Boyun Fıtığında Cerrahi Yöntemlerde Yan Etki Oldukça Az"
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erdoğan, boyun fıtığı olan hastaların birçoğunun konservatif tedavi sonrasında iyileşip cerrahiye gerek duymadığını ancak konservatif tedaviden fayda görmeyen hastaya cerrahi tedavi düşünülebileceğine işaret ederek, cerrahi yöntemlerde yan...
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erdoğan, boyun fıtığı olan hastaların birçoğunun konservatif tedavi sonrasında iyileşip cerrahiye gerek duymadığını ancak konservatif tedaviden fayda görmeyen hastaya cerrahi tedavi düşünülebileceğine işaret ederek, cerrahi yöntemlerde yan etkilerin oldukça az ve tecrübeli merkezlerde yüzde 1'in altında olduğunu belirtti.
Erdoğan, yaptığı yazılı açıklamada, boyun fıtığında şikayetlerin, boyun ve kol ağrı beraberinde kolda uyuşma ve karıncalanma olarak kendini gösterdiğini, bazen kol ve elde de güçsüzlük olabildiğine işaret ederek, boyun ağrısının, yaş ve kötü duruş gibi sebeplerden başka disk dejenerasyonu, spinal kanalda daralma, artrit ve nadir olgularda, kanser ve menenjit gibi hastalıklarda meydana gelebildiğini anlattı.
Tanının öncelikle pratisyen hekimler ve genellikle beyin cerrahı gibi uzmanlar tarafından konulduğuna değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Eğer boyun ağrısı bir travma sonrasında olmuşsa, boyun ağrısıyla beraber ateş ve baş ağrısı varsa, çenenizi göğsünüze eğip değdiremiyorsanız (boynunuz sanki kaskatı kesilmiş gibi), ağrı bir kolunuza yayılıyorsa, kolda ve elde uyuşma ve kuvvetsizlik varsa, boyundaki şikayetlere ilaveten bacak kuvvetsizliği, yürümede koordinasyonsuzluk varsa, ağrınız ağrı kesici tedaviye rağmen devam ediyorsa, bir hafta geçmesine rağmen ağrı geçmiyorsa bir beyin cerrahına görünmelisiniz. Hem boyun fıtığı hem de kireçlenme boyunda darlığa yol açabilir. Omuriliğe bası yapması nedeniyle boyun fıtıkları bazen kötü sonuçlara neden olabilir; boyundan aşağıya kol ve bacakların, bazı organların fonksiyonları bozulabilir."
Erdoğan, spinal kanal daralmasının en sık sebebini "yaşın ilerlemesi" şeklinde açıklayarak, disk denilen yastığın, yaşla beraber suyunu kaybettiğini ve her iki omur gövdesi arasındaki disk mesafesinin azaldığını, boyundaki bükülme kabiliyetinin azaldığını ve bağlarda kalınlaşma meydana geldiğini belirtti.
Bu değişikliklerin spinal kanalda daralmaya neden olduğunu ifade eden Erdoğan, kireçlenmenin artabildiğini ve oluşan çıkıntıların sinir köküne basabildiğini dile getirdi.
Erdoğan, boyun veya kol ağrısı, her iki elde hissizlik ve kuvvetsizlik, dengesiz ve küçük adımlarla yürüme, bacaklarda kramp ve koordinasyonun bozulması gibi şikayetlerle kendini gösterdiğinin altını çizerek, hafif daralmaların koruyucu tedavi ile tedavi edilebildiğini, ancak ileri durumlarda beyin cerrahına başvurulması gerektiğini vurguladı.
Tedavi yöntemleri
Prof. Dr. Ersin Erdoğan, boyun fıtığı teşhisinin beyin cerrahı tarafından hikaye, muayene ve tetkik bulguları sonucunda yapıldığının altını çizerek, şu bilgileri verdi:
"Boyun fıtığı olan hastaların birçoğu yatak istirahati, ağrı kesici ilaç kullanılması, hareketin kısıtlanması ve fizik tedaviyi içeren konservatif tedavi sonrasında iyileşip cerrahiye gerek duymamaktadır. Hasta konservatif tedaviden fayda görmemişse, cerrahi tedavi düşünülebilir. Bu hastalar, genellikle hiçbir şekilde ağrısı geçmeyen, nörolojik sıkıntısı giderek artan, yürümesinde ve dengesinde problem başlayan hastalardır. Değişik cerrahi yöntemler uygulanabilir. Anterior servikal diskektomi dediğimiz yöntemle boyun fıtığının sinir köklerine ve omuriliğe olan basısı kaldırılır en sık yapılan ameliyattır. Bir diğer yöntem anterior servikal korpektomi servikal diskektomi ile beraber birkaç seviyede diski olan ve omuriliği sıkıştırdığı durumlarda yapılır. Posterior mikrodiskektomi de ensede, orta ya da kenara yapılan dik kesi ile gerçekleştirilir. Bu ameliyat omuriliğin dışında kenarda olan yumuşak disklerde veya foraminal kireçlenmelerde tercih edilir. İyileşme daha kısa sürede olur. Bir diğer dar kanal ameliyatı da posterior servikal laminoplasti yöntemidir ki bu ameliyatta ikiden fazla lamina kaldırılarak kanalın genişlemesi sağlandıktan sonra plak vida ile tutturma gerçekleştirilir. Cerrahi yöntemlerde yan etkiler oldukça azdır ve tecrübeli merkezlerde yüzde 1'in altındadır."