Çin aşısı: Şili'nin Sinovac deneyimi Türkiye için hangi açılardan, neden önemli?
Güney Amerika ülkesi Şili, koronavirüse karşı dünyada en hızlı aşılama programını yürüten ülkeler arasında yer alıyor.
Güney Amerika ülkesi Şili, koronavirüse karşı dünyada en hızlı aşılama programını yürüten ülkeler arasında yer alıyor.
Ülke, Türkiye gibi büyük oranda Çin şirketi Sinovac'ın CoroVac aşısını kullanıyor.
Şili'nin aşı deneyimi ve son yaptığı Sinovac araştırmasının sonuçları, aynı aşıyı kullanıyor olması nedeniyle Türkiye açısından da önemli bulunuyor.
Aşılama programı nasıl başladı, nasıl ilerledi?
Şili'de ilk koronavirüs vakası geçen yıl Mart ayında görüldü.
Ülkenin başkenti Santiago'da yaşayan ve gözlemlerini BBC Türkçe ile paylaşan gazeteci Jane Chambers'ın aktardığına göre Şili, kıtada çeşitli kısıtlama önlemleri dışında aşı programına en hızlı girişen ülke oldu.
Çin'in önemli ticaret ortaklarından biri olan Şili, büyük oranda Sinovac'ın aşını satın alırken, daha düşük sayılarda Pfizer Biontech ve Astra Zeneca aşılarının satın alınması için de bu şirketlerle anlaşmalar yaptı.
Ülkede ilk aşı 24 Aralık'ta yapıldı ve en başta sağlık çalışanları aşılandı.
Yaklaşık 19 milyon nüfuslu Şili, kısa süre içinde Güney Amerika kıtasının nüfusa oranla en çok aşı yapan ülkesi oldu.
Dünya açısından bakıldığında ise Şili bu alanda; İsrail, ve İngiltere gibi ülkelerle birlikte en üst sıralarda yer alıyor.
Ülkede bugüne kadar nüfusun yaklaşık yarısı en az bir doz aşı oldu.
13 milyon doz aşı yapıldı ve eldeki yaklaşık 2 milyon doz aşının vurulması süreci ilerliyor.
Şili, daha önce imzaladığı anlaşmalar kapsamında yeni aşıların teminini de bekliyor.
Aşıya rağmen yüksek vaka sayıları neden devam ediyor?
Şili'de, 2020 Mart'ından itibaren artan vakalar Haziran ayının ortasında günlük 7000'lere yükselerek birinci zirveye yol açtı.
Ülke bu dönemde kısıtlama tedbirlerine başvurdu.
Sonraki aylarda bu sayılar düşmeye başladı.
Dönem dönem sert kapanmaları içeren kısıtlamalardan sonra Kasım ayında vakalar 1300'lere kadar indi.
Ülke bunun ardından kısıtlamaları kaldırmaya ve sınırlarını açmaya başladı.
Restoranlar, alışveriş merkezleri ve tatil merkezleri, ekonomiyi canlandırmak için tekrar açıldı.
Bu arada uluslararası turist ziyaretleri de serbest bırakıldı.
Bu dönem, Güney Yarımkürede yaz dönemine denk geliyordu ve Şililere tatil için özel izin de verildi.
Ülke 2021'e yoğun bir aşı çalışmasıyla girmesine ve bunu sürdürmesine rağmen vakalar özellikle Mart ayından itibaren vakalar yeniden artmaya başladı.
Şili'de vakalar 9 Nisan'da yeni bir zirveye ulaştı.
Bu dönemde vaka sayısı 9000'lere çıktı ve yeni bir rekor kırdı.
Bunun üzerine hükümet, başta başkent Santiago olmak üzere birçok kentte yeniden kısıtlamalara başvurdu ve komşu ülkelerle sınırlarını da kapattı.
Gazeteci Jane Chambers'ın aktardığına göre ülkede bugün yoğun bakım servisleri yeniden dolmuş durumda.
Chambers, henüz iki ay önce Devlet Başkanı Sebastián Piñera'nın Şili'yi dünyanın en hızlı aşı yapan ülkelerden biri olarak övdüğünü, Şili halkınınsa bu yeni zirve nedeniyle korkuya kapıldığını ve kafa karışıklığı yaşadığını gözlemlediğini aktarıyor.
Peki gerçekten, ortadaki hızlı aşılama programına rağmen vakalar neden yeniden arttı?
Chambers, bu konuda eleştiride bulunanların, hükümetin aşı konusunda çok erken bir zafer ilan etmesinin ve kısıtlamaları kaldırmasının yanlış olduğunu savunduğunu aktarıyor:
"Bu konuda hükümeti eleştirenler, Şili'nin gurur duygusuna çok erken kapıldığını ve aşı programı sayesinde her şeyin hallolduğunu düşündüğünü belirtiyor. Onlara göre ayrıca hükümet, Sinovac aşısının yüksek derece etkili olması için iki dozunun da yapılmış ve ikinci dozunun üzerinden 14 gün geçmiş olması gerektiğini de halka yeteri kadar net bir şekilde açıklamadı."
Chambers, yeni dalgayı bazı önlemlerin geri plana atılmasına ve varyantlara bağlayanlar olduğunu da belirtiyor:
"Kimileri, hükümetin aşı programına yoğunlaşırken sosyal mesafe, maske gibi konulara yoğunlaşmadığını söylüyor. Kimileri, yaz aylarında yani Ocak ve Şubat'ta özel izin belgeleriyle tatil izni verilmesini de yanlış buluyor. Bu dönemde Şilililerin büyük bir bölümü aşılanmamıştı ve yaz tatili kapsamında arkadaşları ve yakınlarıyla görüşmeye başladı.
"Avrupa'nın yaşadıklarından ders çıkarmalı ve yazdan sonra hemen eve kapanmalıydık' diyenler var. Ayrıca mutasyon nedeniyle, 'Brezilya ile sınırımızı çok daha hızlı kapatmalıydık' diyenler de var. Zira P.1. varyantı Brezilya'nın Amazonlar Eyaleti'nde Kasım ayında ortaya çıktı. Dolayısıyla gelinen noktaya dair çeşitli eleştiriler var."
Şili'nin Sinovac araştırmasının sonuçlarında neler var?
Ülke içinde bu tartışmalar süredursun Şili, geçtiğimiz günlerde tüm dünyanın ilgisini çeken bir araştırmanın sonuçlarını yayımladı.
Geçtiğimiz dönemde Sinovac aşısıyla ilgili farklı ülkelerde, bu aşının etkililiğini araştıran Faz-3 çalışmaları yapılmıştı.
Brezilya'daki çalışmalarda aşının etki oranı yüzde 50.7, Endonezya'da yüzde 65 oranında bulunduğu açıklanmıştı.
Türkiye'de ise bu oran yüzde 83.5 olarak açıklanmıştı. Türkiye, aşının hastanede yatışı engelleme oranının ise yüzde 100 olduğunu duyurmuştu.
Şili ise 10.5 milyon kişiyi kapsayan bir Sinovac araştırmasının sonuçlarını yayımladı.
Araştırmaya göre Sinovac, semptomatik enfeksiyona karşı yüzde 65, hastaneye yatışa karşı yüzde 85 ve ölümlere karşı yüzde 80 etkili.
Yetkililer, Çin ile 3 yıl içinde 60 milyon doz aşı anlaşması yaptıklarını, araştırma sonuçlarının doğru yolda olduğunu gösterdiğini belirtti.
Bu arada araştırmada, Sinovac'ın ilk dozunun sadece yüzde 16 koruyucu olduğu, ancak ikinci dozda koruyuculuğunun yüzde 67'e yükseldiği sonucuna da ulaşıldı.
Şili'den gelen bilgiler Türkiye için hangi açıdan, neden önemli?
Şili'nin son araştırmasının sonuçları bilim insanları tarafından, Türkiye açısından da önemli bulunuyor.
BBC Türkçe'ye konuşan, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Mehmet Ceyhan, Şili'nin son açıkladığı sonuçların 10.5 milyonluk bir araştırmaya dayalı olduğu için önemli olduğunu söylüyor:
"Çin bir türlü çalışma sonuçlarını açıklamıyor. Çin bunu açıklamayınca ülkeler kendi verilerini açıklamak zorunda kalmadı. Türkiye'de, Brezilya'da ve Endenozya'da Faz - 3 çalışmaları yürütüldü. Tabii bu rakamların üçü de güvenilir değil çünkü denek sayısı yüksek değildi. Şili'nin son açıklaması o yüzden çok önemli. Bunu dikkate alırsanız Şili'nin açıkladığı veriler çok daha güvenilir. Bunlar, gözlemsel çalışma yani Faz - 4 çalışması."
BBC Türkçe'ye konuşan Boston College Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Emrah Altındiş de çalışmanın cesaret verici olduğunu söylüyor:
"Bu çalışmada toplam 10.5 milyon insanın verisine bakmışlar. Bu grupta 4 milyon kişi bir ya da iki doz aşısını olmuş, 6.5 milyon kişi aşılanmamış şekilde verileri değerlendirilmiş. Dolayısıyla burada elimizde devasa bir kaynak var ve bu devasalığından ötürü çok güvenilir."
Prof. Dr. Ceyhan, bu araştırmanın en önemli sonuçlarının aşının koruma oranlarıyla ilgili olduğunu belirtiyor. Ceyhan, geçtiğimiz dönemde Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan hastanede yatışı engellemeye dair yüzde 100 oranının da bilimsel olarak mümkün olmadığını söylüyor.
Dr. Öğretim Üyesi Altındiş'e göre çalışmanın varyantların olduğu bir dönemde yapılmış olması da önemli:
"Bu çalışma 2 Şubat ile 1 Nisan arasında yani tüm dünyada hem İngiltere hem Güney Afrika hem de Brezilya varyantları dolaşırken yapılmış. Dolayısıyla bu devasa çalışmada bu aşının varyantlara karşı da aslında etkinliği test edilmiş."
Prof. Dr. Ceyhan, Şili'deki araştırmada vurgulanan Sinovac'ın ilk dozunun koruyuculuğunun düşük olması sonucunun da önemli olduğunu, asıl koruyuculuğu ikinci dozun yaptığının bilinmesi gerektiğini söylüyor ve devam ediyor:
"İkinci dozun etkisi için ancak iki hafta gerekir. Yani aşıyı yaptığınız an hemen korumaya başlamıyor. O 14 gün, bağışıklık sisteminin gerekli antikorla salgılaması için gerekli."
Türkiye'de kamuoyunun bir bölümünde, Sinovac'ın Çin şirketi olması nedeniyle hakkında, Avrupa merkezli üretilen aşılara kıyasla bazı önyargıların olduğu biliniyor.
Altındiş, bu son araştırma ardından bu konudaki kaygıları daha da azaltması gerektiği kanısında:
"Sinovac aşısı dünyanın pek çok ülkesinde on milyonlarca uygulanmış durumda ve bugüne kadar, bu aşının hiçbir ağır yan etkisi görülmedi. Aşı güvenli. Buna ek olarak bu Şili çalışması, aşının koruyuculuk sağladığını ve ölümleri, hastaneye gidişleri, yoğun bakıma gitmeleri çok güçlü oranda engellediğini de gösteriyor. Dolayısıyla o aşı tedirginliği yaşayan insanlar, bu verilere güvenerek, Sinovac aşısına ulaşabiliyorlarsa bu aşıyı, aynı şekilde pek çok çalışmayla etkinliği gösterilmiş olan; İsrail'de, ABD'de ve Avrupa'da on milyonlarca insana yapılmış olan Pfizer aşısını gönül rahatlığıyla olabilir.
"Pfizer aşısının etkinliği henüz bu kadar devasa çalışmalarla gösterilmedi ama İsrail'de 600 bin aşı olmuş ve 600 bin aşı olmamış insanı karşılaştıran bir araştırma yapıldı ve araştırma, aşının ölümlere karşı yüzde 95 oranında koruma sağladığını gösterdi. Dolayısıyla Türkiye'deki her iki aşı da koruyucu ve güvenli. İnsanlar gönül rahatlığıyla olsunlar."
Prof. Dr. Ceyhan, Şili'de yoğun aşılamaya ve araştırma sonuçlarının aşının gücünü göstermesine rağmen, vaka oranlarının henüz istenilen seviyelere düşmemesini ise farklı ülke karşılaştırmaları yaparak yorumluyor:
"Ben toplumun yüzde 30'unu aşılarsam, vaka sayıları da yüzde 30 azalır diye bir yanlış inanış var. Bu böyle olmuyor çünkü kullandığınız aşılar bulaşıcılığı engellemiyor. Siz diyelim aşılısınız, virüsü aldınız, virüs sizde hastalık yapmıyor ama boğazda çoğalmaya devam ediyor ve gidip başkasına bulaşıp onu hastalandırıyor. Siz aşının etkisini ne zaman görürsünüz? Bu hastalık için toplumun yüzde 70, 75'i diye hesaplıyoruz, o oranını aşıladığınızda görürsünüz. O zaman kadar tedbirleri sıkı bir şekilde yürütmeniz lazım."
"Bunun en güzel örneği İsrail, Avustralya, Yeni Zelanda'dır. Mesela İsrail, yetişkinlerin yüzde 80'ini iki dozda aşıladı. Okullar, işyerleri, mağazalar kapalıydı. Yüzde 80'e geldikten sonra yavaş yavaş kaldırmaya başladılar. Şimdi İngiltere aynı hatayı yapıyor. Aşılaması o seviyelere gelmeden açılmaya başladılar."
Şili'de sağlık yetkilileri, medyaya verdikleri demeçlerde, şu andaki hızla devam edilirse Haziran veya Temmuz ayında toplum bağışıklığına erişeceklerini belirtiyor.
Eğer bu gerçekleşirse Şili, önemli oranda Sinovac aşısı kullanarak bu seviyeye ulaşan ilk ülke olacak gibi görünüyor.
Bunun başarılması halinde Şili'nin bu aşamayla ilgili deneyimleri de, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu, Sinovac aşısı kullanan ülkeler açısından önemli olacak gibi duruyor.