Beyin Tümörü ile Mücadele Eden Mesut Yılmaz'a 16 Yıldır Annelerinden Destek

Beyin Tümörü ile Mücadele Eden Mesut Yılmaz'a 16 Yıldır Annelerinden Destek
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kayseri'nin İncesu ilçesinde 43 yaşındaki Mesut Yılmaz, 16 yıl önce beyin tümörü teşhisi sonrası geçirdiği ameliyatın ardından yatağa bağımlı hale geldi. Annesi Ümmühani Yılmaz, oğlu için büyük bir özveri ile bakıyor. Yılmaz, yaşadığı zorlukları ve anneliğin önemini vurguladı.

KAYSERİ'nin İncesu ilçesinde beyin tümörü teşhisi sonrası geçirdiği ameliyatla yatağa bağımlı kalan Mesut Yılmaz'a (43) 16 yıldır annesi Ümmühani Yılmaz (66) bakıyor. Eşini, 33 yıl önce tren kazasında kaybeden 4 çocuk annesi Yılmaz, "Doktor, 'Vücut fonksiyonu ölü, beyincik ölmüş, emir vermiyor' dedi. Yürüyemiyor. Keşke yürüse de kalksa ama hayat öyle, kader böyleymiş. Akranlarını görünce ben de içleniyorum, bu çocuğum da içleniyor" dedi.

İncesu ilçesi Örenşehir Mahallesi'nde yaşayan 4 çocuk annesi Ümmühani Yılmaz'ın oğlu Mesut Yılmaz'a 2009 yılında beyin tümörü teşhisi kondu. Ameliyat edilen Yılmaz, geçirdiği felç sonucunda yatağa bağımlı hale geldi. Eşi Mustafa Yılmaz'ı 33 yıl önce İstanbul'da tren kazasında kaybeden Ümmühani Yılmaz, 16 yıldır oğlu Mesut'a bakıyor. Yaşadığı süreci anlatan Yılmaz, "Yıl 1992'de İstanbul'da tren kazasında eşimi kaybettim. 4 çocuğum var. Ben Mesut'la kalıyorum. Bu hastam, 16 senedir yatar. 2009 yılının 27 Mart gününden beri bu yatağa bağlandı. Kanserin 2008'de belirtisi oldu. Doktor, '5 yıl ayakta yaşar ondan sonra kalan ömrünü yatakta geçirir' dedi. Beyninde tümör varmış. Tümör alındıktan sonra felç gibi bir şey geçirdi. Ambulans çağırdık gittik. Doktor, bunun kalan ömrünün yatakta geçeceğini bahsetti. Ben bakıyorum" diye konuştu.

'16 SENEDİR RAHAT YATMIŞ DEĞİLİM'

Oğluyla günlük yaşantısını anlatan Ümmühani Yılmaz, "Ben uyanırım genellikle. Ben 16 senedir yatağımı edip de rahat yatmış değilim. Kıyafetlerimle yatar, kalkarım. Ola ki bir şey olur da derin uykuya dalmışsın gibi. Ben Allah'tan korktuğumdan kıyafetlerimle yatar kalkarım. Kalkarım bu uyuyor olur. Ben hiç çıt çıkarmam. Giderim ya mutfakta ya da burada otururum. Ondan sonra makineyi bile çalıştırmam. Uyanır ve 'Anne' der. Uyandıktan sonra su ister, suyunu veririm. Elini yüzünü silerim. Çayımızı hazırlarız, içeriz. Ondan sonra yemeğini yediririm. Eline kumandayı veririm. Evde internet var. Sağ eliyle kumandayla YouTube'a girer. Oradan bana yazdırtır. Öylelikle girer, videolara bakar. Onları yapar. Sen öğrenemedin diye bana kızar. O huyumuz da var" ifadelerini kullandı.

'AKRANLARINI GÖRÜNCE BEN DE ÇOCUĞUM DA İÇLENİYOR'

Oğlu Mesut'un hastalığını bilmediklerini belirten Yılmaz, "Biz bilmiyorduk kafasında tümör olduğunu. Doktorlara götürdük, hocaya götürdük. O beyni sıktırınca bu bize kızıp, saldırıyormuş. Çok kızıyordu. Akşam olunca yatarken evdeki demir aletleri saklar yatardım. Öyle günlerimiz geçti. Allah kimseye de bu yaşantıyı yaşatmasın isterdim ama Allah'tan emir gelmeyince yürüyemiyor. Doktor, 'Vücut fonksiyonu ölü, beyincik ölmüş, emir vermiyor' dedi. Öylelikle yürüyemiyor. Keşke yürüse de kalksa ama hayat öyle, kader böyleymiş. Ne yapabilirim ki? Bütün annelerin, herkesin Anneler Günü kutlu olsun. Allah kimseye de böyle evladıyla yaşatmasın baş başa. Annelik çok kutsal bir görev ama yerine göre çok zor. Akranlarını görünce ben de içleniyorum, bu çocuğum da içleniyor. Öyle bir hayat ki, Anneler Günü kutlu olsun" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
Bu haber hakkında ne düşünüyorsunuz?
500
title