr. Belma Haliloğlu, ilk bir yaş ve ergenlik döneminin büyümenin en hızlı olduğu ve arttığı dönemler olduğunu belirtti.
ÇOCUK Endokrinolojisi Uzmanı Doç. Dr. Belma Haliloğlu, ilk bir yaş ve ergenlik döneminin büyümenin en hızlı olduğu ve arttığı dönemler olduğunu belirtti. Doç. Dr. Haliloğlu, "Özellikle, boyu kısa olan çocuklar için 'ergenlikte nasılsa uzar' diye zaman yitirmemek ve büyümeyle ilgili bir şüphe oluşması halinde hekime başvurmak gerekir" dedi.
Fiziksel büyüme, anne karnından başlayan ve kemiklerdeki büyüme plaklarının kapandığı döneme kadar devam eden bir süreç olarak gösteriliyor. Çocukların büyüme seyirlerinin sağlıklı olup olmadığı ise ebeveynlerin en çok merak ettiği konuların başında geliyor. Uzmanlar, normal büyüme için sağlıklı ve mutlu olmak, doğru beslenmek ve normal hormon dengesine sahip olmak gerektiğini belirtiyor. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Doç. Dr. Belma Haliloğlu, beslenme yetersizlikleri, kronik hastalıklar, büyüme hormonu ve tiroit hormonunda eksiklikler gibi sorunların da çocuklarda büyüme eksikliğine neden olduğunu söyledi.
"İLK BİR YIL ÖNEMLİ"
Yaşamın ilk yılının büyümenin en hızlı dönemi olduğunu belirten Doç. Dr. Belma Haliloğlu, "Bu dönem bebeğin boyu 25 cm kadar uzar, ağırlığı da yaklaşık olarak üçe katlanır. Bir yaşından sonra büyüme yavaşlar ve iki yaşından sonra da nispeten sabit bir hızla devam eder" diye konuştu.
Her çocuğun boyunun yaşıtından farklı olsa da, belli bir istikrarla büyüyen çocukların normal olarak kabul edildiğini söyleyen Doç. Dr. Belma Haliloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Sabit büyüme dönemi ergenliğin başına kadar devam eder. 10-12 yaş dönemine gelene kadar erkekler ve kızlar neredeyse aynı oranda büyür. Ergenlik dönemine girişle birlikte büyüme hızlanır. Bu durum kızlarda erkeklerden daha önce olur. Ergenliğin ilk belirtileri kızlarda ortalama 10 yaş, erkeklerde ise 11 yaş civarında ortaya çıkmaya başlar. Ancak bu belirtilerin de her çocukta farklı olabileceği unutulmamalı. Ergenlik erken veya geç başlayabilir, genellikle de anne veya baba özelliklerine benzer özellik gösterir."
KONTROLLER ERGENLİK BİTMEDEN YAPILMALI
Hormonlar, genetik ve çevresel faktörler gibi birçok unsurun büyümeyi etkileyebileceğini ifade eden Doç. Dr. Belma Haliloğlu, "Aileler, çocukların düzenli ve yeterli uyumalarına, dengeli beslenmelerine ve düzenli sıçrama-zıplama egzersizlerine dikkat ederek değiştirilebilir çevresel faktörlere müdahale edebilir ve çocuklarının büyüme sürecine olumlu etki sağlayabilirler. Boyu kısa olan çocuklar için aileler çoğunlukla 'ergenlikte nasılsa uzar, boy atar' diye düşünür ve bu nedenle hekime geç başvururlar. Kemikteki büyüme plakları ergenlik bitince kapandığından, böyle bir durumda tedavi edilecek bir sorun olsa bile maalesef boy uzamasına müdahale edemiyoruz" diye konuştu.
KRONİK HASTALIKLAR BÜYÜMEYİ ETKİLEYEBİLİYOR
Son yıllarda çocuklarda da artış gösteren kronik hastalıkların da büyüme sürecini olumsuz etkileyebildiğini anlatan Doç. Dr. Belma Haliloğlu şu bilgileri verdi:
"Büyüme hormonu, kortizol, ergenlik hormonları (östrojen ve testosteron), tiroit hormonları gibi hormonların eksikliği veya fazlalığı büyümeyi direk etkiler. Bununla birlikte, çocuklarda diyabet, böbrek yetmezliği gibi farklı kronik hastalıkların kontrol edilememesi durumunda da çocukta büyüme sorunlarıyla karşılaşılabiliyor."
BÜYÜME GERİLİĞİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Büyüme geriliğinin olup olmadığı büyüme eğrilerine bakarak karar verildiğini anlatan Doç. Dr. Haliloğlu, "Eğrideki sapma veya en alttaki 3. persantilin altında bir boya sahip olma durumuna büyüme geriliği tanısı konulur. Tedavi yaklaşımı altta yatan sebebe göre değişir. Çünkü sadece hormonal problemler değil böbrek, karaciğer, kalp gibi birçok organa bağlı hastalıklarda da ilk belirti olarak büyüme geriliği gözlenebiliyor. Bu nedenle büyüme geriliği olan çocukların çok ayrıntılı şekilde incelenmesi önem taşır" diye konuştu.
"AİLESEL BOY KISALIĞI BÜYÜME GERİLİĞİ DEĞİLDİR"
Doç. Dr. Belma Haliloğlu, ailesel boy kısalığının tıbbi olarak patolojik kabul edilen bir durum olmadığını, normalin yansıması olduğunu söyleyerek "Ancak bu tanıyı söyleyebilmek için önce boy kısalığının altta yatan bir sebebe bağlı olmadığından emin olmak gerekir yani tüm tetkikler yapıldıktan sonra ailevi diyebiliriz" dedi.
Her çocuğun anne ve babasının boyuna göre tahmini bir boy hedef aralığı olduğunu hatırlatan Dr. Belma Haliloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Çocukların yaklaşık yüzde 70-75'i bu aralığı yakalar. Ancak bazı çocuklar altta bir problem olmadan da beklenen boydan daha uzun veya daha kısa olabilir. İşte bu noktada genetik alt yapı önem taşır. Çocuklar akrabaları arasındaki uzun boylu veya kısa boylu bir kişiye çekebilse de bu durumlarda nadir de olsa altta bir problem olabiliyor. Bu nedenle normal eğrisinin dışında veya anne-babasına göre beklenen boyun dışında olan çocukların en azından bir kez çocuk endokrinoloji hekimlerine görünmeleri önemlidir."
EBEVEYNLER İÇİN ÖNERİLER
Çocuklarının normal büyümesini sağlamak isteyen ebeveynlerin dikkat edilmesi gerekenler konusunda Doç. Dr. Belma Haliloğlu şunları anlattı:
"Çocuklar ağır travmatik bir stresten uzak tutulmalı. İkincisi ise erken ve yeterli süre uyku çok önemli. ve tabi düzenli ve dengeli beslenmeye özellikle süt ve süt ürünlerine dikkat edilmeli. Boyu daha uzun yapmak açısından bilimsel olarak kanıtlanmış tek şey ise düzenli egzersiz… Voleybol ve basketbol gibi sıçrayıcı-zıplayıcı egzersizleri, vücudu geren jimnastik egzersizleri ne kadar düzenli ve ne kadar sık yapılırsa boya katlısı o kadar fazla olmaktadır." - İstanbul